DRIFT21 oyununu birkaç sene önce PC üzerinde oynayıp, incelemiştim. Aradan seneler geçti ve ben o oyunun varlığını unuttum. Daha sonra karşıma konsollarda DRIFTCE çıktı ve kendisine de bir şans vermek istedim. Yalnız, bu iki oyun birbirine inanılmaz benziyordu. Daha sonradan fark ettim ki DRIFTCE, aslında DRIFT21 oyununun konsol sürümünün adıymış. İsim kısmındaki “CE”, muhtemelen “Console Edition” anlamına geliyor; jeton biraz geç düştü. Neyse, PC üzerinde zaten oyunun erken erişim versiyonunu incelemiştim. Şimdi ise oyun, tam ve final hali ile karşımızda. Gelin, kendi motorumuzu ve ondan sonra da arabamızı yapalım; “drift” atmaya başlayalım.
DRIFTCE içerisindeki deneyimimiz gayet sade bir ana menü ile başlıyor. Bu ana menüde kariyer moduna, hızlı yarış ve çok oyunculu moduna, kum havuzu moduna ve ayarlar sekmesine giriş yapabiliyoruz. Kum havuzu modunda herhangi bir para sınırlandırması olmadan kendi arabanızı yapıp, onunla istediğiniz gibi yarışabiliyorsunuz. Hızlı yarış ve çok oyunculu modu için de kısmen aynı şey geçerli. Kariyer modunda ise size verilen başlangıç arabası ile maceranıza başlıyorsunuz ve arabanızı sürekli geliştirerek, daha sonra da yeni arabalar alıp, onları yaparak garajınızı zenginleştirmeye çalışıyorsunuz. Para için de yarışmanız gerekiyor.
DRIFTCE oyununun en ilgi çekici noktası muhtemelen kendi arabanızı neredeyse sıfırdan yapabiliyor olmanız. Yani, tabii ki oturup, arabanızın metal iskeletini filan yapmıyorsunuz ama en azından motoru tamamen sıfırdan yapabiliyorsunuz ve aracınızın hem içini, hem de dışını özelleştirebiliyorsunuz. Garajınızda, motor parçalarını satın ala ala kendinize dilediğiniz tipte bir motor oluşturabiliyorsunuz. Oyun bu noktada oldukça fazla detay sunuyor gibi görünse de aslında karışık bir yapıya kadar ulaşamıyor. Yani, motorlar hakkında hiçbir şey bilmeseniz bile sıfır sıkıntı ile kendi motorunuzu kolayca yapabiliyorsunuz bu video oyununda.
DRIFTCE, aslında bu yapısı ile hem konu hakkında bilgisi olmayan ama merakı olan oyuncuları kendisine çekiyor, hem de gerçekten detaylı bir yapıya sahip oyun arayan oyuncuları hafiften hayal kırıklığına uğratıyor. Zaten motorunuz için parça seçerken, kategori sayısı fazla olsa bile her kategorinin içerisinde karşınıza çıkan parça sayısı öyle çok yükselmiyor; en fazla 2 veya 3 farklı opsiyona sahip oluyorsunuz. Ayrıca, motor parçalarının tam olarak nereye gideceğini bilmenize de gerek yok; oyun size kırmızı alanlar ile nerede, hangi parçaların eksik olduğunu gösteriyor, o alanlara dokunduğunuz zaman da ilgili parçaları satın alıp, hemen yerleştirebiliyorsunuz.
DRIFTCE ile motoru bile kendimiz yapıyoruz
DRIFTCE, aslında sunduğu yapısı sayesinde motorlar hakkında gayet güzel bir şekilde bilgi vermeyi başarıyor. Evet, verilen bilgiler her zaman için birebir gerçek değil ve/veya gerçek hayat kadar detaylı değil ama aynı zamanda da sıfır motor modifiyesi ile araba yapmaktan çok daha iyi bir opsiyon, aracın motoruna kadar her şeyi kendinizin yapıyor olması. Sadece motor da değil; aracın egzoz yapısı, direksiyonu, koltukları, tamponları, kanatları ve çok daha fazlasını da özelleştirebiliyorsunuz. Yani, “drift” kültürünün gerektirdiği modifikasyon özelliklerinin çoğunluğu bu oyunda mevcut. Konu, arabalar olduğu zaman da farklı opsiyonlarınız var.
DRIFTCE oyununda BMW E30, E36, E46, E92; Ford Mustang; Mazda RX-7, RX-8 ve gibi birkaç farklı, lisanslı araç mevcut. Oyundaki modifiye parçalarının bir kısmı ve pistler de lisanslı. Yani, oyunda aslında gerçekliğe olabildiğince fazla yaklaşılmaya çalışılıyor. Lisanslı arabanızı seçip, gerekli modifikasyonları yaptıktan sonra, “fine tuning” ile yolunuza devam edebiliyorsunuz. Arabanızın performans değerlerini detaylı bir şekilde görebiliyorsunuz. Daha sonra da yaptığınız bu araba ile tek oyunculu veya çok oyunculu modlarda boy gösterebiliyorsunuz. Bunu hem kariyer, hem de kum havuzu modu içerisinden yapabilmek de mümkün.
DRIFTCE, oynanış tarafında ise benzersiz bir his sunuyor ama bunun iyi veya kötü olduğuna kanaat getirmek size kalmış bir şey. Yani, ben daha önce “drift” yapabildiğiniz birbirinden farklı oyunları oynadım. Bunların arasında Need for Speed gibi günlük oyunlar da vardı, Gran Turismo gibi daha simülasyon olanlar da… Aklımda en çok kalan oyun ise hem günlük, hem de simülasyon yapısı ile ilgimi çeken CarX Drift Racing Online idi. Yalnız, incelediğim bu oyundaki sürüş hissi, daha önce oynadığım hiçbir oyuna benzemiyor; “drift” atabilmek bayağı bir ustalık gerektiriyor bu oyunda. Çok basit bir şekilde oyunu oynayabilmek için bile biraz zaman harcamak gerekiyor.
DRIFTCE oyununda tabii ki sağlıklı bir şekilde “drift” atabilmek için yaptığınız arabanın da güzelce modifiye edilmiş olması gerekiyor. Eğer bununla uğraşmak istemezseniz, oyun size zaten hazır arabalar veriyor. Kariyer modundaki başlangıç arabanız da zaten hataya çok yer bırakmayacak seviyede sunuluyor. Araba kurulumuna hemen dikkat etmeniz gereken asıl mod, kum havuzu. Bu arada, pistlerde sağa sola kayarken de puan topluyorsunuz ve topladığınız bu puanlarla, içerisinde bulunduğunuz pistlerde altın kupalar almaya çalışıyorsunuz. Bu da size yeni arabalar ve parçalar alabilmeniz için para kaynağı olarak sunuluyor.
Sunum, modifiye elementleri kadar detaylanmıyor
DRIFTCE oyununu PlayStation 5 konsolumda deneyimledim ve oyunun yeni nesil sürümü de mevcuttu. Buna rağmen ne yazık ki oyunun sunum elementlerinden pek memnun kalmadım. Her şeyden önce oyunun genel grafik kalitesi bana PlayStation 4 neslinin başını hatırlattı; günümüze pek yakışır bir halde değildi görsellik. Çözünürlük de aynı şekilde bana düşük geldi biraz; doku kaplamaları filan net görünmüyordu ne yazık ki. Yani, oyunun kendi çözünürlüğü belki 4K olabilir ama “render” çözünürlüğü kesinlikle daha düşük. En azından araba modelleri, motor parçaları ve benzeri şeyler yeterince detaylı görünüyordu.
DRIFTCE, görselliği biraz düşük seviyede olunca, tahmin edersiniz ki performans tarafında herhangi bir problem yaşatmıyor. Konu, FPS değeri olduğu zaman oyun gayet stabil bir şekilde 60 FPS olarak çalışıyor konsolumda. Oyunda ayrıca yükleme ekranları da yeteri kadar hızlı ve aynı zamanda herhangi bir oyun içi hata da karşıma çıkması. Sadece, teknik olaylarla alakalı olarak oyunun DualSense üzerindeki yeni nesil teknolojileri biraz kullanmasını tercih ederdim; böylece araba kullanma hissi biraz daha ilgi çekici bir şekilde verilebilirdi ama oyun, bu konuda pek bir şey yapmıyor. Sunum konusunda oyun, elinden gelenin minimumunu yapıyor gibi duruyor.
DRIFTCE, ses ve müzik tarafında da minimum seviyede bir kalite sunuyor. Mesela, her şeyden önce oyunda müzik adına bir şey yok; orayı bir geçelim. Sesler de turbo gibi alanlarda zaman zaman güzel geliyor kulağa; egzoz patlamaları filan tatmin ediyor ama bir diğer yandan da motor sesinin kendisi çok sahte hissettiriyor. Motor sesleri, gerçek hayattan kayıt edilip, daha sonra düzenlenmiş gibi değil de zayıf bir şekilde, tamamen dijital bir ortamda hazırlanmış gibi hissettiriyor. Yani, Forza serisindeki araç sesleri bile kulağa daha düzel geliyor bu oyun sayesinde. Sunum kategorisi ne yazık ki beni genel anlamda pek de memnun edemedi efendim.
DRIFTCE, konsollarda oynanabilecek, Car Mechanic Simulator tarzı bir yapıya sahip olan ama “drift” alanına önem veren, alternatif bir oyun olabilir. Yalnız, şahsen ben özellikle görsellik, sesler ve oynanış hissinden ötürü CarX Drift Racing Online ile yoluma devam etmeyi tercih ederim. O oyunda modifiye sistemi, bu oyundaki kadar detaylı değil ve kendi motorunuzu filan da yapamıyorsunuz ama en azından çok daha eğlenceli bir oynanış sunuluyor. Yine de halihazırda o oyunu oynadıysanız ve alternatif bir oyun arıyorsanız, DRIFT21 oyununun konsol versiyonuna veya PC üzerinden kendisine göz atabilirsiniz bence.