Game Science isimli bir şirket tarafından geliştirilen ve 20 Ağustos 2024 tarihinde PlayStation 5 ile PC için piyasaya sürülen Black Myth: Wukong, on milyonlarca satarak 2024 yılının en çok konuşulan oyunlarından bir tanesi olmayı başardı. Journey to the West isimli klasik bir romandan esinlenerek geliştirilen bu yapıt, bahsi geçen romandaki Sun Wukong karakterine benzeyen bir insan biçiminde görünen bir maymun rolüne sokuyor bizleri. İşte bu maymun olarak karşımıza çıkan onlarca farklı bölüm sonu canavarını öldürmeye çalışıyoruz. Evet, Souls serisi benzeri bir yapıt var karşımızda ama bu oyun için sadece “Souls benzeri” demek birazcık haksızlık oluyor.
Xbox Series X/S için de 2025 yılında piyasaya sürülecek olan Black Myth: Wukong, temelinde bir ARYO. Yani, aksiyon temelli bir rol yapma oyunu. Adımız ise Destined One ve karakterimizi üçüncü şahıs tarzı bir bakış açısından kontrol ediyoruz. Daha önce de söylediğim üzere oyunda Souls serisinde ve benzeri oyunlarda karşınıza çıkabilecek bolca element de bulunuyor. Yine de bu oyun bence bir Elden Ring veya Dark Souls yerine Rise of the Ronin gibi oyunlara daha çok benziyor. Bunun en büyük sebebi aksiyonun genellikle zirve yapıyor olması. Zaten kurduğum bu cümleyi, oyunu açar açmaz siz de fark edeceksiniz. Bu noktada güvenin bana.
Black Myth: Wukong, inanılmaz epik ve eğlenceli bir bölüm sonu canavarı savaşı ile kapılarını açıyor. Oyun sizi bu savaş ile kendisine büyüledikten sonra da gerçek maceramız başlıyor. Amacımız, Destined One olarak karşımıza çıkartılan engelleri aşmak ve aynı zamanda geçmiş bir efsanenin hakkında bilgi sahibi olmaya çalışmak. Oyun, büyük ve uzun süren altı bölümden oluşuyor. Bu bölümler boyunca kayıp kalıntılar topluyoruz ve oyunun sonunda da bizleri birbirinden farklı finaller bekliyor. Evet, oyunda 1’den fazla final de var. Oyun ayrıca “lore” bakımından da yeterince zengin. Birçok dost karakter, düşman ve benzeri şeyler hakkında bilgi sahibi olabiliyoruz.
Black Myth: Wukong ayrıca otantik olmaya da özen gösteriyor. Sonuçta bu oyun Çin temelli bir yapıya sahip ve kökleri de oraya bağlı. Bu yüzden de oyunda Çin tarihinin kültürel açıdan tarihi yerleri bulunuyor. Ben açıkçası bu tarihe ilgi duymadığım için gördüğüm yerleri çok detaylı bilmiyordum ama oyunun içine girdiğim zaman kendimi kesinlikle herhangi bir Asya ülkesi yerine veya genel olarak Asya teması yerine direkt Çin içerisinde hissettim. Oyunun atmosferi ve otantik yapısı gerçekten güçlüydü. Daha sonradan öğrendim ki oyunda Mingjiao Tapınağı, Stork Kulesi ve benzeri birçok önemli ve tarihi anlamda kritik yer bulunuyor.
Tahmin edebileceğiniz üzere Black Myth: Wukong içerisindeki bölüm sonu canavarı savaşlarının da ayrı bir önemi var. Bu noktada karşınıza çıkacak olan her düşmanın tamamen kendisine ait güçlü ve güçsüz yönleri bulunuyor. Size bunları gösterecek özel bir ekipman filan yok; hepsini oyunu oynayarak, belki de birçok kez ölerek öğrenmeniz gerekiyor. Yalnız, ben yine de ölümün bu oyunda, Souls serisindeki kadar sık yaşanacağını sanmıyorum. Tamam, oyunda belli bir zorluk var ve Souls serisindeki aynı mantıkla zorluk ayarı da sunulmuyor ama bir diğer yandan da oyun zaman zaman affedici bir şekilde davranabiliyor. En azından ben o kadar zorlanmadım yani.
Her şeye rağmen Black Myth: Wukong oyununun savaş/dövüş mekanikleri övülmeye değer. Oyunda bir değnek kullanıyoruz ki kendisi yine bahsi geçen romandan geliyor, esinlenildiği değnek ise Ruyi Jingu Bang. Neyse, bizler de oyundaki büyülü değneğimize yeni yetenekler kazandırabiliyoruz ve böylece farklı teknikler kullanabiliyoruz. Değneğin boyu küçülebiliyor, büyüyebiliyor, duruşunuzu değiştirebiliyorsunuz ve çok daha fazlasını yapabiliyorsunuz. Tüm bunlar, farklı savaş ve dövüş anlarına olanak kılıyor. Oyunda ayrıca ufak bir kaynak yönetimi de var ki bu kaynak, tahmin edebileceğiniz üzere kontrol ettiğiniz karakterin dayanıklılığı.
Standart vuruşlar yaparak ve tam zamanında saldırılardan kaçarak odak kazanabiliyorsunuz ve barı doldurduğunuz zaman da 1 adet odak puanı elde ediyorsunuz. Bu puanı da ağır saldırılar veya hafif saldırılar içerisinde kombo vuruşları yapmak için kullanıyorsunuz. Oyunda ayrıca dayanıklılık elementi de var ki bu bildiğiniz gibi çalışıyor. Hakkında pek bir şey söylemeye gerek yok. Black Myth: Wukong içerisinde ayrıca büyü de yapabiliyorsunuz ki oyundaki büyü sayısı gerçekten muazzam. Bu arada, büyüler de mana barını kullanıyor. Büyüleri kullanarak şekil değiştirebiliyoruz, düşmanları dondurabiliyoruz ve çok ama çok daha fazlasını yapabiliyoruz.
Black Myth: Wukong içerisinde büyüler haricinde ruhlar da bulunuyor. Bunlar da genellikle aktif ve pasif yetenekler olarak sizin repertuvarınıza ekleniyor. Bu da Qi isimli bir birim harcıyor. Belki anlatınca tüm bu birimler ve dikkat etmeniz gereken barlar biraz boğucu geliyor olabilir kulağınıza ama oyunun içerisinde bunu hissetmiyorsunuz bile. Oyun o kadar güzel bir şekilde dengelenmiş ki oynamaya alıştıktan sonra her şey su gibi akıyor. Tabii yine de çok güçlü bölüm sonu canavarlarına karşı gelince o su, sert bir duvara çarpıyor ve biraz strateji yapmanız gerekiyor. Büyüleri ve yetenekleri sağa-sola harcayarak pek bir yere varamıyorsunuz. Dikkat etmek gerekiyor.
Black Myth: Wukong, daha önce de belirttiğim gibi şahane bir dünyaya sahip ve bu dünya genel olarak çizgisel bir şekilde ilerliyor. Yine de her bölümde keşfedilecek elementler bulunuyor. Keşif sayesinde yeni kontrol noktaları, yetenek puanları ve benzeri şeyler bulabiliyoruz. Bunların da çoğunu toplamanızı öneriyorum; oyunu bir kere bitirdikten sonra New Game Plus özelliğinin kilidini açıyorsunuz ve elde ettiğiniz güçleri tutarak oyuna tekrar başlıyorsunuz. Tüm bunları baltalayan tek şey ise ne yazık ki oyunun PlayStation 5 Pro konsolundaki performansı. Zaten bu performans temel konsolda da sıkıntılıydı ve donanım güncellemesi bile bu sorunları çözemedi.
Black Myth: Wukong oyununu şu anda PlayStation 5 veya PlayStation 5 Pro konsollarında stabil bir 60 FPS ile oynayabilmek mümkün değil ki bu da böyle bir bölüm sonu canavarı savaşı oyununa yakışır bir şey değil. Oyun genellikle 30 FPS ile 60 FPS arasında gidip geliyor; 30 FPS değerinin altına düştüğüne tanıklık etmedim. Bunun karşılığında en azından oyunun görselliği etkileyici. Her ne kadar 1080p olarak çalışsa da performans modunda, oyun güzel görünmeyi başarıyor. Tabii oyunda bazı teknik olmayan problemler de bulunuyor. Bunların en büyüğü de temelinde bu oyunun bir “boss rush” deneyimi olmanın ötesine geçemiyor olması.
Black Myth: Wukong içerisinde bir bölüm sonu canavarı savaşından çıkıp, öbürüne giriyorsunuz. Arka arkaya sürekli bölüm sonu canavarları ile savaşmak bir noktadan sonra yorucu olmaya başlıyor ve eğer yanlış hatırlamıyorsam oyunda 80 adet civarı bölüm sonu canavarı var, bunlardan bazıları opsiyonel. Beni yanlış anlamayın, bu savaşlar gerçekten kaliteli ama sürekli aynı yüksek tempoda savaşmak gerçekten yoruyor. Bir diğer sıkıntı ise oyunun içerisinde gerçek bir derinlik olmaması. Oyunun başında elde ettiğiniz deneyim neyse, ortasında ve sonunda da o oluyor. Özellikle de savaş elementleri bu seviyedeki bir oyuna kıyasla biraz yüzeysel kalıyor bence.
Black Myth: Wukong, birçok elementi ile kesinlikle kaliteli ve eğlenceli bir oyun olduğunu ortaya koyuyor. Zaten bunu benim size söylememe gerek yok; oyun çıkalı aylar oldu ve başarısı da ortada. Her ne kadar The Game Awards 2024 sırasında Yılın Oyunu olarak seçilmemiş olsa bile on milyonlarca sattı ve oldukça da popüler. Ayrıca proje bir seri olarak düşünülüyor ve gelecekte Black Myth serisinin ikinci oyununu da göreceğiz. Umuyorum ki geliştirici ekip, bu oyundan çıkartılacak birkaç ufak dersi alır ve ikinci oyun ile kusursuza yakın bir yapıt görebiliriz. Bu oyunun durumuna bakacak olursak, o seviyeye ulaşmak pek de zor olmayacak bence.