Dying Light 2: Stay Human için piyasaya sürülen ilk ücretli genişletme paketi olan Bloody Ties, bizleri Carnage Hall ile tanıştırıyor. Daha önce de sızdırıldığı üzere bu genişletme paketi, Aiden isimli karakterimizi gladyatör temalı bir maceraya gönderiyor. Bu macera dahilinde karakterimiz bir arenada, halkın tezahüratları eşliğinde savaşıyor. Bahsi geçen genişletme paketi, bu şekilde söyleyince oldukça ilgi çekici durabilir. Evet, belki karşımızda orijinal bir konsept yok; hatta çok klişe bir sistem kullanılıyor ama yine de zombi dolu bir evrende kim gladyatör olmak istemez ki? Eğer siz olmak istiyorsanız, bazı kötü haberlerimiz var.
Dying Light 2: Stay Human – Bloody Ties, neredeyse tamamen meydan okuma görevlerinden oluşuyor. Bu görevler dahilinde arena içerisinde hem parkur, hem de savaş temelli, süre sınırlı karşılaşmalara çıkıyorsunuz. Savaş temelli görevler basit bölüm sonu canavarı karşılaşmalarından farklı hissettirmiyor; herhangi bir kritik yenilik sunmuyor. Bu içeriklerde kendi silahlarınızı bile kullanamıyorsunuz. Parkur temelli görevlerde ise yine arenanın içerisinde koşturup, duruyorsunuz. Bu oyun serisi, açık dünyasındaki parkur elementleri ile ünlüyken, arenanın içinde parkur yapmak inanılmaz limitli hissettiriyor.
Daha da kötüsü Dying Light 2: Stay Human – Bloody Ties, parkur görevlerine çok fazla odaklanıyor. Genişletme paketinin içerisinde bazı farklı ve eğlenceli temalı parkur görevleri mevcut ama zombiler ikinci, neredeyse üçüncü plana atılıyor. Koskoca genişletme paketinin içerisinde neredeyse sadece parkur temelli görevler bulunuyor. Zombiler ise çoğunlukla süs olarak kullanılıyor. Sadece oynanış içerisinde değil, hikayede de ne yazık ki zombiler geri plana atılıyor; hikaye daha çok ilk oyundan belki hatırlayabileceğiniz alakasız bir karakterin geri dönüşünü bizlere gösteriyor. Tabii daha farklı olaylar da yaşanıyor.
Dying Light 2: Stay Human – Bloody Ties ile anlatılan hikaye dahilinde Ciro karakterine yardım etmek için Carnage Hall isimli bir yere gidiyoruz. Ciro ile de zaten Villedor içerisindeki ufak bir arenada tanışıyoruz. Daha sonra Skullface isimli çok orijinal bir karakter bize saldırıyor ve ondan intikam alabilmek için adım adım tüm arenaları tamamlayıp, kendisinin seviyesine çıkmaya çalışıyoruz. Hikaye aslında çok da fena değil ama oyunun içerisinde yaptıklarınızı göz önünde bulundurduğunuz zaman hikaye sanki size sayısız kez arena içeriklerini oynatmak için yapılmış bir oyun elementi olarak hissettiriyor.
Dying Light 2: Stay Human – Bloody Ties ile her şey aynı değil
Dying Light 2: Stay Human – Bloody Ties içerisindeki içeriklerin tamamı meydan okuma görevleri ve denemeler de değil. Genişletme paketinin içerisinde bazı yan görevler de bulunuyor ve bu görevler sayesinde yeni açık dünyayı keşfetmek için bir sebebimiz oluyor. Hatta bazı görevler bizi oyunun ana dünyasına da gönderiyor; arada gerçekten bir bağ varmış gibi hissediyoruz. Genişletme paketinin açık dünyası, ana oyunun açık dünyasına kıyasla çok daha çok küçük. Bu tabii ki kötü bir şey değil; dev gibi bir dünya beklemiyorduk zaten ama sıkıntı şu ki yeni açık dünyada kendisini tekrar eden çok fazla yapı var.
Dying Light 2: Stay Human – Bloody Ties ile sunulan görsellik, doku kaplamaları, ışıklandırmalar filan gayet güzel ama oyunun açık dünyasındaki binaların iç yapıları çoğunlukla aynı. Bu da yaptığınız görevleri birbirine çok benzer bir hale sokuyor. Konu, arena içeriklerinin kendisine geldiği zaman ise en azından bu içerikleri tamamlayıp, kazanabileceğiniz bazı jetonlar bulunuyor. Bu jetonları kullanarak genişletme paketi temalı yeni silahları ve kıyafetleri elde edebiliyorsunuz. Bunları ne yazık ki arena içeriklerinde kullanamıyorsunuz; daha önce de söylediğim üzere bu içerikler, kendi ekipmanlarınızı kullanmanıza izin vermiyor.
En azından Dying Light 2: Stay Human – Bloody Ties ile sunulan yeni karakterler oldukça ilgi çekici olabiliyor. Arenadaki sunucudan tutun da yardım etmeye çalıştığımız karakterlere kadar herkes gayet ilgi çekici kişiliklere sahip. Bu noktadaki aslında en büyük problemlerden bir tanesi, orijinal oyunun genişletme paketi olan The Following ile karşılaştırdığınız zaman Bloody Ties yapıtının çok daha ana oyuna bağımlı hissettirmesi. Bu belki bazı oyuncuların hoşuna gidebilir ama içerik, bu hali ile sanki ana oyuna gelmiş bir güncelleme gibi hissettirebiliyor zaman zaman. Tam anlamıyla bağımsız bir eğlence sunulamıyor.
Dying Light 2: Stay Human – Bloody Ties, ana oyunu bitirmiş olan ve daha fazlasını arayan oyuncular için çok hoş bir fırsat olabilme potansiyelini elinde bulunduruyor. Fakat genişletme paketinin oldukça küçük yapısı, kendisini tekrar eden içerikleri ve detayları işin içine girince, farklı bir deneyim arayan oyuncular biraz hayal kırıklığına uğrayabilir. Özellikle de bu oyun serisinde daha önce geliştirilmiş ve piyasaya sürülmüş olan genişletme paketlerine göz atacak olursanız, bu içerik gerçekten çok zayıf bir seviyede kalıyor. Umuyorum ki Techland, sonraki ücretli güncellemelerde kendilerini toplaryabilir.
En azından görsellik hoş bir tat bırakıyor ağızlarda
Daha önce de söylediğim gibi Dying Light 2: Stay Human – Bloody Ties, sunum tarafında kesinlikle yüz üstü bırakmıyor oyuncuları. Özellikle de görsellik söz konusu olduğu zaman altın tonları, bolca kan ve daha fazla hoş tasarım elementleri ile gladyatör teması çok hoş bir şekilde aktarılıyor. Bu sırada tabii ki oyunun temelleri de unutulmuyor. Eminim ki bu genişletme paketini bitirdikten sonra, oyunun ana dünyasına döndüğünüz zaman, Carnage Hall ile sunulan görselliği ve kreatif tasarım fikirlerini özleyeceksiniz. Ayrıca, yeni eklenen kıyafetler ve silahların da ayrıca güzel göründüğünü belirtmek istiyorum.
Dying Light 2: Stay Human – Bloody Ties, performans tarafında da oyuncuları pek yüzüstü bırakacak gibi görünmüyor. Genişletme paketi, bilgisayarlarda da, konsollarda da problemsiz bir performans sunuyor. Temel oyun sizin donanımınızda nasıl bir performans gösteriyorsa, bu içerikte de öyle bir performans gösterecektir diyebilirim gönül rahatlığı ile. Ayrıca, genişletme paketinin içerisinde öyle keyif kaçırabilecek büyük hatalar da bulunmuyor ve yükleme ekranları da hızlı bir şekilde geçiyor. Görselliğin kaliteli olması gibi performans kategorisi altında da bir sıkıntı bulunmuyor anlayabileceğiniz üzere efendim.
Sesler ve müzikler de ayrıca başarılı diyebilirim. Dying Light 2: Stay Human – Bloody Ties oyunundaki yeni karakterlerin seslendirmeleri oldukça başarılı; özellikle de tanıştığımız iki yeni karakter olan baba ve oğul, muhteşem bir performans sergiliyor. Sadece, bir sunucu olduğu için arenadaki kadının biraz daha seslendirmelerinde performans göstermesini beklerdim. Kendisi, anons yapmaktan ziyade, normal bir tonla konuşuyormuş gibi hissettiriyor çoğu zaman. Müzikler hakkında ise söyleyebilecek kötü bir şeyim yok; kendileri oyunun atmosferini gayet güzel bir şekilde ortaya koyuyor, sadece akılda kalıcı pek bir parça yok.
Dying Light 2: Stay Human – Bloody Ties, ne yazık ki öyle göz dolduran, muhteşem bir genişletme paketi değil. Özellikle de bu serinin geçmişine baktığınız zaman bu yeni içerik biraz hayal kırıklığı yaratabilir. Yine de yeni genişletme paketinin tam olarak başarısız olduğunu söylemek çok haksızlık olur. Eğer temel oyunda sunulan deneyim hoşunuza gittiyse ve daha fazlasını arıyorsanız, üzerine bir de gladyatör temasını sevip, arena tarzı içerikleri deneyimlemek istiyorsanız, bu içeriğe bir şans verebilirsiniz. Umuyoruz ki bir sonraki ücretli içeriklerde daha yüksek seviyeli deneyimler görürüz.