2019 senesinin ve hatta 2010 döneminin sonuna geldik. 2020 ile hayatımızda yeni bir dönem başlayacak ve birbirinden güzel video oyunları oynayacağız. 2020, her ne kadar oyunlar için güzel görünüyor olsa da 2019 senesine de hakkını vermeden geçmek istemiyorum. Bu yüzden de sizlerin karşısına, “Kaan Gezer’in 2019 senesi boyunca oynadığı en iyi video oyunları” şeklinde bir içerik ile çıkmak istedim. Eğer bizi uzun zamandır takip ediyorsanız, benzer bir içeriği geçen sene de yapmıştık.
Kaan Gezer’in 2019 senesi boyunca oynadığı en iyi video oyunları isimli yeni yazım ile başlıktan da anlayabileceğiniz gibi 2019 senesi içerisinde çıkmış olan ve benim de aynı sene içerisinde oynamış olduğum en iyi oyunları sizlere sıralayacağım. Geçen sene yaptığım gibi bu sene de oyunları, oynadığım platformlara göre ayıracağım. Yani, PlayStation 4 Pro ve Xbox One X konsolumda oynadığım oyunları ayrı tutacağım; PC ve mobil platformlarda oynadığım oyunları da ayrı tutacağım izninizle.
İşte bana göre 2019 senesinin en iyi video oyunları
Merak etmeyin, birazdan sizi listem ile baş başa bırakacağım ama her şeyden önce bu liste hakkında ufak bir şey söylemek istiyorum: Zaten yukarıda da söylediğim gibi bu seneki listemi de platformlara ayıracağım. Sonuçta, bir insanın her platformda yaşadığı deneyim aynı olmayabiliyor. Bu yüzden geçen seneki düzenimi izlemeye devam etmek istedim efendim. Listeme öncelikle ana oyun konsolum ile başlayacağım ve benim için önemi düşen platformlar şekilde sıralayıp, devam edeceğim.
PlayStation 4 Pro konsolumda oynadığım en iyi oyunlar
Tahmin edebileceğiniz gibi 2019 senesinde de benim ana oyun platformum, PlayStation 4 Pro konsolum idi. Bu sene de birbirinden güzel oyunlar oynadım bu konsolumda ve bu sayede de diğer platformlardaki listelerime göre, PlayStation 4 Pro için hazırlamış olduğum listem biraz daha uzun olacak. Ayrıca bu oyunların yarısını 1080p, diğer yarısını ise 4K/HDR şeklinde deneyimlediğimi söylemek isterim. Sonuçta, nasıl şartlarda bu değerlendirmeyi yaptığımı da bilmek istersiniz.
Tom Clancy’s The Division 2 ve Days Gone
Tom Clancy’s The Division 2, çıkış tarihinden ötürü öncelikle bahsetmek istediğim bir oyun. Ben, bu serinin ilk oyununu da severek oynamıştım. İkinci oyun, oyuncular tarafından pek sıcak karşılanmadı ama ben yine de aldığım deneyimden memnun kalmıştım. Bu oyunu, birkaç ay boyunca, çalışma arkadaşım olan Emrah Subaşı ile birlikte oynadım ve deneyimimin tamamından memnun kaldım. Oyunu ne yazık ki bırakmak zorunda kaldım; diğer oyunlar alttan alttan çok bastırıyordu.
Tom Clancy’s The Division 2, ortalama üstü bir oyundu ve bana göre ondan çok daha yüksekti. Days Gone da benzer bir yapıdaydı. Oyuncuların mı çok beklentisi vardı, anlayamadım ama bu oyun da bazı oyuncular tarafından hiç sevilmemişti. Ben ise Days Gone oyununa bayıldım; hikaye anlatımı, görev yapıları, açık dünya, görsellik ve tabii ki oyunun uzunluğu beni çok memnun etmişti. Her oyunun 200 saat sürmesine gerek yok, bazen 20-30 saatlik deneyimler de inanılmaz zevkli olabiliyor.
Control ve Call of Duty: Modern Warfare
Listemdeki önceki iki oyuna karşı hiçbir zaman çok büyük bir beklentim olmamıştı ama yine de onları oynamak istiyordum. Control ise aklımda pek olmayan bir oyundu ve piyasaya sürülmesine birkaç gün kala kendisi için heyecanlandım. Oyundan aldığım deneyim ise 2019 senesinin en benzersiz deneyimlerinden biriydi benim için. Oyunun mekanikleri belki çok tanıdıktı ama sunulan hikaye, bu hikayenin anlatımı, oyunun teması ve görsel fantastiklik, benim için çok iyiydi.
Bugüne kadar Call of Duty serisinin, Call of Duty: Black Ops IIII hariç, tüm oyunlarını oynamıştım. Call of Duty: Modern Warfare, kaçırmak istediğim bir oyun değildi; alfa ve beta süreçleri, beni ciddi anlamda etkilemişti. Böyle bir oyunda en önemli olan şey silahtır ve bence Infinity Ward, bu video oyununda silahla alakalı her şeyi kusursuz bir şekilde oluşturmayı başarmıştı. Call of Duty: Modern Warfare oyununun eşli oyuncu modu beni pek çekmese bile hikaye ve çoklu oyuncu modu çok eğlenceli idi.
Death Stranding ve Need for Speed Heat
Yine geldik 2019 senesinin tartışılan oyunlarından bir tanesine: Death Stranding. Daha önce Hideo Kojima tarafından oluşturulmuş video oyunlarını deli gibi oynadığımı söyleyemem. Fakat Death Stranding; hikayesi, hikaye anlatımı ve kadrosu ile ilgimi çekmişti. Açıkçası bu oyunu oynamaya başladığımda oynanışına karşı herhangi bir beklentim yoktu ama hikaye için yüksek beklentilere sahiptim ve oyun beni her açıdan etkilemeyi başardı. Yine de bu oyun bence herkese göre değil.
Need for Speed Heat, bence listemdeki en güçsüz oyunlardan bir tanesi. Yine de bu oyunu listeme eklemek istedim; bu sene öyle çok da güzel yarış oyunları çıkmadı bana hitap edebilen. Evet, GRID gibi oyunlar vardı ama onlar hem bana hitap etmiyordu, hem de deneyimleme şansı bulamadım kendilerini. Need for Speed Heat ise köküne yönelmeye çalışan, başarılı bir oyundu. Araçların sesleri, görselliği, modifiye detayları filan bence gayet yeterliydi. Yalnız, bu oyundan daha fazla içerik bekliyorum.
The Walking Dead: The Final Season
Bu sene oynadığım en iyi video oyunlarından bir tanesi de The Walking Dead: The Final Season idi. Bu oyun, 2018’de çıktı ama bölümlerinin çoğu bu sene piyasaya sürüldü. Ayrıca oyunun başından da çok büyük olaylar geçti, malum Telltale Games filan kapandı ve oyun el değiştirdi. Buna rağmen ikinci bölümden itibaren çok güzel bir deneyim yaşatıldı oyunculara. Final ise bence The Walking Dead serisine yakışan, inanılmaz etkili ve yoğun bir finaldi. Yani bu oyun, kusursuz bir şekilde bitti.
Xbox One X konsolumda oynadığım en iyi oyunlar
Aslında elimin altında Xbox One X gibi güçlü bir konsol varken, ana oyun platformumun PlayStation 4 Pro olması biraz ilginç kaçabilir ama tüm oyun kütüphanem öbür taraftayken, Xbox One X tarafına geçiş yapmam zor oluyor. Yine de bu sene bu konsolumda farklı oyunlar oynamayı başardım. Bu oyunlardan aslında bir tanesi genişletme paketi ama yine de kendisini listeme dahil etmek istedim. Oynadığım bir diğer oyun da bu listede ama son oyunu farklı bir noktada değerlendirmeyi tercih ettim.
Devil May Cry 5 ve Forza Horizon 4: LEGO Speed Champions
Bu sene Xbox One X konsolumda oynadığım en iyi video oyunlarından bir tanesi, Devil May Cry 5 idi. Devil May Cry serisine çok yakın bir oyuncu sayılmam ama bir aksiyon oyunu olarak yaşadığım deneyim inanılmazdı. Hatta kendisini bir kez daha oynamaya bahanem olsun diye indirim döneminde PlayStation Store üzerinden bir kez daha satın alacaktım ama kendimi bu konuda tuttum. Şimdiye kadar çok da pişman olduğum söylenemez ama bu, Devil May Cry 5 oyununun başarısına da gölge düşürmesin.
Forza Horizon 4: LEGO Speed Champions, bir oyun değil; kendisi büyük bir genişletme paketi. Yine de kendisini listeme eklemek istedim; Forza Horizon 4: LEGO Speed Champions sayesinde temel oyuna geri dönüş yaptım ve bir önceki genişletme paketine göre, bu yeni içerikte çok daha fazla zaman geçirdim. Belki bu genişletme paketinin meydan okumaları çok zaman istiyordu ama LEGO’dan oluşan çevre detayları, LEGO ile yapılmış arabalar ve çok daha fazlası bence çok tatlıydı ve güzel bir deneyimdi.
Bilgisayarım ve akıllı telefonum hakkında
Geçen sene sizlere sunmuş olduğum içeriğimde, bilgisayarımdan ve akıllı telefonumundan oynadığım en iyi oyunları da belirtmiştim. Bu sene ise ne yazık ki bu kategorilerde herhangi bir oyun belirtemiyorum size; ne bilgisayarımda, ne de akıllı telefonumda bu listeye ekleyebileceğim güzel ve güncel bir video oyunu oynamadım. Akıllı telefonumda zaten günlük oyun harici herhangi bir şey oynamayı sevmiyorum, bilgisayarım ise artık ne yazık ki oldukça yaşlı ve beni zorluyor.
Hakkını yemek istemediğim video oyunları
Hemen yukarıdaki listemde birçok başarılı video oyununa yer verdim. Yalnız, bu sene beni arada çok bırakan yapıtlar da oldu. Aslında bu yapıtları da orijinal olarak asıl listeme dahil etmiştim ama daha sonradan, özellikle diğer oyunlara göre bu diğer oyunların daha arka planda kalması gerektiğini fark ettim. Bunun sebebi ise aslında benim biraz sonra bahsedeceğim video oyunlarından net olarak zevk alamamam/yeterli bulamamm ama aynı zamanda da bu ürünlerin haklarını yemek istemiyor olmam.
Erica ve The Dark Pictures Anthology: Man of Medan
Öncelikle Erica oyunundan bahsetmek istiyorum. Erica, bence çok güzel bir deneyim idi ama kendisini ana listeme eklemek istemedim; oyun çok kısa ve küçük bir deneyim sunuyordu. Ayrıca tekrar oynanabilirlik de benim için problemli olabiliyordu. Yine de Erica, kendi türünden oynadığım ilk yapıt idi ve kesinlikle gelecekte bu ürüne benzeyen yapıtları merakla bekliyor olacağım. Aslında bu tip ürünler, tam olarak bana hitap ediyor; ben bir hikayeyi, kontrol benim elimdeyken deneyimlemeyi seviyorum.
Until Dawn, büyük performans problemlerine sahipti. Geliştirici ekip, dersini almıştır ve The Dark Pictures Anthology: Man of Medan oyununda aynı problemler olmaz diye düşünmüştüm ama The Dark Pictures Anthology: Man of Medan, Until Dawn oyunundan daha problemli idi. Yine de ben bu oyundan çok memnundum ve bazı problemleri göz ardı edebiliyordum. Fakat böyle büyük problemli bir oyunu ana listeme eklemek istemedim; onun yerine kendisini ikinci listeme, buraya aldım.
Arise: A Simple Story ve Life is Strange 2
Şu an söylemekten hoşlanmasam da ben çok çabuk duygulanan bir insanım. Yani, özellikle Telltale Games ekibinin oyunlarında, The Walking Dead: The Final Season oyununda ve ilk Life is Strange ve Life is Strange: Before the Storm oyunlarında nasıl perişan olduğumu sizlere anlatamam. Arise: A Simple Story, küçük ve tatlı bir deneyim sunacak sandığım bir oyundu ama hayır. Oyun, tahmin ettiğimden çok daha uzundu ve beni mahveden bir hikaye anlattı. Yine de kendisi, çok kompleks olmadığı için burada.
Yukarıda saydığım video oyunları için çok net bir şekilde fanatiklik yapabilirim. Yalnız, aynı fanatikliği Life is Strange 2 için yapamıyorum ve yapılanı da anlayamıyorum. Bu serinin önceki oyunlarına baktığımız zaman Life is Strange 2, ortalama üstünü aşamayan bir yapıt. Yine de bu oyunun hakkını yemek istemiyorum; geliştirici ekip çok popüler bir hal almış olan karakterleri geçmişte bırakma ve yeni karakterler ile yeni bir sezon başlatma cesaretini göstermeyi başarmıştı. Bunu görmezden gelemem.
Apex Legends ve Gears 5
Apex Legends, listemin bu kısmında; kendisi çok kaliteli bir oyun ama benim ilgimi çok uzun bir süre boyunca çekmeyi başaramadı. Yine de bu oyunu oynadığım süre boyunca gayet eğlendim ki zaten bu oyunu da aynı Tom Clancy’s The Division 2 gibi çalışma arkadaşım ve ekstradan kuzenim ile oynamıştım. Her şey çok güzeldi ve oyunun ilk sezonu başlamadan önce de oynamayı bırakmıştım. Bıraktığıma da hiç pişman olmadım; ilk sezon benim hiç ilgimi çekmeyi başaramamıştı.
Bu listemin belki en şaşırtıcı oyunu, Gears 5 olacaktır. Bu oyunu neden ana listemde bulundurmadım da bu kısma çektim? Açıkçası ben de bilmiyorum. Gears 5 oyunu her yönden çok kaliteli bir video oyunu ama hikaye modu ilerledikçe oyuna olan ilgimi kaybettim. Çevrim içi modlar da çok kısa bir süre sonra benim için tüm önemini kaybetti. Neden böyle oldu, bilemiyorum ama bu yüzden de oyunu, listemin bu kısmına eklemenin doğru olacağını düşündüm. Ana listemde olsa, yalan söylemiş olacaktım.
2019 senesine ait genel değerlendirmem
Yeni nesilden ötürü olacak ki 2019, biraz sakin geçti. Ayrıca piyasaya sürülen video oyunlarında da çevrim içi servis mantığı yoğunluğunu arttırmaya devam etti. Dağıtımcı şirketler, oyunları yüzlerce saat boyunca oynamaya optimize etmeye devam etti. Tasarım süreçlerinde ise Twitch ve YouTube platformlarındaki içerik üreticilerine en iyi ürünü sunabilme ön plana koyuldu. Tüm bunlar, bana soracak olursanız video oyunu sektörünü sürekli olarak kalitesizleştiren adımlar.
Piyasaya sürülen her video oyununda çevrim içi özellikler bulunuyor ve oyuncuların her gün oyuna girip, saatlerce o oyunu oynaması hedefleniyor. Bu hedefe yönelik agresif adımlar atılıyor. Bu noktada da tabii ki bütün gün oyun oynayan kişiler ve biraz önce de dediğim gibi Twitch ve YouTube gibi platformdaki içerik üreticileri hedefleniyor. Bu hedefler, dağıtımcı şirketlere en yüksek parayı kazandırıyor. Bir içerik üreticisi, o oyuna para harcamasa bile sürekli olarak ücretsiz bir şekilde reklamını yapıyor.
Ben, oynadığım her video oyununa yüzlerce saatimi ayırmak zorunda değilim. İşim her ne kadar video oyunu sektöründe olsa bile günde en fazla 1-2 saat oyun oynamaya vakit buluyorum; oyun oynayarak para kazanmıyoruz. Bu yüzden de her gün saatlerce oyunda kalmamı istemeyen, en fazla 20-30 saatlik deneyim sunan oyunlardan 2019 senesinde oldukça zevk aldım. Tabii ki Death Stranding ve Call of Duty: Modern Warfare oyunları da çok zevkliydi ama 10-20 saatten sonra o zevk pek kalmıyor içimde.
2020 senesi için ise umutluyum. Bu senenin ilk yarısında Cyberpunk 2077 ve The Last of Us Part II gibi çok büyük merakla beklediğim video oyunları piyasaya sürülecek. Senenin ikinci yarısında ise yeni nesil rüzgarı esecek. Yeni nesillerin çıkış oyunlarından pek ümitli değilim; genelde bu konsollar biraz oturduktan sonra ve şimdiki nesil konsollara verilen destekler kesildikten sonra daha iyi oyunlar geliştiriliyor yeni nesle ama bakalım, bekleyeceğiz ve göreceğiz neler olacağını.