2020 senesinin en büyük çıkışlarından bir tanesini gerçekleştiren Assassin’s Creed Valhalla, tekli oyuncu temelli bir deneyim sunmasına rağmen çevrim içi servis mantığını da içerisinde bulunduruyor. Bu sebepten ötürü de bugüne kadar oyuna gelen ücretsiz içerik güncellemelerine tanıklık ettik ve şimdi de sırada ilk ücretli genişletme paketi var. Wrath of the Druids isimli bu içerik paketi, oyunun hikayesinin hemen sonrasını anlatıyor ve yine Eivor olarak İngiltere’den ayrılıp, İrlanda’ya gidiyoruz. İrlanda’da bizi çok uzun zamandır görmediğimiz kuzenimiz olan Barid bekliyor ve kendisi ile Druid isimli varlıkların efsanevi ve gizemi üzerine bir deneyim yaşıyoruz.
Wrath of the Druids, sadece Druid canlılarına ve gerçeküstü gizemlere odaklanmıyor tabii ki. Genişletme paketi her şeyden önce High-King Flann Sinna karakterine yapacağımız yardımlara odaklanıyor. Bu karakter, ülkesinin birbirinden farklı savaşlar yüzünden dağılmış olmasından tabii ki memnun değil ve bizden yardım istiyor. Bizler de kendisine bu yardımı yaparken, İrlanda’nın efsanelerinden biriyle karşılaşıyoruz. Bu da genişletme paketini ortadan ikiye bölüyor; bir tarafta gerçekçi bir deneyim elde ederken, diğer tarafta Assassin’s Creed serisinin fantastik ve gerçeküstü yönünü bir kere daha görmeyi başarıyoruz.
Assassin’s Creed Valhalla oyununun Wrath of the Druids isimli genişletme paketinin gerçekçi tarafındayken, İrlanda’nın güzel manzaraları ile karşı karşıya kalıyoruz. Ayrıca oyuna Royal Demand isimli yeni bir görev tipi ekleniyor ve krallardan gelen bu görevleri tamamlamaya çalışıyoruz. Aynı zamanda ganimetler ve kaynaklar toplayarak, bunları ticaret için kullanıp, benzersiz ödüllerin sahibi olabiliyoruz. Bir diğer yandan da tarihten tanınabilecek karakterlerle karşı karşıya kalıyoruz, efsanelerden çıkıp gelen varlıklarla savaşıyoruz ve bir kült ile karşı karşıya kalıyoruz. Tabii ondan sonra geriye o kültü yerin dibine sokmak kalıyor.
Wrath of the Druids isimli içeriğin en iyi tarafı ise aslında kendisine erişebilmek için oyunu bitirmek zorunda olmamanız. Ravensthorpe ile etkileşime geçebildiğiniz andan itibaren bu genişletme paketine geçiş yapabiliyorsunuz ve kendi üssümüzde de Irish Tradepost isimli yeni bir bina görebiliyoruz. Daha önce söylemiş olduğum ticaret ve daha fazlası bu bina aracılığı ile gerçekleştirilebiliyor. Bu arada, genişletme paketine erken erişebiliyor olmanız, gücünüzü de etkilemiyor. Paketin temel gücü 55 ama eğer siz daha yüksekseniz, otomatik olarak düşmanların güçleri de size uygun bir şekilde yükseliyor.
Assassin’s Creed Valhalla: Wrath of the Druids, hayatımıza yeni ve önemli karakterler sokuyor
Assassin’s Creed Valhalla: Wrath of the Druids ile ilk gördüğümüz yer İrlanda’dan Dublin oluyor. Ardından harita biraz daha büyüyor ve İrlanda’yı genel olarak keşfedebiliyoruz. Bu noktada söylemem gerekiyor ki adanın tamamı keşfe açık değil. Sadece belirli kısımlara gidebiliyoruz ama buna rağmen açık dünya yeteri kadar büyük. Tabii ki ana oyunun açık dünyası kadar büyük bir yapı yok ama bir genişletme paketi için oldukça büyük bir harita sunuyor bu içerik. Ayrıca, temel oyunun temasından da çok farklı yerler bulunduğu için benzersiz deneyimler elde edebiliyoruz. Bu da açık dünyayı bir adım ileriye taşıyor.
İrlanda’da olduğumuz için açık dünyadaki renk paleti genellikle yeşil. Ayrıca genişletme paketinde çok daha farklı hissettiren hava durumları ve dinamik olarak oluşabilen, statik olmayan gökkuşakları bile bulunuyor. Bu güzel, zaman zaman da çok ıslak olan açık dünyada tamamlayabileceğiniz bolca aktivite de bulunuyor. Bu aktivitelerden en benzersiz olanı ise halüsinasyon görmenizi sağlayan bir sis ile etkileşime geçmeniz ve ardından da fantastik ögelerle süslenen bu içerikte savaşmak. Bunun haricinde klasik olarak kampları basmak, toplanabilir ögeleri bulmak, bolca görev yapmak filan da açık dünyanın içerisinde yer alıyor tabii ki.
Assassin’s Creed Valhalla: Wrath of the Druids içerisinde benim ilgimi en çok çeken şey ise ticaret sistemi oldu. Yani, bence sistem inanılmaz eğlenceli değil ama içeriğin sonunda aldığınız ganimetler, silahlar ve zırhlar filan uğraştığınıza değiyor. Şöyle ki genişletme paketinin açık dünyasında ele geçirmeniz gereken bazı ticaret bölgeleri var. Bu bölgeleri siz kontrol etmeye başladıkça, Dublin’in ticaret gücü artıyor ve adım adım yeni ganimetlerin kilidini açabiliyorsunuz. Bu içeriğin dahilinde bazı sıkıcı ve kendisini çok fazla tekrar eden görevleri de yapmanız gerekiyor. Sistem temelinde güzel ve ödüllendirici ama kendisini oynamak sıkıcı olabiliyor.
Assassin’s Creed Valhalla için gelen Wrath of the Druids isimli genişletme paketinin en iyi yönü ise boyutunu kusursuz bir şekilde ayarlamış olması. Günümüzde oyuncular yüzlerce saatlik oyunları çok seviyor ama bence bu oyunun temel içeriği çok uzun. Oyunun sadece ana hikayesi 55 saat sürüyor, tüm içerikleri yapmaya çalışsanız 135 saatlik bir deneyim elde ediyorsunuz. Bence bu oldukça gereksiz bir uzunluk ama bu yeni genişletme paketi, maksimum 20-25 saatlik deneyimi ile çok tatlı bir deneyim sunmayı başarıyor. Ayrıca temel oyundaki kadar çok, “Grind” yapmanız da gerekmiyor. Her şeyi makul bir çaba ile bitirebiliyorsunuz.
Önceden tahmin edilebilir bir hikaye, birbirinden zengin karakterlerle iyileştiriliyor
Assassin’s Creed Valhalla oyununun hikayesi bence yeteri kadar güzeldi. Tabii ki 55 saatlik bir içerik çok uzatılmış bir deneyim demek ve hikaye ne kadar kusursuz olursa olsun, onu 55 saatte aynı başarıyla anlatmak mümkün olmuyor. Wrath of the Druids, 10-15 saatlik hikaye içeriği ile hikayesini muhteşem bir şekilde anlatıyor ama bu sefer de hikayenin temeli biraz zayıf. Yani, oyunda neler olacağını daha en baştan itibaren tahmin edebiliyorsunuz, hikaye boyunca sizi şaşırtan pek bir şey olmuyor. Yine de hiçbir şeye önem vermeyip, sadece hikayeyi oynasanız bile bence eğlenceli bir deneyim elde ediyorsunuz. Belki benim gördüklerim, sizin gözünüzden bile kaçabilir.
Assassin’s Creed Valhalla: Wrath of the Druids ile sunulan tahmin edilebilir hikayeyi güzel bir noktaya çekmeyi başaran nokta ise kesinlikle karakterler. Açıkçası burada şaşırmak imkansız; temel oyunda da birbirinden farklı ve renkli karakterler vardı. Bu karakterlerin çoğunu uzun bir süre boyunca hatırlayabilmek mümkündü. Karakterlerin kalitesi kesinlikle genişletme paketine de başarılı bir şekilde taşınıyor. Ayrıca, hikayenin sürekli olarak renkli olmaması ve çoğu zaman işin içine gizem ile korkunun girmesi de en azından hikayenin akışını ilginç bir hale sokabiliyor. Yalnız, zorluk tarafında bazı sıkıntılar sezebiliyorsunuz.
Assassin’s Creed Valhalla ile sunulan oyun dünyası ile Wrath of the Druids içeriğine ait oyun dünyası arasında zorluk açısından fark var. Yani, güç seviyesi filan normal ama genişletme paketinin bölgesinde çok daha fazla elit seviyede düşman bulunuyor ve bu da geleneksel yollarla oyunun zorluğunu arttırıyor. Ayrıca, Druid tipindeki bazı yeni düşman tipleri de benzersiz saldırı tipleriyle sizi zorlayabiliyor. Bence temel oyunun zorluğu tam yerindeydi, genişletme paketinde bunun bir seviye yukarı çekilmesi beni biraz rahatsız etti. Buna karşılık, daha da zorlaşan bölüm sonu canavarı karşılaşmalarından zevk aldığımı söyleyebilirim.
Wrath of the Druids, bazı olumsuz noktalarına rağmen kesinlikle başarılı bir genişletme paketi. Hatta, Assassin’s Creed serisi için piyasaya sürülmüş olan en iyi genişletme paketlerinden biri bile diyebiliriz. Tabii bu cümlenin arkasında temel oyunun gücü de bulunuyor. Assassin’s Creed Valhalla oyununun altın sürümüne, nihai sürümüne veya sezon biletine sahipseniz, bu genişletme paketine ücretsiz olarak ulaşabilirsiniz demektir. Eğer bunlara sahip değilseniz, içeriği ayrıca satın alabilirsiniz ve temel oyunu sevdiyseniz, deneyiminizi bu paket ile kesinlikle ama kesinlikle genişletmenizi öneriyoruz. Wrath of the Druids, gerçekten başarılı bir ek içerik.