Günümüzde birbirinden farklı video oyunları karşımıza çıkıyor. Bu oyunların tamamı farklı temalara sahip olabiliyor ama bu temaların arasında gizlilik pek fazla olmuyor. Yani, tabii ki birçok oyunda gizlilik temelli mekanikler var ama bunu odak noktasında bulunduran çok az deneyim sunuluyor. Geçmişte karşımıza gizliliğe önem veren oyunlar şeklinde çıkan yapıtlar da olmuştu ama zamanla bunların yerini yüksek tempolu aksiyon temelli oyunlar almaya başladı. Şimdi ise Aragami için gelen bir devam oyunu olan Aragami 2 var karşımızda. Ne yazık ki bu oyun da bahsetmiş olduğum deneyimler arasında yer alıyor.
Bu video oyununun içerisinde bir Aragami oluyorsunuz. Ruhunuz bir yerlerde hapis edilmiş oluyor ve alakalı olarak gölgeleri de kontrol edebiliyorsunuz. Yalnız, sizin gücünüze sahip olmak isteyen düşmanlar var ve sizin de hem onlarla savaşmanız gerekiyor, hem de kendi insanlarınızı kurtarmanız gerekiyor. Aragami 2 isimli video oyunu, bu hikaye üzerinden ilerliyor. Şimdi, böyle dendiği zaman oyunun çok basit bir hikayesi olduğunu düşüneceksiniz ve durum ne yazık ki tamamen böyle. Oyun, hikayeyi hiçbir şekilde ilgi çekici bir hale getirmiyor. Anında unutabileceğiniz, hiçbir özelliğe sahip olmayan karakterler, basit diyaloglar ile sunuluyor.
Ara sahnelere katlandıktan sonra karşınıza oynanış anları çıkıyor. Yalnız, burada da biraz hayal kırıklığına uğramamak mümkün değil. Aragami serisinin ilk oyunu kısmen sevilmişti; gizlilik temelli oynanış güzel bir şekilde sunulmuştu. Aragami 2 ise bu güzelliği tamamen camdan dışarı atıyor. Oyunda tabii ki hala gizlilik var ama bu oynanış mantığı, oldukça yüksek tempolu bir aksiyon ile birleştiriliyor. Bu yüzden de gizlilik, gizlilik gibi hissettirmiyor. İlk oyunda sunulan oynanış formülü bence değiştirilmemeli, iyileştirilmeliydi. Böylece çok daha anlamlı bir devam oyunu yapılabilirdi. Şu anki durum ise markanın ruhunu öldürüyor.
Oynanış tarafındaki bir diğer problem de aslında her şeyin çok hızlı olması ile alakalı. Oyunda, ileri sıçrama ve ışınlanma gibi bazı hızlı hareket etmenizi sağlayan yetenekleri kullanarak ilerliyorsunuz. Bu sayede, bir düşmandan diğerine hızlıca geçiş yapabiliyorsunuz. Eğer düşmanları gizlilikle öldüremezseniz, hata yaparsanız da artık yerinizi bilen düşmanlardan kaçmak inanılmaz kolay. Bu hatayı bir kere yaptıktan sonra oyunun ne kadar basit olduğunu anlıyorsunuz ve tüm risk ögeleri bir anda ortadan kalıyor. Bu deneyimi değiştirebilmeniz mümkün de değil; Aragami 2 oyununda herhangi bir zorluk seviyesi bulunmuyor.
Aragami 2 oyununda her şey berbat durumda değil
Aragami 2, her ne kadar temelini pek sağlam bir şekilde atamamış olsa da karşımıza çıkan her yenilik olumsuz değil. Mesela, bu video oyununda artık çok daha fazla yetenek bulunuyor ve bunlarla oynanış deneyiminizi biraz da olsa zenginleştirebiliyorsunuz. Bu yeteneklerden bazıları aktif olarak sunuluyor. Yani, düşmanları daha hızlı öldürmenize veya aksiyon temelli şeyler yapmanızı sağlıyor. Bir de pasif yetenekler sunuluyor ki bunlarda bir şekilde sizin değerlerinizi güçlendirebiliyor. Oyun aslında çok kolay olduğu için pasif yetenekleri kullanma gereği bile hissetmiyorsunuz ama yine de var olmaları bile zenginlik katıyor benim için.
Yalnız, Aragami 2 oyununun bu güzel noktası, çok kısa bir süre boyunca parlayabiliyor. Oyun içerisindeki bire bir dövüş anları, bir anda her şeyi gölgede bırakıyor ki bunu iyi anlamda da söylemiyorum. Gölgelerle hareket ederken, düşmanları gizlice öldürmeye çalışırken, düşmanları arka arkaya zincirlerken ve çok daha fazlasını yaparken bir anda düşmanlarla bire bir savaşlara giriş yapmanız gerekiyor. Eğer bu savaşlar kısa süre, pek bir problem olmayacak ama sürekli olarak saldırıları savuşturmak için boş boş beklemekten başka hiçbir şey yapamıyorsunuz. Bu anlarda düşmanları öldürmek de pek ödüllendirici hissettirmiyor.
Savaş anında karşınıza şöyle bir sistem çıkıyor: Hem sizin, hem de düşmanınızın dayanıklılık değeri bulunuyor. Bu değeri göz önünde bulundurarak; saldırmak, savunmak ve saldırıları savuşturmak arasında bir denge oluşturmanız gerekiyor. Dayanıklılık değeri sıfırlandığı zaman ise düşmanın canını düşürmek için saldırılar yapabiliyorsunuz. Can, yeteri kadar düştükten sonra ise bitirici hareket gerçekleştiriyorsunuz ve düşmanınız ölmüş oluyor. İşte bu anların dışında oyun inanılmaz basit iken oyun, bu anlarda Dark Souls tarzı bir deneyim sunmaya başlıyor. Bu da çok garip bir denge yaratıyor deneyiminiz içerisinde. Ben açıkçası bu dengeyi hiç sevmedim.
Aragami 2 oyununda güvenli bir bölgeniz de bulunuyor. Bu bölgede insanlarla konuşabiliyorsunuz, bazı şeyler satın alabiliyorsunuz ve daha sonra görevlere çıkabiliyorsunuz. Görevlere girdiğiniz zaman ise çizgisel bölümler karşınıza çıkıyor, ilk oyundaki gibi. Yalnız, görevleri hangi sırada oynadığınızın hiçbir önemi olmuyor. Bunun yanında hiç yan içerik de sunulmayınca oyun biraz boş hissettiriyor. Bu boşluk, net olarak içerik sayısı değil; oyunda 50 civarı görev bulunuyor ama bu görevlerin tamamı aynı bölümlerde geçiyor. Yine ilk oyunu hatırlayacak olursak, o oyunda her görev için benzersiz bölümlere yolculuk ediyorduk.
En azından sunum tarafında çok fazla problem bulunmuyor
Aragami 2, oynanış tarafında biraz hayal kırıklığı yaratsa bile en azından sunum tarafında çok fazla problem bulunmuyor. Mesela, öncelikle görselliği ele alacak olursak, oyun kesinlikle görsel kalite ve sanat tasarımı olarak çok iyi görünüyor. Oyundaki bölüm sayısı az olsa bile en azından hepsi benzersiz ve kaliteli görünüyor, farklı tasarımlara ait gibi duruyorlar. Karakter tasarımları, farklı düşman tipleri ve çevre detayları da çoğu zaman dikkat çekiyor. Bunun üzerine oyunun stabil performansını, kısmen yeterli müzik ve ses ögelerini de eklediğiniz zaman genel anlamda başarılı bir sunum elde ediyoruz.
Aragami 2 oyununu özetlemek gerekirse, içerisinde ne yazık ki bazı kritik problemler bulunduruyor. Bunlardan en önemlileri ise bazı oyun hataları, inanılmaz kolay bir oynanışa sahip olması, hatalarınızı hızlı bir şekilde affetmesi, risk ve ödül adına hiçbir şeyin olmaması ve sürekli birbirlerini tekrar eden 50 adet görevi oynamak hiç de zevk vermiyor. Ayrıca, bu seriyi başarıya ulaştıran formülün ikinci oyunda tamamen yok edilmiş olması da benim anlam veremediğim, hiçbir zaman da anlamını bulamayacağım bir şey gibi hissettiriyor. Tabii yine de bu oyun tamamen berbat bir halde değil; bazı olumlu yönleri de var.
Bu olumlu yönlerden en iyileri, her şeyden önce Aragami 2 oyununun aslında başarılı bir sunuma sahip olması. Oyun gerçekten güzel görünüyor ve sanat tasarımı da çoğu zaman etkileyici bir şekilde kendisini gösteriyor. Bunun haricinde, her ne kadar ismine uygun olmasa da bu oyunun hızlı oynanışı, “Speedrun” mantığını sevenler için birebir gibi duruyor. Ayrıca, aksiyon ve gizlilik mantıkları karıştığı zaman da güzel sonuçlar karşımıza çıkabiliyor. Bolca yetenek ve ustalaşması kolay bir oyun olduğu için kendisini günlük bir yapıt olarak bile deneyimleyebilirsiniz. Bu arada, bölüm tasarımları da çizgisel olsa bile başarılıydı.
Aragami 2, şu anda Steam üzerinde 50 TL üzerinde satılıyor. Konsollardaki fiyatına bakmadım ama özellikle PlayStation tarafında oyunun daha pahalı olduğunu rahatlıkla tahmin edebiliriz; oyunun yurt dışındaki fiyatı 32 USD. Oyun her ne kadar PC tarafında ucuz olsa bile ben bu oyunu indirim gelmeden satın almamanızı öneriyorum. Yani, 50 TL zaten lansman indirimli fiyatı ama ben daha büyük indirimlerden bahsediyorum. Bu oyun benim gözümde 25, en fazla 30 TL edebilecek bir yapıt. Bu yüzden de oyunu satın almak için indirimleri beklemelisiniz. Ardından da türü seviyorsanız, kendisine bir şans verebilirsiniz.