2020, tek oyunculu oyunların yılı oldu şüphesiz. Bunların çok büyük beklenti ile gelip, balon gibi patlayanı da oldu; hiç beklenmedik şekilde bizleri sevindirenler de… Strateji oyunu hastası bir oyuncu olarak şunu söylemeliyim ki artık yavaş yavaş yeni oynanış ve hikaye sunan strateji oyunları aramaya başlamıştım. Eski oyunlara ek paketler satın alarak oynamaya devam etsem de insan yeni bir şeyler mutlaka istiyor. İşte bu zaman diliminde de strateji oyunlarında hiç aşina olmadığımız bir hikaye ile Empire of Sin bizi karşıladı. Oynanışına daha önceden aşina olduğumuz bir tarza sahip olsa da hikayesiyle oyunun genel havası baştan başa farklı.
Baktığınız zaman strateji denilince sürekli bir harita üzerinde, farklı zaman dilimi olsa da Dünya’yı fethetmek üzerine kurulu oyunlar ön plana çıkıyor. Bir strateji sever birisi olarak Hearts of Iron IV, Europa Universalis IV, Realpoliticks derken neredeyse oynamadığım strateji kalmadı diyebilirim ama gün sonunda sürekli Dünya’yı fethetmekten sıkılıyor insan. Farklı mekanik, hikaye ve oynanış arıyoruz haliyle. İşte tam da hal böyleyken Empire of Sin karşıma çıktı. XCOM, Gears Tactics ve Desperados oyunlarından aşina olduğumuz sıra tabanlı ve kuş bakışı bir oynanış mekaniği sunan ve strateji oyunlarında alışık olmadığımız bir hikaye ile karşımıza çıkıyor bu yapıt.
Chicago’nun yeraltı dünyası hoş geldiniz
Godfather, Irıshman ve de Kurtlar Vadisi hayranları, bu oyun tam sizin için. Empire of Sin oyununda bir ülke fethetmiyoruz, şehir yada ülke yönetmiyoruz. Chicago’da yeraltı dünyasına adım atıp, orada illegal işler yapıp, hayatta kalmaya çalışıyoruz. Oyun bize bu şehir de oynayabileceğimiz 3 tanesi gerçek hayatta yaşamış toplam 14 karakter sunmuş. Bunlardan benim en çok dikkatimi çeken elbette meşhur Al Capone oldu ve hemen onunla başladım oyuna. Her mafya liderimizin farklı iş alanlarında artıları bulunuyor. Bunun yanı sıra bire bir çatışmalarda kullanacağımız özel hareketlere de sahip bu karakterlerimiz.
Oyunumuzun adından da anlayacağımız gibi Chicago şehrinde kendimize günahlardan kurulu bir imparatorluk inşa etmeye çalışıyoruz. Elbette bunu bizimle beraber yapmaya çalışan diğer mafya liderlerini unutmamak gerek. İşte bu durumlarda Empire of Sin bize seçenekler sunuyor ve bununla beraber diğer liderlerle ikili ilişkiler kumaya başlıyoruz. Verdiğiniz cevaplara göre ilişkileriniz iyi yönde gelişiyor ya da kötü yönde gidiyor. Yaptığımız bu tercihler ile sadece muhatap olduğumuz mafya lideri değil, diğer mafya liderlerinin de bize karşı tutumları değişkenlik gösteriyor.
Zira bir yerde iş kurmak istediğinizde o bölgede gücü elinde bulunduran lider sizden haraç talep edebiliyor; bu liderler sadece bizimle değil kendi aralarında da iyi yada kötü ilişkilere sahip. Buradan anlayacağımız üzere ortada yürütmemiz gereken ciddi bir diplomasi bulunuyor. Unutmayın bu diplomasi mafya liderleri arası diplomasi. Diğer oyunlardaki gibi bir ilişki ağı beklemeyin; burada politika yapılıp nota verilmiyor. Burada tabiri caiz ise raconlar kesiliyor. İş yaparken nasıl bir profil çizdiğinize dikkat etmeniz gerek; çok iyi olayım derken diğer mafya liderleri sizi yumuşak görüp ardından ortada hiçbir sebep yokken mekanlarınıza çökebilir.
Empire of Sin oyununun hikayesi her ne kadar orijinal olsa da çeşitlilik anlamında kısır kalıyor bazı noktalarda. Liderlerle olan diyaloglarda çoğunlukla senaryo aynı yazılmış. Diyalog sonun iş yapılacak, belirli bir cümle havuzu var oradan cümleler seçiliyor. Diyalog sonunda daha önceden de belirttiğim her lidere has olan iş kolundaki artıları takas etme teklif ediliyor. Kabul edip etmemek size kalıyor o noktada ama herkesle iş kurmakta pek iyi olmuyor; diğer iki mafya lideri rekabete veya savaşa girdiği zaman biri gelip size diğeri ile ilişkilerinizi kesmenizi isteyebiliyor. İşte burada masada konuşabilmek için her an hazır ve nazır olmanız gerek.
Empire of Sin oyununun dünyası, pis ve günah dolu bir dünya
Peki, nasıl hazır olacağız ve nasıl kuracağız bu imparatorluğu? Empire of Sin oyununda iş racon kesmekle bitmiyor elbette. Kendinizi korumak için güçlü bir çete organizasyonu kurmalısınız ve bu organizasyonu finanse edebilmelisiniz. İşte bu kısımda bizi bar, kumarhane, genelev, fabrika, otel binaları karşılıyor. Hepsi bizi finanse eden aynı zamanda şöhretimizi artıran binalar. İşte bu noktada dikkat etmeniz gereken nokta şu; şöhretiniz artıp dikkat çekmeye başladığınızda sadece dost değil düşman da ediniyorsunuz. İşte bu yüzden mekanlarımızı geliştirirken güvenlik sistemlerini de geliştirmekten geri kalmamanız gerek.
Daha önceden de belirttiğim gibi bu mekanlara çökmek isteyen diğer liderleri püskürtmek için tek başınıza yeterli olmayacaksınız. Mekanı ilk kurduğunuzda 2 olan güvenlik görevlisi sayısını geliştirmelere göre artırıp 10’a kadar yükseltebilirsiniz. Burada da çok fazla kasıp güvenliğe odaklanmayın; ekstra güvenlik ekstra masraf demek. Yani ekonomik dengeyi sağlamanız gerekiyor bu noktada. Ekonomik denge demişken şunu da belirteyim; öyle sabit bir geliriniz olmayacak. Bunun sebebi binalarımızdan kumarhaneler ile ilgili. Eğer hızlı büyümek istiyorsak kumarhanelere sahip olmamız gerek; en çok gelir sağlayan mekanlar kumarhaneler oyunda.
Gel gelelim ki bazı zamanlar bu gelir düşebiliyor; çok olmasa da bazı zamanlar eksiye bile düşebiliyor. Empire of Sin oyununda her zaman kasa kazanmıyor; bazen müşteriler de kazanabiliyor. Buna hazırlıklı olup çetemizi ona göre dizayn etmemiz gerekiyor. Zira çetemize dahil ettiğimiz üyelere haftalık ödemeler yapıyoruz. Çetemizin genişleme hızını da burada ekonomik büyüklüğümüz belirliyor ve tabii ki de çetemiz ne kadar büyükse sokağa da o oranda hakim oluyoruz. Çetemizi genişletirken liderimiz de dahil tüm çete üyelerinin yeteneklerini geliştirmeyi unutmamak gerek. Aksi takdirde bu çete üyelerimizin sıradan güvenlik görevlilerinden bir farkı kalmıyor.
Çete organizasyonunu Empire of Sin oyununun en önemli dinamiği; her mekanın etrafında ya da sokağında o mekanın sahibinin korumaları ile karşılaşmanız mümkün. Bu durum diğer lider ile savaşta olduğumuz zamanlarda önemli bir etken. Peki, bu çeteyi nasıl genişletiyoruz ve yeteneklerimizi geliştiriyoruz? Empire of Sin oyununda özel olarak bir pencere ayrılmış bu iki seçenek için. Bu pencerelerden kendimizi geliştirebilir ya da diğer gangsterleri çetemizde çalışmak üzere işe alabiliriz. Burada elbette gangsterlerin kendi aralarındaki ilişkilere dikkat etmek gerek. Öyle herkesi işe de alamıyoruz şöhretimizin de yüksek olması lazım yeraltı dünyasında.
Empire of Sin oyununda bizleri minimal özenli ve güzel sunumlar karşılıyor
Peki, bu dünya nasıl hazırlanıp sunulmuş bize, biraz da ona bakalım. Genel şehir atmosferine bakmak gerekirse bu tarz bir sunum için fazlasıyla özenilmiş. Barların sokağa koyduğu yemek masalarında bile o özenli işçiliği görebiliyoruz. Şehir ve bina dış tasarımları hikayemiz ışığında 1920’lerde ve gayet de güzel sunulmuş bizlere. İstersek karakterimizle gezebiliyoruz adım adım veya onun yerine daha da uzaklaştırıp bu sefer haritamıza ulaşıp şehrimizin genel görünümüne ulaşabiliyoruz. Bu haritadan hangi bina kime ait ve orada ne iş yapılıyor görebiliriz ve fiili sınırlarımızı da kafamızda oluşturup savaş anında konumlandırma emirlerimizi buna göre ayarlayabiliriz.
Harita gayet sade ve anlaşılır bir şekilde sunulmuş. Buradan da bina geliştirmelerimizi yaptığımız sekmelere gidebiliriz. Mahallemizde hangi tür mekanlara sahip olduğumuzu da bu haritadan görebiliriz yine. Gelelim binaların iç tasarımlarına; burada çok fazla çeşitlilik yok maalesef. Bu konuda biraz eksik kalmış diyebilirim. Tasarımlar yine hoş fakat her bina için sadece 2’şer çeşit iç tasarım sunulmuş. Muhtemelen bu çeşitlendirmeleri ek paketler ile sunacaklardır. Zira oyunun yapımcılarından olan Paradox Interactive, tam ek paket canavarı olan bir firma. Eğer daha önce yayımladıkları oyunları oynadıysanız bunu çok net gözlemleyebilirsiniz.
Grafikler hoşuma gitti diyebilirim. Minimal bir tasarım da olsa çok tatlı bir şehir havası vardı. Zira mekan iç tasarımları da öyleydi. Bazı sinematiklerde kamera açısı yakınlaşınca grafik kalitesi kötü gibi durabilir fakat bu tarz bir mekanikte bu göz ardı edilebilecek bir durum. Bununla beraber müziklerde fena sayılmaz; oyundaki atmosfere dahil olabilmek ve olayı hissedebilmemiz için görsellik kadar müzikte önemlidir. Empire of Sin oyununun menü müzikleri, şehirde gezerken çalan arka plan müzikleri gayet hoş. Gerçekten de o eski Amerikan kovboy filmlerinde olan nostalji havasını alıyorsunuz müziklerde.
Gerek oyundaki karakterlerin seslendirmeleri olsun, gerek oyunun genel müzikleri veya aksiyona bağlı değişen müzikler hiçte fena sayılmaz. Karakter seslendirmeleri benim gözlemlediğim güzel seçilmiş etnik kökeni olan karakterlerde aksan unutulmamış. Yalnız eksik bir nokta var ki o da diyaloglar sürekli tekrar ediyor; sanki o oturup konuşmaları farklı karakterler ile yapmıyorsunuz gibi. Hele yan karakterler üzerinde neredeyse hiç durulmamış. Performans anlamında pek bir eksiklik yok fakat bazen karakterler hatalı pozisyonlara girebiliyor ara ara ama tahminim bu tarz ufak dokunuşlar ek paketler için saklanmıştır.
Farklı olmak yeterli mi?
Daha önceden de belirttiğim gibi bu oyun mekaniğini daha önce gördük. Fakat bu hikaye tarzı strateji de benim bildiğim ilk defa karşımıza çıkıyor. Peki, bu özellik, oyunu almak için yeterli mi? Playstore üzerindeki güncel fiyatı 59 TL olan bu oyunun indirimler ile 20 TL’ye kadar düşeceğini tahmin ediyorum; Paradox Interactive şirketinin oyunlarının neredeyse hepsinde bu oluyor. Tahminim, önümüzdeki seneye kadar birçok ek paket de gelecektir; Paradox Interactive dediğimiz firma, gün sonunda oyunun fiyatından daha fazla para harcayacağınız oyunu yaklaşık en az 5-6 kat daha geniş hale getiren ek paketlere boğan bir firma.
Bu saydığım sebeplerden dolayı oyun keyfinizi artırmak için ekstra bir para daha harcama ihtimalinizi çok yüksek görüyorum Paradox Interactive şirketinden dolayı. Peki, bu değer mi? Ek paketlerin ardından oyun daha da keyifli bir hal alacağından eminim. Bence strateji seven arkadaşlar kesinlikle bu oyunu oynamalılar. Çevrim içi mod gelmesini baya uzak bir ihtimal olarak görüyorum; halihazırda uzun bir oynanış süresi sunuyor öyle bir oturuşta bitirebileceğiniz bir oyun değil ama tek kişilik olarak gayet güzel bir deneyim sunuyor diyebilirim. Eğer strateji seven bir oyuncuysanız kesinlikle almanızı tavsiye ederim.