Albion Online incelemesi

Bir tek video oyunuyla saatler, haftalar, aylar geçirmekten hoşlananlar buyursunlar. Tam manasıyla olmasa da MMORPG tarzında, devasa bir dünya haritasında, zamanınızı su gibi geçirmeyi amaçlayan Albion Online incelemesi ile sizlerleyiz. Yeni nesil video oyunları tutkunlarından daha ziyade, klasiklerden Ultima Online hayranlarının ilgisini çekeceğini düşündüğümüz yapımın neler getirdiğine hep birlikte bakmak istiyoruz. Oyunun çıkışını yeni gerçekleştirmediğini, kendi sitesi üzerinden ulaşılır olduğunu ama yakın zamanda Steam platformu için yeni bir çıkış gerçekleştirdiğini ekleyelim. Bizler de Steam çıkışı sonrasında bir inceleme yazısıyla oyuna değinmek istedik. Tabii bu süreçte de bir hayli yeniliklerle, oyunun geliştirilmeye devam edildiğini unutmayalım. Bakalım Albion Online, bizlere neler vaat ediyor, ne kadarını verebiliyor?

İnceleme yazımıza yavaş yavaş başlayalm

Öncelikle belirtelim, Albion Online oldukça aktif olacağımız bir dünya vaat ediyor. Buradaki tek kişilik görevlerden PvE ile PvP karşılaşmalarına kadar, ucu bucağı olmayan bir içerik kapsamının sunulduğunu belirtelim. Hiç bilmeyenler için ise bu video oyunundan kısaca; izometrik kamera açısıyla, genelde fare desteğiyle oynanan, bir takım birimler topladığımız ve bunlarla eşyalar yaparak gelişimimizi sağladığımız farklı bir MMORPG diye bahsedebiliriz. Oyunu oynarken genel anlamda yeni diyarlar keşfediyoruz, görevler alıyoruz, kendimizi geliştiriyoruz, gerçek kişilerle ticaret yapıyoruz, yani kendimize ayrı bir dünya kurarak, bambaşka bir maceraya atılıyoruz.

İşin farklı bir tarafıysa, bu maceranın sonunun olmayışı. İnceleme yazımız ile aktarmaya çalışacağımız üzere, tükenmeyen bir sürekliliğin sağlandığı bir video oyunuyla karşı karşıyayız. Ana hikayeyi bitireyim, biraz da yan görevlere göz atarım, zaten oyunun büyük çoğunluğu biter, sıkılır, sistemimden silerim diyorsanız, yanlış yerdesiniz. Yazımızın devamında da bahsedeceğimiz üzere bu oyun, bitmemesi üzerine tasarlanmış durumda. Farklı etkinlikleri tamamlasanız dahi oyunun devasa dünyasındaki şehirlerinde, sizin gibi oyuncu olan bir rakibi illaki bulacaksınız. Tüm bu nedenlerden ötürü; ne istediğinizi iyi düşünün, çünkü bu oyuna başlayarak, dönüşü olmayan bir yola giriyor olabilirsiniz.

Haritamız ne kadar geniş?

Aslında oyunda parça parça çok fazla bölge var ve açık dünya haritası gerçek zamanlı olarak bulunmuyor dememiz doğru olur. Buna rağmen irili ufaklı haritaları hesaba katınca, nasıl yorumlayacağını şaşırıyor insan. Oyunda; içerisinde küçük adacıkların, ortalama büyüklükte şehirlerin, abartılı boyutta bölgelerin bulunduğu bir dünyaya sahibiz. Bir tane ana bölgemiz bulunuyor. Oyunun başında buradayız ve ilerlememizin bir kısmını da bu bölgede gerçekleştiriyoruz. Ayrıca, farklı özellikler ve kaynaklar barındıran; Anglia, Cumbria ve Mercia isimlerine sahip üç kıtamız da bulunuyor. Dilediğiniz yere, dilediğiniz gibi gidin ve eğlenin diyemeyeceğim çünkü her ayrı bölge haritası, hatta bu bölgelerin farklı noktaları bile aynı seviyede güvenli değiller.

Oyunun dünyasında, büyüklü küçüklü alanlar var dedik ama o kadar da basit değil. Karlı alanlardan, kumlu çöl alanlarına, ormanlık bölgelerden, taşlık arazilere kadar pek çok farklı bölgenin bulunduğunu belirtelim. Oyunun başlangıcına yakın bölgelerde; daha çok birim toplama, PvE görevlere ve etkinliklere katılma, karakter geliştirme amacıyla aksiyonlara girme gibi işler yapılıyor. Diğer yandan, harita genişledikçe ve bir süre sonra mecburen o uzak diyarlara gittikçe, işlerin çetrefilleştiği görülüyor. Hani derler ya; oyun neredeyse canlı bir dünyaya sahip diye, işte gerçekten de bir yerden sonra, epey canlı bir dünya sizleri karşılıyor. Sizden hızlı gelişen düşmanların ensenize vurarak lokmanızı almasına hazırlıklı olun.

Ne topluyoruz, ne üretiyoruz, dünyanın malı bizim olsa ne olur?

Oyunda toplamamız gereken 5 ana madde var. Üretilecek olan malzemeler için, topladığımız maddeler veya geliştirilmiş halleri isteniyor. Taş, odun, pamuk, deri ve maden kökleri toplayabiliyoruz. Doğaya çıktım, biraz dolaşayım da bulayım şunlardan diyemiyorsunuz, boş yere oradan oraya dolanmanıza da gerek yok zaten. Her bölge haritasının üst köşesinde, o harita sınırlarında hangi ürünlerin toplanabileceği belirtiliyor. İhtiyaç olana, doğru bölgede aramalar yaparak ulaşmak mümkün oluyor. Toplanılan ham maddelerle de oyunun başından itibaren gösterildiği üzere, farklı kategorilerde ürünler imal edilebiliyor. Bu üç kategoriden de kısaca bahsedecek olursak; alet edevat, yani madde toplama işlerindeki yardımcı aletler, giysi zırh gibi karakterimizin giyilebilen donanımlar ve ayrıca kılıç ve kalkan başta olmak üzere savaş aletleri, üreteceğimiz ögeleri oluşturuyor.

Oyun ilerledikçe sürekli olarak artış gösteren ürün çeşitliliği ile de oyunun ticaret kapısını aralayabiliyoruz. Oyunun ismindeki, “Online” ibaresinin farkına ticarete girmemizin ardından daha çok varabildiğimizi söyleyebiliriz. Eldeki ürünleri veya yaptığımız eşyaları satabildiğimiz gibi, ihtiyacımız olan her türlü ögeyi de oyun boyunca alabiliyoruz. Ayrıca oyunda satmadığımız ögeleri, sınırsızca depolayamayacağımızı belirtelim. Şehirlerde bulunan bankalara, envanterimizdeki eşyaları veya birimleri teslim edebiliyoruz. Aksi halde; olası bir saldırı sırasında, tüm mal varlığımızı kaybetmemiz işten bile olmayacaktır.

İşimizin adı ne? Ne ile meşgulüz?

Oyunumuza; ilkel ve basit bir insan formuyla başlıyoruz. Bildiğiniz klasik saf insan modeli bu. Aldığımız alıştırma görevleri ve kaydettiğimiz ilerlemelere bağlı geliştirmelerle karakterimizi güçlendirmenin derdindeyiz. Harita üzerinde, detaylarını tek tek anlatmanın çok uzun süreceği görevler mevcut. Bunlar arasında ham madde toplama ve yeni eşya üretebilme görevleri, zindanlar ve bölüm sonu canavarlarını alt edebilme gibi vazifeler bulunuyor. Ayrıca, rastlantısal alanlarda karşılaşılacak düşmanları yendiğimiz takdirde, o sırada bulunduğumuz bölgenin ana ürünü bazında katkı kazanabileceğiz. Rakipleri madde madde saymak biraz zor olabilir aslında çünkü en önemlisi PvP savaşlarıyla, oyunu oynayan herkes potansiyel düşmanınız konumunda olacaktır.

Fazla ayrıntıya girmeden oyundaki yetenek ağacımızın çeşitliliğinden bahsetmeden geçmeyelim. Karakterimizin çeşitlendirme kısmında burasının söz sahibi olduğunu söyleyebiliriz. Öyle her oyunda görülmeyen detaylı ve uzun bir gelişim sistemi bizleri bekliyor olacak. Geliştirmelerimizin çeşitliliğine aldanıp, hepsi bende olsun, her şeyi yapabileyim diyen oyuncuların baştan kaybedeceklerini belirtelim. Sırayla gidilmeli, karaktere göre doğru yeteneklere odaklanılmalı ve belirli alanlarda gelişmeler sağlanmalıdır.

Herkes oynayabilir mi, oynarken keyif alınabilir mi?

İnceleme yazımız, bir oyun rehberine dönmemesi adına, tüm özelliklerinden bahsetmeden değerlendirmelere geçelim. Aksi takdirde; nasıl gelişme kaydedileceğimizi, hangi şehirlerde daha uygun ürünler alınacağını, hangi şehirlerde ürünlerin daha yüksek fiyattan satılabileceğini, karakter geliştirmelerinin hangi yönde yapılmasının daha doğru olduğunu yazarsak bu yazının sonunu göremeyiz. Yalnızca ana şehrin Cearleon olduğunu ve mavi, sarı, kırmızı ve siyah şehirlerin sırasıyla zorlaştığını söyleyip, zorlu renklerden uzak durmanızı önererek, herkes bu oyunu oynayabilir mi, sorusuna geçelim.

Temelde çoğu kişinin ve geniş bir yaş aralığındaki kullanıcıların bu oyunu rahatlıkla oynayabileceğini söyleyebiliriz. Kullanımı kolay, alışması basit, çeşitliliği bir hayli fazla olan Albion Online, geniş kitlelere hitap edebilir ama ne kadar uzun süre oynanabilir sorusunu sorarsak işler biraz karışacaktır. Çoğu video oyunu seve kişiler tarafından oynanabilir ama sevilir mi, o kısmından emin değiliz açıkçası. İnceleme yazımızın başlarında belirttiğimiz üzere eski Ultima Online ve benzer türlerdeki video oyunlarını seven oyuncular için gayet uygun bir oyun iken, günümüzde MMORPG hayranlarının bile, biraz daha hızlı karşılaşma odaklı oyunlara rağbet ettiği görülüyor. Bir de şöyle bir bilgisayarımı açayım, en fazla yarım saat takılırım diyen oyuncular için de ideal değil Albion Online, çünkü bu oyun kullanıcıların yüzlerce saatini yutmayı hedefliyor.

Grafikler ve oyun ekranının kullanışlılığı ne alemde?

Aslında şahıs olarak her video oyununun grafiklerinin detaylıca masaya yatırılmasından yana değilim ama bir yerde de lazım oluyor. Yani grafik kalitesinin zaruri olduğu oyunlar ve idare etmesi gereken oyunlar diye iki farklı kategoriye ayrım yapılsa, en ufak bir itirazım olmayacaktır. Bu oyunun da grafikleri zaruriden ziyade idare etmesi gereken oyunlar kategorisine giriyor zannımca. Çok iyi grafikler göremesek de yeterli ve oyun türüne göre gayet uygun görülen bir oyunla karşı karşıyayız. İnternet bağlantısına dair sıkıntılar olmadığı sürece de pek çok bilgisayarda akıcı bir oynanış sunulacaktır. Grafiklerden ve oyunun seslerinden yana bir sıkıntımız olmamakla birlikte, hayranlık belirtisi gösteren bağlılıklar da kuramıyoruz grafiklerle ama sebebi yukarıda bahsettiğim maddelerden ötürüdür.

Albion Online içerisindeki oynanış ekranın işlevselliğinden de bahsetmeden geçmeyelim. Oynanış ekranı, kolaylık sağlayan simgelerle dolu. Ekranın; sol alt tarafı yazışma bölümüne ayrılmışken, sol üst köşede karakterin sağlık ve güç barlarını görebiliyoruz. Coğrafi yardımcımız ekranın sağ alt köşesiyse, haritalar ve bölge geçişlerine ait bilgileri içeriyor. Sağ üst köşe ise oyuna dair pek çok kısa yolun bulunduğu menü alanı olarak adlandırılabilir. Gelişim çizelgesinden, posta kutusuna, karakter donanımlarından, genel istatistiklere kadar bu bölümdeki kısa yollarla görülebiliyor. Ekranın alt kısmında da kısa yol tuşlarıyla donatılmış yetenek eşyaları kaplıyorlar.

Yazımız biterken soruyoruz, alalım mı bu oyunu?

Bir kere şunu belirtmek gerekiyor ki Albion Online sabır gerektiriyor. Öyle oyuncuyu çıldırtacak bir yapısı olduğundan değil ama ciddi zaman yediğini göze almalı oyuncular. Oyunu alıp almamaya dair ikinci olarak hesaba katılması gereken değer ise, oyun türünün sevilip sevilmediği olmalıdır. Albion Online isimli bu oyunu incelediğimiz yazımızda belirttiğim üzere Ultima Online türlerini seven oyuncular sıkılmadan vakit geçirebileceklerdir. Türe bir şans vereyim diyenler de belki sevebilirler ama oyunun tek kişi olarak oynanmasının zor olduğunu hatırlatalım. Birlikte oynayabileceğiniz arkadaşlarınız varsa, çok daha fazla ilginizi çekecektir.

Bir de oyunun uzaktan ücretsiz gibi göründüğüne aldanmayın, orta düzeyli bir fiyat etiketiyle satın alınabildiğini belirtelim. Ayrıca mikro ödeme temelli bir oynanışı barındırdığını da ekleyelim. Tabii tüm bunlara rağmen türü seviyor veya ilgi duyuyorsanız, denemenizi öneriyoruz. Neredeyse sınırsız diyebileceğimiz geniş alanlarda, gerçek dünyadan ayrı bir dünya kurmak isteyen okurlarımız için gayet keyif verici bir deneyim olacaktır. İşin püf noktasının da bu türü sevip sevmemek olduğunu bir daha belirtelim. Türü sevenler için iyi, sevmeyenler için gereksiz bir oyun olarak lanse edilebilir. Tüm bunlarla birlikte, para verip alan ve oyun türü olarak da tercihinin bu yönde olacağı oyuncuların kaçırmaması gereken ender yapımlardan bir tanesiyle karşı karşıya olduğumuzu ifade edebiliriz.