Diablo serisindeki ilk ve ikinci oyunu oynamış olabilecek kadar yaşlı değilim. O oyunlar çıktığı zaman ben daha video oyunları ile yeni yeni tanışıyordum. Benim bu seri ile tanışmam, 2014 senesinde ilk genişletme paketi ile PlayStation 4 için piyasaya sürülen Diablo III: Reaper of Souls ile yaşandı. Evet, bu oyun ana serinin en kötüsü olarak gösteriliyor ama ben açıkçası inanılmaz keyif alarak oynamıştım kendisini. Hatta bu oyun, o zamanlarda en uzun süreli oynadığım yapıtlardan biri olmuştu. Daha sonra tabii ki 2021 senesinde çıkan Diablo II: Resurrected oyununu da deneyimledim ama kendisi pek de iyi yaşlanmamıştı. Diablo Immortal oyunundan bahsetmek bile istemiyorum.
Şimdi ise Diablo IV geliyor ve bu oyun için hem iki hafta önce, hem de geçen hafta beta süreçleri gerçekleştirildi. Ben de bu süreçlerin ikisine katıldım ve “Diablo sonunda geri döndü.” dedim kendi kendime. Serinin orijinal yapıtlarını oynamamış birisi olarak belki bu cümlem biraz kulağa garip gelebilir. Sonuçta ben bu markanın zirve yaptığı dönemlerdeki oyunları oynamadım ama serinin geçmişi hakkında bilgi sahibi olduğumu düşünüyorum. Özellikle de Diablo III oyununu oynarken, kendisinin neden sevilmediğini derinlemesine araştırmıştım ve Diablo II: Resurrected oyununu oynarken de serinin orijinal oyunlarının neden efsanevi olarak gösterildiğini görmüştüm.
Diablo IV oyununun beta sürümüne giriş yaptıktan sonra, izlediğim birkaç sinematik video benim ağzımı açık bıraktıktan sonra, hissettiğim ilk şey Diablo III değil, serinin diğer iki ana oyunu oldu. Yani, bu yapıtın sunduğu atmosfer, görsellik, renk paleti, anlatılan hikaye ve onun tonu filan ilk oyunlara daha çok benziyordu. Oynanış tarafında da gözüme çarpan olumsuz bir şey olmadı. Sadece, iki beta sürümünün de açılış gününde saatlerce süren bir sıra vardı ve betaların son gününde de sunucular biraz problemli gibi geldi ama bunlar zaten oyunun şu anda yaşanan versiyonuna özel şeyler olur diye tahmin ediyorum.
Tabii ki her çevrim içi oyunda sunucu problemlerinin yaşanması doğal ve özellikle de ikinci süreç açık beta olduğu için Diablo IV oyununun bunu kaldıramamasına çok şaşırmadım ama tahmin ediyorum ki Blizzard Entertainment, yaşanan bu beta süreçlerindeki sunucu problemlerinden ders çıkartabilir. Ayrıca, ben genellikle Sorcerer ile oynadım çünkü Necromancer, ilk süreçte kapalıydı, açık betada diğer tüm karakterlerin kilitlerini açtılar ama bazı belli denge problemleri de mevcuttu beta içerisinde. Benim oyun çıktığı zaman ana sınıfım olacak Necromancer, diğer tüm sınıflara kıyasla ciddi anlamda güçlüydü mesela. Kendisi tahmin ediyorum ki dengelenecektir.
Diablo IV ile Sanctuary’e bir kere daha dönüyoruz
Öncelikle bilmeyenler için Diablo IV oyununun temelinden bahsetmek istiyorum. Bu oyun, 2019 senesinde duyurulan ve 2023 senesinde çıkacak olan bir aksiyon rol yapma oyunu. Oyundaki amacımız düşman öldürerek, onlardan çıkan ganimetler ile sürekli olarak kendimizi geliştirmek. Sadece saldırı ve savunma değil; tahmin edersiniz ki karşımızda oldukça detaylı bir oyun var ve rol yapma sistemi de karakter geliştirme dahilinde oldukça derine iniyor ve istediğiniz karakterinizi, istediğiniz şekilde güçlendirip, yönlendirebiliyorsunuz. Daha sonra bu karakterinizi çok daha güçlü zindanlara veya PvP temelli içeriklere sokup, becerinizi test edebiliyorsunuz.
Diablo IV, serisinin geçmişinden gelen karakter sınıfları ile maceranıza başlamanıza imkan tanıyor. Bu sınıflar da Barbarian, Sorceress, Druid, Rogue ve Necromancer. Her sınıfın kendi içerisinde altı farklı ana yeteneği ve sayısız pasif yeteneği bulunuyor. Bu altı ana yetenek, adım adım açılıyor ve kontrolcülerde yüz butonlarına (Kare, Üçgen, Çarpı vs.) ve tetik butonlarına (R2 ve L2) yerleştiriliyor. Analog kolları ile de karakterimizi kontrol ediyoruz. Oynanış gayet modern hissettiriyor ve oyun ciddi anlamda akıcı bir şekilde oynanabiliyor. Hikaye tarafında ise işler, Diablo III oyununa kıyasla çok daha gerçekçi ve ayakları yere basan bir şekilde karşımıza çıkıyor.
Diablo IV ile Sanctuary dünyasına geri dönüyoruz ve oyun bu sefer bu dünyanın köylü halkına odaklanıyor. Diablo III içerisinde epik fantezi teması işlenmişti ve bu yüzden oyun, kendi serisinin geçmişine kıyasla biraz ciddiyetsiz durmuştu. İşte serinin bu dördüncü oyununda hikaye, fantezi temelini korurken çok daha ayakları yere basan bir hikaye sunuyor. Bu hikayede Lilith geri dönüyor ve bizler de kendisine karşı bir savaş veriyoruz. Açıkçası beta içerisinde yer alan iki sinematik sahne, ilki Lilith’in çağırılışı ve ikincisi de köy halkının yine Lilith tarafından ele geçirilmesi, benim ağzımı açık bıraktı. Yani, bu seriyi hiç bilmesem bile bu sahneler, beni bu oyuna bağlamaya yeterdi.
Sinematik sahneler ardından aslında Diablo IV içerisindeki hikaye biraz sakinleşiyor. Tamamen seslendirilmiş diyaloglar, halkın çektiği zorlukları anlatmaya devam ediyor ama tabii ki epik sinematik sahnelerin seviyesine çıkamıyor buradaki hikaye anlatımı. Ben genel anlamda hikayeyi ve diyalog yazımını gayet kaliteli buldum. Sadece karakter seslendirmeleri, özellikle de karakterlerin acı çektiği anlardaki seslendirme performansları bana çok sahte geldi. Yani, bu oyunda bütçe nereden kısılmış diye sorsanız, muhtemelen seslendirmeler derdim ama yine de hiç yoktan iyidir. Yani, “olmasa daha iyi olurdu” diyebileceğimiz kadar kötü değil performanslar.
Karşımıza bu sefer bir açık dünya çıkartılıyor
Diablo IV oyununun açık betasında tüm karakter sınıfları mevcuttu ve güzel bir şekilde kendi karakterinizi oluşturup, 25. seviyeye kadar çıkabiliyordunuz. Bu sürümde bolca yan görev ve zindan vardı ve hikaye tarafında da üç ana görev serisinden ilkini bitirebiliyordunuz. Tüm bu içerikleri tamamlarken sayısız ganimet elde edip, karakterinizi güçlendiriyorsunuz. Belki oyunun başlarında çok önemli olmazlar ama bir noktadan sonra ganimetlerin ana güçleriyle birlikte, size sunduğu diğer avantajlara ve bonuslara da dikkat etmeniz gerekiyor. Kendi seçtiğiniz yeteneklerle uygun ganimetlere sahip olmak, sizi normalden çok daha güçlü yapabiliyor.
Diablo IV oyununda daha da güçlenmek için üzerinizdeki ganimetlerin tamamını güçlendirebiliyorsunuz ve rünler de ekleyebiliyorsunuz. Yani, Diablo serisini veya bu tarzdaki diğer aksiyon rol yapma oyunlarını biliyorsanız, eksiği olmayan ama fazlası olan bir deneyim sunuluyor. Düşmanlarla savaş vermek, zindanları temizlemek, bölüm sonu canavarlarıyla savaşmak, açık dünyada diğer oyuncularla dünya aktivitelerine katılmak ve daha fazlası oyunda gerçekten ilerlediğinizi hissettiriyor. Ha, evet. Sanctuary artık bir açık dünya. Bu açık dünyanın içerisinde Scosglen, Fractured Peaks, Dry Steppes, Hawezar ve Kehjistan bölgeleri bulunuyor.
Diablo IV oyununun her bölgesinde tamamlayabileceğiniz sayısız aktivite ve görev mevcut. Oyun sonu içeriklerine ulaşmak tabii ki oyunun açık beta sürümünde mevcut değildi ama deneyimlediğim hem görevler, hem açık dünya aktiviteleri, hem de zindanlar beni etkiledi. Sadece, zindanların bir kısmının aynı tasarımlara sahip olması, sadece atmosferinin değişmesi bir tık olumsuz his bıraktı içimde ama bu da yani oyunun içerisinde karşınıza çıkabilecek ufak sıkıntılardan biri bence. Ayrıca, bu açık dünya sayesinde oyunun hikayesi artık çizgisel olmayan bir şekilde, tamamen oyuncu kontrolünde ilerliyor. Dünyadaki düşmanlar, sizinle birlikte seviye atlıyor.
Diablo IV oyununun bu beta sürümünde Legendary seviyesine kadar ganimetlere ulaşabiliyorsunuz. Bunlar haricinde ulaşılabilecek benzersiz iki farklı nadirlik seviyesinde ganimetler de var ama onlar Tier 3 ile Tier 4 seviyelerinde mevcut. Onlar da beta içerisinde mevcut değil. Bu sisteme de eminim ki yatkınsınızdır; oyunun dünyasındaki zorluğu Tier seviyeleri ile belirliyorsunuz. Seviye yükseldikçe, düşmanlar zorlaşıyor ama aynı zamanda siz de daha çok, daha değerli ve daha güçlü ganimetler elde edip, daha hızlı tecrübe puanı kazanıyorsunuz. Ayrıca, oyunun bu sürümünde, öldüğünüz zaman karakterinizin silindiği Hardcore modu da mevcuttu.
Diablo IV, gümbür gümbür geliyor
Diablo IV oyununun beta sürümünde seslendirmeler hariç bir de “loot shower” dediğimiz olayın karşıma pek çıkmamış olması beni hayal kırıklığına uğrattı. Yani, bölüm sonu canavarları ile savaşmak kesinlikle inanılmaz eğlenceli. Temel savaş mekanikleri gayet kaliteli, karakter geliştirme yeterince detaylı ki bunları henüz 25. seviyedeki bir karakter için söylüyorum; daha tüm yeteneklerin kilidi bile açılmadı ve Paragon sistemi ile de tanışmadık. Her neyse, bu kadar kaliteye rağmen bölüm sonu canavarlarını öldürdükten sonra kendilerinden sadece 1-2 adet ganimet düşmesi, adeta bir ganimet şelalesini göremememiz beni üzdü. Belki bu anlar oyun sonu içeriklere saklanıyordur.
İnceleme yazım boyunca bahsettiğim 1-2 ufak problem haricinde Diablo IV, açık beta seviyesinde beni oynanış inanılmaz memnun etti. Bu sırada görsellik de kesinlikle fena değildi. Bu beta süreçlerine PlayStation 5 konsolumdan katıldım ve oynanış anlarında dünyanın kalitesine gerçekten şaşırdım. Verilen atmosfer bir kenara, dünyanın her bir noktasında ayrı detaylar bulunuyor ve düşman tasarımlarından, kan efektlerine kadar her şey etkileyici bir yapıya sahip. Zaten serinin kendi köklerine döndüğünü en iyi görsellikte hissedebiliyorsunuz ama merak etmeyin, oynanış tarafı da sizi bu yönden yarı yolda bırakacak bir yapıya sahip değil.
Diablo IV, beta seviyesinde olmasına rağmen içerisinde herhangi bir hata veya performans problemi de bulundurmuyordu. Tabii ki bazı oyuncular hata yaşamış olabilir ve ilk günlerde mevcut olan sunucu problemlerini de unutmamak lazım ama ben kendi deneyimime baktığım zaman sıfır hata görüyorum. Oyunun asıl çıkışını bu halinde yapacağını düşünürsek, ilk günün en büyük problemi muhtemelen sunucuların yetersiz kalacağı olmasıdır ki bunu zaten birçok çevrim içi oyun yaşıyor. Performans tarafında da oyun, PlayStation 5 konsolunda oldukça stabil bir şekilde çalıştı; FPS değerinin en ufak bir düşüş yaşadığına bile şahit olmadım.
Diablo IV için hazırlanan bu beta süreci sonrasında oyun için heyecanım maksimum seviyeye çıktı. Yani, bu seriyi veya genel anlamda aksiyon rol yapma türünü sevip, bu oyuna heyecanlanmamak sanıyorum ki imkansız olacaktır; özellikle de beta versiyonunu denedikten sonra… Şimdi yapmamız gereken tek şey 6 Haziran 2023 tarihine kadar sabretmek olacak. Daha sonra Sanctuary, bir kez daha oyuncuları kabul edecek. Diablo III ve Diablo Immortal ardından Blizzard Entertainment şirketinin sonunda gerçekten kaliteli ve oyuncuların geri bildirimlerini göz önünde bulunduran bir Diablo oyunu ile karşımıza çıkacak olması gerçekten heyecan verici.