Mahşerin 4 Atlısı mitinin video oyunlarına yansıyan yüzü Darksiders serisinin başına pek talihli olaylar geldiğini söyleyemeyiz. Serinin ilk iki oyunu, ortalama üstünde kalitedeki yapımlar olmalarına rağmen beklenenin çok altında satış rakamları elde etmişlerdi. THQ ekibinin başına gelen pek çok hadisenin ve çeşitli marka geçişlerinin ardından THQ Nordic imzasıyla serinin üçüncü oyununa nihayet ulaştık. Bu uzun süreçle sizlerin vaktini almadan Darksiders III oyununun nasıl bir intiba uyandırdığına beraberce göz atmak istiyoruz. Eğer siz de hazırsanız Darksiders 3 oyunun incelemesine hızlıca bir giriş yapalım.
Darksiders 3, tam anlamıyla bir devam oyunu mu?
Öncelikle okurlarımızın merak edebileceğini düşündüğü bir konuyla inceleme yazısına başlamak istiyorum. Darksiders III, serinin diğer oyunlarının devamı mı, yoksa bambaşka bir yapımla mı karşı karşıyayız? Bu sorunun yanıtını eğer hikaye bazlı ele alırsak; evet diye verebiliriz. Darksiders 3, serinin ilk iki oyunu yok saymadan, giriş kısmında belirttiğim gibi Mahşerin 4 Atlısı mitinin üstüne kurgulanmış bir yapım.
Öte yandan, oynanış ve oyunun genel yapısını ele alırsak Darksiders III için farklı bir video oyunu tanımını yapabilirim. Serinin ilk iki oyunu, tabiri yerindeyse God of War fırtınasının etkisiyle çıkan ve Hack and Slash türüne giren yapımlardı. Hızlı dövüş mekanikleri üzerine kurulu bu yapımlarda, genel anlamında çizgisel bir ilerleyiş bulunurdu. Özellikle Darksiders II oyununda karakter gelişimi ve bu gelişimin karakterin dövüş animasyonlarına yansıması gayet başarılı uygulanmıştı.
Darksiders 3 için yukarıda söylediğim yapının geçerli olmadığını hemen belirteyim. Geliştiriciler Darksiders III oyununu, Dark Souls ve Bloodborne gibi oyunların video oyunu dünyasına kazandırdığı Soulsborne türünde bir yapım olmasını hedeflemişler. Bunu yaparken serinin ana dinamiklerinden vazgeçmeye de gönülleri razı olmamış. Nihayetinde karşımıza Soulsborne türüne alıştırma niteliği taşıyan bir video oyunu çıkmış.
Üniversite okuyan okurlarımız bilirler; okulun ilk senesinde, eğitim aldıkları bölümün giriş dersleri olur. Bölümün kabaca özetini, nelerle karşılaşılacağı bu derslerde gösterilir. Darksiders 3 için de böyle bir tanımlama yapmak yanlış olmaz sanırım. Çok zor değil ama her istenilen anda kayıt alınamayan, düşmanların verdiği hasar miktarının biraz daha fazla tutulduğu bir oyun Darksiders III. Bu arada Hack and Slash mekaniklerinden vazgeçilmezken, hareketlerin biraz daha hantallaştığını ve kontrollerin zorlaştığını gördüğümü söyleyerek Darksiders 3 oyununda tam olarak nelerle karşılaşacağımızı anlatayım.
Darksiders 3 oyununun yapısı bazı oyuncular için avantaj olabilir
Hemen yukarı kısımda Darksiders 3 oyununun bir miktar kolaylaştırılmış bir Soulsborne türü yapım olduğunu belirttim. Bu durum, gözü Soulsborne türünü kesmeyen, fazla zorlanmaktansa biraz daha az bir zorluk seviyesinde bölümleri geçmek isteyen oyuncular için avantaja dönüşebilir aslında. Tabii, tam olarak nelerle karşılaşacağımı belirtmediğim için kafası karışan okuyucularımız oluşacaktır. Hemen daha basit biçimde anlatayım.
Darksiders 3 oyununda, belirli noktalarda kayıt alınan, karakterimizin öldüğünde, öldürdüğümüz düşmanların yeniden doğduğu bir yapıyla karşı karşıyayız. E bu zaten Soulsborne türü diye zıplayan arkadaşlarımız olacaktır, haklılar. İşte bu oyun boyunca benzer yapı üzerinde devam ediyor ve karşılaştığımız düşmanları temizlerken bölüm sonu canavarlarına ulaşmaya çalışıyoruz. Bölüm sonu canavarıyla savaşımızda ölsek bile oyun bizi bir önceki kayıt noktasına atıyor ve en baştan düşman temizleme işlemine başlıyoruz.
En baştan düşman öldürme kısımları biraz can sıkabilir ama öldürdüğümüz her düşmandan aldığımız ögeler sayesinde bir yandan karakterimizi geliştirmek için avantaj sağladığımız gerçeğini de görmemiz gerekiyor. Ayrıca öldüğümüz noktalarda topladığımız ögeler saklı tutuluyor. Oyunun hikayesi gereği Mahşerin Dört Atlısı’ndan birisi olan Fury ile 7 büyük günahı yok etmek için yola çıkıyoruz. Bahsettiğim bölüm sonu canavarları da bu 7 büyük günahtan ibaret oluyor. Bir günahtan diğerine doğru çıktığımız yolculuk sırasında bulabilirsek aralarda kaydederek yolumuzda ilerliyoruz.
Oyunun genel yapısında dövüş, platform ve bulmaca unsurlarını gördüğümüzü söyleyeyim. Yer yer fazla zor olmayan Darksiders III bulmacalarıyla uğraşıyoruz. Şimdi akıllara şu soru da gelecektir: Hack and Slash ve Soulsborne türü oynanış anlamında bir araya nasıl gelmiş olabilir? İşte oynanış kısmında işler bir miktar karışıyor. Soulsborne türünün nispeten hantal yapısıyla, Hack and Slash türünün uçan kaçan ana karakter yapısı nasıl bir araya geldiğini bir sonraki bölümde, Darksiders 3 oyununun oynanışını anlatırken açıklayayım.
Darksiders 3, oynanış anlamında durumu idare edebiliyor mu?
Lafı hiç uzatmadan söyleyeyim: Darksiders III eğer daha öncesi olmayan yeni bir marka olarak karşımıza çıksaydı, bu kadar tuhaf durmazdı muhtemelen. Serinin eski oyunlarını sevenlerin beklentileri bu noktada karşılanmayabilir. Fakat, özellikler kazandıkça genişleyen dövüş sistemi durumu biraz kurtarıyor.
Açıkçası oyunun geliştiricisi biraz ortada kalmış ve ne yapmak istediğini tam manasıyla oluşturamamış. Bir kere kontroller alışılageldik aksiyon oyunlarına göre zor. Oyunu PC üzerinden oynamama rağmen kontrolcü kullandım ve uzun süre tuş takımını yadırgadım. Benim kullandığım PlayStation 4 kontrolcüsünde, kare tuşuyla vurulurken R1 tuşu kaçınmayı sağlıyordu. Kaçma kısmı X veya yuvarlak tuşuna konulsa çok daha rahat bir oynanış sağlanacaktı. Kaçınma tuşunun R1 olmasının sıkıntını tüm oyuna etki ediyor.
Bir de akıllara zarar kamera açısına değinmek gerekiyor. Soulsborne oyunlarında gelen düşmanlar genellikle yavaş ve sayı bakımından sınırlı olurlar. Darksiders III oyunundaysa kalabalık saldırılarla karşılaşıyoruz ve düşmanlarımız hızlı hareket ediyor. Arka görüş kamerasından oynadığımız için üzerimize gelen düşmanların haliyle tamamını göremiyoruz ve bir çeşit linç girişiminin ortasında kalıyoruz. Kimin kime vurduğu belli değil diyeceğim de hepsi bana yani Fury karakterine vuruyordu oyunda yaşadığım karambol anlarında.
Düşmanın geldiği yön, silik bir işaretle gösteriliyor. Yine de karmaşa içerisinde durumun farkına varamıyoruz. O karmaşanın arasında tüm düşmanları parçaladığımı sandığım sırada çok sayıda kendimi öldürülmüş olarak bulduğumu söyleyebilirim. Basit bir biçimde özetlersem, düşmanlar bazen çok üst üste geliyor ve can barını hızla azaltıyorlar. R1 ya da kontrolcünüze göre kullandığınız tuşu yadırgarsanız da zor anlarla karşı karşıya kalıyoruz.
Darksiders 3 eğlenceli mi, sıkıcı mı?
Oyunun yapısından kısaca bahsettikten sonra şahsım adına bir video oyununda aradığım yegâne özelliğin karşılanıp karşılanmadığı sorusunun üzerine gitmek istiyorum. Kendime, Darksiders III eğlenceli bir oyun mu, kendisini oynatıyor mu, diye sorduğumda yanıtım evet oldu. Kontrol ve oyundaki tüm tutarsızlıklara rağmen ben bu oyunu oynarken keyif aldım. Soulsborne türüne uzak olmama rağmen düşmanlarla mücadeleye girerken dikkatli davrandıkça, başarılar elde ettikçe oyun daha keyifli bir hal aldı.
Karakter geliştirme mekaniklerinin yeterli olduğunu söyleyemeyeceğim ayrıca. Karakterin güçlendiğini, eskisine nazaran farklı bir tarzı olduğunu pek göremedim. Yeni kazanılan yetenekler, bulmaca çözümünde ve yeni yollar açılmasında fayda görülüyor ama dövüş mekaniklerini öyle çığır açıcı tarzda etkilemiyor. Yeni yollar ve bulmacalar demişken oyundaki bulmacaları ve mekan tasarımlarını başarılı bulduğumu da sözlerime eklemek istiyorum.
Darksiders 3, mekan çeşitliliği açısından çok farklı olmamasına rağmen başarılı tasarımları, aynı bölgeyi farklı tarzda yansıtarak iyi iş çıkartıyor. En azından bölgelerin birbirinden ayrılabilecek tarzda tasarlandığını görebiliyoruz. İnsanlıktan arındırılmış dünya konsepti gayet iyi uygulanırken oynanabilir alanların epik görüntüleri bazı zamanlar hayranlıkla kendisini izlettiriyor. İnsanlıktan geriye kalanlar ile doğanın isyankâr tavrını bir arada görmek keyif veriyor.
Bölümlerin yapısına uygun bulmacalar, oyun alanına göre başarılı tasarlanmış. Bulmaca çözmek ve rakipleri alt ederek gerekli ögeleri alarak güçlenmek sonrasında gelen bölüm sonu canavarları arasında Darksiders 3 ilerliyor. Ayrıca çizgisel ilerleyiş ve kayıt noktalarının genelde çok uzakta olmayışı, oyunun zorluğunu yer yer arka plana atabiliyor. Yukarıda da belirttiğim gibi oyunu zor yapan unsurlar kontroller ve düşmanların fazla can götürmesinde sınırlı kalıyor.
Yer yer hayran bırakan bölüm tasarımları ile grafikler nasıl görünüyor
Hemen üst kısımda bölüm tasarımlarının bazı bölümlerde hayranlık verici olduğunu ifade ettim. Bu hayranlığı grafiklerin kalitesi sağlıyor demek isterdim ama grafikler öyle zamanın ötesinde bir yapıda değil. Sanatsal tasarımlarla bölümler göze hoş gelirken grafikler idare ettiriyor. PC optimizasyonunun ilk çıktığı gibi olmadığını ekleyeyim. Oyuna gelen güncellemelerden sonra daha akıcı bir oynanışla karşılaşsak da yer yer takılmalar yaşanabiliyor.
Bir de haritalarda detaylara fazla yer ayrılmadığını bilgisini sizlerle paylaşmak istiyorum. Öyle sisteminizi yoracak detayları oyunda göremiyoruz. Oyun alanlarında mümkün mertebe az eşya ve detay bulunuyor. Düz bir alanda birkaç kullanılmayan araç ya da birbirine benzeyen yapıların içerisindeki koridorların içleri kısıtlı bir biçimde doldurulmuş vaziyette. Çok lazım mı diye sorarsanız, lazım değil lakin bu boş bırakma durumu günümüz teknolojisinin geldiği noktadan bakılınca biraz eğreti duruyor. Bazı zamanlar bir PlayStation 3 oyunu oynadığımı hissettiğimi söylemeliyim.
Oyunu deneyimlediğim AOC Q2778VQE model monitörün performansından memnun kaldığımı da yeri gelmişken ifade etmek istiyorum. 1080p çözünürlükte ve 60 FPS hızında gayet yeterli bir performans aldığımı söyleyebilirim. Tabii kullandığım monitör ileri düzeyde bir oyuncu monitörü değildi. Yine de 27 inçlik boyutuyla oyunun keyfini arttıran, sıkıntı oluşturmayan bir görüntü performansıyla karşılaştım.
Darksiders 3 oyununun seslerinin de vasatı aşamadığını belirteyim. Bazı oyunlarda, güçlü ses kalitesi ve ses tercihleri, oynanışı birkaç adım öteye götürür. Ne yazık ki Darksiders III oyununun seslerinin böyle güçlü bir etki bıraktığını belirtemeyeceğim. Oyunun müzikleri ve seslendirmeleri, oyun içi seslerden bir miktar daha iyiydi. Yalnız, konuşabilen düşmanlar sanki tek kişi tarafından seslendirilmiş gibi duruyordu. Ortalama bir ses kalitesinin oyuna aktarıldığını ifade ederek son bölüme geçelim arzu ederseniz.
Darksiders 3 oynadıkça, Bloodborne oynamak istedim
Normalde Darksiders III oyununu oynayanların aklına God of War veya Devil May Cry gibi serilerin gelmesi gerekir. Oysa Darksiders 3, oynadıktan sonra şahsen Bloodborne oynamak istedim. Eğer serinin eski oyunlarını hesaba katmayıp, Soulsborne türüne giriş niteliğinde bir yapımla karşılaşacağınızı biliyorsanız, bu oyun sayesinde eğlenebilirsiniz.
Tabii kontrollerinin tuhaflığını da bir kenara yazmanız gerekiyor. Oyunun en büyük zorluğunu kontroller ve kamera açılanını tutarsızlığı oluşturuyor. Eğer oyuna başlayıp birkaç bölüm geçebilirseniz, bir başka deyişle bu aşamalara dayanabilirseniz devam etmek isteyeceksiniz. Ayrıca karakter çeşitliliği anlamında çok zengin bir yapımla karşı karşıya olmamamıza rağmen bölümler değiştikçe düşmanlarımızın farklılaşması iyi hissettiriyor. Grafiklerse yine belirttiğimiz idare ederken bölüm tasarımlarında yer yer sanatsal tasarımlarla karşılaşabiliyoruz.
Bu arada Darksiders 3 oyununu avantajlı fiyatlarla Türk Telekom bünyesindeki Playstore üzerinden satın alabilirsiniz. Eğer Türk Telekom internet abonesiyseniz faturanıza ek olarak 12 aylık taksitlerle kolay koşullarla ödeyebileceğinizin de altını çizelim. Büyük hatalarına ve eksikliklerine rağmen alışıldığında eğlenceli olan, yapısına alışıldığında sevilebilen bir yapım Darksiders III. Yazı boyunca belirttiğim gibi Soulsborne türünden çekinen ama bir ucundan giriş yapmak isteyenler varsa, Darksiders 3 en ideal video oyunu olabilir.