Ben de dahil olmak üzere birçok oyuncu, yüksek bütçeli bir açık dünya temelli video oyununun Japonya sınırları içerisinde yer almasını istiyor. Bu istek, özellikle birkaç senedir zirve yapmış durumda. Hatta genelde bu istekler de Assassin’s Creed ve Far Cry gibi serilere yöneltiliyordu. Yalnız, binlerce çalışana sahip olan Ubisoft, yeni bir Assassin’s Creed oyununda bizi bir hayalet samuray yapmadan önce Sony Interactive Entertainment, önemli bir adım attı ve Sucker Punch Productions ile birlikte Ghost of Tsushima oyununu geliştirdi.
Ghost of Tsushima, sadece birkaç gün sonra PlayStation 4 ve PlayStation 4 Pro için çıkışını gerçekleştirecek. Ben ise bu oyuna birkaç haftadır sahibim. PlayStation Türkiye tarafı sağ olsun, oyunu uzunca bir süre oynadım ve sizler için olabildiğince kaliteli ve detaylı bir inceleme hazırlamaya çalıştım. Peki, bu oyundan memnun kaldım mı? Özellikle de The Last of Us Part II gibi çok güçlü bir oyundan hemen sonra piyasaya sürülen bu yapıt, benim dikkatimi çekmeyi başardı mı? Tüm bu soruları, inceleme yazım boyunca cevaplamaya çalışacağım.
Yalnız, her şeyden önce oyunun hikayesinden bahsetmek istiyorum. Adından da anlayabileceğiniz gibi Ghost of Tsushima oyununda, Tsushima adasında yaşıyoruz. Yalnız bu huzur dolu yaşamımız Moğollar yüzünden çok kısa sürüyor ve kendileri, adamıza saldırıyor. Hatta bu saldırı başarılı da oluyor ve Moğollar, Tsushima adasının en önemli noktalarını ele geçirmeyi başarıyor. Biz ise oyunda Jin Sakai isimli bir samurayı kontrol ediyoruz. Yalnız, Moğollar öyle bir saldırı gerçekleştiriyor ki hayatta kalan son samuraylardan biri oluyoruz.
Ghost of Tsushima oyununda her şeyden önce Japonların ve samurayların kültürü bize öğretiliyor. Bu kültür, şerefli bir şekilde savaşma ve çok daha fazlasını öğrendiğimiz bu sırada Moğollar, şerefsiz bir şekilde insanları öldürüyor ve adamızı ele geçiriyor. Tsushima adasının lideri ise bizim dayımız ve kendisi ile Moğollara karşı savaşırken ayrı düşüyoruz. Oyundaki baş düşmanımız olan Khotun Khan, dayımızı kaçırıyor ve bizi de bir köprüden aşağı atıyor. Normalde bizim ölmemiz gerekiyordu ama birisi hayatımızı kurtarıyor; oyun başlıyor.
Ghost of Tsushima oyununda kültürlerin ve geleneklerin çatışmasına şahitlik ediyoruz
Biraz önce de dediğim gibi Ghost of Tsushima oyununda bize öncelikle Japonların ve samurayların o şerefli kültürü öğretiliyor. Tabii bunu ilk defa öğrenen kişi biziz, Jin Sakai değil. Jin Sakai, çocukluğundan beri samurayların gelenekleri ve ideolojisi ile yetiştirildi. Yalnız, hem bir oyuncu olarak biz, hem de Jin Sakai anlıyor ki öğretilmiş olan bu samuraylık, Moğollar ile baş etmeye yeterli değil. Yani, samuraylar şerefinden ötürü Moğollara sürekli düello teklif ederken, Moğolların şerefsizce insanları yakarak öldürmesi, bize yardım etmiyor.
Tesadüfe bakın ki bizim hayatımızı kurtaran Yuna isimli karakter de bir hırsız ve kendisi gizliliği kullanmasını çok iyi biliyor. Tsushima adasının lideri, Moğollar tarafından esir tutuluyor ve Jin Sakai de kendi öğrendiklerinin Moğollara yeterli gelmediğinin farkında. Yuna gibi karakterlerin yardımı ile hayalet olmayı öğreniyoruz. Jin Sakai, inanılmaz yetenekli bir samuray ve oyunun yarısına gelmeden önce ünümüz, hayalet samuray olarak tüm adaya yayılıyor. Yalnız, tüm bunlar yaşanana kadar, hikaye anlamında güzel deneyimler yaşıyoruz.
Sizi bilemem ama ben samuray gelenekleri ile ilk defa baş başa kalıyorum. Muhtemelen birçok oyuncu için de aynı şey geçerli olacağı için oyun, çocukluğumuzu bizlere zaman zaman tekrar yaşatıyor. Buralarda dayımız bizi samurayların gelenekleri, kültürleri ve şerefi ile bilgilendiriyor. Ayrıca, oyunda kullandığımız kılıcın, klanımızın, samuray olmanın ve çok daha fazlasının da önemini öğreniyoruz. Oyunda, Japonların ve samurayların geleneklerine ve tarihine inanılmaz bir önem veriliyor. Bu durum benim çok ama çok hoşuma gitti.
Ghost of Tsushima, toplamda üç bölgeden oluşuyor ve her bölgede de bir hikaye bölümü yaşanıyor. Ben hikaye hakkında çok bilgi vermemek için sadece ilk bölümden biraz daha bahsedeceğim. Oyunun ilk bölümündeki amacımız, Tsushima adasındaki dostlarımızı tekrar toplayarak, dayımızın tutulduğu kaleye baskın yapmak ve onu kurtarmak. Sonuçta, eğer adanın lideri serbest olmazsa, insanlarda da pek umut olmaz. İşte ilk bölüm, adadaki arkadaşlarımızdan yardım isteyerek geçiyor ve kendimize kaliteli bir takım kuruyoruz.
Daha ilk bölümden bolca aksiyon yaşanıyor ve ilgi çekici hikaye anları görüyoruz
Khotun Khan, Tsushima adasını ele geçirmek istiyor. Peki, adanın liderini neden öldürmüyor ve kendinizi yeni lider olarak ilan etmiyor? Moğollar tabii ki bize çok yabancı olan bir taraf değiller ama kendilerini bu oyunda çok daha ilginç bir mantık ile görüyoruz. Mesela, Khotun Khan işgal etmiş olduğu adanın liderini öldürmüyor, halkını satmasını istiyor. Bu açıkçası benim ilgimi çeken bir şey oldu. Yani, tamamen şiddet yerine zekice atılan stratejik adımların olması, hikayenin ilk bölümünü benim için ilgi çekici yaptı diyebilirim efendim.
Aynı zamanda hikayenin ilk bölümü boyunca karakterimizin hayalet olmak ile samuray olmak arasında gidip geliyor olması da ilgi çekici bir olaydı. Yalnız bu olay, birinci bölümün sonlarına doğru oyunu tamamen terk ediyor. Onun yerine daha farklı fikir çatışmaları görüyoruz. Ben yine de bu olayın üzerine daha fazla gidilmesini isterdim. Yani, oyunda hayalet olmak ve samuray olmak ile alakalı bir bar bulunabilirdi belki; aynı Red Dead Redemption 2 oyununda şerefli ve şerefsiz olmak gibi. Yalnız bu oyunda, hayalet mantığı hikaye dışına çıkmıyor.
Bu arada, oyundaki hikaye deneyiminizi Japonca seslendirmeler ile de zenginleştirebiliyorsunuz. Seslendirmeleri isterseniz Japonca, isterseniz de İngilizce seçin, her şekilde başarılı konuşmalar duyuyoruz. Ayrıca oyundaki alt yazıları Türkçe olarak seçebildiğimiz için Japonca seslendirmeler seçseniz bile neler konuşulduğunu anlayabiliyorsunuz. Bunun haricinde, oyunda bir de Kurosava modu bulunuyor. Akira Kurosava, efsanevi bir film yönetmeni ve bu modu aktif ederseniz, oyun o filmlere benziyor.
Konu, oyunun Türkçeye çevrilmesi olduğu zaman ben genelde pek memnun kalmıyordum. Yalnız, Ghost of Tsushima oyununun çevirisi gayet başarılı. Bu çeviride en çok dikkat çeken şey ise çevirilerin günümüze göre değil, oyunun geçtiği zamana göre yapılması. Yani, kılıçlar için pusat gibi kelimeler kullanılıyor ve cümlelerin yapıları da daha eski zamanları andırıyor. Bence bu şekilde oyunun ruhunu çok daha başarılı bir şekilde alabiliyorsunuz. Eğer bana soracak olursanız, bu neslin en iyi çevirilerinden bir tanesi bu oyuna aittir efendim.
Ghost of Tsushima oyununda neler yapıyoruz, zamanımızı nasıl geçiriyoruz?
Ghost of Tsushima, bir açık dünya oyunu ve bana direkt olarak Ubisoft şirketinin ürünlerini hatırlatıyor. Oyun bizi dev gibi bir açık dünyaya atıyor ve keşfetmemiz gereken yüzlerce farklı ikon sunuluyor. Oyundaki temel içerikler ise çeşitli. Öncelikle karşımıza görevler çıkıyor. Bu oyundaki ana görevlere, Jin’in Serüveni deniyor. Bu görevleri yaparak oyunun hikayesini ilerletebiliyorsunuz. Oyundaki ana görev sayısı tatmin edici seviye. Bir de yan görevler bulunuyor ki onlara da Tsuşima Öyküleri deniyor. Bu görevlerden çok fazla bulunuyor.
Ana görevler ve yan görevler, oyunun evrenini ve karşımıza çıkan karakterleri çok güzel bir şekilde bizlere anlatılıyor. Özellikle de yan görevler sayesinde birbirinden farklı yeni karakterler ile tanışıyoruz. Benim en çok hoşuma giden görevler ise Destansı Öyküler oldu. Oyunda çok az sayıda Destansı Öykü bulunuyor ve bu görevleri bitirerek, birbirinden benzersiz ve destansı yeteneklerin sahibi olabiliyorsunuz. Bu görevler, her zaman bir destan anlatılır gibi başlıyor ve ardından da fantastik bir maceraya atılıyoruz.
Tüm bunların haricinde bir de açık dünya aktiviteleri var tabii ki. Ben bu aktivitelerin tamamını sizlere saymayacağım; oyunda ilerledikçe yepyeni aktiviteler keşfedebiliyorsunuz finale kadar ama temel olan içerikler genelde kozmetik ekipman bulma, kılıç setleri bulma, kaplıcalarda dinlenme, şiir yazma, bambu kesme ve düello yapma oluyor. Mesela, şiir yazarak yeni başlıklar elde edebiliyorsunuz. Bambu keserek de karakteriniz bir yönden gelişiyor. Kılıç setleri ve ekipman bulma da kozmetik açıdan karakterinizi özelleştirmenizi sağlıyor.
Oyunun açık dünyasında toplanabilir koleksiyonluk ögeler de var tabii ki. Bu ögelerden bir tanesi de Saşimono Sancakları olarak geçiyor. Oyunda toplamda 80 adet sancak var ve siz, belirli sayılarda sancak topladığınız zaman atınız için yeni eğerler açabiliyorsunuz. Bu arada oyundaki atımınızı da en başta seçiyoruz. Kendisinin hem tipini, hem de ismini değiştiriyoruz ve aynı Red Dead Redemption 2 oyununda olduğu gibi maceramıza onunla devam ediyoruz. Onun dışında açık dünyada ele geçirilecek bölgeler ve daha fazlası da yer alıyor tabii ki.
Ekipmanımıza ve tekniklerimize çok daha yakından bir göz atıyoruz
Ghost of Tsushima oyununda kullandığımız samuray kılıcı, efsanevi bir parça. Kendisinin inanılmaz bir tarihi var ve bu yüzden de yerde rastgele bulduğunuz kılıçlar yerine, onu kullanıyorsunuz. Bu oyunda silah üzerinden herhangi bir ganimet sistemi bulunmuyor. Yine de Sakai Katanası ve Sakai Tantosu isimli iki kılıcımızı da güçlendirebiliyoruz ve rengini değiştirebiliyoruz. Bununla birlikte karakterimize en fazla 6 adet nazarlık da takabiliyoruz. Bu nazarlıklar bizlere ve silahlarımıza farklı iyileştirmeler ve güçlendirmeler sunuyor.
Tahmin edebileceğimiz gibi oyundaki zırhımızı da özelleştirebiliyoruz. Yalnız, kılıcımızda olduğu gibi zırh tarafında tek bir sete bağlı değiliz. Oyun boyunca, özellikle de destanlar sayesinde yeni zırh setleri elde edebiliyoruz. O setleri giyebiliyoruz, geliştirebiliyoruz ve renklerini değiştirebiliyoruz. Yalnız, zırh setlerinin tamamı tek bir oynanış mantığına hizmet veriyor. Mesela, sizi adeta bir tank yapan zırh seti de bulunuyor, okçuluğunuzu veya hayalet yapınızı daha etkili kullanabileceğiniz zırh setleri de oyunda yer alıyor.
Ghost of Tsushima oyunundaki kılıcımız, temelinde mükemmel görünüyor ve aynı şekilde oyunda çok güzel görünen zırh setlerini elde edebiliyoruz. Bu zırh setlerini, baş bağı ve maske ile tamamlayabiliyoruz. Yalnız bunlar oynanışı hiçbir açıdan etkilemiyor; kendileri sadece kozmetik bir öge olarak işliyor. Son olarak, Uzun Yay ve Yarım Yay isimli iki yayımız da bulunuyor. İki yay için de farklı ok tipleri üretebiliyoruz, kendilerini geliştirebiliyoruz ve özelleştirebiliyoruz. Oyunda ayrıca fırlatmalık bolca farklı öge de yer alıyor tabii ki.
Konu, ekipman olduğu zaman özelleştirebileceğimiz son iki şey, eyer ve çaldığımız şarkı. Atımızın eyeri tamamen kozmetik ve nasıl yeni eyerler alabileceğinizden halihazırda bahsetmiştim. Flüt aracılığı ile çalabileceğimiz şarkı sayısı da toplamda dört adet ve hepsinin işlevi aynı. Bu işlev ise hava durumunu değiştirmek. Açıkçası her şarkı için farklı bir işlev koyulsaydı, daha iyi olabilirdi diye düşünüyorum. Bu seviyesinde yeni şarkı açmak bana pek eğlenceli bir olay gibi gelmiyor. Şarkılar da toplanabilir ögeler aracılığı ile açılıyor tabii ki.
Ghost of Tsushima oyununda çok fazla teknik var gibi görünüyor ama öyle değil
Sıra geldi tekniklere, yani yeteneklere. Ghost of Tsushima oyununda bir yetenek sistemi var ve oyunda destanımızı yaydıkça yeni teknik puanları alıyoruz. Bu puanlar ile öncelikle samuray yeteneklerimizi geliştirebiliyoruz. Bu noktada inanılmaz zayıf bir sistem çıkıyor karşımıza. Samuray ile alakalı teknikler Sektirme ve Atlatma oluyor. Atlatma, kaçmaya ve ardından gelen hızlı saldırıları temel alıyor. Sektirme ise hızlı yapılan karşı atakları iyileştiriyor ama hem bu tekniklerin sayısı az, hem de oynanışı yeteri kadar büyük bir şekilde etkilemiyor.
Samuray temelli tekniklerde aynı zamanda destansı yeteneklerimizi de görüyoruz ama onları puanlarla açmıyoruz. Ardından bir de keşif yetenekleri bulunuyor ki kendileri de neredeyse hiçbir işe yaramıyor. Yani, en azından benim için samuray teknikleri tam bir hayal kırıklığı idi. Ardından karşımıza çıkan ikinci teknik sayfası ise Duruşlar olarak geçiyor. Bu oyunda toplamda dört farklı duruş var ve farklı duruşlar, farklı düşman tiplerine karşı işe yarıyor. Mesela, ay duruşu sayesinde iri düşmanlarla kolaylıkla başa çıkabiliyoruz efendim.
Her duruş için toplamda açabileceğimiz dört farklı teknik var ve inanın ben hiçbirini açmadım, açma gerekliliğini de hissetmedim. Aslında, tüm bu yeteneklerin son parçası oldukça işe yarar; hızlı saldırı yapmamızı sağlıyor ama oraya gelene kadar bence teknik puanlarını çöpe atıyoruz. İlgi çekici teknik sayfası ise Hayalet olarak geçiyor. Bu noktada öncelikle hayalet silahlarını yeni tekniklerle geliştirebiliyoruz. Ardından da Evrilen Taktikler üzerinden karakterimize yeni yetenekler ekleyebiliyoruz ki oyunu en çok bunlar etkiliyor.
Ghost of Tsushima oyununa başladığım andan itibaren sadece Evrilen Taktikler isimli yetenek ağacı benim ilgimi çekti ve ilk bitirdiğim taraf da o oldu. Ardından samuray tekniklerine baktım ve bakmaya da devam ediyorum. Yalnız, Hayalet temelli teknikler, oynanışı o kadar derinden değiştiriyor ki diğer tüm teknikler, yani yetenekler bence onların gölgesinde kalıyor. Ben açıkçası bu oyundaki Samuray ve Duruşlar sayfalarındaki tekniklerin üzerine kat ve kat daha fazla gidilmesini tercih ederdim. Tüm havalı özellikler, Hayalet kısmında yer alıyor.
Kılıçlardan ve onlarla düşmanları ikiye bölmekten biraz daha bahsedelim
Ghost of Tsushima oyununda efsanevi bir samuray kılıcı kullanıyoruz. Bu noktada da karşımıza farklı saldırı tipleri çıkıyor. Mesela, kare tuşunu kullanarak hızlı ve hasar verme temelli saldırılar yapıyoruz. Yalnız, çoğu zaman düşman, kalkan veya kendi silahları ile kendisini koruyor. Bu noktada da işin içine üçgen giriyor. Üçgen tuşu ile ağır saldırılar yapabiliyoruz ve yeteri kadar ağır saldırı yaptıktan sonra düşmanın koruması düşebiliyor. Yalnız, biz bir samurayız ve birkaç darbede düşmanları indirmemiz gerekiyor.
Ghost of Tsushima oyununda kendinizi efsanevi bir samuray gibi hissedebilmeniz için savuşturma ve karşı saldırı üzerine yoğunlaşmanız gerekiyor. Eğer düşmanlardan gelen saldırıları zamanında engellerseniz, karşı saldırı yapabiliyorsunuz ve 2-3 darbede düşmanları öldürebiliyorsunuz. Eğer mükemmel bir engel yaparsanız da düşmanı savuşturmuş oluyorsunuz; böyle olunca da tek bir kılıç darbesinde düşman ölüyor. Samuray gibi hissetme, tek darbede düşman öldürme olayı yeni yeteneklerle de daha güzel bir hal alabiliyor.
Bu oyundaki kılıç kullanımı kesinlikle sizi gerçek bir samuray gibi hissettiriyor. Zor bir düşmanla, dakikalarca savaşsanız bile o samuraylık hissi, içinizden hiç gitmiyor. Ghost of Tsushima oyununu bu açıdan ayakta alkışlamak gerekiyor. Temel oynanış her ne kadar basit ve havalı olsa da oyun ilerledikçe, farklı duruşların ve düşman tiplerinin devreye girmesi ile çok daha kompleks sistemler karşımıza çıkıyor. Bir süre sonra oyunun size sunduğu her yeteneği, her silahı, her mantığı aktif olarak kullanmaya başlıyorsunuz; inanılmaz bir his.
Gerçek bir samuray gibi davrandığınız zaman, düşmanları küçük bir düelloya davet edebiliyorsunuz ve tüm savaşa, hızlı bir şekilde başlatabiliyorsunuz. Eğer hayalet olmayı tercih ederseniz de oyun aynen Assassin’s Creed gibi hissettiriyor. Zaten Assassin’s Creed oyununda olduğu gibi platform ögeleri de bu oyunda yer alıyor. Hatta oyunun bir noktasında kanca da elde edebiliyorsunuz ve kancayı aldıktan sonra da oyun, Marvel’s Spider-Man gibi bir hava alıyor. Yalnız, bunların arasında o samuray ruhu hiç kaybolmuyor efendim.
Peki, Ghost of Tsushima oyunu bahsettiğim kadar kusursuz bir yapıt mı?
Yine geldik inceleme yazılarımın o malum kısmına. Hiçbir video oyunu kusursuz değildir; mutlaka içerisinde ufak da olsa problemler barındırır. Ghost of Tsushima da kusursuz bir oyun değil ve bahsedebileceğimiz bolca problem bulunuyor. Öncelikle, bu oyunun benim için ilk problemi, tuşlarda yer alıyor. Bu yapıt, birçok oyuna göre aksiyonları, ters tuşlarla yaptırıyor. Mesela, bir öge ile etkileşime geçebilmek için R2 tuşunu kullanıyoruz. Aktif olarak 1’den fazla oyun oynuyorsanız, tuşlar kafa karıştırıcı oluyor; neye basacağınızı şaşırıyorsunuz.
Tuşlar haricinde, oyunun atmosferinde de bazı problemler var. Tabii ki sunum tarafına daha sonra değineceğim ama Ghost of Tsushima oyununda saat ve hava durumu, anında değişim gösterebiliyor ve bu sizi oyunun gerçekçiliğinden bir anda inanılmaz uzaklaştırıyor. Beni bu oyundan bir tık uzaklaştıran farklı bir konu ise yan karakterlerin çoğunun akılda kalıcı olmaması. Ana karakterleri ve ana karakterler kadar sık gördüğümüz yan karakterler akılda mecbur kalıyor zaten de onların haricindeki kimseyi ben hatırlamıyorum.
Karakterlerin akılda kalıcı olmaması gibi özellikle ara sahnelerde herhangi bir duygu da aktaramıyorlar oyunculara. Ghost of Tsushima oyunundan önce The Last of Us Part II oyununu oynuyorum ve o oyundaki animasyonlar akıl almaz seviyede idi. Belki ondandır ama ben şu anda incelediğim oyunun animasyonlarını beğenmedim, hatta zaman zaman ucuz da buldum. Özellikle animasyon konusunda bu yapıt, benim gözümde ikinci sınıf bir video oyunu idi. Animasyonların zayıflığı, karakterlerin yüzüne de yansıyor ve ben bir duygu alamıyorum.
Tabii ki bir duyguyu sadece karakterlerin yüzünden almıyoruz. Oyundaki hikaye anlatımı güzel ve zaman zaman yoğun duygular da yaşanıyor ama Ghost of Tsushima oyununda genel anlamda dram eksik gibi geliyor bana. Aslında, oyunun temelinde dram yatıyor ama bu hiçbir şekilde bana geçmiyor. Yine de oyunda tam tersi bir şekilde yer yer komedinin olması hoşuma gitmişti. Beni rahatsız eden bir başka küçük olay ise özellikle bazı yan görevlerin adeta açık dünya aktivitesi seviyesinde basit ve kısa olması. Sadece 1-2 dakika süren yan görev bile vardı.
Olumsuzluklar bu kadar küçük bir seviyede de kalmıyor ve ne yazık ki devam ediyor
Bugüne kadar özellikle de üçüncü parti oyunlarda beni çok rahatsız eden bir sistemle sıkça karşılaşıyordum. Bu sistem şu şekilde işliyor: Göreve giriyorsunuz, sahne kararıyor, iki-üç cümlelik bir ara sahne izliyorsunuz, sahne kararıyor, oynanışa geçiyorsunuz ve 100 metre ileriye gidiyorsunuz, sahne kararıyor, iki-üç cümlelik bir ara sahne izliyorsunuz, sahne kararıyor ve tekrardan aynı şeyleri yaşıyorsunuz. Yani, ben anlamıyorum; madem bomboş bir şekilde 100 metre yürüyeceğiz, neden orası bir ara sahne veya sinematik sahne değil?
Ghost of Tsushima, sürekli olarak kararan sahneleri, kısa kısa yaptığı geçişler, boş boş yaşanan yürüme sahneleri ve daha fazlası ile beni inanılmaz yordu. Hatta bu oyunda gerçekten sevmediğim ve beni rahatsız eden en büyük olay da buydu. Bununla birlikte çoğu aktivitenin temelde aynı olması da can sıkıcı bir olay. Yani, oyunda ana görev yapsanız da, yan görev yapsanız da, açık dünya aktivitesi yapsanız da aslında gerçekleşen şey sadece küçük bir bölge temizlemekten ibaret oluyor. Tabii ki oyunda farklılıklar da yaşanıyor ama temel o.
Ghost of Tsushima gibi olan diğer açık dünya oyunlarına baktığım zaman bu yapıtın yan görevlerini minimum seviyede ilgi çekici buluyorum. Bu tabii ki oynanış ile alakalı kurduğum bir cümle; oyunun hikayesi gayet ilgi çekiciydi benim için. Açık dünya aktiviteleri ise beni adeta klasik bir Ubisoft oyunundaymışım gibi hissettiriyor. Oyuna başladıktan neredeyse birkaç saat sonra bu aktiviteler, kendisini tekrar ediyor ama belli aralıklarda yeni aktivite tipleri keşfettiğiniz için oyun bu noktadaki çeşitliliğini, finale kadar koruyabiliyor.
Ghost of Tsushima oyununun hikayesi için olumlu yorumlar yaptım ve o yorumların hala arkasındayım ama bunlara ek olarak ne yazık ki hikaye anlatımının zaman zaman başarısız olduğunu söylemek istiyorum. Aslında bu başarısızlığın en temel nedenlerinden bir tanesi de diyaloglar sırasında karakterlerin, seslendirmeler ile hiçbir duyguyu veremiyor olması. Bu sayede zaman zaman çok garip diyalog anları yaşanabiliyor. Son olarak, kamp ve kale tasarımlarının da birbirini çok tekrarladığını ve hemen sıktığını söylemek istiyorum.
Ghost of Tsushima oyununda kendimizi bir samuray gibi hissedebiliyoruz
Ghost of Tsushima oyununun kılıç kullanımından filan halihazırda bahsetmiştim. Hatta kendimizi birçok farklı şekilde geliştirebildiğimizden de bahsetmiştim. Geliştirmeleri yapabilmek için erzak ve daha fazlasını toplamak gerekiyordu. Bu topladığımız şeyleri ise kamplarda ve/veya köylerde gerekli kişilere vererek, zırhlarımızı filan güçlendirebiliyoruz. Bu güçlendirme sıralarında aslında silahımızda çok ama çok ama çok ufak değişiklikler görüntülenebiliyor. Ayrıca, bazı zırhların çok büyük parçalarını da çıkartabiliyoruz.
Silahların tasarımlarının çok güzel olması, zırhların tasarımlarının çok güzel olması; tüm bunların üzerine oynanışın çok güzel bir şekilde oturması, bize güzel bir samuray deneyimi sunuyor. Hatta, oyun ilerledikçe açtığımız bazı destansı yetenekler ve hayalet teknikleri ile çılgınlar gibi samuray olabiliyorsunuz. Normalde, bu oyundaki duruşları önderleri gözlemleyip, öldürdüğünüz zaman açıyorsunuz ama hayalet duruşu, bir hikaye görevi ile açılıyor. Bu duruş, sizi ciddi anlamda bir samuray havasına sokuyor, kendisine bayıldım.
Sadece hayalet duruşu değil, gök doğan hareketi ve daha fazla fantastik öge ile oyun eğlenceli bir hale geliyor. Bu arada, o tip destansı hareketleri yapabilmek için azim kullanıyoruz. Azim, düşmanları öldürdükçe açılıyor ama azim aynı zamanda can için de kullandığı için eğer çok hasar alıyorsanız, azim temelli yetenekleri kullanarak işin içinden çıkmanız zorlaşabiliyor; azmi canınız için kullanmanız gerekiyor, destansı yetenekler ve havalı samuray hareketleri için değil. Oyun, sürekli olarak zorlaştığı için gelecekte azim kullanmak, stratejik oluyor.
Kendinizi birçok farklı özellik aracılığı ile bir samuray gibi gösterebilirsiniz. Bu özelliklerden benim en sevdiğim ise fotoğraf modu oldu. Oyunlardaki fotoğraf moduna çok önem veren biri olarak, Ghost of Tsushima oyunundaki bu modu kusursuz buldum. Bu modun arayüzü çok temiz, yeteri kadar özellik var ve bu özelliklerden bazıları oldukça yenilikçi. Açıkçası, ben bu incelemeye tüm görselleri o fotoğraf modundan ekleyecektim ama oyunda elde ettiğim görsellik ile PlayStation 4 Pro konsolumun kaydettiği görsel arasında dağlar kadar fark vardı.
Oyunun açık dünyasına ve bu dünyanın yapısına yakından bakalım
Daha önce de dediğim gibi Ghost of Tsushima, büyük bir açık dünyaya sahip. Bu açık dünyada dolaşarak keşif yapabiliyoruz. Bazı bölgeleri ele geçirdiğimiz zaman ise o bölgelerin çevresi de açılıyor ve ilgi çekici bir nokta bulunuyorsa, haritada beliriyor. Yalnız, şunu söylemeliyim ki bu oyunun açık dünyası inanılmaz zeki bir şekilde tasarlanmış. Yani, normalde büyük bir açık dünya oyununu oynarken, geliştiricilerin bile muhtemelen üzerinde çok durmadığı noktalarda olduğumu fark edebiliyorum ama bu oyunun dünyası, sanki nokta nokta, özenle oluşturulmuş.
Normalde, oyunun tüm kullanıcı arayüzünü kapatıp, sadece çevrenize bakarak bile gitmeniz gereken noktaları görebiliyorsunuz. Eğer göremiyorsanız da bir rüzgar yardımı ile en azından hangi yöne gitmeniz gerektiğini anlıyorsunuz. Açıkçası, böyle bir sistemi her zaman mini haritaya, yol yardımcısına filan tercih ederim. Rüzgar sayesinde oyunun evreninin içerisinde kalarak yönümüzü bulabiliyoruz. Rüzgar haricinde, hayvanlar da bizlere ilgi çekici noktaları gösterebiliyor. Mesela, tilkiler saygı sunmamız gereken noktalara bizi götürüyor.
Yalnız, tilkilerin bu götürme aksiyonu, bir açık dünya aktivitesi olarak geçiyor. Kuşlar ise gerçekten yardımcı olan hayvanlar. Kuşlar, sizi birçok farklı noktaya çekebiliyor. Mesela, kozmetik ögelerin bulunabileceği yerler, yan görevlerin olduğu yerler, sığınma kampları ve çok daha fazlası, kuşları takip ederek keşfedilebiliyor. Yani, Ghost of Tsushima oyununu aslında hiçbir kullanıcı arayüzü olmadan oynamak mümkün ve bu şekilde oyunu oynadığınız zaman inanılmaz bir eğlence yaşıyorsunuz. Aynı zamanda da görsel şölen yaşıyorsunuz tabii.
Bu arada, oyunun açık dünyasında ve görevler sırasında farklı düellolar ile de karşı karşıya kalıyorsunuz. Daha önce söylemiştim, bu düellolar bir bölüm sonu karşılaşması gibi işliyor ve siz oyunda ilerledikçe, çok daha fazla teknik kullanan kılıç ustaları ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Bu arada, oyunun genelinde hedef almak kolay olduğu için ve tabii ki kamera açısı gayet temiz olduğu için, düellolar sırasında veya 1’den fazla düşman ile aynı anda savaşırken, çok fazla problem yaşamıyorsunuz; güzel bir oyun deneyimi yaşanıyor.
Ghost of Tsushima oyununun görselliğinden ve performansından bahsedelim
Sıra geldi bu oyunun sunumunu ele almaya. Özetle söylemek istiyorum ki Ghost of Tsushima, adeta bir sanat eseri gibi bir video oyunu. Oyunun doku kaplama kalitesi filan zaman zaman ortalama üstü kalitede olabiliyor ama oyunun atmosferi inanılmaz yoğun ve zengin. Bu atmosfere ve genel anlamdaki grafiklere, capcanlı renkler de yardımcı oluyor ve inanın kendimi bu oyunun içerisinde kaybetmek istedim atmosferin ve renklerin güzelliğini fark ettiğim zaman. Ayrıca, The Last of Us Part II oyununun karanlı havasından sonra da iyi geldi.
Konu, performans olduğu zaman PlayStation 4 Pro konsolunda çözünürlük ve performans isimli iki farklı mod karşımıza çıkıyor. Kendi deneyimlerime göre çözünürlük ayarı aktif iken 4K/30 FPS şeklinde bir deneyim yaşıyorsunuz. Performans modu aktif olduğu zaman ise 1080p değerinde bir çözünürlük elde ediyorsunuz, grafik kalitesinden bir tık kısılıyor ve 30 FPS değerinin üstünü görüyorsunuz ama oyunun 60 FPS değerine kitlendiğini sanmıyorum. Yine de çözünürlük modu aktif iken sadece çok yoğun sahnelerde performans problemi yaşadım ben.
Grafikler oldukça başarılı. Performans da yeteri kadar güzel. Sırada ne var? Tabii ki müzikler ve sesler. Genel anlamda ses efektleri bence ortalama üstünde. Yalnız müzikler şahane. Japonya izleri taşıyan bu müzikleri dinlerken bembeyaz bir çiçek ovasında at sürmek, yerden toprak kaldırarak ve düşmanların kanlarını etrafa saçarak düşmanları öldürmek çok güzel bir his veriyor. Bu sırada, seslendirmelerin zaman zaman duygusuz olduğunu söylemiştim. Yine de genel olarak seslendirmelerin kalitesini ortalama üstü olarak değerlendirebilirim.
Genel olarak Ghost of Tsushima oyununun sunumundan memnun kaldım. Özellikle görsellikteki renkler ve atmosfer çok başarılıydı. Performans ise nadiren problem çıkartıyordu; performans moduna geçme ihtiyacı bile hissetmedim. Ses efektleri, özellikle de denizden gelen sesler inanılmaz kalitesiz olsa bile müziklerin kalitesi ve güzelliği, efektleri arka planda bıraktı. Bu arada, yükleme ekranlarının kısa olması da genel anlamda benim deneyimimi iyi bir hale getirdi; zaten oyunda çok da fazla yükleme ekranı bulunmuyor.
Yani, PlayStation 4 ve PlayStation 4 Pro için bu video oyunu alınır mı?
Sony Interactive Entertainment, kendi içerisinde böyle bir sınıflandırma sistemine sahip midir, bilmiyorum ama bana soracak olursanız bu şirketin üç farklı seviyede desteklediği video oyunları bulunuyor. Birinci seviye; God of War, Uncharted ve The Last of Us gibi en popüler markalardan oluşuyor ve bu oyunlara inanılmaz bir özen gösteriliyor. İkinci sınıf oyunlarda ise karşımıza Dreams, Days Gone ve Concrete Genie gibi ürünler çıkıyor. Üçüncü sınıf oyunlar ise ReadySet Heroes ve Erica gibi bağımsız yapıtlar.
Bu noktada amacım oyunları aşağılamak değil. Tam tersine, bana soracak olursanız, Sony Interactive Entertainment şirketinin üçüncü sınıf bir oyunu bile günümüzdeki birçok oyunu gerisinde bırakır kalite olarak. Bence bu şirketin çatısı altında inanılmaz yetenekli geliştiriciler var ama aynı zamanda da her oyunun God of War, Uncharted ve The Last of Us ile baş edebilmesi mümkün olamaz. Demek istediğim şudur ki Ghost of Tsushima, bence ikinci sınıfta yer alan bir video oyunu. Bunu özellikle oyunun bazı noktalarında anlayabiliyoruz.
Hikaye anlatımı, karakterler, özellikle de animasyonlar kesinlikle bir birinci sınıf oyun seviyesinde gibi hissettirmiyor. Yine de Ghost of Tsushima, bu neslin en güzel açık dünya oyunlarından bir tanesidir benim gözümde. Özellikle bu oyun ile Japon ve samuray kültürünün işlenmiş olması, otomatik olarak bu oyunu özel bir yere çekiyor; günümüzde bu kadar yüksek bütçeli oyunlarda, böyle temaları inanılmaz nadir görüyoruz. Ayrıca bu oyun; açık dünya, aksiyon ve macera gibi türleri seven herkese de hitap ediyor ki bu iyi bir şey.
Bence, PlayStation 4 neslini kapatacak olan video oyunu, The Last of Us Part II olmalı idi. Yani, Ghost of Tsushima aslında daha önce çıkmalıydı. Nedendir bilemiyorum ama Sony Interactive Entertainment, bu oyunun final yapmasını istemiş ve bunda çok da olumsuz bir nokta göremiyorum. İnceleme yazım boyunca da dediğim gibi Ghost of Tsushima, bazı önemli problemlere sahip bir yapıt ama bunun karşılığında oyunun çok iyi ve çok benzersiz şekilde sunduğu şeyler de bulunuyor. Bu yüzden, bu oyunu herkese gönül rahatlığı ile önerebiliyorum.
Daha hepsini okumadım ama elinize sağlık, güzel bir incelemeye benziyor.
Teşekkür ederim, tamamını okuduğunuz zaman da düşüncelerinizi bekliyorum.
Dün okumuştum, çok beğendim. Yazınız çok uzun olmuş ama kültürden, hikayeden ve oynanıştan başka türlü detaylıca bahsetmek mümkün değildi herhalde. Bazı incelemeler hikayeye veya kültüre nereydese hiç değinmemiş bile, sırf oynanıştan konuşmuşlar. Öyle olunca 70-80 arası puanlara şaşırmamak lazım.