Yıllar boyunca Assassin’s Creed serisinden Japonya temalı bir oyun görmek istedik ve Ubisoft, Assassin’s Creed Shadows adı altında istediğimizi sonunda verdi. Kendi serisinin 14. ana oyunu olan bu yapıt, daha kendisine tam ulaşamadan yeniliklerini sunmaya başlıyor. Şöyle ki Ubisoft, bu seri için yeni bir merkezi alanı tanıtıyor. Bu alanda şimdilik yeni çıkan Shadows, Odyssey, Origins, Mirage ve Valhalla oyunları mevcut. Eğer bu oyunlar yüklüyse, merkezi alandan kendilerini başlatabiliyorsunuz. Call of Duty de benzer bir şeyi seneler önce yapmıştı; hatırlarsınız mutlaka. Assassin’s Creed serisinin yeni merkezi de kesinlikle benzer bir yapıda.
Bahsetmiş olduğum merkez, Animus ve mağaza sekmeleriyle birlikte geliyor. Mağaza sekmesi gayet klasik bir mikro ödeme noktası; Assassin’s Creed Shadows için kozmetik ve oynanış ögeleri satılıyor. Animus ise daha farklı. Bu yeni sekme dörde ayrılmış durumda: Memories, Projects, Exchange ve Vault. Memories, oyun seçtiğiniz ana menü. Projects ise ücretsiz savaş bileti benzeri bir sistem sunuyor. Şu anda incelediğim oyun için 2 adet ücretsiz savaş bileti mevcut ve her birinde 20 civarı ödül var. Bu biletlerde ilerlemenin yolu ise her hafta güncellenen 4-5 adet kontratı tamamlamak. Oyunu bitirmeye yaklaştıktan sonra bu kontratları tamamlaması gayet kolay.
Assassin’s Creed Shadows içerisindeki Exchange kısmı ise Key isimli bir birimi harcayabileceğiniz, her hafta güncellenen bir zırh-silah mağazası. Anahtarlar, azar azar da olsa oyunun içerisinde bulunabiliyor. Kendilerinin ana kaynağı savaş bileti. Ayrıca, gördüğüm kadarıyla bu birimler mikro ödemeyle satın alınmıyor. Yani, her şey oyun içi emekle elde ediliyor. Tabii bu durum oyun çıktıktan sonra veya daha ileri bir tarihte değişebilir, bilemiyorum. Son sekme olan Vault ise oyunun Animus kısmının hikayesinin Lore elementletini içerisinde bulunduran bir arşiv. Sinematik ögeler, ses kayıtları, yazılar filan burada tekrar okunup, izletilebiliyor/dinlenebiliyor.
Assassin’s Creed Shadows ile sunulan bu yeni sistemler benim hoşuma gitti. Vault ile açıkçası pek ilgilenmiyorum ama Projects ve Exchange, bence bu tarz bir oyun bittikten sonra bile kendisine tekrar oynanabilirlik katacak bir potansiyele sahip. Bu arada, Exchange sekmesi altında sunulan sistem tam olarak yenilik sayılmaz; serinin birkaç geçmiş oyununda da çok benzer bir sistem/mekanik vardı ama onlar direkt olarak oyun dünyasındaydı. Yani, kendisini tam olarak bir yenilik olarak görmek güç ama onu o şekilde görmeseniz bile bence Projects kısmı tek başına yeterli olacaktır. Bu sistemler ve içerisindeki ödüller benim çok hoşuma gitti.

Assassin’s Creed Shadows oyununa girmeden önce bir de ayarlardan bahsetmek istiyorum. Eğer ki bu serinin son birkaç yılda çıkan herhangi bir oyununu oynadıysanız, ayarlar oldukça tanıdık gelecektir. Kullanıcı arayüzünü güzel bir özgürlükle özelleştirebiliyorsunuz ve oynanış elementleri de daha zor veya kolay yapılabiliyor. Mesela, gizlilik seven biriyseniz, onu zorlaştırıp, aksiyon anlarını filan bağımsız olarak kolaylaştırabilmeniz mümkün. Benim en sevdiğim ayar olan her suikast saldırısının garanti bir biçimde düşmanı öldürmesi de mevcut. Bu ayarı açmazsanız, sadece düşmana bonus hasar veriyorsunuz; çok güçlü düşmanlar tek darbede ölmüyor.
Şimdi, ayarları bir kenara bırakalım da oyunun menülerinden bahsedelim. Her şeyden önce, Assassin’s Creed Shadows içerisindeki operasyonlarımızı görebileceğimiz bir Objectives sekmesi bizleri karşılıyor. Bu oyun, klasik bir Ubisoft oyunu. Bu yüzden yine öldürmemiz gereken sayısız büyük kötü düşman var. Objectives sekmesinden de bunları ve diğer yan hikayeleri/görevleri takip edebiliyorsunuz. Bu sekmenin tasarımı yine son birkaç oyun ile oldukça benzer, pek bir yenilik yok. Zaten böyle bir yerde yenilik yapılmasına gerek de yok. Her şey gayet açık ve anlaşılır bir şekilde sunuluyor eğer bana soracak olursanız efendim.
Bu arada, görevlerden bahsetmişken, Assassin’s Creed Shadows oyununu iki farklı keşif ayarıyla oynayabiliyorsunuz. İlk keşif ayarı, oyunun aslında oynanması gereken versiyonu olan minimum yardımlı bir sistem. Bu sistemde size verilen görevde bir hedefi bulmanız gerekiyorsa, o hedefin nerede olabileceğine dair yön tarifleri veriliyor, şu kalenin kuzeyinde, şu kasabanın içinde filan deniyor. Tam yardımlı keşif ayarını açarsanız, klasik bir video oyunu gibi harita üzerinde direkt olarak hedefinizin üzerine bir ikon ekleniyor. Bu arada, minimum yardımlı modda, izcilerinizi kullanarak da hedefi sizin yerinize bulmalarını sağlayabiliyorsunuz ama izciler sınırlı sayıda.
Assassin’s Creed Shadows içerisinde kaç adet izcinizin olduğunu World sekmesinden görebiliyorsunuz. Burası ayrıca izcileri kullanabileceğiniz, oyunun dünya haritasına bakabileceğiniz ve mevsimlik değişiklikleri takip edebileceğiniz bir yer. Evet, bu oyunda dört mevsim mevcut ve bana biraz hızlı gelen bir biçimde mevsimler sürekli ilerliyor. Tam olarak anlamadım ama sanırım mevsimleri manüel olarak biz de ilerletebiliyoruz veya durdurabiliyoruz. Oyun bence en iyi kış ve sonbahar mevsimlerinde görünüyor. Bu arada, oyunun haritası bence yeterince büyük ve bölgeler, klasik olarak önerilen seviyeler ile birbirinden ayrılmış.

Assassin’s Creed Shadows, içerik olarak daha önce bahsetmiş olduğum Animus – Anomaly kontratları, ana görevler, yan görevler ve açık dünya aktivitelerinden oluşuyor. Açık dünya aktiviteleri tabii ki kendi içinde oldukça çeşitleniyor; bir hazine elde edebilmek için çizgisel bir alanda keşif yapma, yüksek yerlere tırmanıp etrafı tarama, meditasyon ile geçmişe dönme, tapınaklarda dua etme ve benzeri şeyler mevcut. Ayrıca, yine serinin geçmişindeki gibi kendinize yeni kozmetik ögeler, atlar, silahlar ve zırhlar alabileceğiniz, kaynaklar satıp, alabileceğiniz NPC tipi satıcılar da oyun dünyasındaki yerini alıyor. Bu sistem pek de değişmemiş bir halde karşınızda.
Eğer yanlış hatırlamıyorsam, ilk olarak Assassin’s Creed Valhalla ile bir kasaba özelleştirme sistemi sunulmuştu. İşte o sistem, Assassin’s Creed Shadows ile bir adım öteye gidiyor ve bu sefer kendinize ait bir araziniz oluyor. Bu arazi içerisinde kaynaklarınızı kullanarak yeni işlevsel binalar, kozmetik yapılar ve benzeri şeyleri gayet özgürce ekleyebiliyorsunuz. Burası sizin üssünüz olarak iş görüyor ve zırh-silah seviyesi yükseltme gibi eylemler de buradan yapılıyor. Oyunda ilerledikçe yeni insanlar ve hayvanlar alabiliyorsunuz üssünüze; mekan git gide canlanıyor. Ben bu sistemi sevdim ama oyunun geneli PlayStation 5 Pro üzerinde 60 FPS iken Hideout kısmı 30 FPS ile kilitliydi.
Assassin’s Creed Shadows ayrıca iki farklı oynanabilir karakter sunuyor. Karakterlerimizden biri kendi serisinin klasik gizlilik temelli oynanışına hitap ediyor, öbürü ise gizliliği işin içinden atıp, bizleri samuray yapıyor. Bu iki karakter arasındaki denge çok güzel kurulmuş. Naoe, gizliliğe odaklanan bir ninja. Kendisi, gizlilikte gerçekten çok iyi ve karanlıkta dahi saklanabiliyor. Hatta etraftaki ışık kaynaklarını kapatmak da gizliliği etkiliyor. Ayrıca, daha kısa otlarda saklanabilmek için de tamamen yere yatabiliyoruz. Buna karşılık Naoe, 2-3’den fazla düşman kendisine aynı anda saldırdığı zaman gerçekten zorlanabiliyor. Oyun, karakterin o yetersizliğini çok iyi bir şekilde veriyor.
İşte bu yetersizliği, samuray olan Yasuke kapatıyor. Kendisi, 2-3 kişiyle çok rahatlıkla savaşabiliyor ama işte o da gizlilik yapamıyor. Açık konuşacağım, ben şu anda bir Assassin’s Creed oyunu oynuyorum ve bu yüzden de mümkün olan her anda Naoe karakterini kullandım. Ben bu oyunu gizlilik istediğim için oynuyorum. Eğer etrafta dolaşıp, gizlilik olmadan milletle savaşmak istesem, bunu yapabileceğim çok daha kaliteli video oyunları var. Bu yüzden, mecburi olmadığım anlar haricinde Yasuke ile hiç zaman geçirmedim. Yine de kendisini kontrol ettiğim anlarda gördüğüm kadarıyla gayet güzel yazılmış, Naoe gibi ilgi çekici bir karakter.

Assassin’s Creed Shadows içerisinde karakterlerimizi özelleştirdiğimiz alan ise Inventory sekmesi. Burada, karakterimizin silahlarını, atını, başlığını, zırhını ve aksesuarını değiştirebiliyoruz. Yine serinin geçmişinden gayet tanıdık bir sistem var. Yine her bir ganimet birbirinden farklı istatistiklere sahip. Zehir saçma, adrenalin kazancı, DPS, ganimetlere özel pasif yetenekler ve benzeri şeyler mevcut. Eğer bu oyunu RYO olarak oynamak istiyorsanız, bunu yapabiliyorsunuz. Yani, kanamaya veya zehre odaklanan yapılar oluşturmak gayet eğlenceli ama eğer isterseniz, bunları tamamen göz ardı edip, klasik bir Assassin’s Creed oyunu olarak da bu yapıtı deneyimlemek mümkün.
Bu kısımda benim ilgimi çeken asıl şey, silahların özelleştirmeleri oldu. Assassin’s Creed serisinin son birkaç oyununda Transmog sistemi bulunuyordu. Bu oyunda da var. Yani, istatistiklerini sevdiğiniz bir zırhın veya silahın sadece dış görünüşünü değiştirebiliyorsunuz; Transmog bu. Yalnız, silahlar konusunda Assassin’s Creed Shadows güzel bir adım atıyor ve mesela bir samuray kılıcının bıçağını, sapını, korumalığını ve kılıfını filan ayrı ayrı değiştirmenize imkan sunuyor. Yani, tamamen kendi istediğiniz gibi bir samuray kılıcı yapabiliyorsunuz. Yalnız, bu özelleştirmeler bir silaha bağlı kalıyor. Bu yüzden yeni bir silaha geçince, tüm özelleştirmeleri baştan yapmanız gerekiyor.
Silahlar ve zırhlar haricinde Assassin’s Creed Shadows oyunundaki karakterlerinizi özelleştirebileceğiniz bir diğer nokta ise Mastery sekmesi. Burası aslında aktif ve pasif yeteneklerin bulunduğu yerler. Her karakterin kendisine ait birden fazla yetenek ağacı var. Bu ağaçlar genelde her silah türüne, ekipmana ve oyun tarzına ayrılıyor. Mesela, Naoe için silah olarak Katana, Tanto ve Kusarigama ağaçları, ekipmanları bulunduran Tools ağacı ve oyun tarzlarına odaklanan Shinobi ve Assassin ağaçları var. Ben açıkçası Katana, Tools ve Assassin ağaçlarına odaklanarak mutluluğu buldum ama siz kendinize ait bir tarzı arayıp, bulabilirsiniz. Harcanan puanları geri çekebiliyorsunuz.
Assassin’s Creed Shadows içerisindeki bu ağaçlarda ilerlemek için yetenek puanına ihtiyacınız var ve onlar da her seviye atladığınızda hediye ediliyor. Yalnız, daha yüksek yeteneklerin kilidini açmak için ustalık puanına ihtiyacınız var ki bunlar da oyunun dünyasındaki açık dünya aktivitelerini yaparak elde ediliyor. Oyunun haritasında bu tip içerikler turuncu bir renge sahip ve onları bitirmek, yine aynı renkteki ustalık puanlarını size veriyor. Yeteri sayıda ustalık puanı toplayınca, bir sonraki seviyedeki yeteneklerin kilidini açma hakkına sahip oluyorsunuz. Bu sistem bana biraz dengesiz geldi; her ağaca yetenek harcamazsanız, 20-30 puan elinizde birikmiş bir şekilde bekliyor..

Assassin’s Creed Shadows içerisinde Katana ve Tanto gibi birkaç farklı silah türü var ve bunların her biri farklı oynanış tarzlarına hitap ediyor. Ekipman olarak da Kunai ve Smoke Bomb gibi ögeler mevcut. Bunlar da gizliliğe yardımcı ediyor. Tabii eğer Yasuke ile oynarsanız durum farklı. Aynı şey zırhlar için de geçerli. Oyunda hafif ve ağır gibi farklı zırh türleri mevcut. Aynı çeşitlilik düşmanlarda da var. Düşmanlarla savaşırken, engelleyebileceğiniz beyaz ışıklı tekli saldırılar, mavi ışıklı kombo saldırılar ve engellenemez kırmızı ışıklı saldırılar görebiliyorsunuz. Eğer beyaz ve mavi ışığı son anda engellerseniz veya kırmızı ışıktan son anda kaçarsanız, düşmanlar tökezliyor ve hasara normalden daha açık bir hal alıyor. Normal bir şekilde engellemek ve kaçmak da mümkün.
Oyunda ayrıca odaklanıp, etraftaki görev hedeflerini veya hazineleri bulabileceğiniz bir Observe tuşu, oyunun hikayesini minimum şekilde etkileyebilecek diyalog seçimleri (ki eğer oyunun orijinal gidişatını yaşamak istiyorsanız bu seçimleri kapatabiliyorsunuz), yanınızda konuşarak yürüyen karakteri otomatik takip etme tuşu gibi şeyler de bulunuyor ki özellikle otomatik takip, inanılmaz önemli bir yaşam kalitesi iyileştirmesi. Diyalog seçimini kapatma da bazı oyuncular için önemli olacaktır. Eğer hikayeyi daha da orijinal yapmak isterseniz, seslendirmeleri İngilizce yerine orijinal olan Japonca ve Portekizce olarak da ayarlayabilirsiniz ki bunu yapmanızı öneriyorum. Japonca seslendirmelerin yanında, İngilizce dublaj gerçekten komik seviyede berbat.
Bu arada, Assassin’s Creed Shadows içerisinde bir kartalımız filan yok. Etraftaki ilgi çekici ögeleri görmek için daha önce bahsettiğim Observe tuşunu ve Eagle Vision tuşunu kullanıyoruz. Eagle Vision, bu sefer bizi göklere atmıyor. Onun yerine karakterimizin açısından bakmaya devam ederken, duvarların ötesini görebiliyoruz. Bu arada, bu satırları yazarken oyunu henüz tamamlamadım ama bu iki karakter, Assassin’s Creed serisinin en Assassin olmayan karakterleri herhalde. Yani, hayvan bir yardımcımız yok, ikonik Assassin’s Creed kıyafetlerimiz yok, Hidden Blade bile herhangi bir silah olarak kullanılıyor Naoe tarafından. Tabii hikaye ilerledikçe bu durum değişiyor olabilir ki umarım değişiyordur. Aksi taktirde, ben karakterleri gerçekten bir Assassin olarak görmedim.
Assassin’s Creed Shadows oyununun ilerleyen anlarında belki değişecek olsa da Hidden Blade ile ilk karşılaştığımız an, yaptığımız ilk Leap of Faith ve bunun gibi benzeri ögeler inanılmaz ucuzlaştırılmıştı. Ben o şekilde hissettim. Hideout aracılığı ile yaptığımız topluluğun adı The League of the Hidden Blade veya ona benzer bir şey ama o bile Assassin hissi vermiyor. Böyle bir oyundan da Assassin temasını çıkarttığınız zaman geriye kalan şeyin benim için pek bir değeri olmuyor. Eğer o şekilde bir oyun istesem zaten Ghost of Tsushima, bunu gözü kapalı sollayabilecek kadar kaliteli ve eğlenceli. Bu seriyi oynama amacım oyunun teması ve hikayesi ama işte onlar da zayıf geldi gözüme. Ayrıca, tempoyla alakalı bazı can sıkıcı problemler de vardı.

Assassin’s Creed Shadows, sıkıntılı bir geliştirilme sürecine sahip olmuştu. Bu tip oyunları oynayıp, son anlarda nelerin eklendiğini ve çıkartıldığını görmeyi seviyorum ama bu oyunda açıkçası nelerin değiştirildiğini anlamadım. Tabii ki savaş bileti filan muhtemelen orijinalinde ücretliydi, belki Key birimi de mikro ödemeyle satılıyordu; bunlar kapatılmış olabilir ama oyunun kendisinde bir fark hissedemedim – tempo haricinde. Özellikle de oyunun birkaç saatinde hikaye anlatımı fazla kaotik. Daha da önemlisi, o ilk birkaç saatte çok fazla sinematik sahne ve ara sahne kesintisi fark ettim. Yani, izlediğiniz veya oynadığınız iki sahne arasından kesinlikle çıkartılan şeyler vardı. Ayrıca, oyun size tam 1 saat sonra öğretici elementler veriyor. Yani, sanırım ilk saat de sonradan eklendi.
Assassin’s Creed Shadows, bazı ara sahneler çıkartılmış ve oyunun ilk saatlerinin akışı değiştirilmiş gibi duruyor. Ayrıca, ben oyunları yavaş oynayan biriyim ama ilk 15 saatte filan Yasuke sadece oyunun en başında vardı. Daha sonra sürekli Naoe ile devam etmeniz gerekiyordu. Bu da çift karakter bulunduran bir oyun için ilginç bir seçim. Büyük rakipleri öldürdükten sonra serinin geçmişindeki gibi bir hesaplaşma anının olmaması da bende soru işaretleri oluşturdu. Bunların karşılığında, oyun kesinlikle eğlenceli. Yani, oyunu bir ninja veya suikastçı olarak oynamak bana onlarca saat boyunca zevk verdi ve sıkılmadım. Eğer sıkılacak olursam da zaten tamamen farklı bir oynanış sunan Yasuke var; biraz da onunla zaman geçirim. Ne olacak sanki?
Övmem gereken bir diğer şey de kesinlikle keşif hissi. Yön bilgileriyle bir şeyler keşfetmek tatmin edici ve Ubisoft şirketinin geleneksel onay işareti simülasyonu yapısı da kalkmış. Oyunda çok fazla onay işareti sistemi yok. Tabii ki var olan noktalar mevcut ama serinin geçmişindeki gibi abartılı değil. Harita üzerindeki ikonlar için de aynı şeyi söyleyebilirim. Övebileceğim bir diğer yer de Ubisoft şirketinin hayvanları sevmeye bir özellik getirmiş olması. Hepimiz oyunlarda bir kedi veya köpek görünce yanına koşup, onu sevmek için bir tuş çıkmasını bekliyoruz. Assassin’s Creed Shadows içerisinde o tuş çıkıyor ve üstüne, o sevdiğimiz hayvanı üssümüze ekleyebiliyoruz. Bu da aslında etrafta daha önce sevmediğiniz bir hayvan var mı diye arama yapmanıza yol açıyor.
Yağmur, ateş ve mevsimsel diğer etkileri de kesinlikle övmem gerekiyor. Assassin’s Creed Shadows oyununun adında da yer alan gölgeler gerçekten çok önemli ve gece saatlerinde kalelere baskın yapmak, gündüze kıyasla daha kolay. Akşamüstü filan olduğu zaman da gölgelerde takılmak, mumları söndürüp, karanlık alanlar yaratmak filan şahane hissettiriyor. Yağmur fırtınaları filan da hem atmosferik açıdan, hem de oynanış açısından ilgi çekiyor. Dinamik hava şartları, gece-gündüz döngüsü ve tabii ki mevsimsel döngü, oyunun dünyasının sürekli ileri aktığını şahane bir şekilde yansıtıyor. Yani, bu oyunda övecek şey gerçekten çok fazla. Yüz animasyonları da onlardan bir tanesi. Ubisoft, bu teknoloji konusunda bir adım ileri atmış kendsini.

Assassin’s Creed Shadows, şahane bir dünyaya sahip ama bu dünya biraz sınırlı hissettiriyor. Şöyle ki oyunun dünyasını keşfetmek istiyorsanız, yollara bağlı kalmanız gerekiyor. Yolların dışına çıktığınız zaman hem bulacak bir şey yok, hem de arazi pek de hareket etmeye uygun değil. Yine de bu durum beni birkaç an haricinde rahatsız etmedi. Oyun yine açık dünya ama A noktasından B noktasına giderken yolları takip etmek gerekiyor sadece. Ayrıca bu dünyanın içindeki gölge sistemi gibi karşınıza çıkabilecek bazı diğer şeyler de var. Mesela, oyunda bir aranma sistemi var. Eğer kırmızı alanlarda alarm çalmasına izin verirseniz, gardiyanlar sizi mevsim değişene kadar avlıyor. Ayrıca, bazı görevlerin sonucunda, savaş sırasında çağırabileceğiniz arkadaşlar da elde ediyorsunuz.
Mevsimlerden bahsetmişken, Assassin’s Creed Shadows içerisinde mevsim değişimi oynanışı da etkiliyor. Mesela, yaz mevsiminde etrafta daha fazla uzun çalılar ve içinde saklanabileceğiniz çok da derin olmayan göletler çıkabiliyor. Kışın ise ayak sesiniz filan daha az duyulabiliyor. Yani, aynı mekana farklı mevsimlerde gidip, farklı oynanış deneyimleri elde edebilmek mümkün. Aynı şey görsellik için de geçerli. Oyun, her bir mevsimde benzersiz ve aynı zamanda şahane görünüyor. Daha önce de söylediğim gibi ben bu oyunu PlayStation 5 Pro ve Samsung 50RU7400 ile deneyimledim. Evet, televizyonum biraz eski ve giriş modeli ama buna rağmen elde ettiğim görsellik şahaneydi. Manzaralar, oynanış anları, karakterler ve çok daha fazlası müthiş görünüyordu.
Performans için de aynı şeyi söyleyebilirim. Assassin’s Creed Shadows, 30 FPS ve 60 FPS olarak çalışabilen kalite ve performans moduna sahip. Ben tabii ki oyunu performans modunda oynadım ve FPS ile alakalı herhangi bir teknik problem yaşamadım. Sadece, oyunun Hideout kısmında 30 FPS ile sınırlandırılması biraz canımı sıktı ama onda da neden sınırlandırma yapıldığını anlayabiliyorum. Sonuçta, tamamen özelleştirilebilir bir üs kuruyoruz kendimize… Ses ve müzik tarafında da işler çok güzel. Ben bu oyunu sürükleyici modunda oynadım. Yani, seslendirmeler duruma uygun olarak Japonca ve Portekizce idi. Oyun, bu şekilde kusursuz seslendirme performansları veriyor. İngilizce dublajlar gerçekten başarısızdı. Kendilerini tekrar duymak bile istemiyorum. Müzikler de ideal.
Durumu özetlemek gerekirse Assassin’s Creed Shadows, gayet kaliteli ve eğlenceli bir video oyunu. Seri, bu oyun ile de köklerini ufak ufak unutmaya devam ediyor ama açıkçası oyunun ortamı, anlattığı hikayesi ve uzun oynanabilirliği, bahsettiğim olumsuz durumu gölgede bırakıyor. Japonya, Japon kültürü, tüm bunların Assassin’s Creed serisi ile buluşması çok güzel bir şekilde işleniyor oyunun içerisinde. Seri için kurulan yeni merkezi sistem, tekrar oynanabilirliğe güzel ödüllerle katkıda bulunuyor. Kendi üssümüzü kurma gibi diğer yan özellikler de sürekli samuray veya ninja olmaktan sıkılan oyuncular için ideal bir dikkat dağıtma sistemi. Ben bu oyundan inanılmaz keyif aldım ve ne istediğinizi biliyorsanız, muhtemelen aynı şey sizin için de geçerli olacak.
İnceleme yazısı çok kopuk. Lütfen editör desteği alın, konudan konuya atlıyorsunuz ve bu da okunabilirliği baltalıyor. Bazı yerlerde hikaye zayıf diyorsunuz sonra hikaye iyi diyip puanı 9 veriyorsunuz. Bunun gibi çok örnek var. Elinize sağlık yine de.