Darkest Dungeon II, Red Hook Studios ekibinin, bizi ölümün kalıcı olduğu ve kararların önemli olduğu acımasız bir zindan keşfi deneyimine sürükleyen beğenilen Darkest Dungeon yapıtının devamı olarak sunuluyor. Serinin ilk oyunu beni şaşırtmış olsa da bu devam oyunundaki deneyimin, bence orijinal oyunun cazibesinin bir kısmını ortadan kaldıran yeni “rogue-lite” yaklaşımı nedeniyle acı-tatlı olduğunu söylemeliyim. Bu yüzden de aslında serinin ilk oyununu oynamış ve çok beğenmiş oyuncular bu yapıttan doğal olarak biraz yabancılık çekiyor. Yine de eğer bu oyunun adını ilk defa duyuyorsanız, bahsettiğim bu problemin sizin için hiçbir önemi yok bence.
Darkest Dungeon II, oyunun oynanışını ve oyuncuların nasıl karar verdiğini etkileyen bir rogue-lite yaklaşımı benimseyerek, oyuna önemli değişiklikler getiriyor. Oyun, ilk yapıtta olduğu gibi bir mülkü yönetmeye ve kahramanları işe almaya odaklanmak yerine, her biri kendi zorlukları ve düşmanları olan bölümlere ayrılmış bir seviye yapısına sahip bir şekilde sunuluyor. Bu yeni rogue-lite yaklaşımında oyuncular, hangi rotayı izleyecekleri ve yol boyunca çeşitli engeller ve düşmanlarla nasıl başa çıkacakları konusunda önemli kararlar vermeleri gereken bir yolculuğa çıkmadan önce kahramanlarını seçiyor. Daha sonra ise maceramız başlıyor.
Bir oyun sırasında edinilen eşyalar ve beceriler bir sonrakine aktarılmıyor. Bu da oyuncuları her oyunda uyum sağlamaya ve daha stratejik kararlar almaya zorluyor. Buna ek olarak, Darkest Dungeon II, kahramanlar arasındaki ilişkiler gibi savaş performanslarını ve zihinsel refahlarını etkileyebilecek ek mekanikler sunuyor. Bu ilişkiler, oyun sırasında yapılan eylemlerden ve alınan kararlardan etkilenerek oyuna başka bir strateji katmanı ekliyor Oyuncular, her yeni oyunda daha zorlu ve daha çeşitli zorluklarla karşılaşmayı bekleyebileceğinden, rogue-lite yaklaşımının oyunun zorluğu ve ilerlemesi üzerinde de etkisi var.
Oyuncular, eylemlerde ilerledikçe ve yeni becerilerin, kahramanların ve eşyaların kilidini açtıkça, oyun deneyimi daha zengin ve daha zorlu hale geliyor. Ben, rogue-lite sistemini sevmedim; oyunun çok yavaşladığını, savaşlar arasında çok fazla zaman harcadığını hissediyorum. Hikaye ilginç başlasa da kendisini tekrarlıyor ve yavaş temposu nedeniyle biraz bitmek bilmez bir hal alıyor. Dahası, bu yapıtın, orijinal oyunun sahip olduğu cazibe ve benzersiz atmosferin bir kısmından yoksun olduğunu düşünüyorum. Buna rağmen, bu yaklaşımdan hoşlanabilecek oyuncular da var ama benim için, yapı ve tempo açısından ilk oyuna daha benzer bir şey görmek isterdim.
Darkest Dungeon II ile daha farklı bir hikaye deneyimi yaşıyoruz
Darkest Dungeon II, bir önceki oyuna kıyasla daha parçalı ve gizemli bir hikaye sunuyor. Anlatı birkaç perde boyunca ilerliyor ve her perdede ana olay örgüsüyle ilgili ayrıntılar yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Hikaye, ilk oyundaki Bilgin ve Ata arasındaki ilişkiyi ve Demir Çember arayışına ve dünyayı uçurumun eşiğine getiren karanlık olaylara nasıl dahil olduklarını takip ediyor. Macera boyunca, bu karakterlerin hayatları ve motivasyonlarının yanı sıra dünyadaki canavarların ve dehşetlerin ortaya çıkışıyla bağlantıları hakkında daha fazla şey keşfediyoruz. Buna ek olarak kahramanlar, geçmişlerini yeniden yaşarken, kendilerinin her birinin hikayesi de ortaya çıkıyor.
Bu kişisel hikayeler karakterlerimize derinlik ve duygu katarak kaderlerini daha fazla önemsememizi sağlıyor. Hikaye ne kadar ilgi çekici olsa da sunuluş şekli zaman zaman etkisini kaybetmesine neden olabiliyor. Anlatı, oyunlarımız boyunca küçük dozlarda yayılıyor. Bu da ana olay örgüsünün yavaş ilerlemesine ve biraz kopuk hissetmesine neden oluyor. Bununla birlikte, hikayenin bir araya getirilme şekli ve ilk Darkest Dungeon oyunu ile olan bağlantı, oyuncunun ilgisini koruyor ve bizi oyunun zorluklarını keşfetmeye ve üstesinden gelmeye devam etmeye itiyor. Oyun, iki boyutlu grafiklerden, üç boyutlu modellere geçerek, sanat yönetiminde bir evrime de işaret ediyor.
Bu değişikliğe rağmen, serinin kendine özgü karanlık gotik tarzı bozulmamış, çarpıcı ve son derece ayrıntılı bir görsel görünüm sunuyor. Karakterler ve düşmanlar her zamankinden daha iyi görünüyor ve üç boyutlu animasyonların kullanılması, savaşlar sırasında daha etkileyici ve dinamik görünmelerini sağlıyor. Kahramanlar, yeteneklerini hazırlarken duruşlarını değiştiriyor ve bu da savaşa akıcı ve gerçekçi bir his veriyor. Buna ek olarak, üç boyutlu ortamlar ve senaryolar, asılı cesetler ve genel bir ıssızlık ve korku atmosferi gibi çok sayıda acımasız ayrıntıya sahiptir. Bu sayede aslında oyun oldukça zengin bir atmosfer kazanıyor.
Grafiklere gelince, orijinal oyunun elle çizilmiş estetiğini koruyan, ancak üç boyutlu modellerin kullanımıyla sağlanan derinlik ve perspektif sayesinde daha yüksek bir seviyeye taşıyan harika bir modelleme ve dokulandırma işi başarılmış. Animasyonlar akıcı ve karakter ve düşman yetenekleri ile saldırılarının görsel efektleri çarpıcı. Darkest Dungeon II oyununun sanat yönetimi, güçlü yanlarından biri olmaya devam ediyor ve üç boyutlu grafiklere geçiş, serinin ilk oyununu bu kadar özel kılan özü ve görsel stili kaybetmeden oyunun gelişmesine ve sunumunu iyileştirmesine olanak sağlıyor. Yani, burada da kesinlikle hoş bir iş ortaya koyulmuş.
Tabii ki savaş anlarından bahsetmeden incelemeyi bitirmeyeceğim
Darkest Dungeon II içerisinde savaş sistemi, sıra tabanlı olmaya devam ediyor ve orijinal oyunun birçok unsurunu koruyor ama daha derin ve daha stratejik bir deneyim sunan önemli değişiklikler getiriyor. Karakterler hala savaş alanında farklı pozisyonlarda yer alıyor ve yetenekleri kendi pozisyonlarına ve düşmanlarınınkine bağlı. Örneğin, Veba Doktoru en çok arka pozisyonlarda etkiliyken, Silahşör ön saflarda idealdir. Savaş sisteminin önemli bir yeni özelliği de savaş sırasında karakterlerin ve düşmanların durumunu etkileyen simgelerdir. Örneğin; bir düşmanı kör ederek, bir sonraki saldırısının isabet şansını %50 azaltan bir efekt alır. Bu efektler hasar alırken veya verirken tüketilir, bu da kahramanların eylemlerini planlarken ekstra bir strateji katmanı ekler.
Buna ek olarak, karakterlerin yetenekleri arasındaki etkileşim geliştirilerek daha etkili kombolara olanak sağlanıyor. Örneğin, belirli yetenekleri birleştirerek kanama veya yanma gibi statüleri uygulama şansını artırmak mümkün. Düşmanlar ayrıca belirli taktikler kullanılarak sersemletilebilir veya şaşırtılabilir. Bir diğer ilginç özellik ise hem elit düşmanların, hem de bölüm sonu canavarların artık ölümün ucu durumuna girerek kahramanlar son darbeyi indirene kadar savaşmaya devam edebilmeleri. Bu, savaşları daha da heyecanlı ve zorlu hale getiriyor. Oyunda, karakterler arasındaki ilişkiler ek bir derinlik katıyor ve ekip dinamiklerinizi önemli ölçüde etkiliyor.
Maceralarınız boyunca yaptığınız eylemler ve kullandığınız eşyalar bazı karakterlerin birbirleriyle iyi geçinmesine veya birbirlerinden hoşlanmamasına neden olabilir. Bu ilişkiler, karakterlerinizin savaşta, belirli olaylar sırasında ve hatta dinlenme anlarında nasıl etkileşime girdiğine bağlı olarak gelişebilir. İki karakterin olumlu bir ilişkisi olduğunda, savaşta birbirlerine yardım etmelerini sağlayan işbirlikçi yetenekler geliştirebilirler. Örneğin; birbirlerini iyileştirebilir, saldırı veya savunma güçlendirmeleri sağlayabilir ve hatta olumsuz durumları ortadan kaldırabilirler. Bu bağlar, zorlu karşılaşmaların üstesinden gelmek ve ekibinizin hayatta kalmasını sağlamak için çok önemli olabilir. Öte yandan, olumsuz ilişkiler de sorunlara ve çatışmalara neden olabilir.
Çatışmanın ortasında tartışabilir, birbirlerinin altını oyabilir veya düşmanların dikkatini üzerlerine çekebilirler. Bu zararlı eylemler zaten zorlu olan bir karşılaşmayı daha da karmaşık hale getirebilir. Takımınızı oluştururken ve oyunda kararlar alırken karakterleriniz arasındaki ilişkileri göz önünde bulundurmanız önemlidir. Bazen, kahramanlarınız arasında daha iyi bir sinerji sağlamak için savaşta biraz güç feda etmek isteyebilirsiniz. Buna ek olarak, ilişkileri daha iyi veya daha kötü hale getirebilecek öğeler ve olaylar vardır, bu nedenle onları etkileme fırsatlarını izlemek çok önemlidir. Darkest Dungeon II, iyi miktarda içerik ve tekrar değeri sunan bir oyun ama rogue-lite ve savaşlarlın yavaşlığı, ilk oyuna göre daha az tatmin edici. Grafiksel iyileştirmelere ve oynanış değişikliklerine rağmen, orijinal oyunu bu kadar özel kılan cazibenin bir kısmından yoksun.