KARMA: The Dark World, Mart 2025 içerisinde çıkacak ve heyecan duyduğum nadir oyunlardan bir tanesiydi. Kendisini oynamak için sabırsızlanıyordum; korku benzeri bir havası ile hemen dikkatimi çekmişti. Cadılar Bayramı dönemi böyle daha yüksek bütçeli oyunlardan yoksun geçerken, içerisinde bulunduğumuz bu rastgele ayın neden korku oyunlarıyla dolu olduğundan pek emin değilim ama yine de böyle kağıt üstünde kaliteli görünen oyunları deneyimlemekten mutluluk duyuyorum. Kağıt üzerinde dedim; oyunun kendisinden henüz bahsetmedim. İnceleme yazım bu yüzden var.

KARMA: The Dark World, ne yazık ki yavaş ama emin adımlarla korku oyunlarının olağan günahlarından bazılarının kurbanı olduğu için parlaklığını hızla kaybetti benim gözümde. Açıkçası, buna bir korku oyunu demenin bile adil olduğunu düşünmüyorum ama buna birazdan daha detaylı bir şekilde değineceğim. Cazibesini kaybettikçe, gerçekte ne olduğundan çok ne olabileceği ile tanımlanan bir oyun haline geldi bu yapıt benim aklımda.

KARMA: The Dark World oyununun bir çeşit gizem oyunu olması amaçlandığından, spoiler vermekten kaçınmak için olay örgüsünü çok derinlemesine incelemeyeceğim. Yine de bir şeyler söylemem gerekirse oyuncular, devasa Leviathan Corporation şirketinin Düşünce Bürosu’nda bir ajan olan Daniel McGovern rolünü üstleniyor. Oldukça rutin bir hırsızlık vakası olarak başlayan bir olay, hızla kontrolden çıkarak çok daha karanlık ve uğursuz bir şeye dönüşüyor ve karakterimizin bildiğini sandığı her şeyi sorgulamasına neden oluyor. Artık klişe olan cümleler bunlar.

KARMA: The Dark World oyununun özeti bu ve dürüst olmam gerekirse, klişe demiş olmama rağmen hikaye kesinlikle kötü değil. Gerçekten merak uyandırıcı ve çoğunlukla oldukça ilgi çekici bir yapısı var ama bu türdeki diğer oyunlarda olduğu gibi benim sorunum hikayenin kendisinden çok nasıl anlatıldığı ile ilgili. Yani, hikaye bir simülasyon gibi görünen bir yerde, Daniel olan ya da olmayan bir karakterin hafızasını tamamen kaybetmesiyle başlıyor. Korku unsurları içeren bir psikolojik gerilim için bile güvenilmez bir anlatı için bir araç olarak hafıza kaybı yaşayan karakterlerden şahsen gerçekten sıkıldım.

KARMA: The Dark World

İkinci olarak, oynadığım pek çok korku oyunu girişiminde olduğu gibi bu oyun da imgeleri ve temalarıyla “Tüh, hepsi alegori!” dedirtecek kadar burnunun dikine gidiyor. Dünyanın devasa, uğursuz bir şirket tarafından kontrol edilmesi ve bunun için buldukları en iyi ismin Leviathan olması harika bir başlangıç değildi ama aynı zamanda bu kadar açık ve karikatürize bir şekilde kötü olduklarında, sahip olabileceği olası entrikaların çoğunu kaybediyor kendileri.

Beni gerçekten güldüren bir an, Düşünce Bürosu’nun lobisinde bulunan ve doğal olarak Propaganda Departmanı, Yeniden Eğitim Ofisi ve tabii ki Tarihsel Revizyonizm Departmanı’nı içeren çeşitli departmanlara işaret eden bir tabelaydı. İşte o anda Leviathan şirketine sadece “Kötüler” diyebileceğinizi gerçekten hissettim. Her şey biraz fazla çizgi film benzeri hissettirdi ve bence bu oyunun ihtiyacı olan şey biraz daha kreatiflik ve ciddilik idi.

Bu şirkette çalışan bir karakteri oynuyorsunuz – Leviathan şirketi başlangıçta iyi ya da belki biraz acımasız ama nihayetinde insanlığın yararına görünseydi ve sonra illüzyonun bozulduğunu görmeye başlasaydınız daha ilginç olmaz mıydı? Bu, bir anlatı aracı olarak hafıza kaybına duyulan ihtiyacı ortadan kaldırırken, incelemekte olduğum KARMA: The Dark World oyununun ulaşmayı hedeflediği psikolojik gerilim temaları ve tarzıyla da uyumlu olurdu. Neden böyle bir yol tercih edilmediğini anlamadım; ben sonuçta bir oyun geliştiricisi veya tasarımcısı filan değilim.

Bu sorun oyunun daha ezoterik bölümlerine de uzanıyor. İster İkiz Tepeler’den fırlamış Kırmızı Oda’da dolaşıyor olun, ister sıradan bir ofisin dehşetinden geçmeye zorlanıyor olun, bu anlar biraz fazla uzun sürmese ve sembolizmleriyle kafanıza vurmasa inanılmaz derecede etkili olabilirdi. Birden fazla kez, kendimi döngüsel bir odayı tekrarlarken ve göklere doğru ağlarken buldum. Oyunun vermeye çalıştığı mesaj derin değil ve anlatmaya çalıştığı şeyi ilk veya ikinci seferde kolaylıkla anlıyorsunuz ama oyun sanki Death Stranding seviyesinde bir şey anlatıyormuş gibi uzatıyor her şeyi. Anladım ben mevzuyu, lütfen devam edelim…

KARMA: The Dark World

Ayrıca, psikolojik korku oyunlarında gayet doğrusal kovalamaca anlarını da pek anlamıyorum. Son zamanlarda çok fazla psikolojik korku oyunu bunu yaptı ve bu asla korkutucu değil – oyuna sıkıntı dışında hiçbir şey katmıyor. Yaşanan olayın zaten psikolojik olduğunu biliyoruz; gerçek bir korku gibi neden bu kadar üstüne gidiliyor bu anların, anlamıyorum. Bu özellikle de karakterlerin yakalanması için sürpriz tuğla duvarlar koyup onları kovalamacayı baştan başlatmaya zorlarsanız geçerli oluyor. Temaların ve tonun oyuncuları etkileyeceğinden yeterince emin değilseniz, bir kovalamaca sekansı kesinlikle bunu aniden yapmayacaktır bence.

Bu utanç verici; psikolojik gerilim olma çabasındaki KARMA: The Dark World, oldukça standart bir yürüme simülatörü gibi hissettiriyor. Burada onu gerçekten ilginç bir bulmaca oyunu yapabilecek çok sağlam bir temel var. Bu, oyunda bulmaca olmadığı anlamına gelmiyor ama bir soru sorulmasını ve ardından cevaba giden düz bir koridoru bulmaca olarak görmüyorum. Oyuncu, sadece dünyada yönlendirilmek ve esasen “Gördün mü? Zeki değil miyiz?” denmek yerine, bu devasa şirketin karanlık sırlarını ortaya çıkarmaya daha aktif bir şekilde dahil olabilir ve tuhaf rüya manzaralarından kurtulma yolunda savaşabilirdi. Bu hali biraz yavan hissettiriyor.

Görsel olarak, KARMA: The Dark World kesinlikle çarpıcı. Ortamlar güzel bir şekilde işlenmiş ve zengin bir şekilde detaylandırılmış ve renk ve ışık kullanımı inanılmaz derecede çarpıcı. Bazı unsurları biraz fazla açık oldukları için eleştirmiş olsam da bazı yüksek konseptli fikirlerin sunuluş biçiminde takdir edilecek çok şey var. Toprağa ekilmiş seğiren insanlar, kafa yerine televizyonları olan karakterler ve size bakan tehditkâr mekanik gözler ezoterik bir rahatsızlık hissi taşıyor. Sesler de aynı şekilde başarılı; sağlam bir ambiyans karışımı, gergin ve kasvetli müzikler ve dünyanın tonunu belirlemek için iyi bir seslendirme var ama nedense diyaloglar hep üst üste biniyor.

KARMA: The Dark World eğer bana soracak olursanız kesinlikle iyi bir oyun ama oynadıkça başka bir şey olmasını diledim. Oyunun gayet ilginç bir hikayesi var ve gerçekten iyi bir deneyim için tüm parçalar kağıt üzerinde mevcut ama asla gerçekten geri dönmek istediğim bir şeye dönüşmüyor. Tekrarlamak gerekirse oyun biraz ilginç bir hikaye anlatıyor ama basit oynanış ve çok bariz olan sembolizm ile birçok iyi potansiyeli boşa harcıyor.

KARMA: The Dark World
KARMA: The Dark World
Olumlu
Anlatılan hikaye çoğu zaman ilgi çekici ve gizem dolu.
Psikolojik korku elementleri zaman zaman etkileyici; bölüm tasarımları hoş.
Ortam efektleri ve tona uygun müzikle ses kalitesi oldukça iyi.
Oyun, güzel bir şekilde işlenmiş ortamlarla görsel olarak etkileyici.
Olumsuz
Oynanış elementleri kısa bir sürede etkileyiciliğini kaybediyor; neredeyse bir yürüme simülasyonu gibi fazla basit kalıyor.
Seslendirme performansları başarılı ama diyaloglar sürekli olarak üst üste biniyor ve miksaj pek de başarılı hissettirmiyor.
Oyunun büyük ve kötü şirketi olan Leviathan, incelikten yoksun ve bariz alegorilere yol açıyor; bu yüzden yavan kalıyor.
Oyunun korku yönünü azaltan doğrusal kovalamaca sahneleri mevcut ve bulmaca elementleri de derinlikten yoksun.
7