Fire Emblem Engage ile olan maceramız Alear ile başlıyor. Kendisi, hikayemizin ana kahramanı ve amacı da var olduğunu bilmediği annesini ve geçmişini aramak. Karakterimiz, aradığını buluyor ama ne yazık ki anne ile pek de vakit geçirme şansımız olmuyor. Bu anne aslında bir Divine Dragon; Fell Dragon’a karşı verilmiş bir savaşın kahramanı ve aynı zamanda da Emblem Ringlerin sahibi. Bu arada, yüzükler de serinin eski kahramanlarının ruhlarına ev sahipliği yapıyor. Şimdi, böylesine güçlü bir kişinin hayatımızdan hemen çıkmayacağını düşünebilirsiniz ama kendisi, Alear’ı bir saldırıdan korurken ölüyor ve hikayemiz böylece başlıyor.
Fire Emblem Engage oyununun ilk yarısındaki amacımız, kaybolmuş olan 12 adet yüzüğü bulmak oluyor. Aynı serideki diğer tüm oyunlarda olduğu gibi ikinci yarıda hikaye tamamen değişiyor. Bu yüzden aslında eski oyunlardaki ilk yarının hikayeleri biraz boş olabiliyordu ama bu yeni oyunun ilk yarısında biraz hikaye aktarılmaya çalışılıyor. Ne yazık ki bu hikaye biraz yüzeysel ama en azından diğer oyunlardaki gibi tamamen bir boşluk da mevcut değil. Hiçbir şey olmasa bile en azından yüzükleri aramak için doğru düzgün bir sebep sunuluyor ve kendinizi boş bir şeyi deneyimliyormuş gibi hissetmiyorsunuz. Ayrıca bu maceranız boyunca yalnız da kalmıyorsunuz.
Alear, Fire Emblem Engage içerisindeki macera boyunca birbirinden farklı ve tek duyguları mutluluk olan karakterlerle tanışıyor. Gerçekten, bu karakterler mutlu olmaktan başka hiçbir şey hissetmiyor ve karakterimiz doğru düzgün bir ejderhaya bile dönüşemezken, tek bir lafımıza güveniyorlar ve oyun boyunca Divine Dragon olduğumuza inanıyorlar. Tabii ki oyunun hikayesi boyunca bu güven üzerinden biraz hikaye şekilleniyor ama sıkıntı şu ki oyun, bunu yapmak için son bölümleri bekliyor. Oyunun çok büyük bir kısmı boyunca arkadaşlarımız, kör bir şekilde sadece bize inanıp, bizi takip ediyor ve sadece ama sadece mutluluk hissediyorlar.
Alear aynı zamanda dünya üzerindeki kan bağı olan tek kişiyi, annesini kaybettiği için biraz yalnız hissediyor ve oyun, bu konu üzerinden de başka büyük bir olay anlatıyor. Oyunun ana temalarından biri güven iken, diğeri de aile bağlantıları oluyor. Fire Emblem Engage içerisindeki dört büyük krallık, dört farklı aileyi gösteriyor bizlere. Bu tema aslında güvenden çok daha fazla öne çıkıyor; serinin geçmişinde ailelere böylesine odaklanılmamıştı. Bu odak ve işlenen hikayeler sayesinde karakterlerin çoğu hiç olmadığı kadar daha insani, daha gerçekçi duruyor. Yalnız, bir diğer problem de şu ki tüm bu temalar, ana hikayeye ne yazık ki yedirilemiyor.
Fire Emblem Engage, hikayesi ile birazcık üzüyor
Fire Emblem Engage, hikayesi boyunca çok güzel düşünülmüş şeyleri gösteriyor ve yaşatıyor size. Bunlara rağmen, olumlu olan her şey hikayenin genelinde hiçbir önem taşımıyor. Oyun sanki çok derin bir şekilde planlanmış ama daha sonra bu planların tamamı iptal edilmiş gibi hissettiriyor. Bunu oyunun dünyasında da net bir şekilde görebiliyorsunuz. Birçok mekan için birbirinden benzersiz ve ilgi çekici hikayeler hazırlanmış ama bunlar ne doğru düzgün bir şekilde size sunuluyor, ne de yaşatılıyor. Oyunun içerisinde yer aldığı alanın genel adı Elyos ama ne yazık ki sadece akılda kalıcı oluyor; geriye kalan her şey kolayca unutulabilir bir yapıya sahip.
Tamam, Fire Emblem Engage oyununun hikayesi biraz yüzeysel kalıyor ve dünyası da sıradan görünüyor ama en azından diyalogların yazımı oldukça kaliteli. Bu serinin önceki oyunlarında da destek konuşmaları aktif bir şekilde kullanılıyordu. Bu sistem dahilinde hem ana hikaye ilerletiliyordu, hem de tanıştığımız karakterlere kişilik aşılanıyordu. Bu oyundaki diyalog yazımı ise kesinlikle bambaşka bir seviyede ve oyundaki tüm karakterleri oldukça benzersiz şekillerde sunmayı başarıyor. Bu diyaloglar o kadar güzel hazırlanmış ki tek boyutlu, çok basit görünen karakterleri bile doğru kişiyle kombine edip, ilgi çekici hikayeleri ortaya çıkartabiliyorsunuz.
Fire Emblem Engage içerisinde tek bir hikaye ve tek bir ahlaki nokta bulunuyor. Bu yüzden diyalogları pek de şekillendiremiyorsunuz ama en azından partinizi, serinin önceki oyunlarından ödünç alınan bir sistem ile zenginleştirebiliyorsunuz. Oyunu aslında tek bir ülkeden toplanan karakterlerden oluşan bir parti ile de bitirmek mümkün ama en ideal yolu, farklı geçmişlerden ve farklı ülkelerden karakterleri toplayıp, oldukça benzersiz bir grup oluşturmak. Destek konuşmaları/muhabbetleri de sadece bu karmaşa ile en iyi sonucu verebiliyor. Ayrıca, farklı karakterlerin ve düşüncelerin birbiriyle çarpışmasını izlemek de ilgi çekici olabiliyor.
Fire Emblem Engage ile sunulan oynanış tarafında da çok ilgi çekici ve hatta akılda kalıcı savaşlar yaşayabiliyorsunuz. Bunların temelini, serinin en iyi bölüm tasarımları atıyor. Bu bölümlerin içerisine yerleştirilen düşmanlar, onların tasarımları ve pozisyonları da ayrı bir önem taşıyor tabii ki. Oynanış anlarında ne yazık ki görevleriniz çok yüzeysel kalıyor ve pek de çeşitlenmiyor ama onun ötesine bakmayı öğrenirseniz, gerçekten zorlu bir strateji deneyimi elde edebiliyorsunuz. Bu oyunda başarılı olmak için karakterlerinizi ve onların yeteneklerini çok iyi tanıyıp, doğru zamanlarda kullanmayı bilmeniz gerekiyor; güçlü stratejiler oluşturmanız gerekiyor.
İlerleme üzerindeki özgürlük ön plana çıkıyor
Fire Emblem Engage, hikayesine bu oynanış anlarında da devam ediyor. Yani, ziyaret ettiğiniz mekanlar görsel açıdan gayet ilgi çekici ama aynı zamanda da hikaye dahilinde bir anlam taşıyor. Bu serinin geçmişinde pek gördüğümüz bir şey değildi bu. Mesela, bir köye gidiyoruz ama o köy sadece basit bir savaş alanı olarak sunulmuyor; işlenen hikayeyi de görsel olarak alabiliyoruz. Aynı başarı müzik tarafında da mevcut. Yine bu serinin eski oyunları tek tip müzik listesi ile sunuluyordu. Müziğin teması sadece çok büyük hikaye olaylarından sonra filan değişiyordu. Bu oyunda ise her karakter, her tema, her ülke ve her bölge için alakalı, ayrı müzikler yer alıyor.
Günümüzün çok yüksek bütçeli modern video oyunlarında zaten müzikler aynı anlattığım şekilde kullanılıyor. Dinamik müzik tasarımları, oyunda yaşadığınız ana göre değişiklik gösterebiliyor ve bu modern teknoloji sonunda Fire Emblem serisinde de Fire Emblem Engage sayesinde yer alıyor. Yani, müzikler artık basit bir arka plan gürültüsü olmak yerine hem oynanışı, hem atmosferi, hem de hikayeyi olumlu seviyede etkileyebilen elementlere dönüşüyor. Müzikler sayesinde oynanış anları çok daha gergin ve heyecanlı hissettirebiliyor. Yine aynı müzikler, hikayede hissetmemiz gereken duyguları en iyi şekilde aktarmayı başarabiliyor.
Fire Emblem Engage oyununda kişisel yetenekler de ayrıca ön plana çıkıyor. Aslında serinin önceki oyunlarında da bu tarz yetenekler vardı ama bu oyundaki yetenekler gerçekten kişisel hissettiriyor; her yetenek, ait oldukları karakterlerin kişiliklerini yansıtıyor. Mesela, yalnız kalmaktan hoşlanan bir karakterin kişisel yeteneği meditasyon olarak geçiyor. Meditasyondan sonra karakterimiz yalnız kaldığı süre boyunca saldırılara daha güçlü bir dayanıklılık gösteriyor. Her karakterin kendisine ait hedefi, motivasyon kaynağı ve rüyası birleşince karakterler çok daha güçlü bir şekilde sunulmaya başlanıyor. Hikayenin en değersiz karakterleri bile daha önemli görünüyor bu sayede.
Fire Emblem Engage, savaş alanına indiğiniz zaman da güzel özellikler sunuyor. Mesela, oyunda toplayacağınız her yüzük, belli bir karakteri normalden daha fazla güçlendirip, ona yeni ve havalı silahlar verebiliyor. Aynı şey amblemler için de geçerli. Amblemler, yüzüklerden farklı olarak, diğer amblemler ile etkileşime geçip, onlardan yetenekler ve silah özellikleri de alabiliyor. İki amblem arasındaki bağ yükseldikçe bunu yapabiliyorsunuz ve oyun bu şekilde çok daha özgürlükçü bir his veriyor. Bu sayede dilediğiniz yetenek ve silah özelliği kombinasyonunu oluşturabiliyorsunuz. Karakter sınıflarını adeta ortadan kaldırabiliyorsunuz.
Fire Emblem Engage, kendi serisinin en iyilerinden biri
Fire Emblem Engage oyununda tabii ki bazı yeni kombinasyonları denemek için belli bir yetenek puanı harcamanız gerekiyor fakat bu puanlar bolca verildiği için hiçbir zaman kendinizi sınırlandırılmış hissetmiyorsunuz. Tabii ki çok büyük bir özgürlük mevcut değil; her yeni karakter ile deneysel çalışmalar yapacak kadar puanınız olmuyor ama yine de kreatifliğinizi zaman zaman konuşturabiliyorsunuz. New Game Plus modu da bu noktada işe yarayabiliyor; kombinasyonlarınızı orada da devam ettirebiliyorsunuz. Bunun haricinde, oyundaki karakter sınıfları da artık kendi içlerinde daha fazla silah tipi bulunduruyor. Böylece tek bir sınıf, 1-2 silah ile sınırlandırılmıyor.
Fire Emblem serisinin geçmişini hatırlayacak olursak, ana karakter sınıfı her zaman kılıçlar ile sınırlandırılmıştı ama bu oyunda kılıçlar, baltalar, bıçaklar ve daha fazlasını kullanabiliyorsunuz. Ayrıca, can veren destek sınıfları da büyük bir değişiklik ile geliyor; ne yazık ki Light elementi temelli büyüler tekrar oyundan kaldırıldı ama artık destek sınıfları da daha farklı ve etkili silahlar ile partinize katılabiliyor. Böylece, farklı karakterler ve onların sınıfları ile daha fazla şey deneyip, stratejinizi geliştirebiliyorsunuz. Tabii tüm bunlar için bolca zaman harcamanız gerekiyor, oyunda biraz detaya inip, mekanikleri anlamanız gerekiyor.
Fire Emblem Engage, sunum tarafında da belli bir başarıya sahip. Oyunun müziklerinin ne kadar güzel olduğundan daha önce bahsetmiştim. Görsellik de kesinlikle fena değil ama Nintendo Switch, oyunu ne yazık ki biraz geride tutuyor. Performans için de aynı şey geçerli. Bu oyun sadece Nintendo Switch için piyasaya sürüldüğü için de ne yazık ki görselliğin ve performansın daha iyi ve daha stabil olduğu bir versiyonu deneyimleyebilmemiz mümkün değil. Yine de zaten tüm bunların, halihazırda Nintendo Switch üzerinden aktif olarak oyun oynayan oyuncuları rahatsız edeceğini hiç sanmıyorum; o oyuncular zaten konsolun sınırlarına alıştı.
Durumu özetlemek gerekirse Fire Emblem Engage, kendi serisinin geçmişine göre hikayenin üzerine çok gidemiyor ve yüzeysel bir deneyim sunuyor ama en azından oynanış üzerindeki sistemler ve özellikle de diyalogların başarılı yazımı, karakterin de benzersizliği ile bu video oyununu kurtarmaya yetiyor. Müziklerin de ayrıca başarılı olması, seriyi günümüzün modern oyunlarının seviyesine yaklaştırıyor. Eğer bu oyundaki eğlenceli oynanış, derin strateji ve özgürlükçü yapı, gelecekte de korunacak olursa ve hikayesi daha güçlü bir Fire Emblem oyunu ile birleştirilecek olursa, bu seriye ait kusursuz bir oyun görebiliriz. O zamana kadar bu oyun da kesinlikle başarılı diyebiliriz.