PC ve oyun konsollarında oynamaya alıştığımız pek çok yapımı, mobil platformlarda görmek artık pek şaşırtıcı gelmiyor. Bu kez bir film serisinden video oyunu dünyasına aktarılan önemli bir yapımın, bir kez de mobil taraf için oynanabilir hale getirildiğini göreceğiz. Cümleler biraz karışık gelmiş olabilir, haklısınız. Sinema filmlerinin video oyunlara, video oyunlarının da mobil platforma geçişlerinde bazı düzenlemelerle karşılaşılabiliyor. Dilerseniz biz karşımızda neyin olduğunu anlatmaya başlayalım ve Alien: Blackout incelemesi ile zihinlerdeki soru işaretlerine yanıt bulmaya çalışalım.
Alien: Blackout ile korku, kameralara yansıyor
Öncelikle incelemesini gerçekleştirdiğim oyunun türüyle başlayayım eğer izin verirseniz. Eğer, iOS ve Android işletim sistemi bulunduran mobil cihazınızdaki uygulama mağazasında Alien: Blackout oyununun sayfasına girerseniz, gördüğünüz resimlerde bir FPS oyunuyla karşılaşacağınızı zannedebilirsiniz. Bu kanıya şahsen ben varmıştım çünkü gördüğüm grafikler bana doğrudan 2014 senesinde çıkışını gerçekleştiren Alien: Isolation oyununu hatırlattı.
Karşılaşacağımız görsellerle ilgili yorumlarıma birazdan geçeceğim ama grafik anlamında bu belirttiğim yapımın izlerinin büyük ölçüde taşındığını ifade etmek isterim. Siz yine de sakın tuzağa düşmeyin diyorum. Diyorum demesine fakat belki de Alien: Blackout oyununun türünü daha çok beğenebileceğiniz gerçeğini göz ardı etmemek gerekiyor. Peki, inceledim oyunun türü ne diyor soranlara ne cevap vereceksin diyorsanız, hazır olun.
Bu yapım bir nevi, bulmaca, hayatta kalma ve korku unsurlarının bir karışımı olarak görülebilir. Five Nights at Freddy’s oyununu bilenler varsa çok sevineceğim çünkü tür anlamında incelediğim oyuna en benzer yapım Five Nights at Freddy’s serisi diyebilirim. Alien: Blackout oyununda uzun bir uykudan uyanan karakteri canlandırıyoruz ve uzay üssümüzün tehlike altında olduğunu öğreniyoruz. Mürettebattan hayatta kalanlar var ve onların peşinde de çok şirin diyemeyeceğim bir yaratık var.
Oyunun temelinde vereceğimiz kararlarla mürettebatımızı ve kendimizi hayatta tutmaya çalışıyoruz. Yapmamız gereken, belirli noktalardaki kameralar yardımıyla yaratığın geldiği noktaları gözetlemek ve doğru kapıları açıp kapatarak 4 kişilik mürettebatımızı doğru noktalara yönlendirmek oluyor. Sınırlı enerjiyi kullanarak adımları en doğru şekilde atmak, dikkatli olmak, harita üzerinden hareketleri inceleyebilmek gibi işlemlerle birlikte bu yapımda ilerliyoruz.
Fazla zeki olmayan yaratık ve kütük insanların mücadelesi
Oyuna başladığımızda kendimizi gerçekten 1970’li yıllarda çekilmeye başlayan ilk Alien sinema filmlerinde gibi hissedebiliyoruz. Doğru hamleleri yaparken stratejilerimizi mantık çerçevesinde oluşturmaya ihtiyacımız var. Bu arada peşimizdeki yaratığın muhteşem bir yapay zekaya sahip olmadığını söylemek isterim. Herhangi bir kapıyı açıp kapatınca sese duyarlı olduğu için kapının peşinden gidiyor bu yaratık ki bu iyi bir durum.
Yaratığın sese duyarlı olması, oynanış sırasında işimize yarıyor fakat aynı kapı üzerinden kurduğumuz tuzağa defalarca kanması oyunun hissiyatına zarar veriyor. Tamam, korku unsurları Alien: Blackout oyununun geneline işlenmiş durumda. Yeri geliyor oynadığınız bölümün her bir saniyesi tüylerinizi diken diken edebiliyor. Tüm bunlarla birlikte peşimizdeki yaratığın bir kat daha fazla akıllı olmasını insan bekliyor. Kapıyı kapattım, yine açtım, yine kapattım ve yaratık kapıya gitti şeklindeki silsileler sıkıcı olabilir.
Bir de kurtarmaya çalıştığımız mürettebatın animasyonları var ki içler acısı. Hayatta kalan uzay insanlarından çok küçük bir zombi topluluğunu kurtarmaya çalışıyormuşuz gibi hissedebilirsiniz. Karakter animasyonlarını, henüz 2000’li yıllara gelinmeden önce ilk çıkan 3 boyutlu aksiyon oyunlarındaki animasyonlar aklıma geldi. Peşinizde bir yaratık varken, böyle bir kitleyi kurtarmaya çalışmak, bir de bu eski tip animasyonların yavaş bir biçimde gerçekleşmesi yıpratıcı olabiliyor.
Yine de yiğidi öldürüp hakkını yememekte fayda var çünkü Alien: Blackout bir aksiyon oyunu değil. Yalnızca karakter animasyonlarıyla muhatap olmuyoruz. Bölümlerdeki kameralar, ana haritamız ve çeşitli teknik unsurlar, bahsettiğim karakter animasyonlarının çok daha önüne geçiyor. Dilerseniz bir alt kısımda bu yapımın en iyi olduğu kısımlara; grafiklerine, performansına, seslendirmelerine ve arayüzüne göz atalım.
Sanki ilk Alien filmindeyiz ve teknoloji onlarca yıl öncesinden kalma gibi
Hemen üst kısımda söylediğim gibi yiğidi öldürüp hakkını yememek gerekiyor. Alien: Blackout, grafik anlamında gerçekten başarılı bir iş çıkarttığını gösteriyor. Tıpkı, yine üst kısımlarda bahsettiğimi 2014 senesinde çıkışını gerçekleştiren Alien: Isolation gibi bizleri 1970’lü yılların havasına sokmayı gayet iyi başarıyor. Grafiklerdeki başarısını yalnızca 3 boyutlu alanlarla sınırlı bırakmadığını da söylemem gerekli.
Oyunun arayüzünden, menülerine, kamera seçeneklerine kadar her bir noktası atmosfere doğrudan katkı sağlıyor. Hissettirmek istenen Retro havanın başarılı bir biçimde oyunculara aktarıldığını söyleyebilirim. Bir de oyunun seslerinin ilave ettiğimizde gerçekten korku unsurlarının, Alien serisi filmlerdekine yakın bir düzeye ulaştığını görebilirsiniz. Oyunun sesleri, seslendirmelerle birlikte korku unsurlarına birinci dereceden etken teşkil ediyor.
Bir de gelelim işin doyuruculuk kısmına. Grafiklerle ve seslerle birlikte atmosferin keyfini çıkarıp Alien: Blackout oyununa bağlanırsanız bu yolculuğun uzun bir süre sürmeyeceğini söylemek isterim. Ayrıca mobil platformlardaki oyunlardan alışık olduğumuz ücretsiz bir oyunla karşı karşıya değiliz. Okumakta olduğunuz oyun inceleme yazısının kaleme alındığı günlerde bu yapımın AppStore üzerindeki fiyatı 35 Türk Lirası idi.
Hem ödeme yapım hem de kısa süreli bir yapımla karşılaşmak bazı oyuncuları memnun etmeyebilir. Nihayetinde elde toplamda 7 görev bulunuyor ve bunlar tamamlandığında oyun sonlanıyor. Bir daha aynı oyunu oynamayı oyuncular pek istemeyebilirler ama bu 7 görevden oluşan oyunun gayet doyurucu bir biçimde ilerlediğini söyleyebilirim. Kısa ama dolu dolu korkuyu ve atmosferi içinize çekeceğiniz bir mobil oyunlar karşı karşıya olduğumuzu söyleyip son sözlere geçelim dilerseniz.
Korkmak ve heyecanlanmak isteyenler, Alien: Blackout oyununa önden buyursunlar
Alien: Blackout inceleme yazısının sonuna geldik. Karşımızda, grafikleriyle, arayüzüyle, sesleriyle birleri 70’lü yıllara götüren güçlü bir yapım duruyor. Oyun türü açısından üst kısımda anlattığım gibi Five Nights at Freddy’s ile oldukça benzeyen bir yapıyı karşımızda buluyoruz. Atmosfer anlamında başarılı olan bu oyunun fazla uzun sürmediğini ve ücretli bir mobil oyun olduğunu hatırlatmakta fayda var. Korku türünü sevenler, bir kenara not edebilirler.