Büyürken oynadığım çoğu oyun yol yarış temelliydi. Hayatımın ilerleyen dönemlerinde ralli tipi yarışlara yaklaşmaya başladım. Evden uzak, çamur atma aksiyonu her zaman olduğu gibi bugün de devam ediyor ve eğlenceli arcade ralli yarışlarının bir sonraki rakibi DRIVE Rally olarak geçiyor. O kadar basit bir arcade yarış oyunu ki sadece basitliğini koruyarak büyük ölçüde başarılı oluyor. Yine de çamurun olduğu yerde genellikle her zaman birkaç kaya ve yolda delikler olduğu için uyarıları da yok değil. Gelin, şimdi bu oyunun Erken Erişim sürümüne yakından göz atalım.
DRIVE Rally oyununu açtığınız ve menüye geldiğiniz anda, hızlı bir yarış yapma, bir şampiyona başlatma veya ayarlarla uğraşma seçeneğiniz olacak. Hepsi bu kadar; bu yalnızca zamana karşı yarış odaklı bir ralli yarışı deneyimi. Başlangıçta birkaç araca erişiminiz olacak ve diğerlerini satın almanız gerekecek. Neyse ki temel modellerin kilidini açmak bir veya iki yarış gerektiriyor ve kolayca sahip oluyorsunuz. Bununla birlikte, RS ve XR olarak adlandırılan ve çeşitli temel modellere doğrudan yükseltme yapan versiyonlar da var.
Kozmetik ve istatistiksel olarak çok şey ekliyorlar, genellikle beygir gücünü yükseltiyor ve dört tekerlekten çekişli hale getiriyorlar. Çok takdir ettiğim bir şey, eski modellerin daha basit görünümünü korumak ama daha sonraki araçların istatistiklerini korumak istiyorsanız, bunu özelleştirme yoluyla yapabilmenizdi. Gerçekten de DRIVE Rally oyununun arkasındaki itici güç, eğlenceli toprak canavarları sunması. İri vagonlardan çevik foxbodies’lere, kaygan İtalyan performansından, Alman mühendisliğine kadar istediğiniz ralli yarışçısı tarzını belirlemenize yardımcı olacak şaşırtıcı miktarda özelleştirme var.
DRIVE Rally içerisinde lisanslı araç yok ama araç modellerinş eğlenceli kılan şey ne kadar ekstra oldukları idi. Benim de ilk yatırımımın çoğu sadece tüm modelleri kozmetik zirveye çıkarmak içindi. Ralli tarzı kozmetiklerin ve yarış aksesuarlarının miktarı daha sonra müstehcen hale geliyor ama hepsini sevdim. Oyun, gerçekçi bir simülasyon yarışçısı olmak istemiyor; eğlenceli, arcade haliyle çocuksu bir keyif veriyor. Bence bu, oyunun kimliğini ve beni neden en çok etkilediğini ortaya koymaya gerçekten yardımcı oluyor: Bu sadece basit ama kaliteli bir eğlence.
Bazı eğlenceli kozmetikler için sonsuza kadar grind yapma konusunda endişelenmeme gerek yok ve bazen grind yapmak zorunda kalsam bile umurumda değil; yarış çizgilerimi belirlerken beni tatmin edecek çok fazla seçenek var. Bir virajın ne kadar keskin olduğunu fazla tahmin ettikten sonra kaza yapmam canımı sıkmıyor. Yeniden başlamanın veya hatta yarıştan çıkıp, başka bir araçla başlamanın hiçbir cezası yok. Devam etmeniz gereken tek şey süreleri iyileştirmek ama bu basit gereklilikle pratik yapmaya daha fazla odaklanabilirsiniz.
Başarısızlıkta kaybedilen çok az şey var, bu da size istediğiniz kadar doğru olana kadar güvenli bir şekilde pratik yapma imkanı veriyor. Aklımda kazasız belasız bir koşuyu ne kadar hızlı tamamlayabileceğimi görmekten başka bir hedef olmadan bir yarıştan diğerine gitmeye devam ettim. Trackmania oyununa olan kısa ama şiddetli bağımlılığımdan bu yana hissetmediğim, eğlenmek ve kendini geliştirmek arasında harika bir denge buldum. Yol tutuşu ise oldukça çeşitli, bazı araba modelleri çok kıvrak ve bazıları çok sert.
Tek başına bu bile DRIVE Rally oyununun işine yarıyor; kişisel sürüş hissiniz için mükemmel ağırlığa ve hisse sahip en az bir araç mutlaka oluyor. Bazı sürücüler için özel bir formül gerekiyor ve böyle bir çeşitlilik görmek harika; ralli yarışı gibi tutuş odaklı bir şeyde yol tutuşu bu oyunu yerin dibine de sokabilirdi, göklere de çıkartabilirdi. Neyse ki pek çok temel konu ele alınmış ve hızlanma, harika ses efektleri ve yol tutuşa geniş yaklaşım oyunun sürüş hissini oldukça sağlam hale getiriyor. Tam direksiyon desteği, manuel ya da otomatik vites seçenekleri de bulunuyor.
Biraz emin olamadığım bir şey yorumculardı. Bence ilginç karakterler ama gereksiz duruyorlar. Yarışın başlangıcında şevkli ve neşeliyken bir anda monoton bir şekilde yönlendirme yapmaları çok sarsıcı. Dört çeşit karikatürü de aldıktan sonra, odaklanmama yardımcı olması için seslerini kapattım. Biraz incelik ve daha doğal akan ses tonları olsa alışmak daha kolay olurmuş gibi geliyor ama en azından yola odaklanmak istiyorsanız sesleri susturma seçeneği var. Yorumcular olmadan duyacağınız tek şeyin bu olduğunu düşünerek turbo ve motor sesini dinlemeyi tercih ederim.
Muhtemelen söz konusu yorumları duymak için oyunda müzik yok ama alıştırma sürüşlerinizi renklendirmek istiyorsanız, elinizin altında bir çalma listesi bulundurabilirsiniz. Gerçekten beğendiğim şey ise grafikler ve stil oldu. Bana orijinal PlayStation döneminin canlı arcade ralli yarışçılarını hatırlatıyor ama çok daha iyi bir şekilde. Daha basit ama yine de patlayan bir sanat stiline güvenmek, ihtiyaç duyulan yerlere ayrıntı getirmek ve bundan daha fazlasını yapmamak iyi görünüyor. Bununla birlikte, en azından yarışırken arabanın üzerinde biraz çamur görmek isterdim.
Bu sanat stilini oldukça beğendim; her şeyden önce kendisini vurgulamaya yardımcı oluyor, böylece zevkli bir görünüm elde ederken sürüş hissine daha fazla odaklanabiliyorsunuz. Daha basit grafikler de oyunun olabildiğince akıcı çalışmasını sağlıyor. Performans veya görünümle ilgili tek bir sorun bile yaşamadım, her şey olması gerektiği gibi çalışıyor. Kuşkusuz, ilk bakışta yarışacak pek bir şey yokmuş gibi görünüyor ama pistlere girdiğinizde, oynanacak ne kadar çok şey olduğunu daha iyi anlıyorsunuz. Dört genel haritadan birini oluşturan benzer rotaları kırmak için çok sayıda mimari var.
Güneydoğu Asya ormanlarını, tozlu ABD kanyonlarını, yoğun Alman çalılıklarını ve buzlu Finlandiya’yı ziyaret edebilirsiniz, hepsi de çeşitli arazi ve estetiğe sahip. Her ne kadar kasaba, sahil şeridi ve diğer ortamlar gibi sağlıklı bir şekilde bölünmüş şeyler olsa da muhtemelen birçok kez yarıştıktan sonra aynı eskiden bıkacaksınız. Hiç şüpheniz olmasın, oynadığım şey son derece bağımlılık yapıcıydı ve sırf yarıştan yarışa durmaksızın yarışmak için sık sık şampiyonalara katılırdım ama heyecanım geçtiğinde kesinlikle bir süreliğine park etmeye hazırdım.
DRIVE Rally, amaçladığı şeylerin çoğunu mükemmel bir şekilde yapıyor. Sadece siz, yol ve kronometre var ve seyrek gibi görünse de oyunun çekici olması için gereken tek şey bu. Sekiz ralli arabası arasında çok fazla özelleştirme var. Pistler birkaç turdan sonra aynı görünmeye başlasa da hevesli ralli yarışçılarını en hızlı zamanlarını geliştirmek için pistte yırtınırken meşgul edecek kadar çeşitlilik var. Eğlenceli ralli arabaları ile kolay oynanabilen, basit bir arcade aksiyonu istiyorsanız DRIVE Rally ile yanlış yapmazsınız. Ayrıca, karşımızda bir Erken Erişim oyunu olduğu için kendisine zamanla yeni içerikler ve daha fazlası da gelecektir.