Açıkçası bu inceleme yazısına nereden başlayacağımı bilemiyorum. Sizlere, Crash Bandicoot 4: It’s About Time oyununu anlatmam ve oyuna dair görüşlerimi aktarmak gerekiyor ama bu oyun serisi, öylece anlatılıp geçilemeyecek bir tarihi barındırıyor. Crash Bandicoot ismini duyduğumdaysa aklıma doğrudan PlayStation markası geliyor. Tıpkı Nintendo denildiğinde Super Mario, SEGA denildiğinde Sonic karakterlerini hatırladığım gibi. Dilerseniz, öncesinde bu markanın yola nasıl başladığını sizlere biraz aktarayım. Sonrasında, serinin bu yeni oyunu hakkında uzun uzun sohbet ederiz.
Benim Crash Bandicoot ile tanışmam biraz ilginç bir şekilde gerçekleşti. 1990’lı yılların ikinci yarısında, elimde 8-bit kapasiteli NES kopyası bir cihaz veya 16-bit kapasiteli SEGA Mega Drive konsolum bulunuyordu. O sıralar hangisini oynuyordum tam olarak hatırlamıyorum fakat deneyimlediğim oyunların kapasiteleri belliydi. Öte yandan, konuyla alakalı olduğu için evimizdeki odamın penceresinin apartmanımızın otopark kısmına baktığını söylemem gerekiyor. Apartmanımızın otoparkı, aynı zamanda çevredeki binalardan da gelen arkadaşlarımızla birlikte bir oyun alanına dönerdi.
Henüz cep telefonlarına ulaşamadığımız o yıllarda, oyun oynamaya veya sohbet etmeye çağıran arkadaşlarıma yanıt vermek için sıklıkla pencereye çıkmak durumunda kalırdım. İşte Crash Bandicoot ile tanışmam da pencereden baktığım bir günde yaşandı. Ne alakası var diye soracaksınız biliyorum, hemen anlatayım. Bir gün pencereden bakarken, yan apartmandaki bir evin televizyonundan, o güne kadar benzerine rastlamadığım bir video oyununun oynandığını görmüştüm. Üç boyutlu grafiklere sahip olan ve oldukça hareketli bir görüntü vardı ekranda.
Apartmanların arasındaki boşluk az olmasına karşın bu görüntünün sırrını çözememiştim. Birkaç defa aynı görüntülerle karşılaştığımda ise bunun bir video oyunu olduğunu anlayabildim. Oynana oyunun Crash Bandicoot olduğunu ve bu oyunun ilk PlayStation konsolunda oynandığını çözmem ise çok daha uzun zaman almıştı. Yıllar sonra bir PlayStation konsoluna sahip oldum fakat Crash Bandicoot serisinin oyunlarına denk gelemedim. Yine de PlayStation ile Crash Bandicoot markalarının özdeşleştiğini kabullenmiştim. Niyeyse bu birliktelik sonsuza kadar sürmedi fakat serinin yeni oyununu PlayStation 4 konsolumda deneyimlemek bana eski günleri anlattırdı.
Crash Bandicoot 4: It’s About Time ile zamanda yolculuk yapıyoruz
Üst kısımdaki anımı sizlerle paylaşmamın en büyük sebebi, yıllardır Crash Bandicoot markasının benim için bir sır olarak kalmasıydı. İlk gençlik yıllarında hayranlık duymamı sağlayan bu oyunla nedense bir türlü karşılaşamamıştım. Zaten, bahsi geçen serinin ilk 3 oyunu ilk PlayStation konsoluna çıktıktan sonra Crash Bandicoot adını taşıyan pek çok yapım çıkışını gerçekleştirmişti ama ilgimi çekmemişti. Bu arada, yıllar sonra Crash Bandicoot markasıyla Sony tarafının yolları ayrıldı ve bu marka PlayStation için özel olmaktan çıktı.
Crash Bandicoot N. Sane Trilogy ile serinin ilk 3 oyununun yenilenmiş hallerini görebildik. İncelemesini gerçekleştirdiğim Crash Bandicoot 4: It’s About Time oyunu da 20 küsur yıl sonra ana serinin yeni oyunu olarak karşımıza çıktı. Tabii ilk üç oyundan bazı temel noktalarda farklılıklar barındırılarak bu çıkış gerçekleşti. Belirttiğim gibi Crash Bandicoot 4: It’s About Time, yalnızca PlayStation konsolları tarafından oynanabilen bir oyun değil. Çıkış dönemi itibariyle bu yapım PlayStation 4 ve Xbox One konsollarında oynanabiliyor ki ilerleyen zamanlarda diğer platformlara da gelmesi bekleniyor.
Bir büyük farklılıksa, ilk üç oyunu geliştiren ve Uncharted serisiyle adını geniş kitlelere duyuran Naughty Dog ekibi bu yeni oyunu geliştirmiyor. Geliştirici koltuğunda; Spyro Reignited Trilogy, Crash Bandicoot N. Sane Trilogy gibi yenileme çalışmalarını gerçekleştiren Toys for Bob ekibini görüyoruz. Hal böyle olunca, insanın aklına başarısız bir video oyunuyla karşılaşma riski geliyor ama meraklanmayın. Toys for Bob, az risk alarak ve doğru adımlar atarak ilerlemiş.
Crash Bandicoot 4: It’s About Time, PlayStation için çıkan serinin ilk üç oyununun izinden gidiyor ve serinin kökenlerine sadık kalmasını sağlıyor. Genel anlamda, serinin ilk üç oyunuyla benzer mekaniklerin üzerine inşa edilen bu yeni oyun, zamanın gereklerini de ziyadesiyle yerine getiriyor. Aynı zamanda, incelediğim oyunun özüne sadık kalmasına rağmen etkileyici ve eğlenceli yenilikleri barındırdığını da söylemek istiyorum. Bu yeniliklerin neler olduğunu ve hangi mekaniklerin Crash Bandicoot serisinin eski oyunlarından alındığını merak ediyorsanız, gelin detaylıca bunlara bir göz atalım.
Hem yenilikçi, hem de geleneklere bağlı kalan bir platform oyunu
Crash Bandicoot 4: It’s About Time, olarak 3 boyutlu bir platform oyunu. Eğer daha önce Crash Bandicoot serisinin bir oyununu veya Crash Bandicoot N. Sane Trilogy paketini oynadıysanız kesinlikle bu yeni oyunu gördüğünüzde yabancılık çekmeyeceksiniz. Şimdiye kadar bahsi geçen serinin hiçbir oyununu oynamamış olan okurlarımız için izninizle birkaç açıklama yaparak ilerlemek istiyorum. İncelediğim yapım, her ne kadar çocuksu bir görsellik sunsa da çocukların çok rahat oynayabilecekleri bir yapım değil. Crash Bandicoot serisinin en ünlü olduğu yönlerinden birisinin de zorluğu olduğunu hatırlatmak isterim.
Bu yeni oyun da bir hayli zor bir yapıya sahip fakat zorlanmayı sevmeyen kişileri düşünen seçenekleri de barındırıyor. Bu seçenekler, henüz oyuna girerken karşımıza modern ve Retro olarak çıkıyor zaten. Retro seçeneğini tercih ederseniz, her bir kayıt noktasının arasında belirli can kaybetme hakkınız bulunuyor. Bu hakkı aşarsanız bölümün en başına dönmek zorunda kalıyorsunuz. Modern seçeneği ise sınırsız can hakkına sahip bir seçenek fakat oynanış anlamında büyük kolaylıklar getirmiyor. Aslına bakarsanız bu seçenekleri ilk kez gördüğümde, Retro seçeneğinin eski tarzda grafikler sunacağını zannetmiştim.
Beklediğim gibi olmadı ve bu seçenekler görsel bir özellik taşımıyor. Yalnız belirttiğim gibi geliştirici ekip öyle güzel dokunuşlar yapmış ki, oyuncular zorlansa da işleri kolaylaştıracak olan pek çok etken bu yapımın modern seçeneğinde ortaya çıkıyor. Oyunu kolaylaştıran etkenlerden bir tanesinin kayıt noktalarının birbirine olan yakınlıkları olduğunu söyleyebilirim. Çok zorlanmamıza karşın birkaç denemenin ardından bulunduğumuz bölgenin nasıl geçileceğini çözebiliyoruz. Çözülmesi gereken kısımlar da çok uzun aralıklarla bulunmuyorlar.
Bir diğer deyişle, dakikalar boyunca bir bölümü oynayıp canımızı kaybettiğimizde çok gerideki bir noktada canlanmıyoruz. Modern seçeneğinde canımız da sınırsız olduğundan ötürü, fazlaca canımızı kaybetsek de bir şekilde bölümleri sonlandırabiliyoruz. Bir diğer yardımcı olan mekanik ise koruyucu maskelerimiz oluyor. Bu serinin ilk oyunlarından beri aşina olunan maske dinamiğinde, canımızı arka arkaya fazlaca kaybettiğimizde bir maske alıyoruz. Aldığımız maske ise ilk darbede ölmemizi engelleyen bir kalkan görevini üstleniyor.
Crash Bandicoot 4: It’s About Time ile yeni maske yetenekleri kazanıyoruz
Koruyucu maskelerden bahsetmişken, Crash Bandicoot 4: It’s About Time oyununun en çok dikkat çeken mekaniklerinden birisine de değinmek istiyorum. Bu yapım boyunca, 4 farklı maskeyle tanışıyor ve bunların sağladıkları yeteneklerden faydalanabiliyoruz. Yalnız, bu maskelerdeki yetenekleri alarak dilediğimiz yerlerde kullanma özgürlüğümüz bulunmuyor. Birazdan anlatacağım yetenekleri kullanmamız gereken bölgelere girerken bu maske arkadaşlarımız karşımıza çıkıyorlar. Maskeler kaşımıza çıktığında ise onların sundukları yetenekleri kazanıyoruz ki ilerlememiz gereken bölgeyi geçmek adına bu yeteneklere ihtiyaç duyuyoruz.
Bahsettiğim bölge geçildikten sonraysa maskelerin verdiği yetenekler kayboluyor ve normal şekilde yolumuza devam ediyoruz. Bana sorarsanız, maskelerden kazanılan yeteneklerin oyunun tamamına yayılmasını ve dilediğimiz anlarda kullanılmasını tercih ederdim. Ne yazık ki bölüm tasarımları ve maskeler tarafından verilen yetenekler bunu mümkün kılmıyor. Kısacası, bu yetenekleri oyunun tamamında oynamamız birçok dengesizliğe neden olabilir. Bunun nedenini, maskelerin verdikleri yeteneklerin neler olduğunu söylediğimde daha rahat anlayacağınızı düşünüyorum.
Madem ki böyle düşünüyorum, bu maskeler hangi yetenekleri veriyorlar, sizlere hızlıca aktarayım. İlk sahip olduğumuz maske sayesinde çeşitli ögelerin görünüp görünmemesini seçebiliyoruz. Görünenler zaten karşımızda duruyorken, görünmez olanlar mavi kenar çizgileriyle içleri boş halde bulunuyorlar. PlayStation 4 konsonunda R2 tuşuna bastığımızda bu maskenin görevi aktif oluyor ve görünenler ile görünmeyenler yer değiştiriyor. Tabii, bulunduğumuz bölgenin parkur mekaniklerinin de buna göre oluşturulduğunu anlıyoruz.
Maskelerin verdikleri ikinci yetenek ise kendi etrafımızda dönerek uzun mesafelere atlayabilme becerisi oluyor. Tasmanya canavarı gibi etrafımızda geniş bir alan oluşturarak daha uzağa atlıyor, çift zıplama mekaniği sayesinde uzak aralıklı bölgelerde sonraki noktalara ulaşabiliyoruz. Diğer iki maske yeteneği ise zamanı yavaşlatma ve yer çekimini tersine çevirme yetenekleri oluyor. Bu iki yetenek de diğerleri gibi bölüm tasarımlarına uygun bir halde bizlere veriliyor. Zamanı yavaşlatarak veya yer çekiminin tersinde hareket ederek bölgelerde ilerlememiz gerekebiliyor. Yeteneklerimizi kullanarak bu bölgeleri geçiyoruz ki böylece oyunun genel oynanışına da çeşitlilik sağlanmış oluyor.
Bölümlerde neler yapıyoruz, nelerle karşılaşıyoruz?
Maskelerin sağladıkları yeteneklerden bahsettim ama genel oynanış mekaniklerine henüz değinmedim. Şimdiye kadar Crash Bandicoot ana serisinin bir oyununu oynamayan okurlarımızın bu durumu merak ettiklerini tahmin ediyor ve hızla genel oynanışın nasıl ilerlediğinden bahsetmeye başlıyorum. Üst kısımda da belirttiğim gibi Crash Bandicoot 4: It’s About Time, bir platform oyunu. En temel olarak tarif edersem, bir yerden bir yere zıplamaya çalışmak ve karşılaştığımız düşmanlar tarafından öldürülmeden bir sonraki kayıt noktasına ulaşmak üzerine kurulu bir düzende ilerliyoruz.
İncelediğim oyun boyunca yaptığımız hareketler; zıplama, çift zıplama, kendi etrafımızda dönerek düşmana vurma, yerden kayma ve en nihayetinde koşma oluyor. Böyle söylediğimde aklınıza tek düze bir platform oyunu gelmesin lütfen. Bölümlerin tamamında geniş bir çeşitlilik unsuru söz konusu. Bazen sırt kamerasıyla üç boyutlu biçimde ilerlerken, bazen de 2 boyutlu bir platform oyunu gibi karakterimizi yandan görerek engelleri aşmaya çalışıyoruz. Bazı bölümlerde arkamızdan gelen düşmandan koşarak ya da bir aracın içerisinde kaçarken, bazen kayarak uzun mesafeler kat ettiğimiz oluyor.
Bunların arasında en yenilikçi olanının kayma dinamikleri olduğunu söyleyebilirim. Oynadığımız bölümün yapısına göre bir yüzeye yapılarak kayıyor, engellerin durumuna göre karakteri yukarıda veya aşağıda konumlandırabiliyoruz. İncelediğim oyunu geneli için Crash Bandicoot N. Sane Trilogy paketinin bir devam oyunu niteliğinde olduğunu söyleyebilirim. Bu pakette yer alan ve serinin ilk oyunları olan yapımların izinden bariz bir biçimde bu oyunda gidiliyor fakat yenilikçi unsurlar kullanılarak eski alışkanlıkların çok daha keyifli olması sağlanıyor.
Yenilikçi unsurların arasında bölüm tasarımlarının da önemli bir yer tuttuklarını söyleyebilirim. Crash Bandicoot 4: It’s About Time oyununda, kısa kayıt noktalarının birleşiminden oluşan ve serinin ilk oyunlarına göre biraz daha uzun olan bölümler yer alıyor. Birkaç dakika içerisinde bölümleri kolaylıkla bitiremiyoruz ama kayıt noktalarına ulaşmamız sayesinde oyunun zorluğuna karşı direncimiz artmış oluyor. Bu zorluk seviyesinin kabul edilebilir olduğunu; bölümlerin öğrenime açık olduklarını ve bölümlerin zorlukları sayesinde tekrar oynanabilir bir halde tasarlandıklarını da sizlerle paylaşmak isterim.
Bölüm tasarımları ve mekan çeşitliliği ne durumda?
İncelemekte olduğum oyunun bölüm tasarımlarından ziyadesiyle memnun kaldığımı söyleyebilirim. Birbirinden farklı, oldukça eğlenceli mekanlarda maceralar yaşıyoruz bu oyunda. Crash Bandicoot N. Sane Trilogy paketinde bulunan serinin ilk 3 oyunundakine benzer bir ilerleyiş yapısı karşımıza çıkıyor. Bahsettiğim ilk üç oyundaki gibi içlerinde farklı bölümler olan bölgelere geçiş yapıyoruz. Crash Bandicoot ana serisinin oyunlarında olduğu gibi bu bölgeler adalar değil de zamandaki yırtıklar olarak tasarlanmış durumdalar. Gittiğimiz her bölgedeki bölümler de birbirinden farklı yapıları barındırarak kendilerini tekrar etmiyor.
Üst kısımda anlattığım maske mekanikleri de bölümlere yayılmış vaziyetteler. Her ne kadar temelde yaptıklarımız aynı kalıyorsa da ilerledikçe yeni mekaniklerle tanışıyor olmamız oyundan sıkılmamızı engelliyor. Kazanılan başarımlar neticesinde yeni kostümlerin açılabilmesi durumu da bu bölümlerin tekrar oynanabilmesine imkan tanıyor. Bu arada, her bir bölümdeki tüm elmasları topladığımızda yeni kostümlerin kilitlerini açabiliyoruz. Bahsettiğim kristalleri alabilmek için; meyveleri toplamak, gizli kristali bulmak ve belirli bir sayıdan daha az can kaybederek bölümü tamamlamak gibi başarımları gerçekleştirmemiz gerekiyor.
Crash Bandicoot 4: It’s About Time oyununun büyük bir bölümünü Crash ve Coco karakterleriyle oynuyoruz. Kazandığımı kıyafetler de bu karakterlere uygulanıyor. Öte yandan, Dingodile, Tawna gibi diğer karakterler de bazı ana bölümlerde olaya dahil oluyorlar. Crash ve Coco karakterlerinin oynanış mekanikleri birbirinin aynısı olmasına karşın, örnek verdiğim yeni karakterler farklı özellikler barındırıyorlar ve onlarla oynana bölümler bu mekaniklerin üzerine kuruluyor. Örneğin, Tawna ile kanca atma mekaniği kullanıyoruz. Kanca atarak, uzaktaki düşmanlara veya çeşitli ögelere erişebiliyor, uzun atlayışlar yapabiliyoruz.
Her bir bölgede yeterli ölçüde ana bölümün olmasıyla birlikte, bahsettiğim bu yan karakterler için yeni bölümler de oyunun hikaye ilerleyişinin içerisinde aktif oluyor. Dilediğimiz takdirde, yan karakterlerimiz için gelen bölümleri de oynayabiliyoruz. Aynı zamanda, bölüm seçme alanında bazı ekstra bölümlerin de zamanla aktif olduklarını belirteyim. Kısacası, Crash Bandicoot 4: It’s About Time ile bölüm sayısı ve yapısal çeşitliliği bakımından sıkıntı çekilmediği yorumunu yapabilirim.
Crash Bandicoot 4: It’s About Time ile eğlenceli vakitler bizleri bekliyor
İnceleme yazısının bu son bölümüne geçmeden önce Crash Bandicoot 4: It’s About Time oyununun görsel kalitesine ve performansına da değinmek istiyorum. Bu oyunu, standart bir PlayStation 4 konsoluyla deneyimledim. Görsel açıdan hayranlık bırakan grafiklerin kullanıldığını söyleyemem ama grafik tarzı nedeniyle bu kalitenin yansıtılmaması asla rahatsız etmiyor. Yeni nesil konsollarda muhtemelen çok daha başarılı bir görsellikle karşılaşacağız. Öte yandan, oyunun performansından memnun kaldığımı sizlerle paylaşayım.
Toys for Bob ekibi, grafik detaylarından biraz kısmasına karşın, böylesine zorlayıcı bir oyunu PlayStation 4 konsoluna akıcı bir biçimde aktarmış. Çok kararlı olmasa da 40 FPS civarında bir performans alınıyor ki bu durum da oynanışa fazla olumsuz bir etki sunmuyor. Yine de standart PlayStation 4 konsolumda 60 FPS performansını görmeyi isterdim. Bu arada, PlayStation 4 Pro konsolunu kullanıyorsanız, stabil olarak 60 FPS performansını bu oyundan alabileceğinizi sözlerime ekleyeyim. Müzikler ve sesler konusunda rahatsız edici bir durumla karşılaşmadığımı da sizlerle paylaşabilirim.
Tüm bunları söyledikten sonra Crash Bandicoot 4: It’s About Time oyununun başarılı bir yapım olduğunu söylemek istiyorum. Şahsen ben bu oyunu deneyimlerken oldukça eğlendim ve heyecanlı anlar yaşadım. Bölümlerin zorlukları bulunuyor fakat bu zorluklar, detayları keşfettikçe ve biraz beceri harcayınca aşılabiliyor. Oyunun zorluklara karşı yardımcı olabilen bir yapısı bulunması da oyuncuların bu yapımdan bıkmasının ve sıkılmalarının önüne geçen bir etken oluyor. Belirttiğim gibi genel anlamda bu oyunu oldukça beğendim.
Yalnızca, ödüllendirme sistemini biraz yetersiz bulduğumu söyleyebilirim. Bölümler boyunca türlü zorluklarla karşılaştıktan sonra tek bir kıyafet alabilmek pek tatmin edici olmadı benim açımdan. Ayrıca, karakterlerin özelleştirmelerinin yalnızca kıyafetlerle sınırlı kalması, iki ana karakterin oynanışlarında fark olmaması gibi durumları yetersiz buldum. Yine de bu detaylara takılıp kalmadan eğlenceli bir platform oyunu oynamak istiyorsanız, Crash Bandicoot 4: It’s About Time oyununu sizlere rahatlıkla önerebilirim.