Homeros tarafından kaleme alınan İlyada ve Odesa destanlarında yer alan Truva Savaşı, bu kez Total War serisine tema oluyor ve karşımıza A Total War Saga: TROY ismiyle çıkıyor. Böylelikle, Yunan Mitolojisinin bu ilgi çekici macerasına bir de sevilen bir strateji oyununun içerisinden göz atmış oluyoruz. İnceleme yazımızdaysa sizlere bu oyunun neler sunduğunu aktarmaya çalışacağız. Dilerseniz sözü çok fazla uzatmadan, karşımızda nasıl bir yapımın olduğundan başlayıp, Türkçe dil desteğine sahip bu oyunla ilgili aklımızdaki soru işaretlerinin yanıtlarını sırasıyla vermeye çalışalım.
A Total War Saga: TROY ile yolumuz Ege kıyılarına çıkıyor
Öncelikle daha önce hiç Total War serisinin oyunlarını deneyimlemeyen okurlarımız için bazı açıklamalar yapmak istiyorum. Sonrasındaysa, incelemekte olduğum oyunun genel mekaniklerinden bahsedeceğim. Bunları anlatırken, bu strateji türündeki video oyunu serisinin eski hayranları da yeniliklerin neler olduğunu, nelerin bu yapımda bulunmadığını anlayacaklardır. Ayrıca, bu serinin hayranı olanların, çıkışının ardından 24 saat boyunca ücretsiz olarak edinilebilen bu oyunu çoktan satın aldıklarını tahmin ediyorum.
Konuyu fazla dağıtmadan belirtmeliyim ki A Total War Saga: TROY, mensubu olduğu serinin diğer oyunlarıyla büyük benzerlikler gösteren bir strateji oyunu. Bu serinin oyunlarının en önemli farklı, sıra tabanlı strateji türü ile gerçek zamanlı strateji türünü başarılı bir biçimde birlikte sunabilmesidir. İncelemekte olduğum oyun da benzer bir yöntemle bayrağı bir sonraki noktaya taşımaya çalışıyor. Zihinlerin fazla bulanmaması için öncelikle bu oyunda iki çeşit harita yapısının olduğunu belirtmek istiyorum.
Oyunun ana haritası, aynı zamanda bir dünya haritası oluyor. Bu haritada; üretim, geliştirme, diplomasi ve birazdan detaylandıracağım pek çok işlemi yapabiliyoruz. Aynı zamanda, bu haritadan ana kahramanımızı ve ordumuzu hareket ettirerek nereye gitmesi gerektiğini tayin edebiliyoruz. Yaptığımız hamlelerin ardından, sıra tabanlı strateji oyunlarını çağrıştıran bir biçimde tur geçmesini beklememiz gerekiyor. Tur geçişi sırasında ise bizim dışımızdaki tüm uygarlıklar sırasıyla hamlelerini gerçekleştiriyorlar.
Tur geçişleri, pek çok unsurun harekete geçmesini sağlıyor. Bu unsurların arasında ticaret teklifleri ve üretim ve geliştirmeler için gerekli zamanlar da bulunuyor. Bu arada, her bir tur geçişi de oyundaki ilerleme durumunu gösteriyor ve rakiplerin hamleleri de bu geçiş sayısına göre gelebiliyor. Turları verimli kullanmak ve en mantıklı hareketleri yapmak oyuncuların kontrolüne bırakılıyor.
Dünya haritasından farklı olarak bir de savaş meydanlarına geçiş yapıyoruz. Bu alanlarda incelemekte olduğum yapım, serinin diğer oyunlarında da olduğu gibi gerçek zamanlı strateji oyunu mekaniklerine geçiyor ve mücadele başlıyor. İşin bundan sonraki kısmı taktiksel bir biçimde birimlerin doğru kullanımına kalıyor ki dilerseniz hemen alt kısımda savaş alanlarında nasıl bir durumun yaşandığına değineyim.
Savaş meydanlarındaki mücadeleler oldukça kanlı geçiyor
Serinin diğer oyunlarında olduğu gibi A Total War Saga: TROY oyununda da birliklerimiz sınıflarına göre ayrılıyorlar. Bu sınıflardan dilediğimizi seçerek savaş alanında yapması gerekenlere karar verebiliyoruz. Birimler kendi aralarında bazı değişikliklere uğrayabiliyorlar ama genel olarak birlikleri bütün halde yönlendirmemiz gerekiyor. Yalnızca, kahraman olarak nitelendirilen ordu komutanımız tak başına hareket edebiliyor ki bu kişiyle düello diye tabir edilen teke tek müsabakaları da gerçekleştirebiliyoruz.
Bu arada yeri gelmişken oyunun başlangıcında 8 kahraman seçilebildiğini sizlerle paylaşayım. Bu kahramanların 4 tanesi Danaanlar, diğer 4 tanesi ise Troyalılar taraflarındalar. Danaanlar tarafının kahramanları; Aşil, Agamemnon, Odisseus, Menelaos olarak sıralanıyorlar. Troyalılar tarafındaysa; Hektor, Paris, Aeneas ve Sarpedon isimlerini görüyoruz. Kahraman seçildikten sonra ise her bir kahraman kendi bölgesinde mücadeleye başlıyor ve şahıslarına özel görevleri oluyor.
Savaş alanında da bu kahramanları belirttiğim üzere özel olarak yönlendirme imkanımız bulunuyor. Savaş meydanına dönersek, savaşlarda yenilen taraf tüm birlikleriyle kaçıyorsa, o savaş noktalanmış oluyor. Kazanan taraf savaş ganimetleri ve esirler kazanırken, ele geçirilen esirlerle ilgili vereceğimiz karar oyundaki farklı mekanikleri etkiliyor. Örneğin, esirleri ordumuza dahil edersek birliğimizin morali bozulabiliyor. Bunların öldürülmesine karar verirsek yine çeşitli kazanımlarla birlikte teknik kayıplar alabiliyoruz. Verilecek kararlar, geleceğe etki eden faktörleri ortaya çıkartıyor.
Öte yandan, A Total War Saga: TROY oyununun savaş meydanlarında gerekli çeşitliliği tam manasıyla göremediğimizi söylemek istiyorum. Truva Savaşı’nın gerçekleştiği varsayılan dönemden ötürü, birimler pek farklılık barındırmıyorlar. Mızraklı askerler, kılıçlı piyadeler ve benzeri olan birimler nedeniyle seçeneklerimiz sınırlı tutuluyor. Dolayısıyla, savaş meydanlarında olması gereken stratejik faktörler sınırlandırılmış oluyor.
Hal böyle olunca Total War serisinin hayranlarının bu durumdan pek memnun kalacaklarını düşünmüyorum. Bu arada, kısıtlı birimlere ek olarak haritanın farklı noktalarında bulunabilen mitolojik birimler de bu oyunda yer alıyor. Bu özel birimleri ordumuza dahil edebiliyoruz. Gerek güçleri, gerekse benzersiz yapılarıyla bu birimler ordulara önemli bir güç katıyorlar. Aynı zamanda oyunun atmosferine de bu birimlerle birlikte belirli bir katkı sağlanıyor.
Kraliyet fermanları ve diplomasi ile daha güçlü bir orduya doğru ilerliyoruz
İncelemesini gerçekleştirdiğim oyunun savaş mekaniklerine hızlıca değindikten sonra bu yapımdaki diğer önemli kısımları anlatmak istiyorum. Şimdi anlatacaklarım unsurların hepsine, biraz önce bahsettiğim oyunun genel dünya haritasından ulaşılabiliyor ve buradaki menüler vasıtasıyla kolayca erişim sağlanabiliyor. A Total War Saga: TROY oyununda kullanılabilir olan 5 malzeme bulunuyor ve bunlar; gıda, odun, taş, tunç ve altın olarak ekranımızın sol üst köşesinde sıralanıyorlar.
Malzemelerimizin miktarını gördüğümüz bölümün hemen alt kısmındaysa bu oyundaki üretim ve geliştirme menülerine ulaşacağımız sekmeler göze çarpıyor. Bu kısımdaysa sırasıyla; hedefler, kraliyet fermanı, diplomasi, ilahi irade ve seçtiğimiz kahramanın etkilerini gösteren iki farklı sekme yer alıyor. Hedefler sekmesine girdiğimizde, oyunun genelinde başarmamız gereken görevleri görüyoruz. Bu görevlerin bir kısmı kahramanımıza özel olarak bulunurken, bazıları da genel olarak yapılması gerekenler anlamını taşıyor.
Kraliyet fermanı bölümü bir çeşit yetenek ağacı şeklinde hazırlanmış durumda. Total War serisinin farklı oyunlarında benzerlerini gördüğümüz bu kısımda, üretimimizi ve çeşitli maliyetlerle ilgili artıları kazanacağımız yükseltme işlemlerini gerçekleştirebiliyoruz. Bu yükseltme işlemleri, üst kısımda saydığım 5 farklı malzemeyle ilişkili olarak ayrılmış durumdalar. Örneğin, kraliyet tahıl ambarları şeklinde yazan kısmı elde edersek, tur başına 280 birimlik gıda artışı sağlanıyor.
Benzer şekilde diğer kapalı olan geliştirme alanları da sırasıyla ve bazen belirli şartlarla açılabiliyor. Belirli tur sayısı beklendikten sonra açılan kilit, yetenek ağacının yapısı gereği bir sonraki geliştirme unsuruna ulaşmayı sağlıyor. Böylelikle, ihtiyaç duyulan alanlarda üretim miktarı arttırılırken, kaynak gereken kısımlarda belirli miktarlarda üretim maliyeti düşürülebiliyor. Aynı zamanda bu kısımda yerleşim alanlarındaki durumlara dair bazı avantajlar da kazanılabiliyor.
Bir sonraki sekme olan diplomasi, yine bu oyuna aşina olanların bileceği bir menüyü bizlere açıyor. Bu kısma girerek diğer liderle çeşitli anlaşmalar yapabiliyoruz. Bu anlaşmalar arasında, saldırmazlık anlaşması, topraklarından asker geçirebilme anlaşması gibi seçenekler sunuluyor. Ayrıca, malzeme takaslarını da diplomasi menüsünden gerçekleştirebiliyoruz. Özellikle, ilişkilerimizin güçlü olduğu liderlerle yapılan anlaşmalar daha kolay sonuçlanıyor. Öte yandan, diplomasi menüsünden var olan anlaşmaların bozulduğunu da söyleyeyim.
Mitoloji ile gerçekçilik bu kez iç içe geçiyor
A Total War Saga: TROY oyununda yer alan ve diğer Total War oyunlarında rastlamadığımız alanlardan birisinin ilahi irade olarak adlandırıldığını belirtmek istiyorum. Bu kısımda Yunan Mitolojisi içerisinde bulunan tanrıları arkamıza alıyor ve onların getirdiği avantajlardan faydalanmaya çalışıyoruz. Daha basit olarak anlatmak gerekirse, 7 Yunan tanrısına karşı bazı bedeller ödeyerek ibadet ediyoruz ve oyundaki çevirisiyle putluk değerini arttırabiliyoruz.
Bahsettiğim ibadet şekli dua veya toplu kurban olarak adlandırılıyor. Bir şemada, yan yana dizilen 7 tanrının her birisine uyguladığımız bu davranışlar, seviyeyi arttırıyor ve her bir tanrıdan ayrı faydaları kazanmamızı sağlıyor. Bu arada, şemadaki tanrıların; Hera, Zeus, Ares, Apollon, Athena, Poseidon ve Afrodit olarak sıralandığını belirteyim. Her bir seviye artışı için farklı maliyetler bulunuyor ve yine her bir tanrının katkısı belirli bir alanda etkili oluyor.
Bahsettiğim şemada herhangi bir tanrı için 0 ile 50 puan arasında bir ilişkiniz varsa bunun neticesini alamıyoruz. 50 ile 300 puan arası saygı değer, 300 ile 600 puan arası kutsanmış, 600 puandan üstüyse tapınmış olarak nitelendiriliyor. Bu kademeleri her geçişimizde belirli avantajları kazanmaya hak kazanıyoruz. Örnek vermem gerekirse, Zeus için saygı değer seviyesine çıkarsak, sopalı birimlerin yakın saldırısına %20, ciritli birimlerin menzilli hasarına %15 oranında bir katkı sağlanıyor.
Ares ile aynı seviyeye çıkıldığında, yerel yetiştirme kapasitesi 1 artarken, kılıçlı ve baltalı birimlerin morallerine %20’lik bir ilave getiriliyor. Her tanrı için ilerlendikçe gelen avantajların düzeyleri ve biçimleri değişiyor. Bu arada, üst kısımda belirttiğim gibi dua etmek yada toplu kurban kesmek bir maliyet oluşturuyor. Unutmadan söylemeliyim ki turlar atlandıkça bu kısma olan katkılar aşağıya düşüyor.
Bahsettiğim mekaniği beğendiğimi söyleyebilirim. A Total War Saga: TROY oyununun temasına uygun olan bu geliştirme sistemi, oyunculara avantaj sağlarken hikayeye bir yönden katkı sağlamış oluyor. Tüm bunlarla birlikte, ekranın sol üst köşesinde yer alan bu sekmelerin en sağ köşesinde seçtiğimiz kahramana dair bilgiler yer alıyor. Bu bilgiler vasıtasıyla, ilerleyişimizi nasıl şekillendireceğimiz hakkında bilgi sahibi olabiliyoruz.
Şehirlerimiz; büyümek, kalkınmak, mutlu olmak istiyor
Bir strateji oyununun en önemli kısımlarından birisinin de binaların yapılması ve geliştirilmesi olduğunu kabul edersiniz muhtemelen. A Total War Saga: TROY oyununda da şehirlerimizdeki binalar ve bu şehirlerin genel durumları önemli bir etken olarak karşımıza çıkıyorlar. Sözü fazla dolandırmadan, incelemekte olduğum şehirlerdeki yapıların; ana bina, liman, özel, askeri, kaynaklar, yönetim gibi kısımlara ayrıldıklarını sizlerle paylaşayım.
Oyunun ana haritasında şehirlerin üzerine gelip, orada yer alan çekik sekmesine girildiğinde bu 5 sınıflık geliştirme sistemine girmiş oluyoruz. Yetenek ağacı misali, yapıların inşa edilmesi ve geliştirmesiyle ilgili olan bu kısımda da seviye sistemiyle ilerleyebiliyoruz. İnşa edilen ve geliştirilen her bir yapının farklı farklı avantajları bulunuyor. İzin verirseniz, üretilen ve geliştirilen yapıların ne gibi faydaları olduğuna da kısaca değineyim.
Bina üretim ekranının en başında ana bine kısmı yer alıyor. Burasının gelişimi, bulunduğu yerleşim alanının ne kadar büyüyebileceği anlamını taşıyor. Ana binaların geliştirilmesiyle birlikte, yeni bir yapmak için alanlar açabiliyor, bulunduğu yerleşim alanının gelişimine dair adımları atabiliyoruz. Başkent dışındaki ana bina artışlarımız, köy, kasaba, şehir gibi statüleri o yerleşim alanına kazandırıyor. İkinci kısım olan liman ise denize kıyısı olan yerleşim alanlarında inşa edilebilen bir yapı olarak karşımıza çıkıyor.
Denizlerle ilgili faydaların yanında oyunun hemen her alanına dair gelişmeleri limanların seviyesini arttırarak gerçekleştirebiliyoruz. Özel olarak ayrılan kısımda o bölgeye ya da kahramana göre geliştirmeler yaparken, askeri binaları yapabildiğimiz kısım detaylarıyla ön plana çıkıyor. Askeri kısmında, savunma birimlerini güçlendirdiğimiz gibi ordumuzu güçlendiren bazı avantajları da kazanabiliyoruz. Bu kısımda, farklı askeri birimlere, farklı savunma alanlarına dair pek çok seçenek yer alıyor.
Kaynaklar ve yönetim kısımları da yine fazlaca seçenek barındıran inşa kısımları oluyor. Bu bölümlerden seçip oluşturacağımız her bir yapının kendilerine özgü avantajları olduğu gibi bazı eksileri de olabiliyor. Çeşitli geliştirmeler getiren yapılar, şehrin mutluluğu, nüfusu gibi dinamiklerini etkileyebiliyor. Dolayısıyla, her bir yerleşim alanında atılacak adımların en mantıklı seçimde düşünülerek uygulanması gerektiğini söyleyebilirim.
A Total War Saga: TROY ile yeni bir başlangıç yapmak mümkün
Strateji oyunlarında grafik kalitesini pek önemsemesem de A Total War Saga: TROY oyunundaki kaliteyi hayli beğendiğimi söylemek istiyorum. 4K çözünürlük desteği de sunan bu yapım, bir strateji oyunundan istenebilecek görselliğin fazlasını sunuyor. Performans anlamında da bir sıkıntı oluşturmadığının altını çizmek isterim. Gayet akışkan bir oynanışla bu yapımı deneyimleyebildim.
Seslendirmeler ve oyunun genel seslerinin de takdir edilmesi gereken bir nokta olduğunu ifade edebilirim. Oyuna ilk başladığımızda İlyada ve Odesa destanlarını kaleme alan Homeros tarafından etkileyici bir anlatım duyuyoruz. Ayrıca, bu yapımda yapmamız gerekenler, savaş sırasındaki yorumlar bu sesle kulağımıza çalınıyor ve oyunun atmosferini arttıran birincil unsurlardan birisi seslendirmeler oluyor.
Şahsi olarak beğenimi kazanan bir noktanın da A Total War Saga: TROY oyunundaki ana harita olduğunu söylemeden geçmek istemiyorum. Bu kısım görsel anlamda etkileyici bir tat veriyorken, sanat tasarımlarıyla da alkışı hak ediyor. Özellikle, haritanın dış kısımlarında kalan bölgelere çizilen görsellerin etkileyici durduğunu belirteyim. Kısacası, görsellik ve ses unsurları benden geçer not almayı başarıyor.
İnceleme yazısının son kısımlarına gelirken, A Total War Saga: TROY için gayet başarılı bir video oyunu tanımlamasını yapabiliyorum. Yalnız, bazı unsurlar serinin eski hayranlarını memnun etmeyebilir. Oyunun kapsamının biraz dar olması, birimlerin azlığından ötürü stratejik hamlelerin çeşitlendirilememesi bu unsurların başında geliyor. Öte yandan, Total War serisine yeni başlayacaklar için doğru oyunun A Total War Saga: TROY olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Türkçe metin desteği sayesinde, bu seriyi daha önce oynamayanlar veya strateji türündeki video oyunlarıyla arası şimdiye kadar pek sıkı olmayanlar için kesinlikle iyi bir fırsat var karşımızda. Her ne kadar bir başyapıt olmasa bile incelediğim bu oyuna bir şans verilmesinde yanayım. Truva Savaşı ve destansı atmosferini bir kez de video oyunları tarafında denemek istiyorum diyenler için doğru adres bu yapıt olabilir.