After Us oyununun temeli aslında kıyamet sonrası bir dünyayı restore etmek ile klasik, hikaye odaklı ve üç boyutlu platform oyunlarının mükemmel bir karışımı gibi görünüyor. Yalnız, bunu sadece oyuna uzaktan baktığınız zaman görebiliyorsunuz. Gerçekte, oyun ne yazık ki biraz hantal ve genellikle de yönsüz yapısı ile olumsuz anlamda dikkat çekiyor. Oyunun emeği geçenler kısmına ulaşmadan önce tekrar buluşmanız ve kurtarmanız gereken ormanın çeşitli ruhlarıyla gözyaşı dolu ama kısa buluşmalar arasındaki zamanı doldurmak için büyük ölçüde hantal platform temelli bir oynanış ve çok yüzeysel savaş anları yaşıyorsunuz.

Teorik olarak, After Us oyunundaki gibi hafif ve sözsüz bir hikaye anlatımı tarzı, bu tip bir oyun için kabul edilebilir olabilir ama bu durumda da platform ögelerinin oyunu taşıyabilmesi gerekiyor; oyun bunu yapamıyor tabii ki. Bahsi geçen bu yapıtın konusu oldukça basit: Gaia adında ekstra güçlü bir orman ruhu olarak oynuyorsunuz ama karakterimiz her zaman tatmin edici bir şekilde kontrol edilemiyor ve bazen standart platform hareketleri, çok yoğun kayganlık hissi ile rahatsız ediyor. Bazen çok yanlış bir şekilde zıplıyorsunuz, bazen de süzülme hareketi tahmin ettiğiniz şekilde çalışması için kendinizi karanlığın derinliklerinde buluyorsunuz.

After Us oyununun en ilginç yanı, her seferinde bir bitki veya hayvanı hayata döndürmek için ormanın kalbi yeteneğini kullanabiliyor olmamız. DualSense üzerinden örnek vermek gerekirse, sol tetiğe hızlı bir dokunuşla bu yeteneği bir bumerang gibi fırlatabiliyoruz ve bu da tatmin edici küçük ama güçlü bir titreşim olarak bize geri dönüyor. Yalnız, bu yeteneğin kullanıldığı tek şey bazı sıkıcı dövüşler ve uzaktan bir düğmeye ulaşmanız gereken nadir anlar. Bunlar oldukça sinir bozucu olabiliyor; karakterimiz kendisiyle aynı yükseklikteki nesneleri hedefliyor. Bu da normalde zıplamanın gerekli görünmediği yerlerde işin karışacağı anlamına geliyor.

Alternatif olarak, After Us oyununda sol tetiği basılı tutup, bırakmak karakterimizin etrafındaki bir yarıçapta ormanın kalbi yeteneğini kullanmasını sağlıyor ve yakındaki yüzeyleri çim ve çiçeklerle kapladığı harika bir görsellik yaratıyor. Çoğu zaman bu sadece kalıcı gücü olmayan görsel bir özellik şeklinde sunuluyor ve birkaç saniye sonra her şey eski haline geliyor ama sekiz orman ruhundan birini bulup, aynı gücü kullanarak onu ziyaret edebileceğiniz ve yolculuklarınız boyunca topladığınız tüm hayalet hayvanları içeren bir hayvanat bahçesi olarak hizmet veren merkezi bir alana kalıcı olarak geri getirdiğiniz zaman her şey değişiyor.

After Us

After Us, pek de yön duygusuna sahip değil

Ne yazık ki After Us oyunundaki Gaia tarafından anlatılan bu zayıf hikaye hakkında bilmeniz gereken hemen hemen her şey bu kadar. Her orman ruhu, her bölge arasında seyahat etmeyi sağlayan koridorlarla dolu açık bir dünya ile birbirine bağlanıyor. Genellikle görsel ve mekanik olarak farklı bu sekiz alanın her biri arasında koşturacaksınız ve uygun olduğu zamanlarda da hızlı seyahat sistemini kullanmaya başlayacaksınız. Yani, bölümler her ne kadar hoş tasarlanmış ve benzersiz özelliklere sahip olsa bile oyunun genel yapısı can sıkıcı olduğu için ne yazık ki uzun vadede yorulacaksınız ve oyunu bir an önce bitirmek isteyeceksiniz.

Aynı zamanda, After Us oyununda gerçek bir yön duygusu da pek yok; istediğiniz her şeyi, istediğiniz sırada yapabiliyorsunuz. 10-12 saatlik bu hikayenin sonlarında artık sonuca doğru gitmediğinizi, en azından oraya yönlendirilmediğinizi hissediyorsunuz. Hangi yolun sizi son seviyeye götüreceğini bulmaya çalışmak ise ayrı bir dert. Son seviye kavramı burada aslında özel; bu açık uçlu bölgeler arasında konuşulacak artan bir zorluk yok ve mekanikler genellikle üzerine inşa edilmek yerine değiştiriliyor. Zaten oyunun sonu da diyalog içermeyen ve doğrusal bir hikayeye bağlı kalmayan bir oyundan bekleyebileceğiniz gibi tam olarak tatmin edici değil.

After Us oyununda uğraşmanız gereken başlıca kötü karakterler, temelde aşırı tüketimcilik yüzünden gezegenimizi yok eden insanların kötü niyetli hayaletleri olan Devourer olarak geçiyor. Onlara karşı kullanabileceğiniz tek şey bumerang yeteneğiniz olduğu için savaşmak o kadar da eğlenceli değil. Bu saldırı şekli çok fazla hasar vermiyor ve sizi, onu vurup tekrar tekrar geri çağırırken ileri geri koşmaya zorluyor. Ayrıca çok fazla düşman çeşidi de yok ve onlar sizi yakalarlarsa, onlardan kolayca kurtulana kadar belli tuşlara yeterince basmanız gerekiyor. Savaşlar çoğunlukla bir daire içinde ileri geri koşmaktan ibaret ve hemen sıkıyor.

After Us her zaman sıkıcı hikayesini gereksiz savaş karşılaşmalarıyla doldurmaya çalışıyormuş gibi hissettiriyor. Hiç savaş anları olmasaydı, oyun saf bir macera deneyimi ile daha iyi bir zaman geçirmemizi sağlayabilirdi bence. Geliştirici ekibin hem hikaye, hem de savaş anlarında farklı bir şeyler yapmaya çalıştığı çok açık ama buna isterseniz bütçe, isterseniz zaman, isterseniz de yetenek sorunu deyin; özetle bir şeyler yeteri kadar gelişmemiş ve oyunun iki kritik noktasında büyük problemler oluşmuş. Ne yazık ki bu problemler, oyunu ciddi şekilde aşağıya çekebiliyor ve alacağınız eğlenceyi baltalayabiliyor efendim.

After Us

Sunum, etkileyici olan tek şey

En azından oyunun sunum tarafında pek bir problem yok. Öncelikle görsel tasarım, After Us oyununun gerçek yıldızı ve hikaye boyunca şok edici miktarda mekanik ve görsel çeşitlilik karşınıza çıkıyor. Tasarımda kullanılan fikirlerin çoğu cesur. Ana karakterimiz, kurtardığımız dostlarımız, düşmanlarımız, bölüm tasarımları, çevre detayları, atmosfer ve görsel konuda aklınıza gelebilecek diğer her şey bu video oyununda neredeyse kusursuz bir yapıya sahip. Zaten oyunun benden aldığı en büyük artılar da görsellikten geliyor. Yani, görsellik yerine oynanışı veya hikayeyi övmeyi tercih ederdim ama bu mümkün değil ne yazık ki.

Performans tarafında da After Us, neredeyse kusursuz bir deneyim ile karşımıza çıkıyor. Ben bu yapıtı daha önce DualSense örneğinden de tahmin edebileceğiniz üzere PlayStation 5 konsolumda deneyimledim ve oyunu 4K destekli televizyonumda, performans cephesinde neredeyse hiçbir sıkıntı yaşamadan, performans modunda oynadım. Ne yazık ki ekrandaki aksiyon oranı yükseldikçe veya bölüme yeni elementler yüklendikçe ufak tefek FPS düşüşleri yaşanabiliyor ama sıkıntılar bundan ötesine gitmiyor. Umuyorum ki gelecekte bu tip problemleri düzelten bir güncelleme görebiliriz ve görsellik gibi performans da etkileyici bir hal alabilir.

Görselliğe geri dönecek olursak, bu elementler ve hikaye anlatımı içerisindeki fikirler sadece bazen aksiyonda doğal bir şekilde bir araya geliyor ve seviye tasarımı an be an platform oluşturma açısından çok tutarsız olduğundan, bu bölümlerin çoğunu bu kadar zayıf kontrollerle geçmek genellikle çok fazla tahmin yapmak anlamına geliyor. Yetenek değil de tahmin üzerinden oyun oynamak da hiçbir zaman eğlenceli olmuyor ne yazık ki. Oyunda sayamayacağım kadar çok kez bir bölümden geçmek, olası görünmeyen bir atlamayı deneyene kadar çok fazla ölüyormuşum gibi hissettiriyor. Oyun, her zaman o kadar eğlenceli veya tatmin edici olmuyor.

After Us oyununun bu bağlamdaki en iyi yanlarından biri aslında görsel kalitesinin yanında ayrıca müziği ve ses elementleri. Neredeyse tamamı sentetik ve aynı zamanda da çok agresif hissettiren bu müzikler, oyuna mükemmel şekilde oturuyor. Oyunda tabii ki daha sakın parçalar da bulunuyor ve ses efektleri de bunları güzelce destekliyor. Yine de sunum kategorisindeki elementler, bu video oyununu kurtarmayı yetmiyor. Sunum alanları ne kadar iyiyse, oynanış ve hikaye o kadar kötü. Oyunu tavsiye etmek zor. Bunun sebeplerinden zaten daha önce bahsettim ama yine de bu oyuna karşı garip bir ilgi beslediyseniz, büyük bir indirim geldiği zaman kendisine bir şans verebilirsiniz.

After Us
Olumlu
Platform ve hafif bulmaca temalı oynanış ilgi çekici olabilir bazıları için.
Görsel yönden büyük bir başarı elde edilmiş; atmosfer de bayağı ağır.
Sesler ve özellikle de müziklerin kesinlikle ayrıca övülmesi gerekiyor.
Oyunun vermeye çalıştığı mesaj gayet anlamlı ve güzel bir şekilde de veriliyor.
Olumsuz
İlerleme hissi yok denecek kadar az ve genel yapı çok yönsüz hissettiriyor.
Atmosfer, kaliteli görünmesine rağmen bir süre sonra çok bunaltıcı oluyor.
Kamera açıları, kontrolleri problemli ve garip bölüm tasarımları eğlenceyi bozuyor.
Hikaye adına pek bir şey yok ve olanlar da güzelce anlatılmıyor; final de tatmin edici değil.
Başarısız kontroller, yüzeysel savaş sistemleri ile birleşince olumlu bir şey söylemek imkansız.
5

Etiketler: