Birinci şahıs nişancı oyunlarında bugüne kadar birbirinden farklı silahlar, büyüler ve çok daha fazlasını kullandık. Boomerang X isimli yeni bir video oyunu ise bu noktada ufak bir yenilik yapabilmek adına FPS deneyiminin içerisine bumerang ekliyor. Evet, bu oyunda tek bir silah kullanabiliyoruz ve o da bir bumerang. Oyunun kendisi, hayatta kalmaya çalıştığımız bir adada başlıyor ve oyun boyunca kullanabileceğimiz tek silahımız olan bumerang ile de o zaman tanışıyoruz. Kısa bir süre sonra kara kara, gölgemsi bazı varlıklar bize saldırıyor ve bizler de bumerangımız ile onları öldürmeye başlıyoruz. Bu noktada oyunun basit temeli güzelce öğretiliyor.
Normalde inceleme yazımın en başlarında oyunların hikayelerine yer verirdim ama Boomerang X oyununa yüzeyden baktığınız zaman ortada pek de bir hikaye bulunmuyor. Yani, tabii ki ufak tefek amaçlarınız var ve bir hikaye işliyor ama kendisi oldukça ufak bir boyutta. Buna karşılık, oyunun derinliklerine inmek isterseniz, savaştığınız düşmanlar ve içerisinde bulunduğunuz alanlar hakkında daha detaylı bilgiler alabiliyorsunuz. Bunlar birer “Lore” olarak sunuluyor. Yani, kendileri pek de ilgi çekici bir şekilde, oynanış anında anlatılan şeyler değil. Yine de arka plan içerisinde oyun, güzel bir şekilde zenginleştirilebiliyor.
Boomerang X, çizgisel bir yapıya sahip. Yani, oyunda sürekli olarak ileri gidiyoruz ve gittiğimiz yerler de belli. Bölümlerin içerisinde ufak tefek keşif ögeleri bulunuyor ama deneyim daha çok oyunun bumerang temelli oynanışına dayanıyor. Yani, bu yapıt en çok savaş/dövüş mantığına öncelik tanıyor. Bunun haricindeki her şey arka planda kalıyor. Oyunun temel oynanışı da aslında bölümlerden oluşuyor. Yani, dünya üzerinde sürekli olarak ilerliyorsunuz ve içinde bazı kristaller olan alanlar keşfediyorsunuz. O kristalleri parçaladıktan sonra ise üzerinize dalga dalga gelen düşmanlar saldırıyor. Amacınız ise her zaman için o düşmanların tamamını öldürmek.
Boomerang X, bahsetmiş olduğum oynanış yapısı yüzünden herhangi bir “Horde FPS” oyununa benzeyebilir. Aslında sunulan deneyim, birçok diğer oyuna da oldukça benziyor ama bu yapıtı, diğer tüm oyunlardan ayrı kılan çok önemli bir yönü var. Bu yön de temel oynanışın muhteşem bir şekilde eğlence sunuyor olması. Bu oynanış döngüsü, hiçbir şekilde kendisini tekrar ediyormuş gibi hissettirmiyor ve sürekli bumerang kullandığınız halde oyun boyunca yaşadığınız deneyimden sıkılmıyorsunuz. Daha önce oyunun odak noktasının savaş/dövüş kısmında olduğunu söylemiştim ve geliştirici ekip, bunun hakkını ciddi anlamda veriyor.
![Boomerang X](https://www.mavikol.com/wp-content/uploads/2021/07/Boomerang-X-1.jpg)
Boomerang X, oynanışıyla neredeyse hiç can sıkmıyor
Boomerang X oyununu oynayabilmek oldukça kolay. Mesela, farenizden sol tık ile bumerangı atabiliyorsunuz ve sağ tık ile de geri çağırabiliyorsunuz. Eğer bumerangı attıktan sonra 1’den fazla düşmanı öldürmeyi başarırsanız, özel bir enerji kazanıyorsunuz. Bu enerjiyi de bazı ufak tefek yetenekler için kullanıyorsunuz. Bu yeteneklerden bazıları, önünüzdeki düşmanları hızlıca öldürmek ve bumerangı fırlattığınız yere ışınlanmak. Oyun boyunca üzerinize sürekli olarak onlarca farklı düşman saldırdığı için bu özellikleri zincirleyip, hızlı bir şekilde saldırılar düzenlemek inanılmaz keyifli bir hale geliyor. Oyun, neredeyse hiç can sıkmıyor.
Boomerang X oyununda aslında karşınıza çıkan her düşmanı öldürmenize de gerek yok. Saldırı dalgalarını tamamlayabilmek için sadece özel olarak işaretlenmiş düşmanları öldürmeniz yetiyor ama oyunun temelindeki sistemler, tek hedeflere odaklanmayı pek desteklemiyor. Yani, bu oyunu bir Call of Duty gibi tek kişilere odaklanarak oynayıp, eğlenebilmek pek mümkün değil. Sonuçta, çoklu düşman öldürdüğünüz zaman yetenekleriniz için enerji kazanıyorsunuz; oyun bunu yapmanızı istiyor. Yine de tekli hedeflere odaklanıp, işinizi hızlı bir şekilde bitirebilmeniz de mümkün gibi görünüyor.
Aynı zamanda, oyundaki her düşman da aynı şekilde saldırmıyor. Sizin, farklı görünen düşmanları öldürebileceğiniz farklı yollar bulunuyor. Düşmanların da size saldırabilmek için farklı stratejileri bulunuyor. Mesela, bazı düşman tipleri sizi gördüğü an üzerinize saldırıyor. Bazı düşmanlar ise uzaklardan sizi inceliyor ve gidebileceğiniz yerlere bazı tuzaklar bırakıyor. Bu sayede, dikkatli olmadığınız zaman kolayca ölebiliyorsunuz. Bu oyunda, kendinize dikkat etmeniz gerekiyor; otomatik can doldurma yok ve alabileceğiniz can takviyeleri de her bölüm için sınırlı sayıda. Yani, dikkat etmeniz, muhtemelen hızlıca öleceksiniz.
Boomerang X oyununun ilgi çeken bir diğer noktası ise sizin karşınıza sürekli olarak yeni bir şeylerle çıkması. Yani, oyunun ilk anından tutun da son anına kadar düzenli olarak yeni yetenekler ve yeni düşman tipleri görebiliyorsunuz. Bu aslında hem iyi bir şey, hem de kötü… İyi diyorum; bu sayede oyun boyunca hiç sıkılmadan, eğlenceli ve taze hissettiren bir oynanış deneyimi elde edebiliyorsunuz. Kötü diyorum; oyunun sonlarına doğru açılan yeniliklerle uzun bir zaman geçirebilmeniz mümkün olmuyor. Yine de oyun, kendi deneyimini sürekli olarak taze tutmayı başardığı için bence güzel bir noktaya erişmeyi başarıyor.
![Boomerang X](https://www.mavikol.com/wp-content/uploads/2021/07/Boomerang-X-2-1.jpg)
Sunum tarafında bazı problemler bulunuyor
Boomerang X, oldukça hareketli ve aksiyon dolu bir video oyunu. Bu yüzden de düşmanlara karşı savaşırken, oyunun sunumuna odaklanmak pek mümkün olmuyor. Oyun tarafından sunulan görselliği, müzikleri ve diğer noktaları sadece iki bölüm arasında yolculuk ederken içinize çekebiliyorsunuz. Bu tabii ki kötü bir şey değil; kötü olan şey en azından benim için sanat tasarımı. Bazı oyuncular, bu oyunun görselliğini mutlaka beğenecektir ama ben ne yazık ki sunulan görüntüden, öncelikle sanat tasarımındaki kreatif seçimler yüzünden pek memnun kalamadım. Grafik seviyesi çok önemli değil ama oyun, bana genel anlamda çirkin göründü.
Performans tarafında ise bahsedebileceğim pek bir problem bulunmuyor. Yani, optimizasyonun kalitesiz olması gibi bir durum filan mevcut değil. Müzikler ve sesler ise kesinlikle ortalama seviyede. Mesela, müziklerin kendisi gayet normal. Kalite bakımından oyunun dışında dinlenebilecek şeyler değil ama oyunda ilerleme sağladıkça, zorluk da yükseliyor ve bunu müzik ile hissedebiliyorsunuz. Ses efektleri ise ortalama altı bir kaliteye sahip. Bu sırada, zorluktan bahsetmişken, oyunun özellikle finale doğru ciddi anlamda bir zorluk kazandığını belirtmek istiyorum. Hatta oyun, bazı anlarda mermi cehennemi dediğimiz oyun türüne bile yaklaşıyor.
Boomerang X oyununun en büyük problemi ise aslında uzunluğu. Bu video oyununu 2-3 saatte bitirebiliyorsunuz. Oyunu ilk defa bitirdiğiniz zaman New Game Plus özelliği açılıyor ve geliştirmelerinizi koruyarak, oyuna en baştan başlayabiliyorsunuz. Bu da size 1-2 saatlik bir deneyim daha kazandıracaktır. Yalnız, herkes New Game Plus ile oyunu oynayacak diye bir durum yok. Bu yüzden, bu oyunu 3 saatlik bir deneyim olarak lanse etmek istiyorum. İşte bu 3 saatlik deneyim, ne yazık ki 50 TL gibi bir fiyat etiketine değmiyor. Oyun, Steam üzerinde 50 TL ve ben açıkçası 3 saatlik bir oyun için böyle bir fiyatı, oyun ne kadar iyi olursa olsun ödemenizi istemem.
Her şeyi özetlemek gerekirse, Boomerang X oyunu kesinlikle oynaması eğlenceli bir yapıya sahip. Oyun, her ne kadar 3 saat sürse ve New Game Plus ile bunu 5 saate kadar çıkartabilseniz bile 50 TL değerindeki fiyat etiketi, bana pek uygun gelmiyor. Belki indirim dönemlerinde 25 TL civarında düşmesini bekleyebilirsiniz oyunun. Ayrıca, ben bu yapıtın kreatif anlamda görselliğini de beğenmedim. Müzikler ve ses efektleri de genel anlamda vasat geldi bana. Yani, oynanış gayet güzel ama sunum tarafı oldukça problemli. Yine de oynayacak benzersiz bir bağımsız oyun arıyorsanız, indirim döneminde bu bumerang çılgınlığına bir şans vermenizi isterim.