İşin içinde depresyon ve gelecek kaygısı varken, Endonezya’yı keşfedip, insanların zihinlerine dalabilmeyi sadece video oyunlarında görebilirsiniz sanırım. A Space for the Unbound, tam olarak böyle bir oyun. Bu yapıtın içerisinde Atma ve Raya ile tanışıyoruz. Bu liseli aşıklar, süper güçlere sahipler ve bu güçler sayesinde insanların zihinlerine dalabiliyorlar. Hayattan bir kesit sunmayı hedefleyen bu yapıt, yine de tamamen gerçekliğe bağlı kalmıyor ve kısa bir süre sonra karakterlerimizin varoluşlarını tehdit etmeye başlayan doğaüstü bir tehdit ortaya çıkıyor. Bizler de zaten bu tehdidin üstesinden gelebilmek için süper güçlerimizi kullanıyoruz.
Dünyanın sonuyla karşı karşıya kaldığımız A Space for the Unbound oyununda aslında her şey o kadar da kötü değil. Endonezya, bu yapıtın içerisinde muhteşem bir şekilde sunuluyor ve aslında çok rahatlatıcı bir his uyandırıyor bu oyunun dünyasını keşfetmek, karakterlerle tanışmak ve onlar hakkında yepyeni şeyler öğrenmek. Sadece diğer karakterler değil, kendimiz ve parterimiz hakkında da zamanla yepyeni şeyler öğreniyoruz; ana karakterlerimizi daha da yakından tanıyoruz. Tüm bunlar, anlatılan ana hikaye ile birlikte çok güzel bir deneyim ortaya çıkartıyor; geliştirici ekibin çok bütçesi olmasa da gerçekten büyük bir emek verdiklerini görebiliyorsunuz.
Mojiken, A Space for the Unbound oyununu yedi senedir geliştiriyor ve bu kadar uzun bir süre boyunca verilen emeği, biraz önce de söylemiş olduğum gibi rahatlıkla görebiliyorsunuz. Oyun, her yanında ayrı bir kalite sunuyor ve neredeyse kusursuz bir deneyim yaşatıyor. Mesela, oyunun mükemmel duran, pikselleştirilmiş bir görselliği bulunuyor. İtiraf etmek gerekiyor, ara sahnelerde bu görsellik biraz basit/yüzeysel kalıyor ama onun haricindeki her anda yapıt, gerçekten çok hoş görünüyor. Görsellik bu şekilde pikselleştirilmiş olunca gerçeklikten uzaklaşıldığını da düşünebilirsiniz ama oyun, görsellikte kesinlikle gerçeklik de sunmayı başarıyor.
A Space for the Unbound, görselliğinde bolca detay bulunduruyor. Binaların yapıldığı taşların farklı renklerde, gerçekçi bir şekilde görünmesi, bulutların kaliteli yapısı, detaylı gölgelendirmeler, gün batımı, gün doğumu ve çok daha fazlası oyunu bir şahesere dönüştürebiliyor zaman zaman. Sadece görsellik değil, aynı kaliteyi seslerde ve özellikle müziklerde de fark edebiliyorsunuz. Bu oyunun müzikleri Masdito “Ittou” Bachtiar tarafından bestelenmiş çok güzel ve anlamlı parçalara ev sahipliği yapıyor. Bu müzikler zaman zaman oyunun atmosferini daha da güzelleştiriyor, zaman zaman da yaşanan anları inanılmaz duygusal bir şekle sokuyor.
A Space for the Unbound, hayattan ekstrem bir kesit sunuyor
A Space for the Unbound, çoğunlukla hayattan bir kesit sunan bir deneyim oluşturuyor. Tabii bu kesitler her zaman mutlu, huzur verici olmuyor. Tabii ki oyunda güzel anlar da mevcut ama aynı zamanda bolca farklı tarzda psikolojik ve fiziksel şiddet konuları da ele alınıyor. Oyun zaten bu yönü ile alakalı olarak sizi en başta uyarıyor. Oyunda bazen günlük şeyler gerçekleştiriyoruz, bazen de depresyon ile dibe çöküyoruz, bazen de oyun çok daha ekstrem bir seviyeye geçiş yapıyor ve kayıp yaşamayı, acıyı, depresyonu ve daha fazlasını olabildiğince saf bir şekilde oyunculara gösteriyor. Zihinsel hastalıklar, oyunun odak noktasında yer alıyor.
A Space for the Unbound, yine de tamamen karanlık bir yapı ile huzur arasında geçiş yapmıyor. Oyunun içerisinde eğlenceli sayılabilecek, sizi güldürebilecek anlar da yaşanıyor. Yani, uzaktan baktığınız zaman belki küçük bir oyun gibi görünebilir bu yapıt ama geliştirici ekibin yedi senelik emeğini, bu kadar kaliteli sunulan inanılmaz çeşitli içeriklerden/anlardan/hislerden görebiliyorsunuz. Ayrıca oyun, Endonezya içerisindeki kültürü de güzel bir şekilde yansıtıyor. Ben tabii ki Endonezyalı değilim, orada da daha önce bulunmadım ama internet aleminde okuduğum yorumlara göre Endonezyalı oyuncular veya ora hakkında bilgi sahibi olan insanlar, oyundaki detaylardan memnun.
A Space for the Unbound oyununun sadece atmosferi, hikayesi ve sunumu ile dikkat çekmiyor; aynı zamanda oyunun temel oynanış elementleri arasında da ilgi çekici, kaliteli ve sürpriz yaşatabilecek anlar bulunuyor. Mesela, savaşmanız gereken anlarda, süre bitmeden önce belli tuşlara basmanız gerekiyor. Bunun haricinde, oyundaki karakterlerle konuşup, bulmacalar çözmeniz gerekiyor. Bu bulmacalar kolay değil ama aynı zamanda öyle çok zor da sayılmazlar. Tabii bu bulmacaların bir kısmı için matematiği sevmeniz gerekiyor gibi görünüyor. Ayrıca bulmacaların birkaçı da biraz fazla sabır isteyebiliyor, zamanla can sıkıcı olabiliyor birazcık.
A Space for the Unbound oyunundaki en büyük sıkıntılar ise ne yazık ki oynanış tarafında. Bu problemlerin başını ne yazık ki oynanış elementlerinin, hikayeye kıyasla biraz tema dışı hissettiriyor olması ve zaman zaman tempo sıkıntıları yaşatıyor. Beni en çok rahatsız eden şey ise oyunda sürekli olarak aynı mekanları ziyaret etmemiz gerekiyor olmasıydı. Oyunun her noktasında yeteri kadar çeşitlilik varken, ziyaret edilen mekanlar konusunda ne yazık ki aynı çeşitlilik yoktu; diğer her elemente kıyasla mekanlar genellikle aynı kaldı veya tasarımda minimum seviyede değişikliklerle sunuldular. Bunlar, bu oyundaki en büyük problemlerim idi.
Çok emek verilen ve oldukça gerçekçi bir deneyim güzelce sunuluyor
2015 senesinden beri geliştirilmekte olan A Space for the Unbound, kalitesi ile hemen kendisini ortaya koyuyor. Oyunu yazan ekibin gerçekliğe çok önem verdiğini, muhtemelen kendi hayatlarından elementler kattığını kolaylıkla anlayabiliyorsunuz. Sadece hikayenin kendisi değil, tanıtılan karakterler de oldukça gerçekçi hissettiriyor ve akılda kalıcı kişilikleri ile ilgi çekiyorlar. Bu sayede hem oyunun hikayesi, hem de karakterlerini uzun bir süre boyunca unutmuyorsunuz. Bu noktadaki ufak bir sıkıntı şu ki oyunun İngilizce çevirisi çok nadiren olsa bile zayıflığını belli ediyor. Tahmin ediyorum ki bunu, dil bilgisi daha derin olan oyuncular fark edecektir.
A Space for the Unbound, 10 saat civarında bitirilebilecek bir video oyunu. Aslında bu uzunluk, böylesine hikayeye odaklanan ve size bolca diyalog sunan bir oyun için ideal. Yine de bazı oyuncular tekrar oynanabilirlik arayabilir ama bu oyunda öyle bir zenginlik yok. Tabii ki oyunu tekrar ve tekrar oynayabilirsiniz, başarımların peşinden koşabilirsiniz ama bölüm seçme desteği olmadığı için hem alamadığınız başarıları almaya çalışmak, hem de sevdiğiniz mini oyunları tekrar oynamak çok can sıkıcı oluyor. Ayrıca, oyunu oynarken daha önce matematik gerektiğini belirtmiştim; dördüncü bölümden sonra da matematik gereksinimi bir anda çok yükseliyor.
A Space for the Unbound, 19 Ocak 2023 tarihinde PC, PlayStation 4/5, Xbox One, Xbox Series X/S ve Nintendo Switch için piyasaya sürüldü. Ben de bu oyunu PlayStation 5 konsolumda deneyimledim ve yapıtın PlayStation Store üzerindeki fiyatı da 200 TL idi. Açıkçası, böylesine özenli geliştirilmiş bir video oyunu için böyle bir fiyat etiketi gayet uygun. Bu arada, Steam üzerindeki fiyat da çok farklı değil; 190 TL. Aynı şekilde PC tarafında da en azından bu oyunun maddi açıdan verdiğiniz paraya değebileceğini söyleyebilirim. Tabii bu söylediklerim macera türünü seven oyuncular için geçerli. Türü sevmeyenler için bu yapıt biraz ağır kaçabilir.
A Space for the Unbound, 2023 senesinin ilk güzel sürprizlerinden biri oldu. Bu oyun, gayet güzel ve gerçekçi, duygu dolu bir hikayeyi alıyor ve doğaüstü elementler ile başarılı bir şekilde birleştiriyor. Oyunda her ne kadar umutsuzluk, depresyon ve kaygı büyük bir tema olsa bile inanılmaz duygulu bir şekilde bu temalar, zamanla umut ve insanların kendilerini zamanla iyileştirmeleri temaları ile birleşiyor. Hatta, bazı oyuncular belki bu oyun sayesinde kendi hayatlarını başka bir bakış açısından görmeyi bile öğrenebilir diye düşünüyorum. Karşımızda kesinlikle anlamlı bir oyun var ve ilgilenen herkese öneriyorum kendisini.
arkadaşlar merhaba ben şuanda oyunun haydutlar bölümündeyım sensei ben ve bir çocuk 3 hayduta karşı dövüşüyoruz ancak bu dövüş sorasında benden çapraz bir oka basmam isteniyor ama klavyede böyle bir tuş bulunmamakta bu yüzden bölumu geçemiyorum bu çapraz oka nereden basabilirim LÜTFEN yardımcı olun biraz klavye cahiliyim sag ve yukarı oka aynı anda basmayı fln denedım olmadı nolur yardım edın
O şekilde bastığınız gibi olması gerekiyor. Yani, sol aşağı yönünü gösteriyorsa hem sol, hem de aşağı yön tuşlarına basmanız lazım. Eğer o şekilde çalışmıyorsa, kontrolcünüz varsa (DualSense vb.) onları kullanmayı deneyin.