Supergiant Games, 2020 senesi içerisinde PC ve Nintendo Switch için Hades isimli bir video oyununu piyasaya sürmüştü. Bu oyun, The Last of Us Part II ve Ghost of Tsushima gibi oyunlara kafa tutup, yılın oyunu ödüllerinde onlarla yarışmıştı. Bu yarışlardan bazılarını da kazanmayı başarmıştı. Roguelike, aksiyon ve rol yapma mantıklarına sahip olan bu başarılı oyun, şimdi de geriye kalan konsollar için piyasaya sürüldü. PlayStation 4, PlayStation 5, Xbox One ve Xbox Series X/S konsolları için tekrardan çıkışını gerçekleştiren bu oyunu ben de PlayStation 5 konsolumda oynayıp, inceleme imkanına sahip oldum.
Oyunun yeni nesil versiyonundan bahsetmeden önce aslında temellere odaklanmak istiyorum. Bu sayede, eğer Hades oyununu ilk defa duyuyorsanız, en azından oyuna karşı daha bilgili olabilirsiniz. Odaklanacağım ilk temel ise oyunun hikayesi olacak. Bu oyunda, Hades’in oğlu olan Zagreus’u kontrol ediyoruz. Amacımız ise babamızın kurduğu bir dünya olan Underworld’den kaçmak. Yalnız, bu kaçışımızda yalnız olmuyoruz ve bizi evlat edinen annemiz olan Nyx de yardım ediyor. Bize yardım eden karakterler arasında diğer tanrılar ve bir nevi eğitmenimiz olan Achilles da bulunuyor. Tüm karakterler, oynanışı etkileyen yenilikler sunmayı başarıyor.
Bizler, Underworld’den kaçmaya çalışırken, Hades tabii ki boş durmuyor ve o da kendi dünyasının en korkunç varlıklarını açığa çıkartıyor. Fury Megaera ve Lernean Bone Hydra gibi düşmanlarla savaştıktan sonra, tahmin edebileceğiniz gibi Underworld tarafının asıl ismiyle de baş başa kalıyoruz ve savaşıyoruz. Oyunun hikayesi ilerledikçe, karakterimizin neden kaçmak istediğini öğreniyoruz. Meğer amacımız, biyolojik annemiz olan Persephone’i bulmakmış. Yalnız, sadece onu bulmakla kalmıyoruz, neden Underworld içerisinde olmadığını da öğrenmeye çalışıyoruz. Tabii bunu yapabilmek için sürekli kaçmamız gerekiyor.
Hades gibi Zagreus da ne yazık ki Underworld’e bağlı. Yani, başka bir dünyada, yer yüzünde kendisinin hayatta kalması mümkün değil. bu yüzden de Zagreus, sürekli olarak bağlı olduğu dünyadan kaçıyor, biyolojik annesinden bilgiler alıyor ve ölmeden önce geri dönüyor. Bu da aslında oyunun döngüsünü oluşturuyor. Temel oyun, izometrik bir kamera açısına sahip olan Dungeon Crawler gibi işliyor. Tamamen elle oluşturulmuş birbirinden farklı bölümlerde, yüzlerce düşmanla savaşıyoruz ve Hack & Slash mantığı ile ilerlemeye çalışıyoruz. Sonuçta biz de tanrıyız. Bu yüzden ölmek, oyunun sonunu getirmiyor. Sadece, aksiyona sıfırdan, tekrar başlamak gerekiyor.
Hades sayesinde Underworld’den kaçış ustası haline geliyoruz
Hades, oldukça hızlı oynanabilecek bir video oyunu. Zaten, Roguelike ve Dungeon Crawler gibi mantıklar, Hack & Slash tarzı bir oynanış ile birleştiği zaman genellikle böyle bir sonuç elde ediliyor. Tüm bunların üzerine eklenen rol yapma oyunu sistemleri de ihtiyaç duyulan derinliği ve ilerleme sistemlerini sağlıyor. Bu arada, bu hızlı aksiyon sırasında hasar almak, oyun boyunca çok büyük bir tehlike olarak görünüyor. Yani, Dark Souls serisinde olduğu gibi düşmanlar, 1-2 vuruş ile sizi öldürebilecek kapasiteye sahip. Dikkatsiz olursanız, kolayca ölebiliyorsunuz. Bunun için de oyunda bir sıyrılma sistemi var. Kendisini bolca kullanmanız gerekecek.
Hades oyununda yeteri kadar düşman öldürdükten sonra bir sonraki bölüme geçiyorsunuz. Bazen, sıradaki bölüme geçebilmek için tek bir yolunuz oluyor ama oyun, genellikle size 1’den fazla seçenek sunuyor. Yani, sıradaki bölümü kısmen de olsa siz belirleyebiliyorsunuz. Bu seçimleri yapmak ise sıradaki savaş bittikten sonra alacağınız ganimeti etkiliyor. Bu savaşlar sırasında bize yardımcı olmak isteyen tanrılar, bazı güçlendirmeler sunabiliyor. Bu da aslında karakterimizin kendisini güçlendirmesi yolundaki en büyük adımı oluyor. Temel değerlerin güçlendirilmesi, element temelli etkiler ve çok daha fazlasını tanrılar sağlayabiliyor.
Savaş verdiğiniz odalar içerisinde aynı zamanda Darkness kristalleri, Gemstone ögeleri, anahtarlar ve altınlar toplayabiliyorsunuz. Tüm bu birimler, oyun içerisinde bir işe yarayabiliyor. Mesela, altın aracılığı ile mağazadan yeni şeyler satın alabiliyorsunuz. Oyun içerisinde gitmeyi seçeceğiniz bölümler, mutlaka elde edilebilecek değerli ve/veya nadir şeylere ev sahipliği yapıyor olacak. Bu noktada, sizin sadece dengeyi sağlamanız gerekiyor. Yani, sadece altının peşinden koşarak, başarılı bir şekilde güçlenmeniz mümkün olmayacaktır. Her şeyi elde etme konusunda dengeyi kurmanız gerekiyor ki bir yanınız çok eksik kalmasın.
Güçlenmekten bahsetmişken, oyunda toplamda 6 adet silah tipinin olduğunu da belirtmek lazım. Oyuna aslında basit bir kılıç ile başlıyoruz ama ilerledikçe tabii ki her şey zenginleşiyor. Silahların da genel anlamda basit saldırısı ve özel saldırısı oluyor. Bunun üzerine bir de karakterin yeteneği geliyor. Evet, üç farklı öge ile zengin bir oynanış oluşturmak zor olabilir ama Hades, farklı silah tipleri sunduğu için saldırılar ve yetenekler, uzun vadede yeterince farklı hissettirmeyi başarıyor. Ayrıca, tanrıların sağladığı güçlendirmeler de sizin yeteneklerinizi filan etkileyebiliyor. Temel oynanışta çok az şey var gibi görünse de bu şeyler, aslında yeterince derin.
Hiç korkmayın; ölmek, hiçbir şeyin sonunu getirmiyor
Hades, bir Roguelike ve bu yüzden de oyunun içerisinde sürekli olarak öleceğinizi kolaylıkla tahmin edebilirsiniz. Siz, karakterinizi ne kadar özenle oluştursanız ve farklı yönlerde güçlendirseniz bile savaş alanları bazen o kadar kaos dolu bir hal alıyor ki hayatta kalabilmeniz neredeyse imkansız olabiliyor. Karakterinizi farklı şekillerde geliştirebilmek, oyuna tekrar oynanabilirlik katıyor ve bu sırada, öldüğünüz zaman da güvenli alana geri dönüyorsunuz. Bu alan içerisinde, kazandığınız birimleri harcayıp, karakterinizi daha güçlü bir hale getirebiliyorsunuz. Yalnız, bundan daha da önemlisi, diğer karakterlerle konuşabiliyorsunuz.
Hades, Nyx ve Achilles gibi karakterlerle, bu güvenli alan içerisinde konuşabiliyorsunuz. Bu konuşmaları yapmak, oyunun hikayesini ilerletiyor ve zamanla yeni karakterler de ekleniyor. Evet, bu tip bir video oyununda hikayeye genelde pek önem verilmez ama bu oyun, muhteşem bir oynanış sunarken, aynı zamanda hikayeye de yeteri kadar önem vermeyi başarıyor. Bu yüzden, saf bir aksiyon aramıyorsanız, oyunun hikayesine de mutlaka tanıklık etmenizi öneririm. Ayrıca, bu sistem sayesinde ölmek, sadece bir başarısızlık olmaktan çıkıyor. En azından, öldünüz ama şimdi hikayeyi ilerletebileceksiniz.
Güvenli alan içerisinde konuşabileceğiniz karakterlerin yazılan diyalogları ise ağzınızı açık bırakabilecek seviyede fazla. Bu oyunu inceleme amacıyla oynadığım süre boyunca karakterlerin hiçbiri, aynı diyaloğu ikinci kere bile tekrarlamadı. Ayrıca, bu diyaloglar, oyunda yaşanan olaylara tepki verebiliyor. Yani, karakterler aslında yaşanan şeyleri, dinamik bir şekilde yorumlayabiliyor. Statik diyaloglar sunulmadığı için oyunun hikayesi, birkaç seviye yukarı çıkıyor. Yazılan diyaloglarla birlikte, seslendirmeler de duyabiliyorsunuz ama Hades, bu noktada vasat bir iş çıkartıyor. Açıkçası, seslendirmeleri hiç duymasak, daha bile iyi olabilirdi.
Bölümlerde birbirinden farklı düşmanlarla savaşmak, bölüm sonu canavarlarını yenmek, birbirinden ilginç güçlendirmeler kazanmak, yeni silah tiplerini denemek, tüm bunları yaptıktan sonra ölüp, hikayeyi ilerletmek ve ardından da aynı döngüyü tekrardan yaşamak, Hades isimli bu oyunda neredeyse kusursuz bir seviyede. Oyundaki her mekanik, her sistem, bir diğer oyun ögesi ile bağlantılı bir halde çalışıyor ve her şey, diğer her şeyi bir şekilde besliyor. Sadece, ilk kaçışı tamamladıktan sonra oyun ciddi anlamda yavaşlıyor ama bu noktada da deneyimli oyuncular için oyun sonu içeriği olan Pact of Punishment sunuluyor.
Hades, 2020 gibi 2021 senesinin de en iyi oyunu olabilir mi?
Hades oyununun PlayStation 5 konsolundaki versiyonu, standart bir port gibi görünüyor. Yani, oyun kesinlikle DualSense ile filan güzelce oynanabiliyor ama zaten bu konsolda, aynı güzellik ve kalitede oynanabilen bolca Roguelike ve Roguelite bulunuyor. Yani, bu oyunun aslında başarısız bir konsol deneyimi sunması beklenmiyordu. Görsellik tarafında oyun, PlayStation 5 konsolunun gücünü kullanıp, PC tarafındaki en yüksek görselliğe ulaşmaya çalışıyor ve aynı zamanda da çözünürlüğü 4K olarak vermek için bir çaba sarf ediyor. Aslında bunu iyi bir şekilde başarıyor da. Oyun, PC tarafında göründüğü gibi PlayStation 5 konsolunda da çok güzel görünüyor.
Performans tarafında ise Hades, 60 FPS olarak deneyimlenebiliyor. Zaten böylesine hızlı ve kaos dolu bir video oyununu, PlayStation 5 gibi yeni nesil bir oyun konsolunda 30 FPS olarak kabul edebilmek imkansız olurdu. Oyunun şu anda verdiği 60 FPS değerindeki performans ise kusursuz. Efektlerin ve görselliğin zirve yaptığı anlarda bile performans, kendisini stabil bir şekilde tutmayı başarıyor. Sesler ve müzikler ise oyunun geriye kalan sunumunu olumlu bir şekilde etkiliyor. Yani, oyunun içerisinde bir kere başarılı müzikler var. Ses tarafında ise tek problem, benim pek ısınamadığım seslendirmeler oldu. Bunların haricinde hiçbir problem yok.
Sunumda daha fazla problem yok ama Hades, net olarak kusursuz bir oyun da değil. Seslendirmelerin yanı sıra, oyun sonu içeriklerde sunulan Grind mantığı beni biraz rahatsız etti. Yani, tabii ki Grind temelinde kötü bir şey değil ama bu oyun sanki biraz ağır bir şekilde sunuyor o mantığı. Bu da oyun sonu içeriklerde benim sıkılmama yol açtı. Ayrıca, savaş anlarında durumu okuyabilmek, anlayabilmek de biraz zor olabiliyor. Bunun sebebi ise kontrol edilemez kaosların yaşanabilmesi. En büyük problem ise ilk kaçıştan sonra oyunun Dungeon Crawler mantığının ciddi anlamda gücünü kaybetmesi. Birçok oyuncu, ilk kaçıştan sonra oyunu bitmiş varsayıp, bırakacaktır.
Hades, saymış olduğum bu olumsuzluklara rağmen muhteşem bir oyun. Zaten, bu oyun muhteşem olmasa, The Last of Us Part II ve Ghost of Tsushima gibi oyunlarla 2020 senesinde yarışamazdı. Şimdi de böyle bir oyunun PlayStation ve Xbox konsollarına gelmiş olması ayrı bir güzellik. Roguelike, Dungeon Crawler ve Hack & Slash mantıklarından hoşlanıyorsanız, bunların üzerine bir de rol yapma oyunu ögeleri geldiği zaman zevkten dört köşe olurum diyorsanız, bu video oyununa bilgisayarlarda veya konsollarda mutlaka bir şans vermenizi öneriyorum. Kendisi, yeniden çıkışı sayesinde 2021 senesinin bile en iyi oyunu olmaya aday benim gözümde.
