Uzun zamandır Bayonetta serisinden bir oyun görmemiştik. Serinin ikinci oyunu 2014 senesinde çıkmıştı. Bayonetta 3 ise 28 Ekim 2022 tarihinde oyuncularla, sadece Nintendo Switch konsolunda oyuncularla buluştu. PlatinumGames tarafından geliştirilen ve tahmin edebileceğiniz üzere Nintendo tarafından piyasaya sürülen bu aksiyon oyunu, bir kere daha serinin aynı isimdeki ikonik melek avcısını başrole koyuyor ve bu sefer hem Homunculi isimli biyolojik silahlara karşı, hem de evrenleri yok etmeyi hedefleyen Singularity isimli bir varlığa karşı savaş veriyoruz. Tabii bu maceramızda tek başımıza olmuyoruz.
Bayonetta 3 oyununun hikayesinde, ana karakterimiz tamamen bir başka evrende Singularity ile savaşıyor ve ne yazık ki ölüyor. Bu sırada, melek avcısı olarak eğitim gören Viola da orada bulunuyor ve Bayonetta, onun evren değiştirip, yardım istemesini talep ediyor. Yeni melek avcımız, oyunda asıl kontrol ettiğimiz karakterimizin evrenine gidiyor ve orada Bayonetta ile Jeanne karakterlerini daha önce bahsetmiş olduğum biyolojik silahlara karşı bir savaş verirken buluyor. Daha sonra ise birlikte evrenleri dolaşıyoruz, önemli kaynaklar topluyoruz ve Singularity varlığının gerçekten yer aldığı ana evrene gitmeye çalışıyoruz.
Bayonetta 3 oyunundaki maceramız boyunca akıllara sığmayacak seviyelerde üst düzey aksiyonlar yaşıyoruz, fantastik sahneler izliyoruz ve tabii ki farklı evrenlerden gelen bolca Bayonetta ile tanışıyoruz. Karakterimizin farklı evrenlerden gelen versiyonları; farklı görünümlere, farklı silahlara ve daha fazlasına sahip oluyor. Bizim kontrol ettiğimiz asıl Bayonetta, tüm farklı versiyonlarının görünümlerine ve silahlarına sahip olabiliyor. Böylece oyun boyunca sürekli olarak gelişiyoruz ve farklı oynanış deneyimleri yaşayabiliyoruz. Bu deneyimin temeli ise oldukça aksiyon dolu, hızlı ama bir o kadar da tehlikeli.
Bayonetta serisinin eski oyunlarında olduğu gibi bu Bayonetta 3 içerisinde de yaşanan aksiyon oldukça hızlı. Amacımız, önümüze çıkan herkesi olabildiğince hızlı bir şekilde öldürmek. Tabii bunu yapmaya çalışırken yine de bize gelen saldırılara biraz dikkat etmemiz gerekiyor. Eskiden olduğu gibi bu oyunda da saldırılardan doğru anlarda kaçmak, Witch Time özelliğini aktif ediyor ve buna ek olarak artık savaş sırasında kendi şeytanlarımızı da çağırabiliyoruz. İşin içine diğer büyüler ve silahlar girince de ortaya oldukça zengin oynanışı olan bir oyun çıkıyor. Sadece bu karmaşıklığa alışmak biraz fazla zaman alıyor diyebiliriz.
Bayonetta 3, serisini bir adım ileriye taşımayı başarıyor
Bayonetta 3, serinin eski oyunlarında olduğu gibi öncelikle yakın dövüş ve ateşli silahları birleştiriyor. Daha sonra, doğru zamanda karşı saldırılardan kaçarak Witch Time özelliği ile tekrar tanışıyoruz. Bu özellik, bir süreliğine zamanı siz hariç herkes için yavaşlatıyor. Buna benzer bir özelliği bulmaca çözerken de kullanabiliyoruz. Yeni mekanikler olarak ise Demon Slave ve Demon Masquerade geliyor. Aslında bunlar, serinin önceki oyunlarındaki Climax Summon ve Umbran Climax mekanikleri için alternatif gibi hissettiriyor. Eski oyunlarda şeytanları çağırınca kendileri hareket ediyordu ama bu mekanikler sayesinde işler değişiyor.
Bayonetta 3 oyununda artık savaş alanına çağırdığımız dev gibi şeytanları kendimiz kontrol edebiliyoruz ve kendilerinin hem standart, hem de özel saldırılarını yapabiliyoruz. Oynanış anında hemen değiştirebileceğimiz iki adet silahımız ve çağırabileceğimiz üç adet şeytanımız bulunuyor. Tabii ki oyunda bunlardan daha fazlası var ama en fazla bu kadarını yanımızda taşıyabiliyoruz. Ayrıca, karakterimiz artık Infernal Demon ile birleşebiliyor ve birçok yeni büyü temelli saldırıya da sahip olabiliyor. Kendisi, çevreyi keşfetme konusunda da yeni mekanikler sağlıyor. Yani, bu oyun gerçekten serinin eski oyunlarını ikiye, hatta üçe katlıyor.
Bayonetta 3 oyununda sadece Bayonetta değil, yeni melek avcısı olan Viola da oynanabilir bir karakter olarak sunuluyor. Tahmin edebileceğiniz gibi kendisinin savaş mekanikleri ve diğer elementleri, ana karakterimiz kadar zengin değil ama yine de halihazırda çok zengin bir oynanışın sunulduğu bu video oyununa, kaliteyi düşürmeden daha fazla zenginlik ekliyor. Viola da Witch Time ve şeytan çağırma özelliklerini kullanabiliyor ama bunlar daha farklı işliyor. Mesela, Witch Time için saldırıları savuşturmamız gerekiyor. Çağırdığımız şeytanları ise biz kontrol edemiyoruz. Bu karakterin saldırı türleri de Bayonetta ile oldukça farklı hissettiriyor.
Bayonetta 3, kesinlikle mükemmel bir hikaye sunuyor ve bunu inanılmaz başarılı bir şekilde anlatıyor. Hikaye artık tamamen aksiyon ve komik anlardan ötesine gidiyor ve ikonik Bayonetta karakterinin ne kadar güçlü olduğunu ortaya koyuyor. Bu karakteri hiç olmadığı kadar daha fazla tanıyoruz bu oyunda. İşte bu başarılı hikaye elementleri ile birlikte inanılmaz zengin oynanış sistemleri birleştirildiği zaman neredeyse kusursuz bir yapıt görüyoruz. Keşke direkt olarak kusursuz diyebilseydim ama bu video oyununun içerisinde göz ardı edilemeyecek bazı problemler yer alıyor ne yazık ki. Şimdi, onlardan bahsetmek gerekiyor.
Önemli karakterlere özen gösterilirken, diğerleri unutuluyor
Bayonetta 3, inanılmaz stilize edilmiş bir video oyunu. Oyunda yaptığınız her şey, görünen her şey oldukça havalı duruyor ve bu sayede de oynaması eğlenceli bir deneyim elde ediliyor. Ayrıca, bu oyun serisinin klasik çıplaklık elementleri de hala mevcut ama bunları görmek istemeyen oyuncular da Naive Angel Mode isimli yeni bir oyun modunu aktif edip, çıplaklıkları engelleyebiliyor. Bunlar olmadan da oyun inanılmaz stilize bir şekilde görünmeye devam ediyor. Yalnız, tüm bu güzellikler ne yazık ki oyunun önemli karakterlerinden ötesine geçemiyor. Özellikle de savaştığımız düşmanlar çok basit duruyor.
Bu problemi özellikle de Homunculi üzerinde görüyorsunuz. Bu düşman grubuna ait olan herkes, bölüm sonu canavarları da dahil olmak üzere tek bir renk paletine sahip. Bölüm sonu canavarları, karakter modeli olarak havalı görünmeyi başarsa da diğer tüm düşmanlar ne yazık ki birbiriyle neredeyse aynı duruyor. Bu da çok havalı ve benzersiz duran ana karakterler ve bölüm sonu canavarlarının yanında çok sırıtıyor. İşin daha da kötüsü, bu oyun oldukça fazla tekrar oynanabilirlik sunuyor ve bu yüzden Homunculi, oyunu oynadığınız tüm süre boyunca sizin için sıkıntı çıkartmaya devam ediyor efendim.
Evet, Bayonetta 3 içerisinde tekrar oynanabilirlik mevcut. Bunlardan ilki, her bölümün derecelendirilmesi ile yapılıyor. Dereceler, bir bölüm içerisinde ne kadar az hasar aldığınıza ve ne kadar çok kombo yaptığınıza bakıyor. Tüm bölümlerde maksimum puanı almak ise hoş bir tekrar oynanabilirlik elementi. Ayrıca oyunda kilidi açılabilir bolca öge, toplanabilir bolca eşya da bulunuyor. Meydan okuma arenaları da serinin eski oyunlarından geri dönüyor ki bu arenalardaki bazı savaşların oldukça zorlu olduğunu belirtmek istiyorum. Yani, çok zor deneyimler arayan oyunculara göre de bir şeyler mevcut bu sefer.
Bayonetta 3 oyunundaki zorlu savaşların önünde durabilecek bir sıkıntı da ne yazık ki mevcut. Bu sıkıntı, ne yazık ki oyunun kullandığı kamera açıları ve bu kamerayı kontrol etmenin zorluğu. Bu sıkıntı aslında oyunun genelinde yok, sizi sadece zaman zaman rahatsız ediyor ama kameranın da zorluk çıkartması, ne yazık ki oyunda sunulan tüm deneyimi olumsuz etkiliyor. Kamera sanki sizinle birlikte çalışmak yerine düşmanlarınızla birlikte çalışıp, size zorluk çıkartmaya çalışıyor. Ayrıca, oyunda başka sıkıntılar da mevcut ki bunlar da direkt olarak Nintendo Switch konsolundan geliyor.
Bayonetta 3, bu kadar güçsüz bir konsolda olmamalıydı
Bayonetta 3 ile beni en çok üzen şey, bu oyunun Nintendo Switch için çıkmış olması. Oyun, o kadar muhteşem bir hikayeye, karakter kadrosuna ve bu sene görebileceğiniz en iyi aksiyon temelli oynanış elementlerine sahip ki sanki önünde hiçbir şey duramazmış gibi hissediyorsunuz. Nintendo Switch ise güçsüz donanımı ile her şeyi bozuyor. Öncelikle, oyunun görselliği ne yazık ki çok zayıf ve oldukça düşük kaliteli doku kaplamaları bulunuyor oyunda. Hatta bu kaplamalar zaman zaman çok geç de yükleniyor. Çözünürlük ve kenar yumuşatma elementleri de ne yazık ki hiç başarılı değil.
Görsellikte olduğu gibi performans kategorisinde de Bayonetta 3, Nintendo Switch tarafından geride tutuluyor. Her şeyden önce, bu oyunun yükleme ekranları inanılmaz uzun sürüyor ve karşımıza stabil olan bir performans da çıkmıyor. Ayrıca bu problemler sadece konsolun portatif halinde değil, sabit halinde de yaşanıyor. Tüm bu problemleri ele aldığınız zaman oyun, ne yazık ki modern bir yapıt gibi hissettirmiyor. Açıkçası bu oyunu çok daha yüksek bir seviyede PC ve/veya şimdiki nesil konsollarda görseydik, kendisini bu senenin en iyi oyunları arasında, Elden Ring ve God of War Ragnarök ile birlikte görebilirdik.
Bayonetta 3, görsellik ve performansı ile bizleri hayal kırıklığına uğratsa bile en azından sesler ve müzikler o kadar da kötü değil. Oyundaki seslendirmelerin çoğunluğu oldukça kaliteli ve ses efektleri de yeterince hoş. Müzikler de oynanış anlarını güzel bir şekilde zenginleştiriyor. Tabii tüm bu sesler de Nintendo Switch konsolunun kendi hoparlöründen çok da kaliteli bir şekilde çıkmıyor; bu yüzden kulaklık kullanmanızı öneriyorum veya televizyonunuza güvenmeniz gerekiyor. Sunum kategorisini genel olarak ele alırsak ise ne yazık ki sesler ve müzikler, performans ile görselliğin kötülüğünü gölgelemeye yetmiyor.
Bayonetta 3, kesinlikle mükemmel bir video oyunu ve bu oyunu kusursuz olmaktan alıkoyan tek problem ise ne yazık ki Nintendo Switch konsolu. Bu donanımda yer alan performans ve grafiksel problemler ne yazık ki zevkinizi baltalayabilecek seviyede. Yani, oyunun aksiyonu her ne kadar bu senenin en iyisi olsa bile stabil olmayan FPS değeri bunu olumsuz etkiliyor. Ayrıca, düşmanların çok benzer olması ve görsel hatalar da rahatsız edici seviyede. Umuyorum ki bu serinin geleceğinde kalite daha da yükseltilebilir ve en azından kendisini PC üzerinde görebiliriz. Şimdiki nesil konsollar ise hayal seviyesinde şu an.