Sizi bilemem ama ben video oyunlarında sürekli olarak kahraman olmaktan sıkıldım. Onlarca senedir kurtarmadığımız dünya veya üstesinden gelmeyi başardığımız kıyamet sonrası senaryoları kalmadı. Artık insan bir süre sonra iyi değil, kötü olmak istiyor. Herhalde bu noktada işin içine, “Ya kahraman olarak ölürsün, ya da kendini kötü adam olarak görebilecek kadar uzun yaşarsın”. sözü giriyor. Eğer siz de benim gibi hissediyorsanız, çok şanslısınız; birkaç gün önce PC için Evil Genius 2: World Domination oyunu çıktı. Adından da anlayabileceğiniz gibi bu oyunda çok zeki bir kötü adam oluyoruz ve dünyayı ele geçirmeye çalışıyoruz.
Evil Genius alında bundan 20 sene öncesine kadar uzanabilen bir marka. O zamanlarda markanın ilk oyununu Elixir Studios geliştirmişti, oyun çok sevilmişti ve bunun üzerine bir devam oyunu da duyurulmuştu. Yalnız, serinin o ikinci oyununu hiçbir zaman göremedik; Elixir Studios, iflas etti. Rebellion Developments ise yine seneler önce bu markayı satın almıştı, birkaç ufak oyun çıkartmıştı ve şimdi de sıra, insanların onlarca senedir beklediği devam oyununa geldi. Evil Genius 2: World Domination, yepyeni geliştiricileri ve dağıtımcıları aracılığı ile piyasaya sürüldü ve ben de bu oyunu Steam üzerinden oynayıp, inceleme şansı elde ettim.
Normal şartlar altında inceleme yazıma oyunun hikayesinden filan bahsederek başlamayı tercih ediyorum ama Evil Genius 2: World Domination, bu konuda çok bir şey sunmuyor. Zaten en başta da söylemiştim, oyunda bir kötü adam oluyoruz ve dünyayı ele geçirmeyi çalışıyoruz. Zaten, bu oyunun türü de çok zengin bir hikayeye ve hikaye anlatımına ev sahipliği yapabilecek tipte değil. Karşımızda, kendi ana üssümüzü inşa ettiğimiz bir strateji ve simülasyon oyunu var. Böyle oyunlarda hikayeden ziyade strateji ve simülasyon ögelerinin derinliğine önem verilmesi, ayrıca bolca içerik bulundurulması daha önemli.
Strateji ve simülasyon da Evil Genius 2: World Domination oyununun birçok noktasında zengin bir şekilde yer alıyor zaten. Farklı kötü karakter tipleri, özellikleri, merkezi inşa etme, orayı yönetme, iyi kahramanlar ile başa çıkmaya çalışmak ve çok daha fazlası ilk bakışta gayet yeterli görünüyor. Peki, bu video oyunu, 2004 senesinde çıkmış olan asıl kült klasik oyunu kadar kendisini oynatmayı başarıyor mu? İncelemekte olduğum bu oyun, ne yazık ki bazı önemli problemlere sahip. Bu yüzden deneyimin kusursuz olduğundan bahsetmem mümkün olmayacak. Peki, bahsi geçen bu yapıt hakkında tam olarak neler düşünüyorum?
Evil Genius 2: World Domination oyununda kim olacaksınız?
Evil Genius 2: World Domination oyununa başlamadan önce kendi kötü karakterinizi seçmeniz gerekiyor. Bu noktada da karşınıza 4 farklı seçenek çıkıyor. Her karakter oldukça benzersiz ama tek bir ortak yöne sahipler; dünyayı ele geçirmek istiyorlar. Bunu yapabilmek için de karakterinizi seçtikten sonra kendinize bir adanın içerisindeki volkanik dağın ortasında bir üs kuruyorsunuz. Yalnız, böyle bir yerde sadece üs kurmak, herkesin çok dikkatini çekecektir. Bu yüzden, her şeyden önce kendinize bir paravan olarak iş kuruyorsunuz. Bu iş de zaten kumarhane oluyor. Yani, kötü karakter olmak gibi kumarhane yönetmek de illegal olabilir ama o da iyinin kötüsü.
Ön tarafta kumarhaneniz işliyorken, gizli kapıların ardında sizin üssünüz bulunuyor. Burada, minyonlarınız ve bilim insanlarınız sürekli olarak çalışıyorlar. Minyonlar, inşaat ve benzeri şeylerle ilgilenirken, bilim insanları da dünyanın sonunu getirebileceğiniz teknolojiler üzerinde çalışıyor. Tabii bunların tamamını siz yönetiyorsunuz. Unutmayın, Evil Genius 2: World Domination oyunu strateji ve simülasyon türüne sahip. Bu sırada, oturduğunuz yerden de ne yazık ki dünyayı ele geçirmek mümkün olmuyor. Düzeninizi kurduktan kısa bir süre sonra, minyonlarınızı tüm dünyada illegal işler yapmaya gönderebiliyorsunuz.
Dünya üzerindeki illegal işler, minyonları ve zamanınızı harcıyor ama para kazanmak için de en iyi yol bu. Bu sırada, sürekli aynı ülkede, aynı işi de yapamıyorsunuz; insanlar ortada bir tersliğin olduğunu anlamaya başlıyor ve sizin bir ülkedeki tehlike seviyeniz sürekli olarak yükseliyor. Evil Genius 2: World Domination oyununda kötü karakterler olduğumuz için bir de kahramanların olması gerekiyor. Bu noktada da karşımıza Forces of Justice çıkıyor. Bu oyunun kahramanları Forces of Justice olarak geçiyor ve kendileri zaman zaman üssümüze sızmaya çalışıyor. Bizim de gözümüzü açık tutup, tuzaklar kurup, onlardan korunmamız gerekiyor.
Evil Genius 2: World Domination oyununda sürekli olarak ileri adım atmanız gerekiyor. Yeni teknolojiler ve eşyalar keşfetmelisiniz, onları kendi üssünüzde kullanmalısınız. Bunların üzerine stratejik olarak tuzaklar kullanmalısınız ve en önemlisi de minyonlarınızı eğitmelisiniz. Bu sayede, bazı şeyleri minyonlar otomatik olarak yapmaya başlıyor ve kontrol sizin elinizden kısmen çıkıyor. Bu kötü bir şey değil tabii ki. Ayrıca, inceleme yazım boyunca anlatmış olduğum ve anlatacağım her şey de komik bir dille oyunda bulunuyor. Yani, bu oyun şakayı, espriyi, komikliği filan ele alıyor. Çok ciddi bir kötü adam simülasyonu filan beklemeyin.
Yan görevleri tamamlayıp, kendi çevrenizi kurmayı da unutmayın
Daha önce de söylemiş olduğum gibi Evil Genius 2: World Domination oyununa başlamadan önce 4 farklı karakterden birini seçiyorsunuz. Her karakter, farklı bir oynanış tarzına hitap ediyor ama ortada çok ciddi bir fark da yok. Siz, hangi oynanış tarzını benimsiyor olursanız olun, aslında oyun size güzel bir deneyim sunabiliyor. Bunun sebebi ise zorluğun güzel bir şekilde özelleştirilebiliyor olması. Aslında, her strateji ve simülasyon oyununda olduğu gibi bu oyunda da açılış saatleri biraz zor olabiliyor. Her şeyi rayına oturttuktan sonra da deneyiminiz kolaylaşabiliyor ama zorluk ile oynayarak, her zaman tam istediğiniz gibi bir deneyim alabiliyorsunuz.
Bu sırada, oyunun içerisindeki yan görevleri ve daha fazla içeriği de tamamlamanız gerekiyor. Bunları yaparak, özel karakterler ve ganimetler elde edebiliyorsunuz ki zaten sizin gelişebilmeniz için bunlar neredeyse zorunlu. Yalnız, oyun ne yazık ki bundan ötesine gitmeyi pek başaramıyor. Yani, içerik olarak oyuna ilk baktığınız zaman aslında çok fazla şeyin olduğunu görebilirsiniz ama Evil Genius 2: World Domination, aslında her şeyin üzerinde çok da yoğunlaşamıyor. Ayrıca bu oyun, herkesin sevdiği o orijinal Evil Genius oyununun da tam tersi bir ruha ve kalbe sahip gibi duruyor. Bu da açıkçası benim oyunu bir yabancı olarak görmemde büyük bir rol oynadı.
Evil Genius 2: World Domination, sunum tarafında da idare eder bir seviyede. Yani, görsellik zaten oldukça güzel, bunu yazıma eklediğim görsellerden sizler de görebilirsiniz ama sanat tasarımı tarafında pek de ilgi çekici bir şey göremiyorum. Bunun üzerine, oyundaki animasyonlar da ne yazık ki çok kötü görünüyor. Performans hakkında ise söyleyebileceğim pek bir şey yok ama seslerin ve müziklerin üzerine kesinlikle daha fazla gidilebilirdi. Şu andaki haliyle bu oyun, kulaklara hitap edebilecek bir deneyim sunmuyor ne yazık ki. Görsel tarafta da animasyonlar gözleriniz için yeteri kadar sinir bozucu olabiliyor.
Evil Genius markasının geçmişini tamamen unutursak, o orijinal oyunun güzelliğini görmezden gelecek olursak, Evil Genius 2: World Domination aslında gayet güzel bir oyun gibi görünüyor ama kendisi ne yazık ki bir Evil Genius oyununa benzemiyor. Bunu özellikle oyunun görselliğinde ve oynanışında hissediyorsunuz. Rebellion Developments zaten bu marka için daha önce sosyal oyunlar geliştirmişti ve orada kullanılmış olan bazı ucuz oynanış elementleri, bu oyuna da aktarılmış gibi görünüyor. Bu da pek zevk vermiyor. Yine de bu oyun çok kötü bir halde değil; eğlenceli bir simülasyon ve strateji oyunu arıyorsanız, kendisine bir şans verebilirsiniz.