Dead Island 2, benim bu sene oynadığım en eğlenceli oyunlardan bir tanesiydi. Oyunda öyle bir kalite var ki kendisini diğer oyunlara karşı hemen belli ediyor ama işte o kalitenin tam olarak ne olduğunu çözemiyorum. Bazen görselliklerdeki benzersizlik ve modernlik diye hissediyorum, bazen de temel oynanışı tatmin edici buluyorum. Zaman zaman zombilerin kıyafetlerindeki ve vücutlarındaki kesiklerin gerçekçiliği bile hoşuma gidiyor, onları inceliyorum. Bu son cümlemdeki psikopatlık da zaten oyun için çıkmış olan ilk genişleme paketine tam oturuyor. Haus isimli bu paket, oyuncuları gerçeküstü ve psiko-korku temalı bir deneyime davet ediyor. Tam benlik.
Haus içeriğini satın aldıktan sonra Dead Island 2 oyununa giriş yaptığınız zaman, Bel Air içerisindeki güvenli evinizin açık alanlarından birinde davetiye bulacaksınız. Bu davetiyeyi elinize aldığınız zaman kanlar çıkacak ve Malibu bir anda ayağınıza gelecek. Evet, bu genişleme paketi ile yeni bir bölgeye gidiyoruz ama bu bölgeye gidiş şeklimizi ben pek beğenmedim. Yani, davetiyeyi açtıktan sonra direkt olarak oraya ışınlanmamız, her şeyin bir rüya olduğu hissini daha en baştan verdi ve bu da benim gözümde yaşatılan deneyimi bir tık ucuzlaştırdı. Ben, diğer bölgelere gidildiği gibi daha fiziksel bir deneyim arıyordum açıkçası.
Her neyse, kendinizi oldukça havalı ve bir o kadar da gizemli görünen bir malikanenin karşısında bulacaksınız ve yapacağınız tek şey içeriye girmek. Haus, ne yazık ki keşfedilebilir dış alanlar sunmuyor. Yani, Malibu ama sadece tek bir ev. Yalnız, bu ev tahmin ettiğinizden çok daha büyük ve çok daha benzersiz iç alanlara sahip. Genişleme paketinin teması gerçeküstü elementler ve psikolojik korku olduğu için Dead Island 2 oyununun geri kalanına kıyasla inanılmaz benzersiz şeyler görüyorsunuz. Bunlar, eve attığınız ilk adımdan itibaren başlıyor ve bir tarikat havası her yeri sarıyor. Yalnız, bu tarikat BDSM seviyor gibi görünüyor.
Dead Island 2: Haus, bizleri Kult ile tanıştırıyor. Kendilerinin söylediklerine göre zombi salgınını önceden biliyorlardı ama buna rağmen sağlıklı bir önlem alamadılar ve bu yüzden de yapıları zombi ile doldu, taştı. Bu bizi tabii ki pek ilgilendirmiyor; ana karakterimiz herhangi bir erotik fanteziden veya tarikatlardan hoşlanmıyor ama zombi salgınına son verilebileceği söylemi, ilgimizi çekiyor. Bu yüzden de kendilerine yardım etmek için rüya gibi bir maceraya atılıyoruz. Bu macera, bedeninden ayrılmış kafalarla konuşurken eğlence, o kafaları bulmak için alanları keşfederken korku ile süsleniyor. Ayrıca, yeni sistemler ve mekanikler de keşfediyoruz.
Dead Island 2 oyununun yeni tarikatı bayağı düzenli
OCD ve ADHD tavan yapmışken, Dead Island 2 oyununun ilk genişleme paketi ile sunulan macera beni tatmin edici seviyede bir düzenle sunuluyor. Öncelikle o gizemli eve giriyoruz ve en azından benim inanılmaz hoşuma giden ama muhtemelen gerçek hayatta kendi evimde kullanmayacağım bir mimari yapıyı görüyoruz. İlginç resimler, figürler filan derken ses kayıtları ile Hope isimli birinin, bizimle geçtiği aynı yolda yaşadığı deneyimleri dinliyoruz. Bu sırada Haus ile karşımıza çıkan kötü karakterler de kendilerini duymamıza izin veriyor. Daha sonra merkezi bir kısma gidiyoruz. Sağa, sola ve öne gidişimiz var hepsine sırayla giriyoruz, hiç merak etmeyin.
Dead Island 2: Haus içerisindeki bu merkezi alanda asıl hedefimiz ileri gitmek ve bu tarikatın başı ile konuşmak. Yalnız, bunu yapabilmemiz için yetkili üç kişiyi buluşturmamız gerekiyor. Problem şu ki bu üç kişiden ikisinin kafası sağ ve sol odada. Bu yüzden öncelikle sol odaya gidiyoruz ve yapılmış sahte bir mahalle benzeri alanla karşılaşıyoruz. Burada beş ev var ve her birine tek tek girip, öncelikle Hope karakterinin geçtiği testlerden geçiyoruz. Daha sonra mahallenin sonundaki eve giriyoruz ve kendimizi yer altında bir yapının içinde buluyoruz. Buradan kafayı alıyoruz ve sayısız zombinin arasından kaçıp, kafa ile vücudu buluşturuyoruz.
Aynı şeyi sağ taraftaki kapıdan da geçerek yapıyoruz ama tabii ki burada sunulan bölüm çok daha farklı. Şu anda bir tarikat evinin içinde olduğumuz için çoğu şey sahte ve bu belli ki geliştirici ekibe inanılmaz bir kreatif özgürlük vermiş. Yani, ana oyundaki film seti bölümü gibi artık gerçekliğe bağımlı kalınmayacağı için Dead Island 2 içerisindeki en benzersiz bölümlerden bir tanesi oluşturulmuş. Özellikle de ilk kafayı almak için girdiğimiz o yeraltı binasına ben bayıldım. Konu, görsel elementler olduğu zaman sadece bu alanın harita arayüzünü sevmedim. Bel Air için yapılan harita gibi bu harita da ne yazık ki okuması inanılmaz ve gereksiz zor.
Dead Island 2: Haus içerisinde karşınıza çıkan düşmanlar da benzersiz tasarımlara sahip. Bu noktada bir kere daha BDSM teması ve bolca lateks karşınıza çıkıyor ama BDSM dediğim zaman genişleme paketinin çok da erotik bir temaya sahip olduğunu düşünmeyin; o sadece alt ton olarak mevcut. Kendisini çok belli etmiyor. Genişleme paketinde ayrıca yeni silahlar filan da bulunuyor ama bunlar sadece benzersiz silahlar. Yani, genel nadirlik seviyesinde karşınıza çıkan silahlar ana oyundakiyle aynı. Genişleme paketine özel bir ganimet havuzu filan yok. Ayrıca genişleme paketinde yan görevler de yok; sadece birkaç tane Lost and Found var, ana görevlerin haricinde.
Birkaç saatlik, ilgi çekici bir deneyim sunuluyor
Dead Island 2 oyununun ilk genişleme paketi olan Haus, kesinlikle içerik yönünden sıkıntı çekiyor. Yani; bir sol kapıya girin, bir sağ kapıya girin, sonra önden ilerleyin ve bir anda oyun bitiyor. Sadece birkaç saatlik bir deneyim sunuluyor. Genişleme paketini %100 olarak bitirmek isterseniz, yani tüm notları filan bulmak isterseniz, bunun üzerine 1 saat filan daha ekleyebilirsiniz belki. Normalde, bu içerik azlığı başka bir oyun için gelen başka bir genişleme paketinde olsaydı, çok olumsuz konuşabilirdim ama ana oyunu çok seviyorum ve onu biraz daha oynayabilmem için bu genişleme paketi bence mükemmel bir bahane oldu.
Dead Island 2 ile sunulan ana deneyimde güçlü olan ve muhtemelen sizin sevdiğiniz şeylerin tamamı, Haus ile devam ettiriliyor. Mesela, kendisini çok ciddiye almayan hikaye ve bu hikayeyi anlatan diyaloglar hala inanılmaz eğlenceli. Karanlık bir tarikatın içinde olsak bile yüzümüz gülüyor. Oyunun görselliği hala şahane ve genişleme paketindeki sanat tasarımı tek kelime ile kusursuz. Eğer ben çılgın bir milyarder olsaydım, muhtemelen aynı eve sahip olurdum. Bölüm tasarımları da muhteşem ve kesinlikle sıkmıyor, kendinizi bölümlerin içinde kaybolmuş gibi hissetmiyorsunuz. Sıkıntı, daha çok yeni silahlar ve yeteneklerde.
Dead Island 2: Haus, oyuna çok havalı bir Crossbow ekliyor. Bunun haricinde birkaç yetenek kartı da var ama Crossbow haricindeki hiçbir şey anlamlı hissettirmiyor. Mesela, yetenek kartlarından hiçbiri, benim halihazırda kullandığım aktif ve pasif yeteneklerin yerini alabilecek kadar ilgi çekici değildi. Artık bir genişleme paketi deniyoruz, oyunda onlarca saat ilerlemişiz. Geliştirici ekip bence komik derecede güçlü, “OP” dediğimiz seviyede şeyler hazırlamalıydı bu genişleme paketi için. Ayrıca, savaştığımız birkaç yeni zombi tipi de var ama onlar da aslında ana oyundaki tiplere alternatif olarak geliyorlar. Yani, tamamen yeni olan bir zombi tipi yok bu genişleme paketinde.
Dead Island 2 oyununu daha önce oynadıysanız ve yaşadığınız deneyim gerçekten hoşunuza gittiyse, benim için olduğu gibi sizin için de Haus muhtemelen bu oyuna geri dönmek için muhteşem bir bahane olacaktır. Ben bu satırları yazdığım sırada genişleme paketi, PlayStation Store üzerinde 180 TL ve verdiğiniz parayı da bence hak ediyor. Evet, sunulan deneyim biraz kısa ve içerik sadece hikayeden başka bir şey vermiyor ama aynı zamanda günümüzde 180 TL de artık pek bir para sayılmaz. Hatta, bu genişleme paketini gördükten sonra festival temalı SOLA için de heyecanlandım ve bu yüzden direkt olarak Expansion Pass ögesini de önerebilirim. O da 300 TL civarında.