Video oyunlarında çoğunlukla zombilere, uzaylılara, canavarlara karşı bir insan olarak savaşırız ve amacımız da genellikle dünyayı kurtarmak olur. İncelemesini okumakta olduğunuz Destroy All Humans! oyunundaysa bir nevi taraf değiştiriyoruz ve bir uzaylı olarak dünyayı alt üst ediyoruz. Orijinal hali 2005 senesinde çıkışını gerçekleştiren bu video oyunu, yenilenmiş yapısıyla karşımıza çıkıyor ve alışıldığın dışında bir eğlenceyi bizlerle buluşturuyor.

İncelemekte olduğum oyunun hikayesine göre 1950’li yıllarda bir uçan daire dünyada kaza geçiriyor ve içerisinde yer alan uzaylı dünyadaki gizli kuvvetler tarafından esir alınıyor. Buna karşılık kaybolan uzaylı kardeşimizi bulmakla görevlendirilerek dünyaya gönderiliyoruz ve araştırmaya başlıyoruz. Bu görevler sırasında gereğinde gizlenmek, gerektiğindeyse merhametsizce etrafa saldırmamız gerekiyor. Verilen görevi gerçekleştirmek adına türlü türlü yollar deniyoruz.

Bu oyunun orijinal sürümünün çıkışını gerçekleştirdiği 2005 senesinde onlarca dersi tepesinde biriktirmiş bir üniversite son sınıf öğrencisiydim. Bir oyun konsolum da olmadığından ötürü de bu yapımı o yıllarda deneyimleyemedim. Dolayısıyla, 2020 yılını yaşadığımız şu günlerde Destroy All Humans! oyununu açarken ne ile karşılaşacağımı tam olarak kestiremiyordum.

Pek çok okurumuzun da bu maceraya ilk kez merhaba diyeceğini tahmin ettiğim için öncelikle Destroy All Humans! ile ilgili oynanış bilgilerinden biraz bahsedeceğim. Sonrasında, grafiklere ve performansa değinmek istiyorum ki bu özelliklerin her birisini anlattığımda 2005 senesinde çıkmış bir oyunun 2020 senesindeki durumuna dair yorumlarda ortaya çıkacaktır. Dilerseniz sözü daha fazla uzatmadan, nasıl bir yapıtla karşı karşıya olduğumuzu sizlere aktarmaya başlayayım.

Destroy All Humans!

Destroy All Humans! ile yaşasın istila

Destroy All Humans! oyununa henüz başlamadan önce oradan oraya bir uzaylı olarak koşturduğumuz bir yapıyla karşılaşacağımı zannediyordum. Nedense bu oyunun eğlenceli bir tarza sahip olacağını fakat bu yapının bir derinlik sunmayacağına dair tahminlerim vardı. Deneyimlerimden sonra ise tahminlerimde büyük ölçüde yanıldığımın farkına vardı. Destroy All Humans! yalnızca etrafımıza çıkan her şeyi parçaladığımız bir video oyunu değil.

Tamam, saldırma ve parçalama işlerini de sıklıkla gerçekleştiriyoruz fakat oyunun genelinde stratejik bir durum bulunuyor. Örneğin bazı bölümlerde gizlilik içerisinde ilerlemek, bazı bölümlerde kıyasıya savaşmak, bazı bölümlerde ise stratejimizi kendimiz belirleyerek hareket etmemiz gerekiyor. Her şeyden önce bu oyunun bir hikayesi olduğundan ötürü ilerleyişimiz hikayeye bağlı olarak gerçekleşiyor.

Böyle söylediğimde ise karşımızda nispeten çizgisel bir oynanışın olduğu kabul edebiliyoruz. Bununla birlikte Destroy All Humans! için bir yarı açık dünya oyunu tanımlaması yapılabilir. Bu yapımda farklı bölgeler bulunuyor ve bu bölgelere giderek bizlere verilen görevleri yerine getirmeye çalışıyoruz. Oyunun başlarındaki ana amacımız kaybolan uzaylı soydaşımızı bulmak oluyor ki bu uğurda farklı mekanikleri kullanarak hareket ediyoruz.

Birazdan bu farklı mekaniklere detaylıca değineceğim ama öncelikle incelemekte olduğum oyunun ilgimi çeken bir özelliklerine değinmek istiyorum. Destroy All Humans! oyunundaki ilerleme yapısı, günümüzdeki oyunlara nazaran bazı farklılıklar gösteriyor. Görevler genellikle çok kısa sürüyor ve görevler için kilidi açılan bölgelere defalarca gidebiliyoruz. Bu sistem sırasıyla bölümlerin açılması ve o bölgedeki işlerin halledilmesi olarak tasarlansaydı ilgimi çekmeyecekti ama böyle olunca biraz farklı oluyor.

Birkaç farklı bölgede, görev sırasına göre mücadele ettiğimiz bu oyunda iki türlü mücadeleye giriyoruz. Bunlardan bir tanesinde uzaylı olarak oyun alanında hareket ediyor, diğerinde ise uçan dairemizle savaşa dahil oluyoruz. Her bir durumun da kendine özgü bazı ayrıcalıkları bulunuyor ve bu ayrıcalıklar oyundaki kazanımlarla özelleştirilebiliyor. Ayrıca, görev olarak tamamlanan bölgelerde çeşitli meydan okuma aktiviteleri ortaya çıkıyor ve oynanış süresinde mantıklı bir artış sağlanıyor.

Destroy All Humans!

Bir uzaylının ne gibi özellikleri olabilir?

İncelemesini gerçekleştirdiğim oyunda bir uzaylı olarak hareket edebildiğimizi hemen üst kısımda söylemiştim. Üçüncü şahıs kamera açısıyla oynanan bu kısımlarda şehirlerde insanların arasına karışıyoruz. Gri bir uzaylının aralarında dolaşmasından ötürü insanlar da rahatsız oluyorlar haliyle ve bazı görevler de insanları bu panik haline sokmamızı istemiyor. Neyse ki bu küçük kardeşimizin bazı yetenekleri bulunuyor ve gizlenerek ilerleme sağlayabiliyoruz.

Bahsettiğim yeteneklerden bir tanesi doğrudan gizlenmeyle ilgili olarak karşımıza çıkıyor. Kimsenin gözlemlemediği bir bölgede, tek bir tuşa basılı tutarak karşımızdaki insana dönüşebiliyoruz. Şeklini aldığımız insan ise olduğu yerde görünmez olarak kalıyor. Yalnız, beden değiştirmemiz sonsuza kadar sürmüyor. Biz de karşılaştığımız insanların zihinlerini okumak vasıtasıyla bedenin kaybolmamasını sağlıyoruz.

Bazı görevlerde ise doğru kişilerin bedenini kullanmak durumunda kalıyoruz. Örneğin, insanların giremediği fakat polislerin yada askerlerin girdiği bir bölgeye ulaşmak, bu bölgeye girdiğimizde yakalanmak istemiyorsak o bölgedeki birimlerin şeklini almamız gerekiyor. Bir diğer deyişle, bahsettiğim bölgelere girerken polis veya asker olmamız lazım. Bununla birlikte, bu değişimleri kimse görmeden yapmamız gerektiğinde ötürü Destroy All Humans! oyununda strateji üretmek yer yer önemli bir oyun mekaniği oluyor.

Her bölüm anlattığım gibi gizlilik unsurlarına bizi mecbur bırakmıyor tabii. Oyunun hikayesi ilerledikçe aksiyon odaklı bölümleri de gizlilik odaklı bölümlerle birlikte görüyoruz. Oyunun ana hikayesinde yer alan bu bölümlerde bazen karar bize bırakılıyor ve kendi stratejimizi belirleme imkanına sahip oluyoruz. Bu konuyla ilgili olarak, askeri bir üsse giriş sağlamamız ve buradaki bir kişiyi bulmamızın istediği bir bölümden örnek verebilirim.

Bahsettiğim bölümde bir askerin kılığına girerek ilerleyebiliyordum fakat gizliliğimizi bozan bazı aletlere yakalandım. Kimliğim açığa çıktı ve sonrasında aksiyon dolu anlar yaşayarak hedef noktasına ulaştım. Kimliğimizi açığa çıkarabilen cihazları etkisiz hale getirmek de oyunun stratejik yönlerinden birisi haline geliyor. Üst kısımlarda söylediğim gibi oldukça kısa olan bölümlerin farklı hedefler içermesi de bu oyunun çeşitliliğini arttırıyor.

Destroy All Humans!

Yaşasın aksiyon, yaşasın uzaylılar

Destroy All Humans! oyununda bir uzaylı ne yapabilir derken üst kısımda gizlilik unsurlarına kısmen değindim. Bu özellikleri öne almamın sebebi ise oyundan beklentimin olmadığı bir durum olmasıydı. Beklentimin yüksek olduğu bölüm ise aksiyon anlarıydı ki bu anlarda da gayet eğlenceli ve bazen de zorlu durumlar yaşadığımı söylemek isterim. Evet, uzaylımız farklı güçler kullanarak kılık değiştirme konusunda yetenekli fakat aksiyon kısmında da bir o kadar marifetlerini sergileyebiliyor.

Neler yapabiliyor bu minik kardeşimiz diye sorarsanız hemen sıralayayım. Bu kardeşimiz; nişan alabiliyor, ateş ediyor, roket uçuşu gerçekleştirebiliyor, insanların beynini patlatarak onlar vasıtasıyla canını dolduruyor ve insanları telepatik güçleri vasıtasıyla yönlendirebiliyor. Destroy All Humans! oyununu satın alırsanız bu güçlerin bölümler ilerledikçe kazanıldığını ve gerektiğinde taktiksel anlamda kullanıldığını göreceksiniz.

İnceleme yazısını kaleme aldığım bu oyunun beklediğim en temel özelliği olan ateş etme kısmı da kendi arasında çeşitlilik barındırıyor. Oyunun başında elektrik saldırısı yapabilen silahımızla yola çıkarken sonrasında farklı silahlar elde edebiliyoruz. Bazen alevli kurşunlar, bazen bomba etkisi gösteren toplar fırlatarak bölümlerde ilerliyoruz. Bununla birlikte kazandığımız silahların belirli cephane kapasiteleri oluyor fakat elektrik silahımız kendiliğinden şarj olarak sınırsız bir süre kullanılabiliyor.

Destroy All Humans! oyununu deneyimlediğim süre boyunca çok zorlu aksiyon anları haricinde elektrik silahını kullanmayı tercih ettim. Özellikle toplu halde gelen düşmanlara karşı, yan yana olan kişilerin elektriğe kapılmasından ötürü oldukça işe yarıyordu. Aynı zamanda bir sürü adamın komik sesler çıkararak titremesini seyretmem de beni ziyadesiyle eğlendirdi.

Unutmadan, oyunun strateji unsurlarının en yoğun olan aksiyon anlarında bile geçerli olduğunu belirteyim. Kalabalık düşman gruplarıyla karşılaştığınızda canınız haliyle çok çabuk tükenebiliyor. Bu gibi durumlarda, tek bir tuşla düşmanın bir tanesine kilitlenerek onun beyninin sökülmesini sağlayabiliyorsunuz. Çıkan beyinler, karikatür tarzında yeşil nesneler olarak görünüyor ki bunlar sayesinde canımızı doldurabiliyoruz. Dolayısıyla, karşımızdaki oyun öyle öldür geç tarzında bir basitlikle kesinlikle ilerlemiyor.

Destroy All Humans!

Geliştirme seçenekleri ve düşmanın yapay zekası ne durumda?

Canımızı geri doldurma gibi avantajlarımız olmasına karşın bazı anlarda hızlıca bulunduğumuz noktadan uzaklaşmamız, sağlığımız açısından daha mantıklı olabiliyor bu oyunda. Bunun en büyük sebebi ise düşmanın yerimizi tespit etmesinden sonra akın akın üzerimize geliyor olması. Yapay zeka, kendi bakış açısına göre karakterinizi algılıyor ve ne yazık ki 15 sene öncesinin yeterliliğiyle karşımıza çıkıyor. Bir düşman biriminin uçarak arkasına konarsanız sizi fark etmiyor.

Bununla birlikte düşmanlar yüzlerinin baktığı kısımdaki hemen her şeyi, arada mesafe veya cisimler olmasına rağmen fark ediyorlar. Bu nedenle, strateji oluştururken düşmanın bakış açısını hesaba katmak gerekiyor. Yoğun saldırı anlarındaysa hemen herkesin peşinize düştüğünü göreceksiniz. Etrafınız bir anda onlarca düşmanla kaplanabiliyor ki uçarak farklı bir noktaya kaçtığınızda bu düşmanlar peşinizden gelmeye devam ediyor. Böyle anlarda kılık değiştirebiliyorsanız karmaşadan kurtulabiliyorsunuz.

Üst kısımlarda, Destroy All Humans! oyununda hem bir uzaylı olarak hareket ettiğimizi, hem de uçan daireyi kullanarak savaşabildiğimizi söylemiştim. Genellikle bölüm tasarımları bize birisini tercih ettirerek başlatıyor veya bölümün içerisindeki kayıt noktalarının ardından değişim gerçekleşiyor. Uçan daireyle oynamak eğlenceli fakat bu bölümler büyük ölçüde savaş mekanikleriyle öne çıkarılıyor. Uçan dairenin kullanıldığı kısımlar, video oyunlarında yakıp yıkmayı sevenler için eğlenceli bir seçenek olacaktır.

Destroy All Humans! oyunundaki geliştirme seçenekleri de oynanış gibi uzaylı ve uçan daire olarak ikiye ayrılıyor. Bir yetenek ağacı burada söz konusu değil. Her bir silah veya yetenek için 2 çeşit geliştirme işlemi uygulanıyor. Bu geliştirme işlemleri de yalnızca 3 kademe olarak ilerletilebiliyor. Geliştirmeyi yapabilmek için bölümleri geçtikçe kazandığımız sanal paraları kullanıyoruz. Oyunun büyük bir kısmında yalnızca uzaylı karakterin geliştirmesini yaparak ilerlediğimi de burada söyleyeyim.

Tüm bunlarla birlikte fazla detaylı olmasa da Destroy All Humans! oyununda bir geliştirme menüsü de yer alıyor. Geliştirmelerin faydası, oyunun henüz başında pek fark edilmiyorken ilerleyen kısımlarda düşmanlarımız sertleştiğinde bu geliştirmelere ihtiyaç duyuyoruz. Örneğin, oyunun ilerleyen kısımlarında elektrik silahımın şarj kapasitesini 100 birimden 200 birime çıkarmam bana büyük avantaj sağlamıştı.

Destroy All Humans!

Oyunun grafikleri 2020 yılında olduğumuzu hissettiriyor mu?

İnceleme yazısının giriş kısmında belirttiğim üzere Destroy All Humans! ilk olarak 2005 senesinde çıkışını gerçekleştirmiş bir video oyunu. Oyunun genel yapısı itibariyle çok büyük değişimler geçirmemesine karşın grafik anlamında 15 senede yaşanan farkı yansıtılabiliyor. Öyle hayran bırakan grafiklerle karşılaşmasak dahi gayet başarılı, parlama efektleri barındıran, kendisini yadırgatmayan bir grafik sistemi var bu oyunda.

2005 senesinde çıkışını gerçekleştiren orijinal Destroy All Humans! oyununa göz attığımda bazı değişikliklere gidildiğini gördüm. Bunlardan bir tanesi oyundaki karakterlerin çizimleriydi. İncelemesini gerçekleştirdiğim yeniden yapım sürümünde özellikle insanların biraz daha karikatürize edilerek tasarlandığını söyleyebilirim. Bu durum oyunun atmosferine bence olumlu bir katkı yapıyor.

Sesler konusunda ise bazı soru işaretleri oluştu zihnimde. Oyunun sesleri, 2005 yılındaki sürümden alınmış ve bu durum yer yer rahatsız edici olabiliyor. Üst kısımlarda örnek verdiğim elektrik silahını kullandığımda insanlara elektrik çarpınca hep aynı sesi çıkartıyorlar örneğin. Bu ses, düşmanın akın akın geldiği bazı bölümlerde sıklıkla tekrarlandığında kulakları tırmalıyor. Benzer şekilde oyunun diğer kısımlarındaki sesler de vasatı fazlasıyla aşamıyor.

Karakterlerin seslendirmeleri de vasatı aşamayan unsurların arasında sayılabilir. Aynı ses tonuyla bize komut veren kumandanımızın sesini bir süre sonra beynimizin içerisinde hissedebiliyoruz. Fazla tekrardan ötürü bir bıkkınlık oluşabiliyor ama oyunun sesleri herkesi aynı ölçüde rahatsız etmeyebilir. Performans anlamındaysa büyük bir sıkıntı yaşadığımı söyleyemem. Oyuna girerken karşılaştığım bekleme süreleri biraz uzun ama genel anlamda akıcı bir deneyim yaşadım.

Bu arada Destroy All Humans! oyununu PC üzerinden deneyimlediğimi fakat klavye ve fare ikilisini tercih etmediğimi söyleyeyim. Böylesi aksiyon dolu oyunlarda kontrolcü kullanmak daha mantıklı geliyor ki oyunu kontrolcüyle oynarsanız da klavye kullansanız da uygun bir ayarlama yapıldığını göreceksiniz. Klavye seçeneğine geçildiğinde, oyun ekranının alt kısmındaki tuş göstergelerinin sırasının ve şeklinin değişmesi de hoş bir detay olarak kabul edilebilir.

Destroy All Humans!

Destroy All Humans! ile dünyadan intikamımızı almalı mıyız?

Başlıklarda tuhaf ifadeler kullandığımı farkındayım ama bu oyunda dünyanın değil, uzaylıların tarafında olduğumuzu unutmayın. Bir uzaylı olarak da yarı açık dünya mekaniğine sahip bir video oyununda etrafı dağıtmak gerçekten eğlenceli oluyor. İnceleme yazısının başlarında ifade ettiğim gibi Destroy All Humans! yalnızca aksiyon değil, stratejik unsurları da değerlendireceğimiz eğlenceli bir yapıyı bizlerle yeniden buluşturuyor.

Görevlerin biraz kısa tutulmasından ötürü bölümlerin genel yapısının yadırganabileceğini son cümlelere gelirken hatırlatayım. Orijinaline bağlı kalınarak tasarlanan görevler, hikayeden kopmadan peşi sıra da verilebilirdi diye düşünüyorum. Kısa sürede bir görevi yerine getirerek yeniden ana gemiye dönmemiz yer yer sıkıcı olabiliyor. Bunun dışında, oyunun genel yapısına dair öyle rahatsız olduğum noktaların olduğunu pek söyleyemiyorum.

Yazının yine başlarında belirttiğim gibi beklentilerim üzerinde bir video oyunu karşımda bulduğumdan ötürü genel eksiklikleri fazla sorun etmedim. Bu eksikliklerin arasında, karakter geliştirme seçeneklerinin sadeliği, görevlerin birbirine genelde benzer oluşu gibi durumlar yer alıyor. Her ne kadar hikaye gereği farklı bir göreve yönlendirilsek bile nihayetinde yaptıklarımız birbirine benzer mekaniklerle gerçekleşiyor.

Bu oyun için bir başyapıt tanımlaması yapamayacağım ama bu durum oyunun eğlenceli olmadığı anlamına da gelmesin. Yaz aylarında olmamız ve oyunların sıklıkla ertelendiği şu dönemde farklı ve eğlenceli bir deneyim olarak Destroy All Humans! rahatlıkla tercih edilebilir. Oyunun fiyatının günümüzdeki diğer yeni oyunlar gibi çok yüksek bir miktarda tutulmadığını da belirteyim.

Bu yapıtı, belirttiğim gibi PC üzerinden deneyimledim ama dilerseniz bu oyunun PlayStation 4 ve Xbox One sürümlerini de satın alabilirsiniz. PC üzerinden satın almak istiyorsanız da Türk Telekom bünyesindeki Playstore platformunu tercih etmenizi öneriyorum. Oyunun indirimli fiyatı bu platformda 120 Türk Lirası olarak belirlenmiş durumda ve 12 taksit imkanı da bulunuyor. Sonuç olarak, çok yüksek bir meblağa ödemeden, eğlenceli anlar yaşamak isteyenlerin Destroy All Humans! isimli bu yapıta göz atabileceklerini söyleyebilirim.

Destroy All Humans!
Destroy All Humans!
2005 senesinde çıkışını gerçekleştiren Destroy All Humans! oyununun bu yeni sürümü gayet güzel görünüyor. Oynanış çeşitliliği ve eğlenceli yapısıyla dikkat çeken bu oyun, uygun fiyatıyla satın almayı düşünenler için cazip hale gelebiliyor. Bir başyapıt olmamasına karşın sunduğu özgürlükçü yapısı ve strateji üretmeye iten özellikleriyle oyuncuların memnuniyetini kazanacaktır. Eski tekniklerin devam ettirilmesi ve bu yapımın kısa bölümlerden oluşması genç oyunculara tuhaf gelebilir. Ayrıca, elde imkan olmasına rağmen geliştirme seçeneklerinin ve bölümlerin sınırlı tutulması, görevlerin hikaye anlamında farklı fakat yapılacaklar anlamında birbirini tekrar etmesi can sıkabilir. Yine de eğlenmek isteyen, keyifli ve farklı bir deneyim yaşamak isteyenler bu oyunda aradıklarından fazlasını bulacaklardır.
Olumlu
Oyuncuya özgürlük sunan eğlenceli bir yapıya sahip olması.
Görsel anlamda kesinlikle eski bir oyun olduğunu hissettirmemesi ve yeterli grafikleri.
Eğlenceli hikaye anlatımına sahip olması.
Hikaye haricinde haritalarında çeşitli etkinliklerin yer alması.
Nispeten uygun bir fiyata satın alınabilmesi.
Olumsuz
Bölümlerin kısa tasarlanması ve sıralanma şekli, günümüzün oyuncularına tuhaf gelebilir.
Özelleştirme seçenekleri fazla basit ve detaysız.
Ses efektleri bazı yerlerde çok tekrar ediyor ve çekilmez bir hal alabiliyor.
2005 senesindeki köküne fazlasıyla bağımlı kalıyor ve eldeki imkanları tam olarak kullanamıyor.
7.4

Etiketler: