Geliştirici ekibi Exit Plan ve dağıtımcı şirketi Untold Tales olan, üç boyutlu bir platform macerası deneyimi sunan Bang-On Balls: Chronicles oyununun başrolünde yer alan toplar kaba, hoyrat ve bazen de edepsiz. Sürükleyici isminin yanı sıra, platform türünün diğer önemli oyunlarına yaptığı göndermeler ve açık dünya kaosu ve yıkım vaadi beni bu yapıta kolayca çekmeyi başardı. Platform oyunlarını ve özellikle de ağır fizik tabanlı mekanikler içeren oyunları seviyorum, ne diyeyim?
Bolca patlama ve hatta daha da iyisi, üzerine bir ülkenin bayrağı yapıştırılmış çok sayıda sevimli yuvarlak, küresel bir şey olarak oynama fikri bence kaçırılmayacak kadar iyiydi. Yalnız, bu oyunun sonunda elde ettiğim şey, sunduğu dört devasa haritada yapılacak çok fazla şey olan olağanüstü bir “sandbox” deneyimi idi. Bekleyen bir top zaman var, o yüzden Bang-On Balls: Chronicles hakkındaki inceleme yazıma hızlı bir şekilde başlamak istiyorum.
Bang-On Balls: Chronicles bizi dünyaca ünlü Bang-On TV stüdyolarında staj yapan sersemlemiş bir Bob ile başlatıyor. Oyun, garip giriş ara sahnesinden sonra karakterimizi mücadelenin içine atmakta hiç zaman kaybetmiyor ve bizi stüdyonun kapılarına yerleştirerek içeri girmeye çalışan diğer top dalgalarını nasıl geçeceğimizi bulmamızı sağlıyor. Burada, oyunun temel mekaniklerine aşina olacak ve karakterimizi şekillendirmek için birkaç özelleştirme öğesi alacaksınız.
Yeni başlayanlar için şunları söyleyebilirim: Karakterimiz yürüyor, yuvarlanıyor, kötü adamların üzerine atılabiliyor ve genel platform anları için söz konusu atılışı kullanabiliyor. Zıplarken ve koşarken sağ tetiğe oldukça fazla basacaksınız, şimdiden uyarayım. Karakterimizin doğal olarak elleri yok ve platformları kavrayamıyor, ancak Bang-On Balls: Chronicles oyununun seviyeleri de herhangi bir mükemmel platform hikayesi gerektirmiyor. Bu yüzden, bu gerçekten bir sorun değil.
Bang-On Balls: Chronicles oyununda bir problemimiz var ama nedir, anlamıyoruz
Bob isimli karakterimiz aynı atılışı kullanarak rakiplerine meydan okuyor, onları rotadan çıkarıyor, duvarlara çarptırıyor ve nihayetinde öldürüyor. Karakterimizi kontrol etmek ve bu konuda ustalaşmak kesinlikle kolay. Karakter doğru miktarda ağırlığa sahip, zıplaması sağlam hissettiriyor ve atılışı genellikle vurmaya çalıştığınız doğru düşmanı veya şeyi hedef alıyor. Tüm bunları yaparken, aksiyonlarını şık bir şekilde de gerçekleştirebiliyorsunuz.
Bang-On Balls: Chronicles içerisinde karakterinize uygulayabileceğiniz çok sayıda dünya ve eyalet bayrağının yanı sıra şapkalar, teçhizatlar, silahlar, dövmeler, yüz kılları filan bulunuyor. Seviyeleri keşfettikçe bunlardan birçoğunun kilidini açacaksınız ve hatta bu araçlardan bazıları belirli kötülere karşı bile yardımcı olabilir. Tam donanımlı karakterinizi dev televizyon ekranlarından girdiğiniz dört devasa adaya götüreceksiniz. Karakteriniz, daha sonra bölüm sonu canavarı olduğunu öğreneceğiniz sarı ve mavi çizgili bir top olan bir yıldız ile karşılaşacak.
Bu dünyaların her birinden geçerken, bölüm sonu canavarını çağırmak ve dövmek için birden fazla hedefi tamamlarken, karakterimizin aslında patronuyla olan şikayetinin ne olduğunu asla tam olarak anlayabilmek mümkün değil gibi görünüyor. Bu patron en kötü ihtimalle kibirli ve belki de biraz kendini beğenmiş gibi görünüyor uzaktan baktığınız zaman. Karakterimiz bu adama karşı hiç düşmanlık göstermiyor ama patronu dövmeliyiz ve bunu gerçekleştirmeliyiz. Sonuçta oyun böyle istiyor ama bunun arkasında biraz daha sebep görmek isterdim.
Bu bölümler tek kelimeyle mükemmel. Bahsettiğim gibi, seviyenin son patronunu çağırmak ve bir sonrakine geçmek için tamamlamanız gereken bir dizi görev veriliyor. Bunlar oldukça basit, genellikle bir şey toplamayı veya bir anahtarı tetiklemeyi içeriyor. Ancak bunlara zamanında ulaşmada iyi şanslar diliyorum; her dünyada yapacak çok şey var. Kendinizi rastgele bir patron dövüşleriyle dikkatiniz dağılırken veya seviye içinde seviyelere düşerken, ana hikaye hedefleriyle tamamen ilgisiz bulmacaları ve aşamaları tamamlarken bulacaksınız.
Tarihin her noktasına bir insan olarak değil de top olarak gidiyoruz
Bang-On Balls: Chronicles oyunundaki her bir bölüm aslında tarihin bir noktasına dayanıyor. Çok bayraklı toplar sadece şov için değil. Vikingleri ziyaret edecek, uzay yarışına katılacak, korsanlığı keşfedecek, fatihleri alt edecek ve Japonya temalı bir dünyada birden fazla zaman dilimini ziyaret edeceksiniz. Bu dünyalarda gördüğünüz hemen hemen her şey kırılabilir ve patlayabilir. Üstesinden gelebileceğiniz çok çeşitli düşman türleri var ve onları sersemletmeye çalışırsanız oldukça hızlı bir şekilde misilleme yapacakları için birden fazla kez vurulmaktan hoşlanmayacaklar. Ancak, donma ışını veya el topu gibi size üstünlük sağlayabilecek iyi bir silah opsiyonu da var.
Bazen oyuncuların ikinci bir oyuncuya ihtiyaç duyan bulmacaları üstlenmeleri gerekebiliyor. Başka bir gerçek oyuncu ile bu oyunu oynamak zorunlu değil ama oyunun bazı bölümlerini çok daha eğlenceli hale getirdiği yalanını söylemeyeceğim. İkinci bir oyuncu gerektiren görevler için yakındaki bir otomattan sizin yerinize kaleyi koruması için küçük bir top çağırabiliyorsunuz ama en iyi deneyimi istiyorsanız, iki oyuncuyla oynamak benim gözümde bir zorunluluk. Bu bazı oyuncular için olumlu bir şey olabilir, bazılarını da ne yazık ki oyundan soğutabilir.
Oyun, çevrimiçi ve yerel olarak arkadaşınızla oyunu oynamayı destekliyor. İlk opsiyonu oyun boyunca bulduğum rastgele oyuncular aracılığıyla kullanmaya çalıştım ama pek bir sonuç elde edemedim. Bunun yerine oyunun yerel işbirlikçi deneyimine geçtim ve oyunun ilerleyen seviyelerinde bir arkadaşımla oynadım. Ne yazık ki bu noktada da oyunun kullanımı biraz hantal ve oyunun en büyük sorunlarından birini ortaya çıkarıyor: Kamera açıları.
Bang-On Balls: Chronicles, hafif bir oyun değil. Çok fazla fizik var, her seviyede çok sayıda aktör var ve bunu oyunun performansında hissedebiliyorsunuz. Oyun ne yazık ki çok iyi çalışmıyor, özellikle de her şey patladığında. Bu arada bu PlayStation 5 konsolunda oldu; oyunun eski nesilde nasıl çalıştığını hayal bile edemiyorum. Yine de orta halli bir performansa katlanabiliyorum ancak bu oyunda görünürlük zaman zaman zayıf olabiliyor. Dövüşler ve hatta genel kargaşa hızla parçacık efektleri oluşturuyor ve haritanın daha klostrofobik kısımlarında sıkışıp kaldığınızda oyunun kamerası size yardımcı olmak için pek bir şey yapmıyor.
Bang-On Balls: Chronicles içerisinde bazı kritik problemler de bulunuyor
Bang-On Balls: Chronicles oyunundaki bölünmüş ekran modu daha önce bahsetmiş olduğum problemlere pek de yardımcı olmuyor; özelleştirme menüsü bile bu modda küçük topunuzu düzgün bir şekilde göstermiyor ve ikinci oyuncuyu aracı olarak hareket etmeye zorluyor. Bölünmüş ekranı başlatmak da kamera kontrollerini düzgün bir şekilde kopyalamıyor. İkinci oyuncu, oyuna başladığında her zaman kameranın ayarlarını yapması gerekiyor; son zamanlarda oyunların sanki seneler öncesine geri dönmüşüz gibi Y eksenlerini ters çevirdiğini fark ettim…
Bang-On Balls: Chronicles içerisinde son olarak, son ara sahne bölünmüş görüntü alanı nedeniyle farklı kontrastlarla gölgelendi. Bu sorunlar oyunu hiçbir şekilde oynanamaz hale getirmiyor ve umarım gelecekte bu sorunlar giderilir. Oyunun merkez dünyasında ve dört ana sahnesinde dolaşırken, oynanabilir içerik dışında oyunun en güçlü yanlarından birinin detaylara gösterilen özen olduğunu düşünüyorum.
Haritanın her bir bölümünde o kadar çok şey oluyor ki ister kendi istekleri dışında çalışmaya zorlanan bilim insanları olsun, ister ateş edecek bir şeyler arayan korsanlar olsun, isterse de siz koştururken savaşlar olsun. Bu oyun inanılmaz derecede büyüleyici ve tüm bu hareketli parçaların bir araya gelip dünyayı canlı hissettirmesini görmeyi sevdim. Bir sürü “Easter Egg” var ve başarılar tek kelimeyle harika: Sadece doğru yerde ve doğru zamanda bir aksiyon yapmanız gerekiyor.
Bang-On Balls: Chronicles, “sandbox” tipi platform deneyimini doğru unsurlarının basit ama nihai bir kombinasyonu gibi duruyor. İster tek başınıza, ister arkadaşınız ile bir iş birliği içinde olun, çok eğlenceli ve üstesinden gelinmesi gereken çok sayıda benzersiz hedef ve zorluğun yanı sıra sağlam bir şekilde hazırlanmış bölüm sonu canavarı savaşları da var. Bu güzel ve büyük ölçekli “sandbox” deneyimi, herkes için harika bir zaman sunuyor.
