Bazen, bazı video oyunları yüzlerce milyon dolarlık bütçeler ile geliştirilmeden, gerçek hayattan daha da gerçekçi grafikler bulundurmadan da dikkat çekebiliyor. Bu oyunlardan bir tanesi de en azından benim için Indivisible idi. Aslında bu oyun benim radarımda değildi; hatta oyunun varlığından da çıkış gününde haberdar olabildim ama ilk gördüğüm anda, bu oyunun oldukça hoş bir yapıt olabileceğini düşünmüştüm. Ardından da bir inceleme kopyası rica ettim ve sizler için oyunu değerlendirdim.

Indivisible

Indivisible, oldukça ilgi çekici bir şekilde başlıyor

İnceleme yazıma, Indivisible oyununun hikayesinden bahsederek başlayacağım ama gelecekte bu oyunu oynama ihtimalinizi göz önünde bulundurarak, hikayede çok fazla detaya inmeyeceğim. Özetle şudur ki oyundaki ana karakterimiz olan Ajna, yaşanan bazı üzücü olaylar ardından çok özel bir güce sahip olduğunu öğreniyor ve bu güç ile de bir takım intikamların peşinden koşuyor. Tabii bu macera sırasında hikaye, yönünü birkaç kez değiştiriyor ama tüm bu değişiklikler anlamlı oluyor tabii ki.

Bu video oyununda karşımıza çıkan Ajna, oldukça benzersiz bir karakter ve oyunda benzersiz karakter olarak sadece Ajna da bulunmuyor. Maceranız boyunca bolca karakter ile tanışıyorsunuz. Bu karakterler, sıradan köylüler olsa da, maceranızda size yardım edebilecek olan diğer kahramanlar olsa da hepsi gayet hatırlanabilir karakterler olarak görünüyor. Yani, ben hala oyunun başındaki köyde tanıştığım her karakteri de hatırlayabiliyorum; hepsi birbirinden hatırlanabilir ve benzersiz idi.

Indivisible, çok da büyük bir video oyunu değil. Bu sebepten ötürü oyunun her noktasına seslendirmeler ile karşılaşmıyoruz. Bazı diyaloglardan hiçbir şekilde seslendirme bulunmuyor, sadece yazı okuyoruz ama hikayenin neredeyse tamamı seslendirilmiş bir şekilde karşımıza çıkıyor. Bu noktada, ses sanatçılarının da gayet güzel bir iş çıkarttığını sizlere belirtebilirim. Oyun boyunca karşılaştığımız kahramanların bazıları çok klişe ama bu klişelik, dublaj başarısının önüne geçemiyor.

Bu noktada küçük bir olumsuz noktaya değinmek istiyorum. Ajna, anladığım kadarıyla oldukça genç bir kız. Yani, en fazla 16 yaşında olduğunu düşünebiliyorum kendisinin ama oyunda kurduğu cümlelerin neredeyse tamamı, seslendirmelerdeki ses tonu da hiçbir şekilde karakterin yaşına uymuyor. Bu noktada, Ajna karakterinin genç yaşta olgunlaştığını düşünebiliriz ama bence oyuncuya bu bilgiyi verebilecek hiçbir şey bulunmuyor oyunda. Açıkçası, beni ufaktan rahatsız eden bir konu oldu bu.

Indivisible

Basit ama etkili bir oynanış var

Indivisible; aksiyon, macera, platform ve rol yapma türlerine sahip olan bir video oyunu. Yani, birçok farklı türün bu yapıtta birleştiğini gönül rahatlığı ile sizlere söyleyebiliriz. Oyunda bu kadar çok fazla tür birleşmiş olsa da bu durum, oyunu kesinlikle çok karmaşık bir durumun içine sokmuyor. Oyun, oynanış açısından oldukça basit. Yer yer karşımıza çıkan platform temelli ilerleme sistemleri ve bulmacalar, sizleri belki zorlayabilir ama bu zorluklar, üstesinden gelinemeyecek seviyede değil kesinlikle.

Mesela, savaşmamız gerektiği zaman karşımıza sadece saldırma ve defans yapma sistemleri çıkıyor. Tek bir tuş ile bütün kahramanlar korunma durumuna geçebiliyor veya tek bir tuşla, tek bir kahramanı aynı duruma sokabiliyorsunuz. Savaşın kendisi ise sıra tabanlı değil, gerçek zamanlı. Ben bu noktada, böyle bir oyun için kesinlikle sıra tabanlı bir savaş sistemi seçerdim. Indivisible oyununda da beni rahatsız eden en büyük şeylerden bir tanesi bu oldu; savaşın gerçek zamanlı olması.

Karşımızda sıra tabanlı bir oynanış olmadığı için hiçbir zaman durup, rahatlayamıyorsunuz veya stratejinizi düşünemiyorsunuz. Bu, oldukça önemli bir şey; bölüm sonu canavarlarında veya onlardan bir tık daha kolay olan karşılaşmalarda biraz strateji yapmak gerekiyor. Bu noktada da zorlanabiliyorsunuz. Bu zorlanma durumlarında da oyunun kayıt sistemi size pek yardımcı olmuyor; bu oyunda dinamik bir kayıt sistemi yok. Onun yerine, belli başlı noktalarda, oyunu manüel olarak kaydedebiliyorsunuz.

Bu durumu size şöyle anlatayım: Oyunun ikinci bölümünün sonlarına doğru bir bölüm sonu canavarı ile karşılaşıyorsunuz ve kendisi en az 4 farklı dövüş seviyesine giriyor. Diyelim ki üçüncü seviyeye kadar geldiniz ve orada öldünüz. Eğer öldüyseniz, en başa geri dönüyorsunuz ve oyun sırasında rahatlıkla strateji yapamadığınız için de bölüm sonu canavarının mantığını anlayana kadar en az 2 veya 3 kez ölüyorsunuz ve sürekli olarak en baştan başlamak da en azından benim için pek eğlenceli olmuyor.

Indivisible

Indivisible ile konsantre olmak gerekiyor

Indivisible, temelinde basit bir oynanışa sahip olsa da oyunun üzerinde çok az düşünüldüğünü tahmin ettiğim mekanikler ve sistemler sayesinde zorlanabiliyorsunuz. Bunun üzerine de oyunun zayıf diyebileceğim öğretici bölümü, her şeyin üzerine tuz ve biber oluyor. Şimdi, her video oyunu tabii ki öğretici bölüme sahip olmak değil. Bazı oyunlar, kendisini keşfetmenizi bekliyor olabilir ama bu oyun, bir şeyleri öğretmeye sürekli olarak çalışıyor. Bunu sadece başarılı bir şekilde yapamıyor.

Öğretici sistemlerin haricinde, bu video oyununda konsantre olup, beynimizin içine girebiliyoruz. Maceramız boyunca bize katılan kahramanlar da burada bizi bekliyorlar. Oyundaki takımımıza en fazla bizden farklı 3 kahraman alabiliyoruz ve oyunda sürekli olarak yeni kahraman bulurken, sadece 3 kişi ile sınırlandırılmak zaman zaman moral bozabiliyor; oyundaki her kahraman, çok güzel bir şekilde tasarlanmış ve hepsinin de kendisine has yetenekleri ve kişilikleri bulunuyor.

Tüm bu kahramanlar ile girebildiğimiz savaşlar ise zaman zaman uzun sürebiliyor. Bu noktada da oyun yine gerçek zamanlı çalıştığı için sıkıcı olabiliyor. En azından benim için sıkıcı olabiliyor. Şimdi benim sıra tabanlı oyunlardan hoşlandığımı düşünebilirsiniz ama hayır; ben sıra tabanlı oyun meraklısı değilim ama Indivisible oyununun da en iyi o şekilde gösterilebileceğini düşünüyordum. Şimdi ise karşıma çıkan birçok farklı problem, sanki gerçek zamanlı savaş sisteminden kaynaklanıyormuş gibi görünüyor.

Bu uzun sürebilecek savaşlar, genellikle bölüm sonu canavarları ile karşılaştığını zaman yaşanıyor. Bu karşılaşmalardaki saldırı sırasını öğrenmek pek de zor değil. Yalnız, bölüm sonu canavarlarının da oyundaki diğer karakterler gibi gayet güzel bir şekilde tasarlandığını sizlere söylemek isterim. Her bölüm sonu canavarı, benzersiz bir tasarıma ve saldırı şekline sahip. Bu durum da zaman zaman uzun süren o karşılaşmaları eğlenceli bir hale sokabiliyor. Fakat bu durum oldukça nadir.

Indivisible

Tamamen elle çizilmiş bir oyun var karşımızda

İnceleme yazımın başında söylemiştim; Indivisible, çok gerçekçi grafikler veya milyon dolarlık bütçe ile dikkatimi çekmemişti. Zaten bu oyun, öyle bir oyun da değil. Tam tersine, Indivisible küçük ve tamamen elle çizilmiş, çizgi film tarzındaki grafiklere sahip olan bir video oyunu. Çevre detayları, karakterlerin kendileri, animasyonların tamamı ve çok daha fazlası; yani oyunun tamamı elle çizilmiş ve bu sayede de bence oyun inanılmaz güzel ve tatlı görünüyor. Görsellik olarak bu oyun kesinlikle çok başarılı.

Bu başarının sebebi ise her şeyin kendisine has detaylara sahip olması. Mesela, birçok çevre tasarımına ikinci defa rastlamak pek mümkün olmuyor. Bu sayede de her bölüm, size benzersiz gibi geliyor. Bu benzersizliğe, sürekli zorlaşan platform ögeleri de destek veriyor. Görsel benzersizlik karakterler ve düşmanlar için de geçerli tabii ki. Tahmin edersiniz ki böyle bir görselliğe sahip olan bu oyunda, performans da pek problem değil; oyun, 60 FPS olarak gayet stabildi PlayStation 4 Pro konsolumda.

Demek istediğim şudur ki Indivisible, yer yer başarılı diyebileceğimiz bir video oyunu. Mesela, oyundaki platform ögeleri kesinlikle hoş bir şekilde hazırlanmış. Aynı şekilde görsellik ve hikaye de oldukça başarılı. Karakterlerin benzersizliği, diyalogların eğlenceli oluşu, çevre detaylarının hoş olması da gayet güzel. Ayrıca bu oyunun optimizasyonunda da herhangi bir sıkıntı olmaması, güçsüz bir bilgisayara sahip olan oyuncular için büyük bir artı puan olacaktır.

Yine de benim için bu oyunda bazı önemli sorunlar da yer alıyor; oyun, bazı noktalarda bence gerektiğinden veya planlandığından çok daha zor oluyor. Bunun sebebi ise oyundaki bazı sistemlerin ve mekaniklerin üzerinde çok durulmamış olması gibi hissediyorum. Aynı şekilde, oyun ilerledikçe size yeni bir şeyler sunmuyor ve bu da uzun vadede bazı sıkıntılar doğurabiliyor. Bu sıkıntıların en büyüğü de oyunun sıkıcı bir hal alıyor olması. Yani, bu oyundan zevk alabilmek için türü gerçekten sevmeniz gerek.

Indivisible
Indivisible
Indivisible, kesinlikle çok güzel görünen ve temeli oldukça basit olan bir video oyunu. Benzersiz bölümler, çevre detayları, karakterler; gayet eğlenceli diyaloglar, metin destekleri, karakterler ve çok daha fazlası ile oyunculara güzel bir deneyim sunuluyor. Bu oyun, öyle çok yüksek bütçeli bir yapıt da değil. Bu sayede de bazı sistemler ve mekanikler, beklediğiniz kadar başarılı gelmeyebilir size. Ne yazık ki bu başarısızlık, oyunun temelindeki başarıyı da çok aşağı çekiyor. Bu sebepten ötürü de eğer oyunun türünü çok sevmiyorsanız, belki biraz uzak durmayı düşünebilirsiniz bu yapıttan.
Olumlu
Temel oynanışın öğrenmesi basit, ustalaşması zor olması.
Ajna ve diğer tüm karakterlerin benzersiz hissi ve tasarımı.
Tamamen elle çizilen görselliğin ve animasyonların güzelliği.
Olumsuz
Gerçek zamanlı savaş tipi bence bu oyuna yakışmadı.
Bir süre sonra oyunun kendisini çok tekrar etmesi; uzun savaşların sıkabilmesi.
Kayıt sisteminin birçok farklı probleme sebep olması.
6.8

Etiketler:

,