Bu sene Call of Duty ve Halo serileriyle de rekabet etmesi gereken Battlefield, bence oldukça avantajlı bir durumdaydı. Oyuncular senelerdir modern zamanda geçen bir savaş oyunu görmek istiyordu ve Battlefield 2042, bunu vermeye hazır gibi görünüyordu. Geçirilen teknik deneme süreçleri, alfa versiyonları, beta sürümleri ve çok daha fazlası derken bahsi geçen oyunun çıkış günü geldi ve herkes hayal kırıklığına uğradı. EA ve DICE, belki de kendi serisinin en başarılı olabilecek oyunlarından bir tanesini, rezalet bir şekilde piyasaya sürmüştü. Yetersiz oyun modları, utanç verebilecek kadar az silahlar ve çok daha fazlası, bu oyunun en büyük problemleriydi.
Battlefield 2042, gerçekten kötü bir oyun mu? Açıkçası ben bu oyunun alfa ve beta versiyonlarını oynadığım zaman yaşadığım deneyimden memnun kalmıştım. Evet, bu versiyonlarda rahatsız edici hatalar filan vardı ama DICE, beta versiyonunun en az birkaç ay geriden geldiğini belirtmişti. Yani, ben o sürece katılırken, geliştirici ekip halihazırda 1-2 aylık yolu kat etmişti bile. Birçok problemin düzeltildiği söylenmişti, oyunculara olumlu mesajlar verilmişti ama bunların karşılığının hiçbirini oyunun final versiyonunda göremedim. Oyunun başarısız olduğunu görebiliyorum ama aynı zamanda da söylemeden geçemeyeceğim: Ben bu oyundan zevk aldım.
Battlefield 2042 oyununu 16 Kasım 2021 tarihinden beri PlayStation 5 konsolumda deneyimliyorum. Aynı dönemlerde Halo Infinite ve Call of Duty: Vanguard oyunlarını da oynadım ve açıkçası listeden ilk elediğim oyun Halo Infinite oldu. Şimdi, Call of Duty: Vanguard ile incelemekte olduğum bu oyun arasında gidip, geliyorum ve net bir seçim yapmakta da zorlanıyorum. Biliyorum, iki oyun da farklı deneyimler sunuyor ama Call of Duty tarafının problemsiz yapısı ilgimi çekiyor; Battlefield tarafının da verdiği savaş hissi beni heyecanlandırıyor. Şimdi, dilerseniz inceleme yazıma yavaş yavaş başlayayım ve bu oyundan daha detaylı bir şekilde bahsedeyim.
Normalde bir oyunu incelerken, öncelikle hikayesine değiniyorum ama şimdiden söyleyeyim: Battlefield 2042 oyununda herhangi bir hikaye ve/veya tekli oyunculu içeriği yok. Bu oyun tamamen çoklu oyunculu deneyimlere odaklanıyor. Bu durum açıkçası benim senelerdir istediğim bir şeydi. Battlefield serisi her zaman çoklu oyunculu içerikleri ile ön plana çıkıyordu ve bence tekli oyunculu modlar da geliştirici ekibi gereksiz yere zorluyordu. Bu yüzden, oyunda herhangi bir hikayenin olmaması beni rahatsız etmedi. Çoklu oyunculu evren için sunulan hikaye ise oldukça basit ama böyle bir oyun için de yeterli seviyede diye düşünüyorum.
Battlefield 2042 ile üç önemli deneyim sunuluyor
Battlefield 2042 oyununu açtığınız zaman karşınıza üç farklı deneyim, yani oyun modu çıkıyor. Bunlardan ilki, All-Out Warfare olarak geçiyor ve kendisi aslında Battlefield markasının ikonik deneyimlerini sunmayı hedefliyor. Yani, Conquest ve Breakthrough isimli oyun modları, All-Out Warfare çatısı altında sizleri bekliyor. Burada eğer dilerseniz gerçek oyuncularla eşleşebiliyorsunuz veya botlara karşı bir savaş başlatabiliyorsunuz. Botlara karşı oynadığınız zaman aldığınız tecrübe puanı bayağı düşüyor ama yine de gerçek oyunculara karşı kendinizi hazır hissetmiyorsanız, oyunun böyle bir imkan tanıması da bence hoş bir düşünce.
Botlara karşı oynamak istediğiniz zaman yapay zekanın zorluğunu ayarlayabiliyorsunuz. Aynı zamanda harita seçimini de yapabiliyorsunuz. Bu seçim sayesinde de aslında oyunun içerisindeki haritaların tamamını görmüş oluyorsunuz. Oyunda ne yazık ki 7 adet harita bulunuyor. Aslında böyle bir oyun için 7-8 adet harita fena değil. Sonuçta her harita oldukça büyük ama Battlefield 2042 oyunundaki haritaların tasarımı oldukça kötü. Her harita birbirine benziyor ve içerlerinde ilgi çekici hiçbir şey bulundurmuyorlar. Mesela, bir tane harita var oyunda, neredeyse tamamı konteyner kaplı. Yani, bu mudur EA ve DICE tarafının yapabildiği en iyi harita tasarımı?
Haritalarla alakalı bir diğer problem ise en çok Conquest sırasında kendisini gösteriyor. Haritalarda sürekli ama sürekli boş bir şekilde yürümek zorunda kalıyorsunuz. Bunu en çok da oyunun başlangıcında hissediyorsunuz. Eğer savaşa girmeden önce karakterimizi ayarlayayım, silahlarıma bakayım derseniz, dakikalar boyunca boş boş yürümek zorunda kalıyorsunuz. Oyuna doğru düzgün bir şekilde başlayabilmek için herkesten önce bir aracı seçip, onu kendinize kilitlemeniz gerekiyor. Böyle olduğu zaman savaşa araç ile başlıyorsunuz ve olması gerektiği hızda, bayraklara ulaşıp, onları almaya başlıyorsunuz. Takımın neredeyse tamamı ise arkada yavaş yavaş koşuyor.
Battlefield 2042 gibi bir oyunda, özellikle de Conquest gibi bir oyun modunda oyuncuların aslında belli bayrakları kilit altına alması önemli. Yani, bir savaş boyunca kendinizi tek bir bölgeye adayabilirsiniz. Zaten artık her bölgede çoklu bayraklar olduğu için bunu yapmak çok sıkıcı da olmuyor. Mesela, A bölgesindeki bayrakları savunmayı/elde etmeyi deneyebilirsiniz tüm bir karşılaşma boyunca. Problem şu ki bunu yapmak, zaman zaman hiçbir aksiyon yaşamamanızı sağlıyor. A bölgesinden B bölgesine gideyim derseniz de dakikalar boyunca, hiçbir aksiyon olmadan koşmak zorunda kalıyorsunuz. Aynı hesaba geliyor yani; kimse eğlenmiyor.
Bu serinin böyle bir yeniliğe ihtiyacı yoktu
Battlefield 2042 oyununun ana içeriği bence All-Out Warfare ama sürekli aynı haritalarda Conquest veya Breakthrough içeriklerini oynamaktan sıkılırsanız, Hazard Zone ile tanışma vaktiniz gelmiş demektir. Hazard Zone, bu oyunun ikinci ana içeriği ve kendisi, manga temelli deneyimlere odaklanıyor. Bu oyun modunda dört kişilik takımımızı oluşturuyoruz ve halihazırda tanıdığımız haritalara iniş yapıyoruz. Amacımız ise haritanın rastgele noktalarındaki bilgileri toplamak ve onları güvenli bir şekilde haritadan kaçırmak. Bunu yaparken, hem botlara, hem de gerçek insanlara karşı savaşmamız gerekiyor. PvPvE şeklinde bir deneyim oluyor yani.
Battlefield gibi bir serinin, Hazard Zone gibi bir yeniliğe ihtiyacı yoktu. Eğer küçük çaplı deneyimler yaşatılmak isteniyorsa, serinin önceki oyunları bunu daha ufak çaplı Conquest ve Team Deathmatch gibi içeriklerle vermeyi başarmıştı. Yani, ben EA ve DICE taraflarının bozuk olmayan bir şeyi tamir etme çabasını anlayamıyorum. Hazard Zone, genel anlamda pek de eğlenceli değil ve oyuncuların ayırdığı zamanı da net olarak ödüllendirmiyor. Sonuçta işin içine risk ve ona bağlı olarak ödül girdiği için risk alıp, hiçbir şey kazanamamak da var. Hazard Zone, bence en fazla bu oyunun ücretsiz demosu olabilecek seviyede bir içerik.
Battlefield serisinin oyuncularını heyecanlandıracak olan üçüncü ve son ana içerik ise Battlefield Portal. Adından da tahmin edebileceğiniz gibi bu ana içerik, serinin eski oyunlarına bir kapı açıyor. Battlefield 2042 içerisindeki bu kapı sayesinde Battlefield 1942, Battlefield: Bad Company 2 ve Battlefield 3 oyunları size sunuluyor. Evet, bu oyunlardaki karakterler, silahlar, ekipmanlar, araçlar ve haritalar sizin emrinize sunuluyor. Tabii ki her harita, her silah, her araç ve her ekipman yok; öyle olsaydı oyunda yüzlerce silah, ekipman, harita ve araç olurdu. Neyse, işte bu eski oyunların içeriğini kullanarak, yeni deneyimler oluşturabiliyorsunuz.
Battlefield 3 oyunundaki Caspian Border haritasında Battlefield 1942 oyunundan askerlerin, Battlefield 2042 oyunundaki silahları kullanarak, Battlefield: Bad Company 2 oyunundan gelen askerlere karşı savaşmasını mı istiyorsunuz? Bunu ve çok daha fazlasını yapabiliyorsunuz. Battlefield Portal içerisinde hem öne çıkan içerikler, hem de sunucu seçme özelliği bulunuyor. Aynı zamanda kendi oyununuzu kurup, sizler de sunucunuzu açabiliyorsunuz. İşin en iyi yanı, şu anda problemli olsa bile Battlefield Portal içerisinde de tecrübe puanı kazanıp, ilerleme sağlayabiliyorsunuz. Keşke, Hazard Zone yerine diğer iki oyun moduna daha fazla zaman harcansaydı.
Battlefield 2042 oyununun yetersiz kaldığı bir noktaya bakalım
All-Out Warfare ve Battlefield Portal gayet güzel ama temelde yer alan bir problem, bu içerikleri biraz aşağıya çekiyor. Bu problem ise yeteri kadar silah olmaması. Battlefield Portal içerisinden örnek vermek gerekirse, serinin üç eski oyunundan gelen toplam karakter sayısı 31, silahların sayısı ise tahmin ediyorum ki 20 ile 50 arasında. Net bir sayı veremiyorum; üç oyun arasında da M1911 ve AN-94 gibi silahlar paylaşılabiliyor. Aynı silahı 2-3 kere saymadan, net bir hesaplama yapabilecek kadar büyük bir zekaya sahip değilim ne yazık ki. Yalnız, eski oyunların hiçbir silahında ilerleme sistemleri bulunmuyor. Yani, açılabilir ögeler filan yok, her şey zaten açık.
Asıl problem, Battlefield 2042 oyununun içeriklerine odaklandığınız zaman çıkıyor. Eğer sadece All-Out Warfare ve Hazard Zone içeriklerine odaklanacaksanız, oynanış tarafında minimum seviyede fark yaratan 10 adet karakter, 22 adet silah, 16 adet ekipman ve 14 adet de araç göreceksiniz. Hadi, ekipmanları ve araçları problem olarak saymayalım; yine de 10 farklı karakterin aslında hiç farklı hissettirmemesi ve gülünç sayıda, sadece 22 farklı silahın bulunması bence kabul edilemez. Zaten bu silah sayısına tabancalar ve anti-tank silahları filan da dahil. Yani, toplamda sürekli kullanabileceğiniz silah sayısı aslında 15 ile 18 arasında değişebiliyor.
Bu konuda övebileceğim tek şey, Battlefield 2042 ile ustalık sisteminin geri dönüyor olması. Yani, karakterlerin özel yeteneklerini etkili bir şekilde kullanarak, ustalık seviyelerini atlatabiliyorsunuz. Bunu yapmak, onlar için yeni kıyafetlerin açılmasını sağlıyor. Aynı şekilde, hesap seviyenizi yükselterek de açılabilecek kıyafetler var. Aynı sistem, silahlarda da var. Silahlardaki ustalık sistemi, tamamen düşman öldürmeye odaklı. Öldürdüğünüz düşman sayısına göre hem o silah için yeni parçalar açıyorsunuz, hem de yeni görünümlerin kilidini kaldırıyorsunuz. Ustalık seviyesi, 1200 kişiyi öldürmeniz ile birlikte açılan Tier 1 seti görünümler ile son buluyor.
Bu arada, açtığınız silah parçalarını oyun içerisinde kullanabiliyor olmanız da kısmen güzel bir artı. Yani, savaş sırasında ölüm ekranına geri dönmeden, gerçek oynanış anında dürbününüzü, şarjör tipinizi, namlunuzu ve namlu altı kısmını özelleştirebiliyorsunuz. Bu sistem kesinlikle güzel düşünülmüş ama yine özgürlüğü size net olarak vermiyor. Oyun başlamadan önce silah özelleştirme ekranında seçebileceğiniz sadece üç parçayı bu kısımlara ekleyebiliyorsunuz. Her kategori, en fazla 3 farklı parça taşıyabiliyor. Ben açıkçası her parçanın seçilebilir olmasını tercih ederdim. Bu sayede her duruma daha kolay bir şekilde ayak uydurulabilirdi.
Sadece bu oyunda yaşayabileceğiniz akıl almaz anlar geri dönüyor
İçerikler bir yana, önemli olan Battlefield 2042 oyununun temel oynanışı. Sonuçta, sıkıcı bir oynanış olduktan sonra 100 farklı silah bulundursanız bile bir işe yaramaz. Temel oynanış, bu oyunda benim kafamı karıştıran en büyük nokta oldu. Yani, oyunu oynarken ondan hem nefret ediyorum, hem de seviyorum. Nefret etmemin sebebi çok fazla denge probleminin olması. Oyundaki tek bir silah, bütün karşılaşmayı domine edebiliyor. Tanklara karşı etkili olması gereken bir roketatar, keskin nişancı silahlarının önüne bile geçemiyor. Daha da sinir bozucu olan şey, bir aracın aklınıza gelebilecek olan her şeyi yapıp, en güçlü tanklara bile meydan okuyabiliyor olması.
Saymış olduğum bu üç büyük problem, %100 bir oran ile her karşılaşma sırasında sizin başınıza bela olacak. Bazen tek bir oyuncu, Hovercraft kullanarak 1’den fazla bayrağı kontrol altında tutabilecek; sizin elinizdeki roketatar hiçbir işe yaramıyor olacak. Bazen de PP-29 isimli SMG tipi silahı kullanan bir düşman, menzil dinlemeden sizi sayısız kere öldürebilecek; oyunda denge adına hiçbir şey yok. Bunların hepsi anlık olarak büyük problemler olsa bile düzeltilmeyecek şeyler değil. Açıkçası, Battlefield 2042 oyununu oynamaya devam ediyor olmamın sebebi de bu. Denge eninde sonunda bulunur ama bu oyunları çıkışından önce hiç mi test eden biri yok?
Battlefield 2042 oyununun temel oynanış kısmında sevdiğim yönleri ise Battlefield V oyununa kıyasla daha akıcı olması, hantal bir yapıya sahip olmaması. Sizi bilemem ama Battlefield 1 ve Battlefield V, bu serinin temel oynanışını biraz aşağı çekmişti, ben bu şekilde düşünüyorum. İki oyunu da oynamak kesinlikle eğlenceli ama yine de o Battlefield 3 ve Battlefield 4 oyunlarındaki hantal olmayan yapıyı alamıyorduk. Birçok oyuncu bu konuda benim gibi düşünmüyor ama ben, o eski oyunlardaki oynanış yapısının, bu oyunda tutturulduğunu hissediyorum. Bu yüzden de her gün geri dönüp, bu oyunda eziyet çeksem bile birkaç karşılaşma tamamlıyorum.
Battlefield 2042 oyununda ilgimi çeken bir diğer nokta ise yeni nesil konsollarda 128 kişinin destekleniyor olması. Aslında, 128 kişinin destekleniyor olmasıyla birlikte haritaların boyu da yükseldiği için oyuncu sayısının arttığını net olarak hissedemiyorsunuz ama yine de zaman zaman o oyuncu ordusunu görmek keyif verici olabiliyor. Ayrıca, lobilere artık botlar da atılıyor ve bu konuda bazı ön yargılarım vardı ama oyunu oynadıktan sonra söyleyebilirim ki botlar, muhtemelen sizin de ön yargılı olduğunuz kadar olumsuz bir şekilde etki etmiyor oyuna. EA ve DICE, en azından bot konusunda güzel bir denge tutturmayı başarmış bence.
Battlefield 2042 oyununda yaratıcılık neredeyse hiç yok
İnceleme yazımı bitirmeden önce Battlefield 2042 oyununun sunum tarafına da değinmek istiyorum. Bu noktada öncelikle de görsellikten bahsedeceğim. Bahsi geçen bu yapıtı, 4K destekli bir televizyonda, PlayStation 5 konsolum ile deneyimledim. Oyunun yeni nesil versiyonu da vardı ve sonucunda aldığım görsellik bence güzeldi. Yani, yine serinin eski oyunlarına göre bu yapıt, biraz daha temiz ve net bir görselliğe sahip. Yalnız, bu temiz görüntü elde edilecek diye görsel yoğunlukta geriye adım atılmış. Bu yüzden, Battlefield V oyununa göre grafikler daha kötü derseniz, şaşırmam. En kötü taraf ise oyunda sanat tasarımının çok kötü olması.
Battlefield 2042, yakın gelecekte, 2042 senesinde geçiyor ama bunu hissedebilmeniz mümkün değil. EA ve DICE, bu zaman seçimi ve evren yapısı ile kreatif güçlerini ortaya çıkartabilirdi ama bunu yapmamayı tercih ettiler. Daha önce de söylediğim gibi oyundaki tüm haritalar görsel açıdan birbirine çok benziyor. Ayrıca aynı tasarımlar da ardı ardına kullanılıyor, görsellik sanki kendisini tekrar ediyor. Bu görsel basitlik karşısında en azından sunulan performans gayet güzel. Oyun, tahmin edebileceğiniz üzere 60 FPS değerinde oynanabiliyor ve 128 kişi olmasına rağmen ben performans tarafında herhangi bir problem hissetmedim.
Sesler ve müzikler ise oyunun ortalama seviyede kaldığı bir noktada. Öncelikle, Battlefield serisinin o ikonik müziği, eskisi kadar kendisini belli etmiyor. Oyunda zaten herhangi bir müzik duyabilmek bile çok mümkün değil. Sadece savaşların en başında ve en sonunda kısa kısa müzikler duyuyorsunuz. Ses efektleri ve karakter seslendirmeleri de vasat. Öncelikle, karakterlere yazılan diyaloglar utanç verici; en azından seslendirme performansları fena değil. Ses efektleri; araç sesleri, silah sesleri ve atmosfer efektleri filan da bana çok vasat geldi; sanki Battlefield değil de herhangi bir basit FPS tipi video oyunu oynuyorum. Bu seriye, basitlik yakışmadı.
Battlefield 2042, çok önemli ve rekabetin zirvede olduğu bir dönemde piyasaya sürüldü. Sonucunda ise kısmen önemli bir başarısızlık elde edildi. Oyuncuların neden bu oyundan nefret ettiğini, hatta oyunun neden Steam üzerindeki en kötü yapıtlardan biri olarak değerlendirildiğini anlayabiliyorum ama yine de Battlefield 2042 oyununu oynarken ben biraz da olsa zevk alabiliyorum. Bu yüzden, diğer oyuncularla sırf aynı fikirde olabilmek için yalan söylemeyeceğim. Bu oyun belki tam fiyatından satın alınmaz ama indirim dönemini bekleyip, ortalama üstü bir Battlefield deneyimi yaşamak için bu oyunu satın almak isteyebilirsiniz.
