Konu, Call of Duty serisi olduğu zaman Sledgehammer Games şirketine pek güvenmem. Kendilerinin bugüne kadar yaptığı tüm Call of Duty oyunları, benim gözümde pek de başarılı değildi. Call of Duty: Modern Warfare 3, kendi alt serisinin en kötü oyunuydu bence. Call of Duty: Advanced Warfare ise anlamsızdı. Call of Duty: WWII oyununu biraz sever gibi olmuştum ama o dönemde de İkinci Dünya Savaşı teması görmekten bunalmıştım artık. Şimdi ise Infinity Ward ve Treyarch, kendi sıralarını saldı ve yeni Call of Duty oyununu yapmak, Sledgehammer Games şirketine düştü. Sonucunda da karşımıza Call of Duty: Vanguard çıktı.
Call of Duty: Vanguard, 2021 senesinin yeni Call of Duty oyunu olacak ve kendisi Sledgehammer Games tarafından geliştiriliyor. Yalnız, bu projeye aynı zamanda diğer birçok stüdyo da destek çıkıyor. Bu hafta sonu ise bahsi geçen yeni oyun için özel bir alfa süreci gerçekleştirildi. Aynı, 2019 senesinin Call of Duty: Modern Warfare oyununda yapıldığı gibi yeni oyunun alfa versiyonunda, yeni bir oyun modu olan Champion Hill denendi. 2019 senesinin oyununun alfa versiyonunda da hatırlayabileceğiniz üzere dört kişili, adı aklıma gelmeyen ufak bir oyun modu denenmişti. Champion Hill de zaten o oyun modunun gelişmiş hali.
PlayStation 4 ve PlayStation 5 için sunulan bu alfa versiyonunda, Call of Duty: Vanguard oyununun Champion Hill isimli yeni modu deneniyor. Bu oyun modunda, iki kişiden oluşan 8 farklı takım karşı karşıya geliyor. Yalnız, tek bir haritada, aynı anda 8 adet takım da savaşmıyor. Onun yerine, Gunfight modunda olduğu gibi 2v2 şeklinde karşılaşmalar düzenleniyor. Eş zamanlı olarak yapılan bu savaşlar sırasında her takımın kullanabileceği ortaklaşa canlar bulunuyor. Yani, Champion Hill boyunca 12 adet ekstra canınız var ve bu canlar biterse, eleniyorsunuz. Bir nevi Battle Royale benzeri bir deneyim de sunuluyor diyebiliriz.
Champion Hill modundaki her karşılaşmanın belli bir süresi var. Bu süre dahilinde iki takım, karşı karşıya geliyor ve birbirinizin olabildiğince fazla canını elemeye çalışıyorsunuz. Süre bittikten sonra rakipler değişiyor. Bazen, ara turlarda da güvenli bölgeye atılıyorsunuz ve paranız varsa, onları kullanarak yeni silahlar, ekipmanlar, Perk ögeleri ve zırhlar alabiliyorsunuz. Paranızı aynı zamanda silahınızı geliştirmek için de kullanabiliyorsunuz. Paralar da hem düşmanlardan çıkıyor, hem yerde bulunuyor, hem de karşılaşma kazandığınız zaman size hediye ediliyor. Yani, başarılı olduğunuz sürece para, su gibi akabiliyor Champion Hill içerisinde.

Call of Duty: Vanguard, yepyeni oyun modunu, etkili bir şekilde gösterdi
Champion Hill içerisinde herkes eşit sayılır. Yani, parayla satın alabileceğiniz avantajlar haricinde, herkes aynı cana sahip ve aynı silahları kullanıyor. Her turnuvada da silahlar değişiyor. Aslında bu oyun modu, daha ilgi çekici bir şekilde Call of Duty: Modern Warfare oyununda da denenmişti. Hatırlayacak olursanız, Gunfight için turnuva modu özelliği eklenmişti. Oyuncular, yine Champion Hill benzeri bir deneyim yaşıyordu ve ucunda da benzersiz ödüller sizi bekliyordu. O oyundaki turnuva sisteminde tur atlamak, birinci olmaya yaklaşmak, hatta birinci olmak, size tarif edemeyeceğim bir his yaşatıyordu. Champion Hill ise o hissi alıp, götürmüş.
Champion Hill, şu andaki hali ile kesinlikle kötü değil; hatta bu markaya yakışan bir oyun modu ama problem de zaten bu. Yani, Champion Hill şu andaki haliyle herhangi bir oyun modu gibi hissettiriyor. Team Deathmatch, Domination ve Capture the Flag neyse, Champion Hill de o. Belki ben yanlış hissediyorum ama Gunfight modunun turnuva sistemi, bu yeni oyun moduna göre çok daha heyecanlıydı. Evet, o sistemde silah yükseltme, ekstra ekipmanlar satın alma gibi daha ilgi çekici şeyler yoktu ama en azından rekabet ve turnuva hissi zirvedeydi. Yine de eminim ki birçok rekabetçi oyuncu, bu yeni içeriği çok sevecektir.
Peki, oyun modunu geçelim, Call of Duty: Vanguard oyununun kendisi nasıl? Her şeyden önce şunu söylemek istiyorum ki Call of Duty: Black Ops Cold War gibi çok eski bir oyun motorunu kullanan oyundan çıkıp, bu yeni oyuna girdiğiniz zaman her şey mükemmel hissettiriyor. Eğer bilmiyorsanız, bu senenin yeni oyunu, 2019 senesinin Call of Duty: Modern Warfare ve Call of Duty: Warzone oyunlarının motorunu kullanıyor. O oyun motoru da Infinity Ward tarafından, büyük bir özenle yapılmıştı. Benim de en sevdiğim şeylerden biri haline gelmişti. Şimdi, Sledgehammer Games tarafının da aynı oyun motorunu kullanması kesinlikle olumlu bir şey.
Yeni oyun motoru kullanıldığı için silahlar, aynı adını geçirdiğim eski oyunlarda olduğu gibi gerçek hissettiriyor. Her silahın farklı ve gerçekçi hisleri oluyor. Aynı zamanda yine bu silahlar, gerçek silahlar gibi görünüyor ve aynı şekilde ses çıkartıyor. Call of Duty: Black Ops Cold War oyunundaki silahlar, bu markanın eski silahları gibi hissettiriyordu. Bu oyun motoru sayesinde ise her şey gerçekçi hissettiriyor. Tüm bunların sebebi de Infinity Ward stüdyosunun yeni oyun motorunun kullanılıyor olması. Bana zaman verirseniz, bu konuda Call of Duty: Vanguard oyununu övmeye sonsuza dek devam edebilirim ama şimdilik bu konuyu geride bırakalım.

Call of Duty: Black Ops Cold War oyununun yanlışları da düzeltiliyor
Call of Duty: Vanguard oyununun alfa versiyonunda sadece bir oyun modu var. Ondan da yeteri kadar bahsettiğimi düşünüyorum. Bu oyun modu haricinde dikkatinizi hemen çekebilecek bir diğer şey de oyun motoru olacaktır ki ondan da bahsettim. Geriye sadece sunum hakkında birkaç detay kalıyor. Bu noktada da hemen ilgimi çeken şeylerden bahsetmek istiyorum. Öncelikle, bu yeni oyun da DualSense için destek sunuyor ama bu destek, çok daha kabul edilebilir seviyede. Yani, hatırlayacak olursanız, Call of Duty: Black Ops Cold War oyunundaki tetik kilitlemesi ve titremesi, reflekslerinizi yavaşlatıyordu. Bu oyunda ise muhteşem bir orta ayar bulunmuş.
Call of Duty: Vanguard oyununa adım attığım an, ilk yaptığım şey ayarları kontrol etmek olmuştu. Açıkçası burada pek de farklı bir şey yok; serinin eski oyunlarındaki ayarlara göre bir tık daha fazla özgürlük sunuluyor gibi. Neyse, elim öncelikle DualSense için verilen desteği kapatmaya gitti ama ön inceleme yazımda biraz söylenirim belki diye ilk maçımda kapatmadım. Buna da hiç pişman olmadım; tetik kilitlemesi ve titremesi filan önceki oyundaki gibi şiddetli değil ve ben de varsayılan en yüksek ayarları kullanıyorum. Yani, bir dengeleme getirildiği çok açık. Öyle görünüyor ki ana oyun çıktığı zaman DualSense üzerindeki teknolojileri kapatmama gerek olmayacak.
Bu dengeleme gayet güzel ama Field of View ayarının olmaması, söylenebileceğim bir şey. Umuyorum ki bu ayar, beta veya final sürümünde Call of Duty: Vanguard oyununa eklenir. Özellikle yeni nesil konsollarda artık Field of View değerini sağlıklı bir şekilde yükseltmeden, oyun oynayabilmek bana çok zor geliyor. Oyunun varsayılan açısı da idare eder ama bir tık yüksek olsa, fena olmaz. Bu arada, sunum tarafında çok kısaca bahsedeyim: Görsellikler kesinlikle başarılı, performans zaten stabil bir 60 FPS olarak çalışıyor ve sesler de muazzam. Sadece düşmanları fark edebilmek bana biraz zor geldi; sunulan haritalar sanki biraz fazla karanlıktı.
Call of Duty: Vanguard oyununun arkasında Sledgehammer Games olduğu için ve aynı zamanda da tekrar İkinci Dünya Savaşı teması kullanıldığı için kendisine karşı pek bir heyecanım yoktu. Yalnız, bu alfa versiyonunu oynadıktan sonra, en azından kendi içimde beta seviyesi için de bir enerji buldum. Önümüzdeki haftalarda bu oyun, açık beta olarak tekrar karşımıza çıkacak ve bu sefer Team Deathmatch gibi klasik oyun modlarını deneyebileceğiz. Bakalım bu yapıt, ikonik Call of Duty deneyimini de sunmayı başarabilecek mi? Şu anda her şey gayet güzel görünüyor ve beta için de heyecanlı sayılırım.