King’s Field, Armored Core ve Ninja Blade derken FromSoftware, büyük patlama dönemine girmeden önce oyuncuların karşısına sayısız video oyunu ile çıkmıştı. Aslında bu stüdyonun Armored Core isimli serisi de çok seviliyordu ama asıl büyük olay, 2009 senesinde Demon’s Souls ile yaşanmıştı. Stüdyo, bu oyunu ile hoş bir başarı elde etmişti ve Souls isimli yeni bir serinin adımlarını atmıştı. Bu stüdyo daha sonra Dark Souls, Bloodborne ve Sekiro: Shadows Die Twice üzerinde çalışmıştı. Aslında stüdyonun son oyunları, mantık olarak birbirinin çok benzeriydi ve şimdi de onların arasına Elden Ring katıldı.
2022 senesinin en çok beklenen oyunu olan Elden Ring sayesinde Lands Between ile tanışıyoruz. Oyunun dünyasında Elden Ring isimli bir yüzük yok ediliyor ve Great Rune adı koyulan yüzük parçaları her yere dağılıyor. Yaşanan bu olayın ardından bölgenin dengesi bozuluyor ve bir yarı tanrı çocuğu olan Queen Marika the Eternal, bunu bir fırsat biliyor ve kontrolü ele geçiriyor. Oyundaki amacımız ise bir Tarnished olarak, yüzüğün parçalarını toplamak, onları birleştirmek ve bir Elden Lord olmak. Tabii bunu yazmak oldukça kolay, yapması tahmin edebileceğiniz üzere daha zor. Malum, bir FromSoftware oyunu oynuyoruz. Kolay bir deneyim beklememek gerekiyor.
Elden Ring, öyle bir yapı sunuyor ki karşınıza, attığınız her adımda farklı sürprizlerle karşılaşıyorsunuz. Keşfettiğiniz alanların hepsi ağzınızı açık bırakmaya yetecek seviyede güzellikleri size gösteriyor. Karşılaştığınız düşmanlar da aynı seviyede, ama sizi etkileyerek, korkutmayı başarıyor. O düşmanları yendiğiniz zaman ise karşılığında elde ettiğiniz ganimetler, verdiğiniz tüm uğraşa değiyor. Oyun öyle çok da kolay bir yapıya sahip değil ama ödüllendirici olduğu için sizi belki de 50 kere öldürmüş olan o bölüm sonu canavarıyla karşılaşmayı bir kere daha istiyorsunuz. Zaten oyun da bu güzelliği sayesinde kendisini oynatmayı, zorlu yapısı ile oyuncuları kendinden soğutmamayı başarıyor benim gözümde.
Tabii ki sizi ödüllendiren tek şey, bölüm sonu canavarları değil. Elden Ring, FromSoftware tarafından bu tarz oyunlar için geliştirilmiş olan ilk açık dünya yapısını içerisinde bulunduruyor. Evet, kısa bir açılış bölümü ardından bu oyunun dünyasını özgür bir şekilde keşfedebiliyorsunuz. Günümüzde neredeyse her video oyunu bir şekilde açık dünya tarzında oynanırken, bu oyunun da onlar gibi basit bir yapı sunduğunu düşünmeniz, bu oyuna yapabileceğiniz en büyük hakaretlerden biri olacaktır. Elden Ring, piyasadaki diğer tüm açık dünya oyunlarına kıyasla, inanılmaz kaliteli sistemler sunuyor.
Elden Ring, bu dünyaya ait bir oyun gibi hissettirmiyor
Elden Ring aslında ilk başlarda biraz boğucu bir açık dünya sunuyormuş gibi hissedebilir. Bunun sebebi ise baktığınız her yönde keşfedilecek ilgi çekici bir şey görüyor olmanız ve oyunun sizi tamamen serbest bırakıyor olması. Buna belki alışmanız biraz uzun sürecektir ama yine de bu sırada elde ettiğiniz keşif deneyimini şu anda geçebilecek herhangi bir oyun bulunmuyor piyasada. Bu oyunda keşfettiğiniz her şey, size anlamlı bir şekilde kazanımlar getiriyor. Yeni ve ilgi çekici bir silah, yarı tanrıların kullandığı yeteneklerden bir tanesi, çok işinize yarayacak bir eşya veya çok daha farklı şeyleri elde edebiliyorsunuz.
Günümüzün açık dünya oyunlarında böyle anlamlı şeyleri görmek biraz zor oluyor. Haritanın soru işaretleri ile dolması, o soru işaretlerinin arkasında da sizi sadece 1-2 adet yetenek puanının veya seviyenizden çok daha düşük bir silahın bekliyor olması, keşfi tamamen öldürüyor. Elden Ring, bir şekilde bunu aşıyor ve bu dünyaya ait olmayan bir açık dünya yapısı sunuyor. Bu yapının içinde keşfedilmeyi bekleyen madenler, zindanlar, kaleler, ormanlık alanlar ve çok daha fazlası, aslında sizi sayısız kere öldürebilecek kadar güçlü düşmanları da içerisinde bulunduruyor. Tabii her düşman da benzersiz diyemeyiz.
Elden Ring içerisinde zaman zaman aynı düşman tasarımlarını veya çevre detaylarını fark edebilmeniz mümkün. Yani, böylesine bir açık dünyanın her noktasının benzersiz olacağını düşünmek zaten bir aptallık olurdu ama FromSoftware, yine de aynı düşman ile yapılabilecek olan ikinci, hatta üçüncü karşılaşmaların bir öncekinden daha farklı olabilmesi için ufak dokunuşlar yapmayı unutmuyor. Oyun öyle bir açılıyor ve sizi dünyasına bırakıyor ki en zararsız görünen bir düşmanın bile sizden katlarca daha güçlü olduğunu düşünüyorsunuz. Sonuçta, biz Tarnished olarak geçiyoruz ve bizler aslında sadece bir yemiz.
Adım adım güçlendiğimiz bu video oyununda kaybolmak oldukça kolay ama bu durumda da diğer karakterlerin konuşmalarına dikkat edip, bir sonraki adımımızın ne olduğunu kolayca anlayabiliyoruz. Yani, uzaktan baktığınız zaman Elden Ring, size pek yardımcı olmuyor gibi görünüyor ve bir video oyunu olarak zaten yardımcı olmuyor; oyunun dünyası, o dünyanın içindeki karakterlerden yardım almanız gerekiyor. Aslında oyunun yapısı sayesinde, kaybolmuş olsanız ve artık ne yapacağınızı bilmiyor olsanız bile oyunda attığınız her adım, bir şekilde sizi ilerletmeyi başarıyor. Bu da FromSoftware ekibinin düşünce gücünü gösteriyor.
Kim olacağınıza daha en baştan karar vermeniz lazım
FromSoftware tarafından geliştirilmiş olan önceki video oyunlarına kendi karakterimizi oluşturarak başlıyorduk. Elden Ring oyununda da bu durum pek farklı değil ama karakter oluşturma ekranında dikkatinizi çekebilecek olan en büyük şeyler, hiç olmadığı kadar daha fazla karakter sınıfının size sunuluyor olması ve karakter oluşturma sisteminin ciddi anlamda geliştirilmiş olması. Her sınıf, farklı ekipmanlarla oyuna başlamanıza olanak sağlıyor ve daha sonra da oyunda toplayacağınız ganimetler ile kendisini daha da farklı şekillere sokabiliyorsunuz. Bu noktada kullanabileceğiniz sayısız silah ve büyü bulunuyor.
Tanrılara seslenerek canınızı doldurma, ejderha parçalarını kullanarak zırhlanma, gözlerinizden ateş fışkırtma, yer çekimini bir silah olarak kullanma, kendi kanınızı harcayarak güçlenme ve çok daha fazlası Elden Ring oyununda yer alıyor. Sadece silahlar ve büyüler üzerinde sunulan geniş yelpaze bile inanılmazken, oyunda tanışacağınız karakterler ve onların farklı yapıları da her şeyin üzerine hoş bir ek olarak geliyor. Oyunun dünyasında bir karakterin istediğini yapıp, yapmama size bağlı. Hatta istenen şeyi farklı şekillerde yapabilmek de sizin elinizde. Asıl problem, kime güveneceğinizi bilmiyor olmanız.
Silahlara geri dönecek olursak, Ashes of War isimli yeni bir sistemi çok seveceğinize eminim. Bu sistem sayesinde silahınızda daha detaylı değişiklikler yapabiliyorsunuz ve hatta silahın yeteneğine kadar birçok şeyi değiştirebiliyorsunuz. Bu sayede, oyundaki birçok silahı, kendi oyun tarzınıza uygun bir hale getirebiliyorsunuz. Silahlar yetersiz kaldığı zaman, açık dünyadan topladığınız yardımcı ruhları, yardım için savaş alanına çağırabiliyorsunuz. Oyunda birbirinden farklı, benzersiz ve ilginç özelliklere sahip, sayısız yardımcı ruh bulunuyor. Yeni karşı saldırı sistemi de bu sırada oldukça dinamik bir anlık oynanış imkanı sunuyor.
Yeni karşı saldırı sistemi dahilinde blok almış herhangi bir saldırının karşılığını bir başka ağır saldırı ile verebiliyorsunuz. Bu sayede düşmanınız bir süreliğine korumasız kalabiliyor. Bunun haricinde, oyunda bir binek atımız bulunuyor ve kendisinin üzerinde bile savaşabiliyoruz. Bu da oyunun temel savaş/dövüş sistemlerini zenginleştiriyor. Bu noktada sizi rahatsız edecek olan tek şey, ne yazık ki oyunun yapay zekası. FromSoftware, yapay zeka konusunda ne yazık ki pek de etkileyici adımlar atabilmiş değil. Stüdyonun önceki oyunlarındaki pek de zeki olmayan yapay zeka, Elden Ring oyununda da varlığını gösteriyor.
Elden Ring, eşi ve benzeri olmayan bir video oyunu
Daha önce Elden Ring oyununun keşif hissini övmüştüm. Bu his, FromSoftware stüdyosunun önceki oyunlarının üstüne gelen muhteşem bir yenilikti. Açık dünya, bu yeniliği çok güzel bir şekilde destekliyor ama önceki oyunlardan geri dönen ve başarılı bir şekilde iyileştirilmiş olan daha çok fazla şey var bu oyunda. Mesela, artık yay ve ok ikilisini kullanmak gerçekten eğlenceli ve etkili olabiliyor. Ayrıca, silahları güçlendirmek de önceki oyunlara göre çok daha kolay, ulaşılabilir ve anlaşılabilir seviyede. Tüm bunların yanında, yine önceki oyunlara göre hikaye kendi kalitesini çok daha ortaya koyuyor.
FromSoftware, daha önceden de hikayesi gayet güzel olan video oyunları yapıyordu ama bu oyunlarda hikaye, kendisini öne pek çıkartamıyordu. Bazen diyaloglar bu hikayeyi arka planda tutuyordu, bazen olmayan ara sahneler, bazen de yeterli bilginin verilmiyor olması. Elden Ring, tüm bu olumsuz noktaları eliyor ve muhteşem hikayesini, muhteşem bir şekilde deneyimlettiriyor. Hikayenin çok büyük bir özenle hazırlandığını hissedebiliyorsunuz ve aynı şey, oyunun açık dünyası için de geçerli. Açık dünya, büyük bir özenle, elle hazırlanmış ve bu noktada sadece oyun içi haritanın yükseklik değişikliklerini daha iyi göstermesini dilerdim.
Elden Ring oyununda savaşacak çok daha fazla düşman var ve hepsi, birbirinden farklı hissettiriyor. Aynı zamanda bu düşmanların hepsi, zavallı bir varlık olduğunuzu size her defasında gösteriyor. Oyunda kullanabileceğiniz birbirinden farklı ve sizi çok güçlü hissettiren silahlar/büyüler olsa bile düşmanlar, sizi her zaman yerinizde tutuyor ve adeta bir tanrı gibi hissetmenizi engelliyor. Bu da kesinlikle olumlu bir şey. Bu sırada, karşınıza çıkabilecek olan mağara tipi içerikler de ağzınızı açık bırakabilecek seviyeye sahip. Anlaşılabilir bir öğretici bölüm ve inanılmaz kaliteli bir kullanıcı arayüzü de her şeyi daha anlaşılabilir yapıyor.
Durumu özetlemek gerekirse Elden Ring, sadece FromSoftware tarafından değil, herhangi bir geliştirici stüdyo tarafından yapılmış en iyi video oyunlarının arasında yer alıyor. Evet, oyunun yapay zekasında ve bilgisayar tarafındaki optimizasyonunda sıkıntılar var ama optimizasyonlar zamanla düzeltilecektir. Yapay zeka ise oyunun diğer tüm olumlu noktalarının gölgesinde kalıp, kendisini rahatlıkla unutturabilir. Bu yüzden de meraklısı olan herkese Elden Ring oyununu gözüm kapalı bir şekilde önerebilirim. Sadece çok zor deneyimlerden hoşlanmayan, önceki FromSoftware oyunlarını sevmemiş olan kişilere bu oyunu öneremem.