Metroidvania türü Hollow Knight, Ori and the Blind Forest ve Owlboy gibi oyunlardan oluşan çok çeşitli, geniş ve gerçekten rekabetçi bir alan. Rekabetin bu kadar yoğun olduğu bir ortamda sadece bir etki yaratmak değil, aynı zamanda oyuncuların ilgisini çekmek ve onları eğlendirmek de zor olabiliyor. Piyasaya sürülen her yeni bu tipteki oyun genellikle başarıya ulaşamıyor ne yazık ki.
Neyse ki bu bağımsız alan, Kyle Thompson tarafından geliştirilen Crypt Custodian isimli video oyunu gibi Metroidvania türünün kalabalığını zorlayan ve büyük dalgalar yaratan oyunlarla dolu. Bahsetmiş olduğum ve bugün incelediğim bu oyunda, öbür dünyaya göç etmiş ve kalan zamanını huzur içinde, hayattayken kendisine bakan değerli sahiplerinin anılarını yad ederek geçirmek isteyen bir kedi olan Pluto karakterini size tanıtıyor; kendisini kontrol ediyoruz.
Ne yazık ki tahmin edilebileceği gibi öbür dünya biraz acımasız bir yer ve Öbür Dünya Gardiyanı Kendra ile planlandığı gibi gitmeyen bir karşılaşmanın ardından Pluto, öbür dünyayı temizlemekle lanetleniyor – hem de sonsuza kadar! Biraz pislik süpürmeniz gerekebilir ama işler gerçekten ne kadar kötü olabilir ki? Dürüst olmak gerekirse durum oldukça kötü…
Sadece öbür dünyayı temizlemekle görevli değilsiniz, aynı zamanda orayı keşfederken alt etmeniz gereken ve dünyayı tıkayan her türlü yaratık var. Haritanın kilidini açtığınız her alanında karşılaşacağınız farklı ve yeni düşmanlar olacak ve hayatta kalmak için kesinlikle saldırı şekillerini öğrenmeniz gerekecek. Süpürgenizle birincil saldırınız en iyi arkadaşınız olacak ama ilerledikçe sadece saldırıda değil, aynı zamanda keşifte de size yardımcı olacak yükseltmeler alacaksınız.
Her ne kadar ölmüş olsanız bile, Crypt Custodian, oldukça zor olduğu için tekrar ve çok fazla kere öleceksiniz. Bu türdeki çoğu oyun gibi işler genellikle deneme ve yanılma yöntemiyle ilerler ve ne kadar çok keşfeder ve kalıpları ezberlerseniz, kendinize o kadar çok güvenirsiniz. Ben, oyunumun başlarında kolay zorluğa geçtim. Açıkçası çok sık düşmanlarda takılmak hoşuma gitmedi.
Bir oyunda saatlerce takılıp kalmaktansa, keyif almayı tercih ettiğimi itiraf etmekten asla utanmam ama normal ve hatta daha zor olan zorluk seviyelerinde oynamaya kararlı olanların önünde kesinlikle uzun bir yol var. Ne kadar çok düşman öldürürseniz, o kadar çok toprak toplarsınız ve bu toprakları takas ederek önünüzdeki yolculuğu biraz daha kolaylaştıracak yükseltmeler alabilirsiniz.
Yükseltmeler, sağlığınızı ve saldırı hızınızı artırmaktan, etrafınızda dönerek temas eden düşmanlara hasar veren sivri uçlar gibi eğlenceli eklentilere kadar çeşitli şekillerde size yardımcı olabilir. Ayrıca haritada ilerledikçe daha da fazla yükseltmenin yanı sıra karakterlerin ölmeden önceki hayatlarından fotoğraflar gibi koleksiyon parçaları da bulacaksınız. Haritanın her bir köşesinde keşfedilecek bir şeyler var. Bu yüzden oyunun dünyasında hareket etmek çok eğlenceli.
Haritadan bahsetmişken, kendisi kesinlikle çok büyük. Sadece üçüncü bölgeyi keşfettikten sonra bile boyutundan etkilendim ama daha fazla ilerledikçe Crypt Custodian oyununun ısırık büyüklüğünde bir macera olmadığını gördüm. Eğer sadece hikâyeyi tamamlamaya odaklanıyorsanız, haritanın büyük bir kısmını göreceksiniz ama bir koleksiyoncuysanız, hayal edebileceğinizden çok daha fazla sürprize sahip, şaşırtıcı derecede büyük, iç içe geçmiş bir dünyayı keşfedeceksiniz.
Crypt Custodian sadece büyük bir haritaya ve çok çeşitli düşmanlara sahip olmakla kalmıyor, aynı zamanda oyuncular yenildiklerinde karakterimizin cephaneliğini yükseltmek için daha fazla yol sunacak patronları da ortaya çıkaracaklar. Patron savaşları elbette normal dövüşlerden daha zordur ve oyuncular onları yenmek için ustalaştıkları her şeyi kullanmak zorunda kalacaklardır ama bunu yaptığınızda inanılmaz derecede tatmin edici hissettiriyorlar.
Saldırıları ekranı atlatılması imkansız, devasa nesnelerle dolduran diğer Metroidvania tipi bölüm sonu canavarlarının ve savaşlarının aksine, strateji oluşturmanın, kalıpları öğrenmenin ve Crypt Custodian oyununun patronlarını yenmenin birçok yolu vardır. Normal düşmanlar ve patronlar dışında, bulmacaları çözmeyi, diğer öbür dünya arkadaşlarıyla tanışmayı, dövüş mücadelelerine girmeyi ve çok daha fazlasını bekleyebilirsiniz.
Acele ediyorsanız ana hikayeyi yaklaşık altı saatte bitirebilirsiniz, ancak her sırrı bulmak isteyenler on veya daha fazla saat geçirebilirler. Crypt Custodian, Metroidvania türünde tamamen bir devrim yaratmıyor ama inanılmaz derecede usta olmak için devrimci olmanıza gerek yok. Oyun, beklediğiniz gibi Metroidvania formülünü takip ediyor ama her köşede hem tanıdık hem de şaşırtıcı olmayı başarması etkileyici ve böyle bir başarı için takdir edilmeyi hak ediyor.
Oyunun zorluğuna rağmen, en zor kısımlarda bile hala çok yönetilebilir. Sıradan oyuncular zorlanabilir ama bu çabaya değer. Crypt Custodian, biraz yavaş başlıyor ama oyuna bağlı kalanlar 2024’ün en iyi deneyimlerinden biriyle ödüllendirilecek. Oyun, kesinlikle elimden bırakamadığım ilk Metroidvania oyunlarından biri. Normalde bu tür oyunlara ilgi duymakta zorlanırım, ancak bu yapıt ile ilgili neredeyse her şey davetkar, eğlenceli ve zekice bağımlılık yapıcı.