Benim dikkatimi çekmenin en kolay yollarından biri, görünüşte birbiriyle çelişen iki fikri bir araya getirmektir. Silah kullanan bir mermi, bir tarikata liderlik eden bir kuzu ve makineli tüfeği olan bir aksolotl gibi şeyler işte… Son verdiğim örnek dikkatinizi çektiyse harika; AK-xolotl oyununu ilk duyduğumda, garip doğası nedeniyle benim de ilgimi çekmişti kendisi. Şimdi ise piyasaya çıktığına göre, yaklaşık 10-15 saat boyunca oynayabildiğim bu oyunu sevdim. Yine de bir yanım daha fazlasını istedi. Ayrıca yaşadığım problemleri de pek unutabilmiş değilim.

AK-xolotl, beni yemeğini kurtarmaya çalışan büyüleyici ama ölümcül bir aksolotlun kontrolünü veren, yukarıdan aşağıya bakan, çift analog ile oynanan bir roguelike ve nişancı oyunu. Önümde devasa kollara sahip ve bomba kusabilen ormanlık yaratık orduları duruyor. İlk bakışta, oyun aslında çok abartı durduğu için beni biraz şaşırttı. Demek istediğim şey, sevimli küçük bir şey, kocaman bir silah tutuyordu… Happy Tree Friends ve Cult of the Lamb oyunlarında olduğu gibi sevimlilik, saçma şiddet seviyeleriyle dengelenmiş haldeydi. Tematik tüm doğru şekillerde absürt.

AK-xolotl oyununun kontrolleri sıkı ve akıcı. Düşmanların çoğu hareketlerini açıkça belli ediyor ve size neon mermilerden kaçmak veya etraflarından dolaşmak için bolca zaman veriyor. Bu incelemeyi bir DualSense kullanarak gerçekleştirdim ve hasar aldığımda çıkan uygun titreşim hissiyle hoş bir sürpriz yaşadım. Silahlar ateşlenebiliyor ve yetenekler neredeyse anında uygulanabiliyor. Enter the Gungeon oyununu oynamış olanlar, onun kontrollerinin çoğunun burada akıcı ve anlaşılması kolay bir şekilde kullanıldığını göreceklerdir diye tahmin ediyorum.

AK-xolotl, birincil bir silahın verilmesiyle başlıyor. Bu silahlar sınırsız cephaneye sahip ve her koşunun başında seçiliyor. Dezavantajı ise bu silahların küçük şarjörlere sahip olması, yani sık sık yeniden doldurmak gerekiyor. Enter the Gungeon ile karşılaştırıldığında bu oyun, güçlü ve zayıf yönleri açıkça tanımlanmış çok daha fazla başlangıç silahı seçeneğine sahipken, yine de o silahlar oyun sonu aşamasına geçmek için kullanışlı hissettiriliyor.

AK-xolotl

AK-xolotl, zorluğu farklı bir noktadan sunuyor

AK-xolotl oyununda ikincil silahlar ise koşular sırasında alınıyor. Kendileri, birincil silahların aksine, yeniden doldurmaya gerek kalmadan belirli miktarda cephaneye sahip. Bu silahlar birincil muadillerinden daha güçlü ki bu harika bir şey. Ancak, silahın cephanesi biterse, kaybolurlar. Kaybolan bir silah tehdidi nedeniyle, iyi olan ikincil silahları kullanmaktan her zaman endişe duydum; mümkün olduğunca uzun süre dayanmalarını istedim.

Tekrar, tekrar ve tekrar ölmenin denenmiş ve geleneksel roguelike özelliği, AK-xolotl oyununun oynanış döngüsü için kritik bir öneme sahip. Her öldüğümde farklı silahlara, yeteneklere, ödüllere ve daha fazlasına erişimle tekrar oynamak için bir merkeze geri götürüldüm. Oyunun ilk birkaç saatinin umduğum kadar değişken olmamasının tek sebebi oyunun, oyuncuları kademeli olarak çeşitliliğe maruz bırakmasıydı. Bu, kilidini açtığım yeni içerik potansiyel seçenekler havuzuna eklenene kadar aynı birkaç yetenek ve silaha sahip olduğum anlamına geliyordu.

AK-xolotl oyununun zorluk seviyesini nasıl dengelediği de beni şaşırttı. Genellikle, bu tip oyunların cesaretimi ve sabrımı test eden devasa bir bölüm sonu canavarı savaşıyla sonuçlanan kademeli zorluk seviyesi eğrilere sahip olmasına alışmıştım. Ammoconda (Enter the Gungeon) ve Theseus/Asterius (Hades) gibi düşmanlar tarafından yenilip, bir kenara atılmaya aşinaydım. Bu oyundaki bölüm sonu canavarları, beklediğim gibi beni ezmedi. Düşmanlar, bazıları yarı sağlık işaretinde ortaya çıkan oldukça katı bir dizi saldırı modeline sahip. Bu nedenle, savaşlar endişeli anlardan ziyade rahatlatıcı ama öngörülebilir haldeydi.

Aynı zamanda bölüm sonu canavarları arasındaki odalar da en zor içeriği bulunduruyor. AK-xolotl, son derece değişken düşman dalgalarıyla beni diken üstünde tuttu sürekli. Her biyom, daha hızlı ve daha büyük mermiler atan düşmanlar ekledi havuza. Arada bir meydan okuma odası da sunuldu; beni mermi yağmuruna tutmaya çalışırken köşelere kadar kovalayan çok sayıda küçük ve ağır düşmandan oluşan bir arenanın içinde gibi hissettim kendimi. Doğru silah ve yetenek kombinasyonuna sahip olduğumda, pompalı tüfekler ve küçük makineli tüfeklerle düşmanları biçerken kendimi oldukça güçlü hissettim açıkçası.

AK-xolotl

Bebeklerinizi yetiştirmeye hazır olun

AK-xolotl içerisinde sıkıcı olan odalar beni sonuna kadar zorlarken, bölüm sonu canavarlarının kolay olmasını beklemiyordum. Bunun kasıtlı olup, olmadığı bir yana, oyun beni sabırlı olursam kolayca yenebileceğim bir bölüm sonu canavarı savaşı ile de ödüllendirdi. Bu durum oyunun zorluğuna dair değerlendirmemi çarpıttı; normal düşmanları beni sürekli şaşırtıyordu. Bu oyun; Hades, Have a Nice Death ve bazı açılardan Sifu gibi yapıtlardan bence daha zor. Eğer ki Souls serisi benzeri bir zorluk seviyesi bekliyorsanız, bu oyundan keyif alabileceğinizi düşünüyorum.

Diğer benzer oyunlarda olduğu gibi AK-xolotl içerisinde da koşular arasında paramı harcayabileceğim bir merkez bulunuyor. Oynadıkça, satın alındığında mevcut içerik havuzuna eklenecek silahlar ve yetenekler satan birkaç tüccara erişimin kilidini açtım. Bu çok kapsamlı bir merkez değil ama gelecekte neleri açmak istediğimi takip etmem ve değişiklik yapmak istediğimde yeni bir birincil silah seçmem için yeterliydi. Ayrıca, oyunun bir videosunu gördüyseniz, muhtemelen bebek bir aksolotl yetiştirmenin oyuna nasıl dahil olduğunu merak ediyorsunuzdur. Gelin, şimdi biraz da bundan bahsedeyim efendim.

Oyun sırasında bir aksolotl yumurtası bulursanız, üsse döndüğünüzde kendisi yumurtadan çıkıyor ve bakımınızı bekliyor. Bazı mini oyunları tamamlayarak küçük bebeğinizi kana susamış bir aksolotl olarak yetiştirebilir ve uzmanlaşabilirsiniz. Oynanış döngüsünde bir ritim tutturduğumda, yetiştirme mekaniği, yeniliğini kaybetti ve kalıcı yükseltmeler ile benim aramda duran bir angarya haline geldi. Bebeklerle yapacak daha çok şey olmasını isterdim; farklı bir dizi doğuştan gelen yetenek ve istatistikle kullanılmak üzere yeni ve özel bir aksolotl seçeneğine sahip olmak harika ama beşten fazla bebek yetiştirme ihtiyacı hissetmedim. Bebeklerimle daha fazlasını yapmak istedim.

Bu tip bir oyunun, oyuncuya bu kadar çok yetki verdiğini, bir karakteri uygun gördükleri şekilde yaratmalarına ve uzmanlaştırmalarına izin verdiğini görmek nadirdir. Yetiştirdiğim her aksolotl, her seferinde yok olan harcanabilir birimler değildi. Bunun yerine; oyun tarzıma, tercih ettiğim silaha ve daha fazlasına uygun özellikleri karıştırıp, eşleştirmemin bir ürünüydüler. Bir sonraki seferin katliamdan başka bir şey garanti etmemesine rağmen, belirli silahları kullanmada mükemmel olan bir aksolotl kullanmak ve iyi ikincil silahlar alma konusunda şanssız olmam durumunda en sevdiğim birincil silahı yanımda taşımak iyi hissettirdi. Tasarım iyiydi yani.

AK-xolotl

AK-xolotl oyunundan daha fazlasını bekliyorsunuz

Tüm aksolotl ailemle yapabileceğim pek bir şey yok ve bu gerçekten utanç verici. Bu bebekler, ellerinde kendilerinden beş kat büyük bir keskin nişancı tüfeği varken bile çok sevimliler. İşte böyle anlarda Cult of the Lamb gibi bir oyunun gerçek bir tarikatı beslemeyi nasıl başardığını düşünüyorum, her ne kadar çiftlikte basit işler yapmanın ne kadar kolay olması nedeniyle roguelike oynanışın kaybolduğu bir dereceye kadar olsa da. AK-xolotl oyununu tarikat binası olmadığı için eleştirmiyorum ama devasa alanı daha fazla şey için kullanmak güzel olurdu. Oyun, sadece temel oynanışı derinleştirmiş ve geri kalan her mekaniği yüzeysel bırakmıştı.

AK-xolotl oyununda çok fazla hikaye de yok. Belki de bu tasarım gereğidir; sonuçta aksolotl, günlerini sakin sularda kurtçuklarla ziyafet çekerek geçiren sevimli ama basit bir yaratıktır. Yine de oyunun tanıtımı ve mini öğreticileri beni zekice bir mizahla karışık aşırı sevimliliğe hazırladı. Karakterlerle konuşurken ortaya çıkan yaratıcı diyaloglar gayet güzeldi ve daha fazlasını istedim. Mesela, bu karakterler nereden geldi? Daha başka neler söyleyebilirler? Beslediğim bebeklerin çiftliğine nasıl tepki verebilirler? Oyunda ortaya çıkan en büyük sorun, oyuncuya kritik bilgileri nasıl sunduğuydu. Oyuncuyu ilerleme mekanizmalarını benimsemesi için eğitmek ya da oyuncuya oyun unsurlarını hatırlatmak konusunda iyi bir iş çıkarmıyor kendisi ne yazık ki.

İşin oynanış/ilerleme mekaniği tarafında, bana bir aksolotl yetiştirmenin arkasındaki mekanikler gerçekten öğretilmedi. Kalıcı güç yükseltmelerinin bebeklerin mutluluklarından kazanıldığını çok geç öğrendim. Yeniden mutluluk kazanabilmeleri için de iki kez çalıştırılmaları gerekiyor. Onları besleyip genç olmaya zorlasaydım, artık mutluluk üretemezlerdi, böylece ilerlememi yavaşlatırlardı. Öğretici bölümde, bu yükseltmeleri satan tüccarın bana neler olabileceğini göstermek için mutluluğun bir kısmını toplarken elimden tutmasını tercih ederdim. Ayrıca kalıcı yükseltmeler, gücümü dengesiz bir bölgeye kaydırmamasına rağmen gelecekteki koşularımı daha kolay hissettirdi.

Bir koşu boyunca oyunu oynarken, sağlık çubuklarının tüm düşmanlar yerine yalnızca daha büyük düşmanlar için gösterilmesini sorun ettim. Elbette, bu bir kelime oyunu olarak yorumlanabilir; bazı koşular bana gerçekten erken saatlerde çılgın miktarda hasar verdi ve bu da küçük bir düşman üzerinde bir sağlık çubuğu gösterme ihtiyacını tartışmalı hale getirdi. Bazı koşularda pompalı tüfeklerle oldukça şanslıydım ve düşmanları tek bir saçmayla paramparça edebildim ama sağlık çubukları yeni oyuncular için edindikleri silahlar ve yeteneklerle ilgili ipuçlarını öğrenirken mevcut güçlerini ölçmek için önemli. Tüm bunlar bir yana, düşman sağlığı için ya hep ya hiç yaklaşımını tercih ederdim: Ya tüm düşmanlara bir sağlık çubuğu verilir ya da hiç verilmez.

AK-xolotl

Gerekli olan bilgiler başarıyla verilmiyor

Yetenek seçme ekranı dışında hangi yeteneğin, ne işe yaradığına dair bir açıklama olmaması da beni endişelendirdi. Bir yeteneği seçtikten sonra, o anda hangi yetenekleri kullandığımı ve/veya ne yaptıklarını onaylamak için duraklat tuşuna basamadım. Dükkanı ziyaret ettiğimde, satılan yeteneklerin de bir açıklaması yoktu. Sonuç olarak, her bir yeteneğin simgesini ezberlemem ve benzersiz güçlerini hatırlamam gerekiyordu. Eğer edinebildiğim tüm yetenekler olumlu faydalar sağlasaydı sorun olmazdı ama hepsi olumlu değil. Bunların büyük bir kısmı +X, -Y formatını izleyerek oyuncunun mevcut donanımını uzmanlaştırmayı tercih etmesini sağlıyor.

Örneğin, birincil silahınızın hasarını artıran ancak yeniden doldurma hızını büyük ölçüde yavaşlatan bir eşya var. Tam olarak ne işe yaradığını anlamadan, dükkandan bir şey alıp, mevcut yapımı tanınmayacak şekilde mahvettiğimde yaşadığım hayal kırıklığını hayal edin. Bu durum, geçici yükseltmelerin büyük bir kısmının kilidini açtıktan sonraki birkaç koşu sırasında da da meydana geldi. Teorik olarak, bir güçlendirme ve bir zayıflatma içeren yükseltmeler, belirli bir yapıda uzmanlaşmak isteyenler için iyi olabilir. AK-xolotl, çoklu silah türleri ve tamamlayıcı yetenekleri ile oyuncuların uygun gördükleri şekilde uzmanlaşmalarına olanak tanıyor. Ben de gücümü kontrol altında tutmak için var olan bu koşuya özgü yetenekleri takdir ettim

Her ne kadar AK-xolotl oyununun mevcut hali bilgi sunumundaki aksaklıklardan mustarip olsa da, yeni ve mevcut oyuncuların yararına olacak şekilde gelecekteki güncellemelerle bu sorunların giderilebileceğinden eminim. Ancak o zaman bu video oyun oldukça iyi ve oldukça eğlenceli bir roguelike olarak parlayabilir. Bu oyunu oynarken eğlendim. Yukarıda bahsettiğim itirazlarıma rağmen, akşam geç saatlere kadar AK-xolotl oynayarak yaklaşık 13 saat geçirdim. Sıkıcı olmadan “sadece bir tur daha” hissini uyandıracak kadar ilgi çekiciydi.

Oyunda sadece her şeyin uygun bir ritme oturması için gereksiz yere büyük miktarda ezber gerekiyordu. AK-xolotl, absürt şiddetine gülerken büyüleyici ormanlık yaratıklarına aşık olmanızı sağlayacak zor ama son derece ilgi çekici bir roguelike. Küçük ve şapşal aksolotlumu dev bir silahla görmek beni eğlendirdi. Oyuncuların eline geçtiğinde ve bilgi sunumunu yumuşatacak ek içerikler eklendiğinde, insanların bu oyundan keyif alacağından eminim. Şimdilik ise bu oyunun bence biraz daha fazla emek verilmeye ihtiyacı var.

AK-xolotl
Olumlu
Karakter kontrolü ve silah kullanımı çok iyi.
Diyaloglar kaliteli ve eğlenceli; bolca gönderme var.
Görsel tasarım, sesler ve müzikler başarılı.
Olumsuz
Oyunda zamanınızı boşa harcayan çok fazla şey var; bekleme süreleri ve merkeziniz gibi.
Gerekli bilgiler, gerekli yerlerde verilmiyor ve bu tip küçük problemler ufak ufak katlanıyor.
Hem çok kolay, hem de çok zor anlamda dengesiz bolca düşman ve bölüm sonu canavarı var.
7

Etiketler: