Biomutant, ilk olarak oyuncuların karşısına 2017 senesinde çıkmıştı. Oyunun resmi gösterimi daha da sonra yapılmıştı ama daha takvimlerimiz 2017 senesini gösteriyorken, dövüş sanatlarını temel alan bir rol yapma oyununun geleceğini biliyorduk. Zamanla bu oyun hakkında yeni bilgiler aldık, tanıtım videoları izledik ve tabii ki erteleme haberleri aldık. Çok uzun bir süre boyunca çıkış tarihi belli olmayan ama finansal raporlarda sürekli bir sonraki mali yıla ertelenen bu oyun, sonunda piyasaya sürüldü. Benim de merakla beklediğim bu oyunu PlayStation 5 konsolumda oynamayı başardım ve şimdi de karşınıza bir inceleme ile çıkıyorum.
Biomutant, Experiment 101 tarafından geliştirilen ve THQ Nordic tarafından da piyasaya sürülen bir aksiyon temelli rol yapma oyunu. Bu oyunun şimdilik bir yeni nesil sürümü bulunmuyor ama gelecek için planlar yapılıyor. Yine de oyunu, PlayStation 5 veya Xbox Series X/S konsollarında oynarsanız, daha iyi bir çözünürlük ve performans ile karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Bunlardan daha sonra bahsedeceğim ama artık yeni nesil konsollar hayatımıza gireli 6 ay oldu, buna rağmen birçok video oyunu, çıkış döneminde yeni nesle özel bir destek sunmuyor. Bu da beni biraz hayal kırıklığına uğratıyor açıkçası.
Üçüncü şahıs bakış açısından oynanan ve açık dünya yapısını içerisinde bulunduran Biomutant oyununda mutantlaşan varlıkların yer aldığı bir evrende kendimizi buluyoruz. Bizler de tüylü bir savaşçı olarak kendi karakterimizi oluşturuyoruz ve huzuru aramaya çalışıyoruz. Bu noktada seçim aslında bize bırakılıyor ama daha ondan önce, karakter oluşturma ekranında Biomutant oyununun ne kadar detaylı olabileceğine dair bazı izler bulunuyor. Oyunda birçok farklı sınıf, ırk ve ayarlanabilecek değerler bulunuyor. Tüm bunlar, direkt olarak oynanışı etkileyebiliyor ve bu da güzel bir rol yapma oyunu deneyimi hissi bırakıyor bende.
Kendi karakterinizi oluşturduktan sonra ciddi anlamda çok uzun süren bir öğretici bölümden geçiyorsunuz ve sonunda da açık dünya ile birleşiyorsunuz. Biomutant oyunundaki dövüş/savaş sistemi hem yakın dövüş silahlarını, hem de ateşli silahları ele alıyor. Oyuncular, iki şekilde de saldırabiliyor. Silahlar ve diğer zırh gibi ögeler ise hem ganimet olarak elde ediliyor, hem de bulduğunuz parçalardan kendi silahlarınızı filan oluşturabiliyorsunuz. Karakter oluşturma kısmında olduğu gibi silahın da her parçası, direkt olarak oynanışı etkileyebiliyor. Ayrıca oyunda dondurucu ve benzeri elementler de yer alıyor. Yalnız, her şey göründüğü kadar güzel değil.
Biomutant, sadece hayal kurmamızı sağlıyor
Biomutant, ilk olarak kendisini 2017 senesinde göstermişti ya, işte bir başarı yakalanabilmesi için bu oyunun aynı sene içerisinde filan piyasaya sürülmesi gerekiyordu. Günümüzde rol yapma ve açık dünya temelli oyunlar ciddi bir şekilde ilerlemişken, incelemekte olduğum video oyunu tamamen 2015 senesi ve civarını hatırlatıyor bana. Görüntüsüyle, yarım yamalak bırakılmış olan oynanış mekanikleriyle, arkada işleyen sistemlerle ve çok daha fazlasıyla Biomutant, seneler önce çıkmış bir yapıt gibi duruyor. Bu da aslında oyunun en büyük problemlerine gayet güzel bir şekilde temel hazırlıyor.
Bu video oyunu ile bazı şeylerin denendiği çok açık. Oyun içerisinde bazı klasik sistemler bulunuyor ama aynı zamanda orijinal fikirler de var. Yalnız, böyle orijinal fikirleri başarıyla sunmak gerekiyor. Biomutant oyununda herhangi bir orijinal fikir, pek eğlenceli bir deneyim sunmuyor ve bu da oyunu başarısızlığa sürüklüyor benim gözümde. En acı verici şey de zaten oyunun potansiyeli. Ürüne şöyle bir baktığınız zaman, nelerin yapılmaya çalıştığını ama yapılamadığını rahatlıkla görebiliyorsunuz. Bu yüzden oyunu oynamak yerine başarılı bir geliştirilme süreci ile nasıl bir oyun olabileceğini hayal etmek gerekiyor.
Açık dünyadan ziyade Biomutant oyununun rol yapma sistemlerine çok önem vermeye çalıştığı çok açık. Oyun boyunca bunu birçok kez görebiliyorsunuz ama alakalı sistemler/oynanış mekanikleri hem sayı olarak çok az, hem de kalite olarak ortalama altında. Açık dünya tarafında da ne yazık ki pek bir başarı yok. Yani, oyun çok renkli görünüyor. Evet, bunu yaparak ana akımın ilgisini hemen çekebilirsiniz ama o renklerin arasında bomboş bir dünyadan başka hiçbir şey yok. Gri ve boğucu olup da inanılmaz zengin açık dünya sunan video oyunları da var. Biomutant, sadece açık renklerin arkasına saklanmaya çalışıyor.
Biomutant oyununun yarım yamalak hazırlanmış rol yapma mantığı ve sıkıcı açık dünyasında 20-25 saatlik bir deneyim elde edebilmeniz mümkün. Çok zorlarsanız, daha da yukarıya çıkabilirsiniz. Oyunu tamamen, %100 gibi bir oranla bitirmeye çalışmak, mutlaka oynanış süresini yükseltecektir ama ben o saatlerin birinden bile zevk alabileceğinizi düşünmüyorum. Oyunun içerisindeki yan görevler filan da eğlenceye pek bir katkı sağlamıyor. Kendileri tamamen basit, sıkıcı ve kendisini tekrar eden içeriklerden oluşuyor. Ben açıkçası yan görevleri yapmayı filan severim ama bu oyun gerçekten o tip içeriklerden bile nefret ettirdi beni.
Uzayı hedefleyen bu kadar sisteme hiç gerek yoktu
Biomutant oyununun bir diğer önemli problemi ise her şeyi yapmaya çalışması. Yani, bitmek bilmeyen dövüş sanatı hareketleri ve komboları, oldukça detaylı bir eşya üretme sistemi, farklı yetenek ağaçları, moral/ahlak sistemi ve sürekli takip etmeniz gereken farklı gruplar derken, oyun bu içeriklerin altında boğuluyor. Yani, bu bizim bol içerik, zengin içerik veya uzun süreli bir deneyim sunan içerik deyip, övebileceğimiz şeyler değil. Tüm bu sistemler oyunun içerisinde menülere sığmıyor; neyi, nereden yapacağınızı şaşırıyorsunuz, nelerin olduğunu takip edemiyorsunuz ve sonunda da tüm bu ağırlığın altında eziliyorsunuz.
Biomutant oyununda en iyi hissettiren şey, kesinlikle dövüş/savaş sistemi. Yani; eşya üretme, yetenek ağaçları ve dövüş sanatları tabii ki bu sistemi besliyor ama dövüş/savaş, kesinlikle oyunun gerçekteki seviyesinde, uygun bir halde sunuluyor. Yani, diğer tüm sistemler uzayın sonsuzluğu hedeflenmiyor. Bu sayede de en azından dövüş/savaş kısımlarında bir eğlence elde edebiliyorsunuz bu oyunda. Yalnız, bu sistemi de geride tutan bazı olaylar var. Mesela, düşmanların tamamının adeta birer mermi süngeri olması uzun vadede rahatsızlıktan başka bir şey sunmuyor. Yine de kendi silahlarınızı filan yapmayı deneyip, onlarla vakit geçirmek hoş olabiliyor.
Hikaye tarafında ise Biomutant, pek iyi bir iş başaramıyor. Bu video oyununun hikayesi, seçimler aracılığı ile oyuncu tarafından yönlendiriliyor ve hikayenin başrolünde de Tree of Life bulunuyor. Bu ağaç, bir şekilde hasar görüyor ve artık çevresini kirletmeye başlıyor. Tree of Life, kendisini iyileştirmeye çalışırken, 5 farklı kökünü de yine bu kirlilikten doğan canavarlar yemeye başlıyor ki ağaç tamamen ortadan kalksın. Daha sonra işin içine 6 farklı grup giriyor. Bu grupların yarısı ağacı iyileştirmek, yarısı da ağacı ölüme terk edip, bunu bir fırsata çevirip, bölgelerini ve güçlerini yükseltmek istiyor. Bizler de bu gruplar arasında gelip, gidiyoruz.
Özetle, Biomutant oyunundaki ağacın kaderi, bizim elimizde. Biz, istediğimiz taraflarla iş birliği içine girip, hikayeyi o şekilde ilerletebiliyoruz. Yani, bu video oyununda kötü karakter olabilmek mümkün. Ben açıkçası buna imkan sunan oyunları seviyorum ama Biomutant ne yazık ki hiçbir şekilde ilgi çekmeyen, sıkıcı bir hikaye sunuyor. Diyaloglar çoğu zaman sıkıcı, seslendirmeler idare eder ve hikaye anlatımı da oldukça zayıf. Bu oyunun hikaye kategorisinde başardığı tek şey, oyundaki anlatıcının kalitesi. Kendisi hem eğlenceli, hem sarkastik, hem kaliteli bir ses sanatçısına sahip. Yani, bu anlatıcı oyuna ihtiyacı olan rengi katıyor.
Biomutant, teknik problemlerle de boğuşuyor
Daha önce de söylediğim gibi Biomutant oyununu PlayStation 5 konsolumda, 4K/HDR destekli bir televizyonda deneyimledim. Oyunun ne yazık ki yeni nesle ait özel bir sürümü yoktu ama yine de geriye dönük uyumluluk programı ile PlayStation 4 Pro sürümünü açtığınız için 60 FPS değerine ulaşabiliyorsunuz. Bu özellik, tabii ki oyunun PlayStation 4 Pro sürümünde de var ama PlayStation 5 tarafında performans daha iyi. Yine de oyun, 60 FPS değerine kilitlenemiyor ve özellikle de aksiyon yoğun bir hal aldığı zaman FPS değerinde düşüklükler görebiliyorsunuz. Bu da ne yazık ki kalitesiz bir deneyim sunuyor.
Görsellik ise pek etkileyici değil. Oyunun en iyi görselliği tabii ki PC tarafında bulunuyor ama o bile çok etkileyici görünmüyor. Yani, görsel anlamda aslında oyun gayet yoğun duruyor ama biraz sanat tasarımı, biraz da grafiklerin temel kalitesi oyunu aşağıya çekiyor. Yani, ben bu oyuna baktığım zaman özellikle de konsollarda göze hitap eden bir ürün görmüyorum. Ayrıca, oyunda çevre detayları göze çok batan bir şekilde ortaya çıkıyor. Normalde bu bütün video oyunlarında saklanır veya siz daha onları görmeden, onlar yüklenmiş olur ama Biomutant, tüm yüklemeyi gözünüzün önünde yapıyor ve bu da oyunun sunumunu çok olumsuz bir şekilde etkiliyor.
Sesler ve müzikler de ne yazık ki pek kaliteli değil. Yani, oyunun ana seslendirmeni kesinlikle iyi bir iş çıkartıyor ama onun haricinde ses efektlerinde veya müziklerinde herhangi bir kalite görebilmek mümkün değil ne yazık ki. Oysa ki böyle bir dövüş sanatı konusu üzerinde yoğunlaşan bir video oyununa uzak doğu temalı, birbirinden kaliteli, rahatlatıcı, aksiyon dolu müzikler çok yakışırdı. Oyunu da olumlu bir şekilde etkilerdi ama Biomutant, ses departmanına pek önem vermiyor. Bu yüzden de oyun, benden bir eksi puan daha alıyor. Genel anlamda ise oyun, sunum tarafında benim için ciddi anlamda sınıfta kalıyor.
Her şeyi özetlemek gerekirse, Biomutant oyunu çok yüksekleri hedefleyen ama o hedeflerinden hiçbirine ulaşamayan bir video oyunu. Bu yüzden de oyunun genelinde bir başarısızlık havası hakim. Belki çok daha fazla bir geliştirilme süreciyle, daha fazla destekle ve daha fazla bütçe ile Biomutant oyununun devamı çok daha harika bir şekilde, orijinal fikirlerle ilerletilebilir ama bu oyun, ne yazık ki benim için ortalama altı bir seviyede. Böyle bir video oyununu sadece türe bayılanlara, yüksek bir indirim değeri üzerinden önerebilirim. Oyun, PlayStation Store üzerinde 430 TL. Benim için %75 civarında bir indirim anca kabul edilebilir olur.