Geçmişte Rockstar Games ve Microsoft gibi dev şirketlerle çalışmış, onların dağıtımcılığında oyun geliştirmiş olan Remedy Entertainment, 2016 senesinden beri sessizdi. Bu ekip, en son Quantum Break oyununu geliştirmişti ve ekibin geçmişine bakarak, Quantum Break oyunu için başarısız denebiliyordu. Bugün ise aynı ekip, yeni oyunu olan Control ile karşımıza çıktı ve bizler de bu oyunu inceleyebildik.
Control ile benzersiz bir hikayeye tanıklık ediyoruz
Öncelikle şunu söylemek istiyorum, ben her video oyununda hikayeye çok önem veririm. Belki bu sebepten ötürü olacak ki oyunların hikayelerinden, inceleme yazılarımda çok bahsetmeyi sevmiyorum; sizler, bu incelemeden sonra oyunu satın alabilirsiniz ve bu durumda da oyunun hikayesinin size kendi sürprizlerini sunmasını isterim. İşte bu sebepten ötürü de hikayeden çok genel bir şekilde konuşacağım.
Control, Amerika Birleşik Devletleri içerisindeki Kontrol Bürosu denen bir yerde geçiyor. Devlet ile çalışan ve kendi içlerinde bile gizli işler yapan Kontrol Bürosu, aslında dünya dışı gizemlere sahip. Bu büronun binasını normal bir gözle görebilmek imkansız. Bu binayı bulabilmek için onu gerçekten aramanız gerekiyor ve kontrol ettiğimiz karakter olan Jesse de bu büroyu arıyor.
Oyunun hikayesi, bu büronun tamamen içinde geçiyor. Jesse, bu büroya bir sırrı çözmeye gidiyor; Jesse ve Dylan isimli kardeşi, geçmişte bir obje ile oynuyor ve farklı bir boyuttan, varlıkları bizim dünyamıza çekiyor. Bu tip durumlarla ilgilenen ve hatta o boyutu bir güç olarak kullanan Kontrol Bürosu ise Dylan’ı götürüyor, Jesse ise kendisinden hiç haber alamıyor ve seneler sonra kardeşinin peşine düşüyor.
Jesse, bir diğer boyut ile konuştuğu günden beri kendi kafasında, Polaris ismini verdiği ikinci bir sese sahip. Bu ses, başlı başına bir varlık ve çok güçlü. Bu varlık, o kadar güçlü ki öbür boyuttan gelen ve normal her insanı etkileyen çok güçlü virüsler, bizim karakterimizi etkilemiyor. Hatta Polaris sayesinde, öbür boyut ile çok kolay bir şekilde etkileşime geçebiliyoruz ama ortada büyük bir problem var.
Kontrol Bürosu, artık bir cehennem
Kontrol Bürosu, bir şekilde The Hiss adı verilen öbür boyuttaki varlığın kısmen kontrolü altına giriyor. The Hiss, binadan dışarıya çıkarsa dünyanın sonu gelecek ama duvarlar çok güçlü olduğu için bu gerçekleşmiyor. Ayrıca The Hiss, bir virüs gibi insanları ele geçirebiliyor. Net olarak anlamadım ama Jesse, büro için seçilmiş bir kişi gibi görünüyor ve kendisi direkt olarak yönetici olarak görünüyor.
Control oyunundaki amacımız ise Dylan isimli kardeşimizi bulmak, büronun sırlarını çözmek ve bu sırada da The Hiss ile savaşıp, mümkünse kendisini yok etmek. Bahsetmiş olduğum tüm bu hikaye, oyun ilerledikçe çok daha gizemli bir hal alıyor ve oyunun genel olarak gizemli atmosferi de bu hikayeyi çok olumlu bir şekilde etkiliyor. Ayrıca, oyunda bolca iletişime geçilebilir karakter de bulunuyor.
Yalnız olacağımızı tahmin ettiğim ama bolca karakterlerle desteklenen Control, gizemli ve ilgi çekici hikayesi ile beni etkiliyor ve oyunun neredeyse kusursuz sunumu da hikayeyi olumlu etkiliyor. Günümüzün diğer oyunlarından farklı bir hikayeye, ilerleyişe ve sunuma sahip olan bu oyun, karakterlerle diyalog kurmamıza da imkan veriyor. Bu sayede, oyunu daha rahat anlayabiliyoruz.
Bu noktada şunu söylemek istiyorum ki bence Jesse ve Polaris arasında mutlaka diyalog seçme sistemi bulunuyordu ve bu oyunun karakter ilişkilerini mutlaka etkiliyordu ama kaldırılmış. Bu noktada net bir şey söyleyemiyorum ama ben kesinlikle böyle hissettim. Sanki oyunda böyle bir özellik varmış da geliştirilme sürecinin sonlarına doğru aceleyle kaldırılmış, cilası eksik kalmış.
Control, hatırlanabilir ve farklı karakterler sunuyor
Aslında, hemen yukarıdaki başlığı karakterler hakkında attım ama kendileri hakkında çok kısa bir şey söylemek istiyorum: Control oyunundaki karakterler, kesinlikle hatırlanabilir ve farklı kişiliklere sahip. Genelde bu tip video oyunlarında karakterlerden ziyade aksiyona veya genel hikayeye önem veriliyor ama Control, kesinlikle karakterler üzerinden çok güzel bir iş çıkartmayı başarmış.
Bunun haricinde, oyunun hatırlanabilir bir noktası da elimizdeki silahımız. The Service Weapon isimli bu silah, birçok şey olabiliyor. Mesela, kendisi bir tabanca olarak kullanılabiliyor, pompalı tüfek veya makineli tüfek olabiliyor. Bu silah, yer yer anahtar olarak bile kullanılabiliyor ve en önemlisi, kendisi gizemli bir şekilde Jesse ve Polaris ile iletişim kurabiliyor. Bu silah, basit bir silah değil.
Bizim dünyamıza ait olmayan, öbür boyuttan gelmiş olan The Service Weapon, kendi mermilerini zamanla dolduruyor. Yani, mermi toplamak gibi bir derdiniz olmuyor. Ayrıca bu silahın farklı modları da var. Zaten biraz önce dediğim pompalı tüfek mevzusu, tam olarak buydu. The Service Weapon, farklı şekillere girebiliyor bir silah olarak. Ayrıca bu silahlara ayrı ayrı modlar ekleyebilmek de mümkün.
Modlar sayesinde silahımız güçlenebiliyorken, genel olarak ateş etmenin çok eğlenceli olduğunu kesinlikle söylemek istiyorum. Control oyununda hasar vermenin tek kaynağı, The Service Weapon değil ama sadece bu silahı kullanmak isterseniz de bence bu oyundan memnuniyetsiz olmanız, kesinlikle imkansız; ateş etmek bence gayet başarılı bir şekilde tasarlanmış.
Şaşırtıcı bir dünya oyuncuları bekliyor
Control oyununa ilk girdiğim zaman, oyunun baştaki haritası bana oldukça küçük görünmüştü. Yine de oyunda kapalı, hemen açılmayan kapılar ve öğrenilecek güçler ile girilebilecek noktalar bulunuyordu. Bu sebepten ötürü aslında harita boyutunun normal olabileceğini düşünmüştüm. Oyun ilerledikçe öğrenmiş oldum ki aslında o gördüğüm harita, sadece bir kata aitmiş ve oyunda toplamda 5 kat bulunuyor.
5 farklı kattan oluşan Kontrol Bürosu, her katında farklı bir temaya sahip. Her kat, birbirinden güzel görünüyor ve başarılı bölüm tasarımlarına sahip. Açık bir bölüm tasarımına sahip olan bu oyunda, bir gittiğiniz yeri unutmanız mümkün değil; her bölgede benzersiz ve hatırlanabilir bir tasarım var. Açıkçası, bölümlerde boş boş yürümek bile yer yer epik bir hava katabiliyor oyuna.
Harita arayüzünün zaman zaman yüklenmiyor olması benim için büyük sıkıntılar çıkartıyor olsa da aslında bu, güncellemeler ile çözülebilecek bir problem. Bu yüzden kendisinin üstünde çok fazla durmayacağım. Ayrıca; bölüm tasarımlarının çok hoş olması, bulmacaların ve gizemlerin bu bölümlere yedirilmiş olması da bence oyunu güzel bir noktaya itiyor.
Oyunun bölümleri yer yer karışık olabiliyor ve kaybolmak mümkün olabiliyor. Bu noktada da oyuncuların yardımına kontrol noktaları çıkıyor. Bu noktaları ele geçirip, kendimize güvenli bir alan ve hızlı seyahat noktası oluşturabiliyoruz. Ayrıca, öldüğümüz zaman da bu noktalardan başlıyoruz; oyunda herhangi bir geçiş noktası sistemi yok. Açıkçası bu durum beni rahatsız etti; kontrol noktaları çok da sık değil.
Control oyununda yapacak çok fazla şey var
Biraz önce bahsetmiş olduğum o çok başarılı Kontrol Bürosu içerisinde yapacak çok fazla şey var. Bu şeylerden ilki tabii ki ana görevler. Bu görevleri yaparak oyunun temel hikayesinde ilerleyebiliyorsunuz. Bunların yanında; yan görevler, meydan okumalar ve süre sınırlı diğer mini görevler oyunda yer alıyor. Yan görevler, rastgele bulunabiliyor ve oyun hakkında daha fazla bilgi sahibi olmamıza imkan sağlıyor.
Yan görevler sayesinde yeni yetenekler de öğrenebiliyoruz. Her yetenek öğrenimi için farklı bir boyuta ışınlanıyoruz ve öncelikle yeteneği orada test ediyoruz, meydan okumayı geçiyoruz ve yetenek bizim oluyor tamamen. Bu noktada da oyundaki tüm yeteneklerin kullanmasının inanılmaz eğlenceli olduğunu söylemek istiyorum. Kalkan olsun, havada uçma olsun veya eşya fırlatma olsun; hepsi çok güzel.
Meydan okuma tipi görevler ise X noktasında Y düşmanını Z kere öldür tarzında karşımıza çıkıyor. Bu tip meydan okumaları tamamlayarak, silahlarımıza veya karakterimize yeni modlar açabiliyoruz. Modlarda da nadirlik seviyesi var ve meydan okumalar, yüksek nadirlikte modlar alabilmek için çok güzel bir yol. Ayrıca, o meydan okumalar sayesinde düşman öldürmek için de ekstra bir sebebiniz oluyor.
Süreli görevler ise genelde 20 dakika içerisinde bir noktaya gidip, oradaki düşmanları temizlemenizi istiyor. Bu oyunda mini bölüm sonu canavarları ve klasik bölüm sonu canavarları yer alıyor. O klasik bölüm sonu canavarları, sadece hikaye görevlerinde yer alırken, süre sınırlı görevlerde bolca mini bölüm sonu canavarı öldürebiliyoruz. Açıkçası bu tip görevler, bana oldukça zor geldi. Belki ilerde kolaylaşırlar.
Kontrol Bürosu, farklı yaratıklara ev sahipliği yapıyor
Control oyununda sizi öldürmek isteyen birçok şey var. Bu şeyler, basit olan birinci seviyedeki virüs kapmış askerlerden, yüksek seviyeli mini bölüm sonu canavarlarına kadar şekillenebiliyor. Oyunda bolca farklı düşman tipi de bulunuyor. Mesela; yanınıza gelince patlayan yaratıklar, mini taramalı tüfek ile üstünüze yürüyen virüslü askerler ve bomba atan düşman tipleri, sizi zorlayabiliyor.
Tüm bu yaratıkları, silahlarınızla öldürmek isterseniz, biraz zorlanabiliyorsunuz. Control, yan görevler ile yeteneklerin açıldığını net bir şekilde size söylemiyor ve sizin kendi yolunuzdan çıkıp, yan göreve manüel olarak gitmeniz gerekiyor. Bunu yapmanızı öneriyorum; oyundaki yetenekler hem çok eğlenceli, hem de savaş sırasında ciddi anlamda işinize yarıyor.
Savaşı kolaylaştıran diğer ögeler ise modlar ve yetenek puanları. Modlardan zaten bahsetmiştim. Yetenek puanları sayesinde ise canınızı, yakın dövüş hasarınızı veya diğer yeteneklerinizi güçlendirebiliyorsunuz. Siz, yetenek puanı harcadıkça da daha fazla mod kullanma hakkına sahip olabiliyorsunuz. Oyunda bir de mod üretme sistemi var ama bana kendisi gereksiz geldi.
Tabii ki tüm bu düşmanlarla savaşırken, stilinize de önem verebiliyorsunuz. Oyundaki karakterimiz olan Jesse, farklı kıyafetler giyinebiliyor. Yalnız ben şu an bu oyunu oynarken, henüz yeni bir kıyafet bulamadım. Bu yüzden konu hakkında net bir açıklama yapamıyorum ama en azından oyunda bir kıyafet değiştirme sisteminin olduğunu net bir şekilde görebiliyorum. Bu da benim için güzel bir şey.
Başarılı bir grafik tasarımı karşımıza çıkıyor
Control oyununu PlayStation 4 Pro konsolum ile 1080p destekli bir televizyonda, Supersampling özelliği aktif iken deneyimledim. Karşılığında bu oyundan aldığım grafiksel performans ise gayet başarılıydı. Bu oyun, Red Dead Redemption 2 gibi nihai gerçekçiliği ve grafiksel ağırlığı hedeflemiyor ama oyun kesinlikle iştah açıcı görünüyor. Yani, grafikler sayesinde oyunun atmosferine aşık olabiliyorsunuz.
Yine de oyunun grafikleri, pek kusursuz sayılmaz. Bu hatayı nasıl tarif edeceğim bilemiyorum ama oyunda uzun süre ana menüde kaldığınız zaman veya ilk giriş yaptığınız zaman doku kaplamalarında ilginç pürüzler ortaya çıkıyor. Sanki oyunun Anti-Aliasing sisteminde sıkıntı var gibi ama aslında konunun net olarak Anti-Aliasing ile alakalı olduğunu sanmıyorum. Yine de sizlere belirtmek istedim.
Genel anlamda çok güzel görünen Control oyununun grafiklerine en büyük katkıyı ışıklandırmalar yapıyor. Oyunun ışıklandırmaları, benim bugüne kadar gördüğüm en iyilerinden bir tanesi. Yine kendimi tekrarlamış olacağım ama bu ışıklandırmalar da oyunun atmosferini çok iyi bir noktaya taşımayı başarıyor. Tabii tüm bu başarı, önemli bir sorunu da beraberinde getiriyor.
Muhtemelen bu grafiksel kaliteden ve oyundaki inanılmaz güzel efektlerden dolayı olacak ki oyunda çok aksiyon olduğu zaman FPS ciddi anlamda düşüyor. Zaten 30 FPS olarak deneyimlediğim bu oyun, problemli anlarda tek rakamlı FPS değerlerini bile görebiliyor. Ayrıca, menüden oyuna geçtiğiniz zaman veya yeni bir bölüme ilk defa girdiğiniz zaman birkaç saniyelik, uzun donmalarla da oyunda yer alıyor.
Control, başarılı bir yapıt gibi görünüyor
Control hakkında sizlere söyleyebileceğim çok fazla olumsuz şey bulunmuyor aslında. Oyun çok güzel görünüyor; efektler ve ışıklandırmalar da atmosferi inanılmaz bir seviyeye çıkartıyor. Tüm bunlar; ilgi çekici bir hikaye, hatırlanabilir karakterler ve kısmen başarılı seslendirmeler ile birleşince sunum ve hikaye yanından çok başarılı bir oyun görmeyi başarıyoruz ve bu beni çok mutlu ediyor.
Control oyununun temel oynanışı da oldukça eğlenceli. The Service Weapon, kesinlikle bugüne kadar kişiselleştirilmiş en iyi silahlardan bir tanesi. Silahın tüm şekillerinin atış hissi çok başarılı. Ayrıca modlar da silahları çok başarılı bir şekilde etkiliyor. Eğer silah kullanmak istemezseniz, oyundaki tüm karakter yetenekleri de kullanması inanılmaz zevkli ve sizi oyuna bağlayabiliyor.
Oyundaki tüm düşman tipleri, bölüm sonu canavarları ve çok daha fazlası kesinlikle ateş etmeye değer tipten ve bu yüzden oyunu oynarken, gerçekten eğlenebiliyorsunuz. Ayrıca, oyundaki ana görevleri bitirdikten sonra bile yapabilecek çok fazla şeyiniz olabiliyor. Karakter yeteneklerini ve silahları geliştirmek, en kaliteli modları toplamak ve ani beliren zorlu görevleri yapmak bence ilgi çekici.
Control oyununu oynarken genelde aklıma Prey geldi. İki oyunu karşılaştırmak ne kadar doğru olur, bilemiyorum ama Prey ile yaşadığım eğlencenin iki katını bu oyunda yaşadım. Bu yüzden bu oyunu satın almak istiyorsanız, kesinlikle beklemenizi önermiyorum. Benim için bu oyunun şimdilik ufak tefek problemleri bulunuyor. Onlar da nadir FPS düşüşleri ve fotoğraf modunun eksikliği.