Souls-like türüne ait sayısız video oyunu gördük ve görmeye de devam edeceğiz. Bugün incelemesini yazacağım Enotria: The Last Song ise onlardan biraz da olsa ayrılmayı başaran bir oyun. Bunun sebebi ise kendisinin teması. Bahsedeceğim bu yapıt, İtalyan folklorundan ilham alıyor ve bu ilhamı sayesinde bir tık da olsa öne çıkmayı başarıyor. Yalnız, bu oyunun problemi ne yazık ki sadece teması ve sunum elementleri ile kendisini gösteriyor olması.
Enotria: The Last Song oyununda maskelerin dünyası ile tanışıyoruz ama bu dünyada bizim bir maskemiz yok. Biz, özel bir karakteriz ve hayatı kontrol eden tanrıları devirmek için dünyaya getirildik. Zaten bu yüzden maskemiz yok. Tabii sadece doğuştan maskemiz yok. Yoksa, oyunun temelinde zaten bu maskeler bulunuyor ve deneyiminiz boyunca 30’dan fazla ve farklı maske kullanabiliyorsunuz. Maskeler, tahmin edebileceğiniz gibi oyun tarzınızı belirliyor.
100’den fazla silah, bir o kadar büyü, 8 farklı silah kategorisi ve 30’dan fazla maske ile kendinize ait bir oyun tarzını Enotria: The Last Song içerisinde detaylıca oluşturabilirsiniz gibi hissedebilirsiniz ama durum hiç de öyle değil. Tüm bu saydığım maskeler, silahlar ve büyüler olabildiğince ufak tefek değişiklikler katıyor oynanışa. Oyunda ayrıca blok sistemi yok, onun yerine savuşturma var ve bu mekanik de özelleştirilebiliyor. Bu arada, bolca savuşturma imkanınız her şekilde oluyor.
Souls-like tarzı bir oyun olmasına rağmen Enotria: The Last Song, savuşturma sistemini oldukça kolay bir şekilde sizlere sunuyor. Yani, savuşturma tuşuna spam şeklinde basarsanız, mutlaka o saldırıyı savuşturacaksınız. İşin içinde sanki belli bir yetenek veya zamanlama yokmuş gibi duruyor. Oyunun çok güzel tasarlanan ve görünen dünyasında bu mekaniğin doğru düzgün bir şekilde çalışmıyor olması beni ne yazık ki oldukça üzdü ki üzülmemem için daha çok sebep var.
![](https://shared.fastly.steamstatic.com/store_item_assets/steam/apps/2102450/extras/MaskSwitch.gif?t=1730220222)
Enotria: The Last Song, hızlı ve aksiyon dolu bir deneyim sunuyor. Souls-like ve RYO elementleri de bu hızlı aksiyonun üzerinde birleştiriliyor. Yalnız, bu oyunun savaş kısmı ne yazık ki tahmin ettiğinizden yüzeysel kalıyor. Daha doğrusu, çeşitlilik bol ama özgürlük yok. Şöyle ki bölüm sonu canavarlarının çoğunun zayıf olduğu saldırı elementleri var ve eğer siz bu elemente uymuyorsanız, bir düşmanı öldürebilmeniz pek de mümkün değil. Bu da özgürlüğü elinizden alıyor.
Enotria: The Last Song içerisindeki her bölüm sonu canavarı için uygun bir silah/karakter yapısı var ve sizin de ona uymanız gerekiyor. Uymak ve uymamak arasındaki fark, 25 saniye bir bölüm sonu canavarını öldürmek ile 25 kere ölmek. Ortada bu kadar büyük fark olunca deneysel yapılar üzerinde düşünmüyorsunuz, meta olan şeye yöneliyorsunuz; onun haricindeki şeyler ciddi anlamda işe yaramıyor. Bu tasarım kararı, bu tarz bir oyuna ne yazık ki hiçbir şekilde yakışmıyor.
Enotria: The Last Song ayrıca her şeyi çok eşyalaştırmış gibi görünüyor. Yani, ufak tefek eşyalar düşüyor sürekli ve bunları geliştirme için kullanabiliyorsunuz. Bunlar çok kolay bir şekilde, tek bir materyal altında toplanabilirdi. Eşyaları bu kadar çöpleştirmenin arasında hiçbir fikir yok. Oyun aynı hatayı bitmek bilmeyen, dev gibi ama hiçbir şekilde güçlendirici hissettirmeyen yetenek ağaçları ile de yapıyor. Oyun, kendisini gereğinden fazla oyunlaştırmaya çalışmış ama bunu başaramamış.
Enotria: The Last Song oyununun savaş elementleri gibi hareket elementleri de pek iyi hissettirmiyor. Oyun, savaşta olduğu gibi platform anlarında da sizin buton basışlarınıza tam olarak cevap vermiyor. Düşmemeniz gereken yerde düşüyorsunuz, fazla veya az zıplıyorsunuz filan… Geriye dönük keşif elementleri de pek iyi hissettirmiyor; genel olarak sıkıcı kalıyor. Bölüm sonu canavarı savaşları da tüm bu problemler yüzünden pek kaliteli hissettirmiyor.
![](https://shared.fastly.steamstatic.com/store_item_assets/steam/apps/2102450/extras/QUINTAclip.gif?t=1730220222)
Daha önce de söylediğim gibi Enotria: The Last Song en azından güzel görünen bir oyun. Sadece genel kalite değil, oyunun sanat tasarımı ve bölüm tasarımı da kesinlikle ön planda. Özellikle açılış bölümü ve birkaç bölüm sonu canavarı savaşının arenası nefes kesici seviyede. Konsollarda grafikler bir tık daha düşük ama bu oyunu PC üzerinde 4K olarak en yüksek grafik ayarlarında açmayı başarırsanız, sizleri görsel bir şölen bekliyor diyebilirim şimdiden.
Yaşatılan deneyimde teknik açıdan da pek bir problem yok. Enotria: The Last Song, gayet stabil bir şekilde performans gösteriyor ve 15 saatlik oyun sürem boyunca karşıma rahatsız edici hiçbir hata çıkmadı. Oyun sadece bir kere çöktü, onun da neden olduğunu anlamadım ama tekrarlamadığı için de pek bir önemi yok. Bu arada, oyun için önerilen ekran kartı NVIDIA GeForce RTX 2080 ve işlemci de Intel Core i7-8700. Benim donanımım bunun iki nesil üstündeydi.
Sesler ve müzikler, Enotria: The Last Song oyununun parladığı bir başka alan. Oyunda çalan her bir müzik hala aklımda ve seslendirmeler sayıca az olsa bile var olan konuşmalar gayet kaliteli. Bu konudaki tek kusur, karakterlerin cümlelerini biraz fazla tekrar ediyor olması. Onun haricinde, seslendirme performansları kesinlikle başarılı. Ayrıca, ses efektleri filan da duymaya değer. Oyun, ses ipuçlarını da akıllı bir şekilde kullanmayı başarıyor.
Yani, bu video oyunu, oynanış tarafında batan ama sunum tarafında yüzeye çıkmayı başaran bir oyun. Geliştirici ekibin kesinlikle biraz deneyime ihtiyacı var ve oyunu nerede basitleştireceklerini, nerede derinleştireceklerini de bilmeleri gerekiyor. Bu oyunda sanki basit olması gereken yerler derin, derin olması gereken yerler de basitti. Ayrıca genel bir kalite eksikliği de vardı. Bu yüzden, eğer oynamak istiyorsanız, bence çok büyük bir indirim bekleyin.