Just Cause serisi, açık dünya tipindeki video oyunlarına oldukça farklı bir açıdan yaklaşıyordu. İlk defa bir açık dünya oyununda hikaye ve dünya tasarımı gibi şeyler önemli değildi. Onun yerine, oluşan kaos ortamı ve oyuncuların kullanabileceği hayal gücü, bu seride öne çıkıyor. Peki, Just Cause 4 da aynı ruhu korumayı başarabiliyor mu? Daha da önemlisi, bu oyun, oyuncuları kendisine çekebilecek kadar yenilikleri barındırabiliyor mu? Sonuçta, 4 oyundur aynı şey yapılıyor. Tüm bu soruların cevaplarını da inceleme yazımız ile sizlere vermek istiyoruz.
Just Cause 4, bildiğimiz bir Just Cause oyunu olarak karşımıza çıkıyor
İnceleme yazıma şunu söyleyerek başlamak istiyorum: Bu video oyunu, kendisinden beklediğiniz şeyleri gayet güzel bir şekilde sizlere sunuyor. Oyunda yine serinin klasik kahramanını kontrol ediyoruz ve arkada da bir hikaye dönüyor ama siz bu hikaye ile ilgilenmiyorsunuz; lgileneceğiniz çok fazla çılgınlık bulunuyor. Mesela, en basitinden bir tank alıp, o tanka balonlar bağlayıp, uçan bir tank icat edebiliyorsunuz. Bu uçan tank ile de etrafınıza havadan dehşet saçabiliyorsunuz.
Tüm bunların haricinde, eğer bu tankınızın oldukça hızlı hareket etmesini de istiyorsanız, tanka fazladan jet bağlayabiliyorsunuz. Tabii, bu bahsettiğim şeyler oyunda yapabileceğiniz en basit şeyler. Hayal gücünüzü biraz daha zorlarsanız, çok daha farklı ve fantastik şeyler çıkartabiliyorsunuz bu video oyununda.
Bahsetmiş olduğumuz bu seri, temelinde oldukça basit oyunları içerisinde bulunduruyordu. Ben, bu seriye ait 2 oyun oynadım ve ikisinde de yaşadığınız deneyim oldukça basit bir yapıda idi ve bu gerçekten güzel bir şeydi. Serinin oyunları zaten çok eğlenceliydi, bu yüzden de temeldeki basitlik, hiçbir problem olmuyordu. Şimdi ise, yani serinin dördüncü oyununda, işler çok gereksiz bir şekilde karışık hale getirilmiş.
Oyunun geliştirici ekibi ve dağıtımcı şirketi, belli ki oyuncuların yüzlerce saatini bu oyuna harcamasını istemiş; oyunda yapılacak çok fazla şey size sunuluyor. Fakat bunlar olumlu değil işte. Mesela, siz bir Just Cause oyununda, harita üzerinden oynanan, strateji tabanlı bir bölge savaşı görmek ister miydiniz? Bu soruya olan cevabınızı tahmin etmek hiç de güç değil.
Bir bölgeyi %100 olarak bitirmek zor mu olmalı Just Cause 4 ile?
İnceleme yazımın başından beri tutturduğum basitliğin üzerinden yürümeye devam edeceğim. Bu serinin eski oyunlarında, bir görevi tamamlamak oldukça kolaydı; oyunun amacı, size zor veya sinir bozucu bir deneyim yaşatmak değildi. Oyun, sizi bir kahraman gibi hissettirecekti. Siz de önünüze gelen her şeyi patlatacaktınız. Bu konuda, serinin eski oyunlarında etrafı patlatıp, bir bölgeyi %100 olarak bitirebiliyordunuz ama şimdi bu mümkün değil.
Serinin yeni oyununda, bir bölgeyi %100 olarak tamamlamak için etrafı temizlemeniz, bölgeye adeta bir atom bombası atmanız yetmiyor. Bölge temizliği için her bölgeye ait birkaç yarışmayı bitirmelisiniz ama bu yarışmalar çoğu zaman sıkıcı ve sinir bozucu. Yani, ben eğer Just Cause 4 oyununu oynuyorsam, belli bir helikopter ile önümdeki mavi çemberlerin içinden geçmek istemem ki. Far Cry 5 oynamıyoruz sonuçta burada.
Tabii bir de bu video oyununun kullanıcı arayüzü, menüleri filan bulunuyor. Şimdi, benim için bir video oyununu %100 olarak bitirmek oldukça önemli ve bunun için uğraşırken de zaman zaman menüden yardım alıyorum ama Just Cause 4 içerisinde adeta menüye girmek istemiyorsunuz; oyunun kontrolleri inanılmaz garip. Eğer kontrolleri manüel olarak düzeltseniz bile oyunun genel anlamdaki kullanıcı arayüzü tasarımı oldukça garip. Yani, bu seride neden bu kadar gereksiz değişikliklere gidilmiş, bir türlü kafam almıyor. Evet, yeni bir oyun ile yenilikler yapılmalı ama mantıklı yenilikler yapılmalı.
Tabii bir de oyunun içerisindeki hatalar filan var ama bu hataları tam anlamı ile kötüleyemeyiz. Just Cause 4 ile bizlere sunulmuş olan dünya hem güzel, hem de dev gibi. Bu dünyanın üzerine bir de oyunculara birçok farklı alet ve edevat sunuluyor. Yani, oyunun mutfak kısmında dolu mekanik var. Bu kadar yoğunluğun içerisinde de hatalarla karşılaşmak bizce gayet doğal. Benim bu noktadaki umudum, geliştirici ekibin hatalar üzerinde çalışması ve gerekli iyileştirmelerin yapılması.
En azından ekstrem hava durumları, Just Cause 4 oyununa farklı bir hava katıyor
İnceleme yazımın bu noktasına kadar Jusr Cause 4 hakkında olumsuz konuştum ama şimdi olumlu şeyler hakkında konuşmaya başlayacağım. Serinin bu oyunu ile bazı yeniliklere gidildiğini ve bu yeniliklerin gereksiz olduğunu belirtmiştim. Şimdi ise gerekli olan bir yenilikten bahsedeceğim ve bu yenilik de ekstrem hava koşulları. Evet, artık bu video oyununda ekstrem hava koşulları bulunuyor.
Oyunda hortum ve kar fırtınaları gibi hava durumları bulunuyor. Bu hava durumları ile ilk karşılaşmalarınız gayet güzel oluyor. Oyun sizi güzel bir şekilde heyecanlandırmayı ve eğlendirmeyi başarıyor ama bu hava durumları çok çabuk bir şekilde eskiyor. Mesela, birkaç kere hortum ile karşılaştıktan sonra artık hortum o eski güzelliğini kaybediyor. Bana soracak olursanız, bu ekstram hava durumları, biraz daha özelleştirilmeli idi ve/veya farklı farklı durumlar katılmalıydı tek bir hava durumuna.
Ekstrem hava durumlarının çok çabuk eskimesi gibi, oyundaki tüm aktivitelerin de tamamı çok çabuk bir sürede eskiyor. Mesela, oyunu 2-3 saat oynadıktan sonra her şey aynı ve tahmin edilebilir oluyor. Tabii bu noktada belirtmek istiyorum, Just Cause serisi ve tabii ki Just Cause 4, eğlence ve çılgınlık üzerine kurulmuş bir yapıt. Ayrıca oyunda da kaos hiç eksik olmuyor ve oyunun temelinde de bunlar yatıyor zaten. Oyun, sizin eğlenmenizi istiyor, görevler ile boğuşmanızı istemiyor.
Dilerseniz şimdi de kısa bir şekilde oyunun dünyasına değineyim. Çok değil, geride bıraktığımız birkaç hafta içerisinde Red Dead Redemption 2, Marvel’s Spider-Man ve Destiny 2: Forsaken gibi video oyunlarını deneyimledim. Hadi, Destiny 2: Forsaken bir yana, Red Dead Redemption 2, Marvel’s Spider-Man inanılmaz başarılı açık dünyalara sahipti. Just Cause 4, dev gibi bir açık dünyaya sahip. Bölgeler birbirinden benzersiz ve çeşitli ama özel bir şey hiç göremiyorsunuz. Yani, bu oyunun haritası sanki herhangi bir açık dünya oyununun haritası gibi görünüyor. Belli ki geliştirici ekip, dünya tasarımına çok fazla öncelik tanımamış.
Tabii bir de performans ve grafik gibi konular var
Just Cause 4 oyununu PlayStation 4 Pro üzerinde, Supersampling ayarı aktif, hız aşırtma ayarı da kapalı iken deneyimledim ve karşımda görsellik olarak çok da başarılı bir video oyunu görmedim. Evet, oyun güzel bir dünya sunuyor, bu dünyayı güzel bir şekilde görebiliyorsunuz, gözleriniz kanamıyor ama o kadar. Yani, biraz önce de dedim, şu an piyasada Red Dead Redemption 2, Marvel’s Spider-Man ve Destiny 2: Forsaken gibi oyunlar bulunuyorken, Just Cause 4, grafik açısından kesinlikle AAA seviyesinde bir video oyunu gibi hissettirmiyor.
Bir de performans konusu var. Just Cause 4, performans olarak gayet normal bir yapıt. Yani, oyun tamamen kusursuz bir performans sergilemiyor ama öyle kötü bir performans da sergilemiyor. Tamamen ortalama bir video oyunu var karşımızda, performans açısından tabii ki. Yalnız, şu an bahsetmek istiyorum, etrafımdaki oyunculardan gördüğüm kadarıyla standart PlayStation 4 konsolunda bu oyunun çözünürlüğü 720p değerine kadar düşebiliyor ve performans da kötü bir hal alabiliyor. PlayStation 4 Pro üzerinde ben böyle bir şey kesinlikle fark etmedim.
Son olarak sesler ve müziklerden de bahsetmek istiyorum ama aslında bu konu ile performans konusu tamamen aynı. Yani, oyunun sesleri ve müzikleri ne çok iyi, ne de çok kötü. Tamamen ortalama bir durum var yani karşımızda. Hoş, oyunun o bol kaos ortamında bunlara genelde dikkatinizi veremiyorsunuz ama olsun.
Yani efendim, Just Cause 4 gayet ortalama, hatta biraz ortalama üstü bir video oyunu. Bu oyunun bazı önemli hataları ve kötülükleri bulunuyor ama bu kötülükler, serinin klasik eğlencesi ile zaman zaman oyunculardan başarılı bir şekilde saklanabiliyor. Eğer sağı solu patlatmak istiyorsanız, kaos yaşamak istiyorsanız ve birçok başarısızlığı göz ardı edebilecekseniz, bu video oyununu sizlere öneriyoruz.
