İlk olarak EVERSPACE markasının ilk oyununu oynadınız mı bilmiyorum. Oynayanların az çok konuya hakim olduklarından eminim. O yüzden bu oyunla ilgili detaylara girişmeden hemen önce, bu markanın hiçbir oyununu deneyimlememiş ve merak eden okurlarımıza kısa bir bilgi vererek başlayacağım. Benim de bu markaya ait oynadığım ilk oyun EVERSPACE 2 olduğu için tamamen tarafsız bir bakış açısıyla deneyimlerimi sizlere aktarıyor olacağım.
Öncelikle oyunumuz teknik bir isimlendirme kullanacak olursak bir uzay simülasyonu. Bu ne demek peki? Bunun anlamı, EVERSPACE 2 olabildiğince gerçekçi bir uzay deneyimi sunmayı hedefleyen bir oyun. Bir önceki oyun ile bu alanda kendisini de kanıtlamış bir oyun markası kendisi. Tabii ki de tek olayı bu değil bu oyunun, aynı zamanda bolca keşif yapıp, maceradan maceraya atılabileceğiniz kocaman bir açık dünyaya sahip.
Çevrenizden bulduğunuz eşyalarla geminizi ve silahlarını geliştirebildiğiniz, anlatacak bir hikayesi olan ve klasik RYO ögelerinden de nasibini almış bir oyun EVERSPACE 2. Yine başlamadan önce küçük bir hatırlatma yapayım. Bu ön incelemede anlatacaklarım oyunun erken safhasındaki bir prototip sürümüne ait deneyimlerimi içeriyor olacak. Bu yüzden birazdan okuyacaklarınız oyunun resmi çıkışına, erken erişime açılışına, kadar değişiklik gösterebilir, gösterecektir de.
EVERSPACE 2 oyununa oldukça hızlı bir giriş yapıyoruz
Oyuna hızlı bir giriş yapıyoruz derken şaka yapmıyorum, gerçekten hızlı bir giriş yapıyoruz. Oyunun oldukça sade bir ana menüsü bulunuyor ve oyunun grafik, ses ayarları ve kontrol şeması haricinde, sizi adeta oyuna fırlatan bir seçenek bulunuyor. Ben de oyunun ayarlarını kendime göre ayarladıktan sonra, doğrudan oyuna giriş yaptım. Muhtemelen oyun çıktığında bizlere bir ön bilgi veya ne yaptığımıza dair bir fikrimizin olacağı açıklamalarda bulunuyor olacaktır.
Nitekim bu erken prototip sürümünde doğrudan ana üssümüzde gemimizle bakıştığımız bir ekranla karşılaşıyoruz. Burada üç adet birbirinden farklı uzay gemisinden birini seçtiğiniz gibi, oyun sizi uzayın derinliklerine doğru gönderiyor. Ben herhangi bir bilgiye de sahip olmadığım için ne yapacağım konusunda afallamıştım ilk başta. Sonradan oyun bize uzay gemimizi kontrol etmeyi kısaca verdiği notlarla öğretiyor ve hemen ardından birkaç uzay haydutu aniden bize saldırmaya başlıyor.
Onları da alt ettikten sonra başlıyoruz içinde bulunduğumuz bölgeyi tanımaya, keşfetmeye, yağmalamaya. Oyunun bu sürümünde toplamda dört adet bölgeye erişebiliyoruz. Bu bölgeler ise, ana üssümüzün olduğu Ceto IV, sistemin güneşine oldukça yakın bir kazı bölgesi olan Tycho I, bir ticaret merkezine ev sahipliği yapan Sobek I ve haydut bölgesi olan Ceto II bölgeleri olarak karşımıza çıkıyor. Bu bölgelerde de birbirinden farklı dört görev bulunuyor. Açıkçası şu aşamada görevler yan görev havasında kalıyor.
Muhtemelen bu durum da oyunun erken erişime açıldığında değişiklik gösterecektir, ancak yine de oyunda yapacağımız görevlerden birkaçına örnek olarak karşımıza çıkıyorlar. Açıkçası çok da keyifli görevler değiller bunlar, hepsinden tek tek bahsetmeyeceğim ama genelde birilerinin ayak işlerini yaparken buluyoruz kendimizi. Bir anlığına bir uzay istasyonundaki arıza gösteren kısımları kontrol edip tamir ederken, kendimizi bir anda bir bilimsel araştırma için güneş panellerinin yönünü değiştirirken buluyoruz.
Oyun bizlere birbirinden farklı gemilerle birlikte çeşitli silahlar da sunuyor
Az önce oyuna girişmeden hemen önce seçebileceğimiz üç adet uzay gemisi olduğunu söylemiştim. Bu gemilerin hepsiyle hemen hemen aynı şeyleri yapabiliyor olsanız da, her biri birbirinden farklı oynanış stilleri sunuyor. Bunun sebebi ise her birinin farklı tasarımlarda ve büyüklükte olmasının yanı sıra, çoğunlukla birbirinden farklı silahlarla donatılmış olmaları. Şimdi isterseniz bu gemileri tanımaya başlayalım sizlerle beraber.
Oyunun başında karşımıza ilk çıkan uzay gemisi Sentinel ismiyle karşımıza çıkıyor ve kendisi bu sürümdeki diğer gemilere kıyasla biraz daha büyük duruyor. Sarı bir tasarımla karşımıza çıkan bu uzay gemisi bizlere oldukça standart bir uzay gemisi deneyimi sunuyor. Yüksek hızlı otomatik bir lazer silahıyla birlikte bir de otomatik silahı bulunan Sentinel, oldukça sade bir uzay gemisi deneyimi isteyen oyuncular için adeta biçilmiş kaftan olma özelliği taşıyor.
İkinci uzay gemimiz olan Assault Fighter ise, daha agresif oyuncuların seveceği bir uzay gemisi. Açıkçası benim de oynamaktan en çok keyif aldığım uzay gemisi oldu kendisi. Coil Gun adı verilen bir laser silahına, Blaster adı verilen bir laser tüfeğine ve Rail Gun adı verilen uzun menzilli başka bir lazer silahıyla donatılmış bir gemi Assault Figher. Yüksek manevra kabiliyeti ve güçlü silahları bulunan bu uzay gemisi ile düşmanlarınıza karşı verdiğiniz savaşlar çok daha keyifli hale geliyor.
Son olarak diğer iki gemimize göre daha küçük görünen Interceptor geliyor karşımıza. Bu gemi ise diğerlerine göre çok daha büyük bir manevra kabiliyetine sahip. Bunun nedeni ise küçük bir boyuta sahip olması. Pulse Laser ve Coil Gun silahlarının yanı sıra Scatter Gun adındaki bir pompalı lazer silaha da sahip kendisi. Bu donanımıyla yakın savaşların vazgeçilmezi olacaktır bu uzay gemisi de. Ayrıca bu sürümdeki gemilerde orta boy uzay gemisi ibaresi bulunuyor. Bu da EVERSPACE 2 oyunun çıkışında daha fazla gemi türüyle karşılaşabiliriz demek oluyor.
EVERSPACE 2 ile bol bol keşif yapıp gemimizi geliştireceğiz
Bu inceleme yazısına giriş yaparken keşif yapabileceğimiz devasa bir açık dünyanın bizlere sunulduğundan bahsetmiştim. EVERSPACE 2 gerçekten de bizlere devasa bir evren sunuyor. Oyunun bu sürümünde gidemiyor olsak da oyunun haritasını oluşturan tamı tamına sekiz adet sistem bulunuyor. Her sistemde de bulunan onlarca gezegen ve bölge bulunuyor. Bu bölgelerin her birinde de tonla keşfedilecek ve yağmalanacak eşya ve kaynak bulunuyor.
Oyunda bulunan Outpost sistemiyle birlikte, düşman üslerinin bulunduğu bölgelerde çatışmalara girip bu üsleri yok edebiliyorsunuz. Açıkçası bu üsleri sadece yok etmek yerine ele geçirebiliyor olursak zaman ayırmaya değecek bir içerik olabilir bu sistem de. Benim EVERSPACE 2 oyununun bu sürümünde deneyimlediğim kadarıyla, yok ettiğimiz düşman üslerinde gizlenmiş olan birkaç kaynak ve ele geçirebileceğimiz devre dışı kalmış birkaç drone gemisinden başka bir şey bulamadım.
Bunlar yeterli aslında diye düşünüyor olabilirsiniz belki, ancak oyunun içerisinde bir süre düşmanlarla çatıştıktan sonra bir o kadar süre boyunca da bu gizli yeri arayınca bulduklarınızın sizi tatmin etmesini beklersiniz. Tabii ki bu sürüm henüz prototip aşamasında olduğu için bu durumu ciddi bir şekilde eleştirmek de doğru olmayacaktır. Tüm bunların yanı sıra oyunun açık dünyasında yaptığınız keşiflerde, geminiz için nadir parçalar da bulabiliyorsunuz.
Bu parçalarla birlikte geminizin donanımını geliştirip, çatışmalarda daha etkili bir performans sağlamasına yardımcı olabiliyorsunuz. Açık dünyada bulup yardım ettiğiniz kişiler veya tamamladığınız görevlerden elde ettiğiniz gelirle de bu tip geliştirmelere sahip olabiliyorsunuz. Aynı zamanda yine çatışma sırasında bazı düşmanlarınızdan düşen parçalarla bu geliştirmeleri edinebileceğiniz gibi, oyunun dünyasında bulunan küçük görevleri tamamlayarak da bu geliştirmelere erişebiliyorsunuz.
Oyun boyunca keşif yaparken, birçok çatışma ve görevle de karşılaşacağız
EVERSPACE 2 bizi uzayın derinliklerine atar atmaz bir takım haydutların bize saldırdığını söylemiştim. Oyun boyunca keşif yaptığınız bölgelerde devriye gezen haydutlara ait drone gemileriyle karşılaşacak hatta bazen doğrudan haydutlara karşı savaşacaksınız. Bu noktada oyunun sunduğu gemi kontrolleri ilk başta biraz zor gelse de, oyunda bir süre zaman geçirdikten sonra, kontrollere yavaş yavaş da olsa alışmaya başlıyorsunuz. Geminizin silahlarını kullanırken bir yandan da geminizi kullanmanız gerekiyor.
Özellikle bu duruma alışmak benim için biraz zor olmuştu, ancak sonradan keşfettim ki oyun bizlere nişan desteği de sunuyor isteğimiz üzerine. Genelde konsollarda gördüğümüz bir sistem olan nişan desteğini bilgisayarda göreceğimi pek de ummuyordum. Bu sistem alışma sürecimi oldukça kısaltmış oldu açıkçası ve öyle aşırı bir müdahalede de bulunmuyor bu nişan desteği. Silahları kullanırken aldığınız keyfi de asla kısmıyor. Her bir silahın kullanımının ayrı ayrı çok keyifli olduğunu düşünürsek, doğru bir düzenleme olmuş.
EVERSPACE 2 bu sistemin yanı sıra, düşmana kilitlenme fırsatı da sunuyor bizlere, ancak bu özellik tam olarak bir nişan desteği sağlamıyor. Sadece tüm gemilerde standart olarak bulunan roketlerinizi kullanırken hedefe kilitlenmeye yarayan bir sistem bu. Çatışmaların dışında da oldukça büyük olan açık dünyada fazlasıyla zaman geçireceğiz. Bunun sıkıcı olmaması için de oldukça büyük bir çaba sarf edilmiş açıkçası. Oyunun dünyası o kadar güzel tasarlanmış ki, oyunda baktığınız her köşe bir görsel şölen yaşatıyor size.
Oyunun bu sürümünde birkaç küçük yan görev de bizlere sunuluyor. Mesela oyunun açık dünyasında keşfettiğiniz bölgelerde gölge yaratıklarına rastlayabiliyorsunuz. Bu yaratıklar görsel olarak 2017 yılında çıkmış olan Prey oyunundaki Mimic ismindeki yaratıklara benziyorlar. Bu yaratıkları yakalayıp eşlerine ulaştırırsak eğer, bizlere bir çeşit ödül sunuyorlar. Bu tür görevlerin çeşitleneceğini ve birçok farklı durumla karşılaşıp çözümlere ulaştırmamız karşılığında ödüller edineceğimizi söyleyebilirim açıkçası.
EVERSPACE 2 deneyimimiz, bizlere nasıl hissettirdi?
EVERSPACE 2 açık dünyasında bolca keşif, çatışma ve bulduğumuz her şeyi yağmalama fırsatı sunan bir uzay simülasyonu sunuyor. Bu sürümde bulunmuyor, ancak geliştirici ekibin söylediklerine göre oyunun tam sürümünde bir ana hikayeyi takip ediyor olacağız. Oyunda gördüğümüz görevler beni pek tatmin edememiş olsa da, bu durumu oyunun prototip aşamasında olduğuna veriyorum ve pek üstünde durmuyorum. Yine de tam sürümdeki ana hikaye görevleri de bu şekilde olursa, konuşacaklarımız olacak.
Oyunda bulunan ve yazıda pek üstünde durmadığım bir diğer konu da oyunda bulunan seviye sistemi. Düşmanlarınızla çatışıp alt ettikçe, düşmanınızın gücüne göre tecrübe puanı ediniyorsunuz. Oyunun bu sürümünde de sadece atladığınız seviyeyle kalıyorsunuz. Yani sadece birer sayı olarak kalıyorlar şimdilik. Yine de oyunun bu sürümünde erişebileceğiniz bir seviye üst sınırı bulunuyor. Maksimum 10. seviyeye kadar yükselebiliyoruz şu an için, ancak bu sistem de daha işlevsel bir hal alacaktır diye umuyorum.
Oyunun keşfetme unsurunun da gerçekten kuvvetli olabileceğini düşünüyorum. EVERSPACE 2 oyununun bu prototip sürümünde, oyuna girdiğimiz andan itibaren neredeyse hiçbir yönlendirme görmüyorsunuz. Sadece geminizde bulunan tarayıcının yakınınızdaki yağmalanabilir eşyaları ve düşmanları gösterdiği kadarıyla etrafınıza hakim olabiliyorsunuz. Bu durum da oyundaki keşfetme unsurunu oldukça gerçekçi bir şekilde bizlere sunduğunu söyleyebilirim.
Son olarak bu oyun bana No Man’s Sky oyununun uzayda geçen kısımlarının çok daha zengin bir versiyonunu oynuyormuşum gibi bir his verdi. Bu iyi bir şey aslında, çünkü ben No Man’s Sky oyununu gerçekten seven birisiyim. Yine de bu oyun tamamen orijinal bir his veriyor. Nitekim bu iki oyun arasındaki tek benzerlik uzayda geçiyor olması. Oyuna aşina olanlar, zaten gözleri kapalı bir şekilde oyuna dalacaktır ama ilk kez oynayacak olanların da, eğer bu türe ilgileri varsa, kesinlikle deneyimlemesi gereken bir oyun olduğunu düşünüyorum. EVERSPACE 2, içinde bulunduğumuz 2020 yılının Aralık ayında, Steam platformu üzerinden erken erişime açılacak. Kendinizi hazırlayın, uzaya çıkıyoruz!