2019 yılında Team17, ekibin boş zamanlarında yarattığı kısa bir oyunla Adventure Jam 2019 etkinliğine katılmıştı. Bu katılım ile üretilen oyun tabii ki ücretsizdi ve aslında hala da ücretsiz bir şekilde oynanabiliyor. Bunun sebebi ise oyuncuların bu konsepti çok sevmesiydi. Durum böyle olunca herkes aynı soruyu sormaya başladı: Bu konsept hiçbir zaman tam bir video oyununa dönüşebilecek mi? 2023 senesinin içerisinde hızlıca ilerlerken, bu sorunun cevabını bulduk: Killer Frequency, tüm büyük platformlarda çıkışını resmi olarak gerçekleştirdi. İlginç bir şekilde oyun, sanal gerçeklik için de çıktı ama sadece tek bir platform için…
Killer Frequency oyununun PlayStation 5 sürümünde 1987 yılına gidiyoruz ve kötü şöhretli Whistling Man, kendini öldürmeden önce düzinelerce insanı öldürerek ortalığı kasıp kavurmasının üzerinden otuz yıl geçti. Çılgınlığının ve ölümünün yıldönümünde hayal bile edilemeyecek bir şey olur; Whistling Man, geri dönmüştür ve yeni kurbanlar peşindedir. Seri katilimizin İlk başvurduğu kişi ise şeriftir. Böylece sürprizlerle, belirsizliklerle ve gizemle dolu bir gece başlar – yerel polis departmanı için değil, yeni atanan gece yarısı radyo sunucusu Forrest Nash için. Tahmin edersiniz ki bu kişi de tam olarak biz oluyoruz ve bu benzersiz gecede, benzersiz bir macera yaşıyoruz.
Evet, doğru duydunuz; onlarca, belki de yüzlerce kişiye canlı yayın yaparken, hiç beklemediğiniz bir çağrı alıyorsunuz. Kalan polis memurları komşu kasabadan yardım isterken, küçük Gallows Creek kasabasının tüm 911 çağrılarını almakla görevlendiriliyorsunuz. Yani, görevleriniz sadece plak çalmak, reklam yayınlamak veya bitişik kabindeki yapımcınız Peggy ile eğlenceli şakalaşmalar yapmak değil; aynı zamanda kelimenin tam anlamıyla ölüm kalım durumundaki insanlara tavsiye ve rehberlik sunmanız gerekiyor. Whistling Man, terör estirirken, siz de kendinizi aynı kaosun içerisinde buluyorsunuz. Dua edelim de bu seri katilin dikkatini çekmeyelim.
Yine de küçük bir sorunumuz var: Ortalıkta dolaşan bir katil olduğu ve kurbanlar arasında bariz bir bağlantı olmadığı için radyo istasyonuyla sınırlı kalıyorsunuz. Neyse ki, radyo istasyonu çeşitli programlara ev sahipliği yapıyor ve ilginç insanları işe alıyor, bu nedenle arayanlarınızın ölümcül çıkmazlarına ilişkin ipuçları ve çözümler, çalışma arkadaşlarınızın kabinlerinde ve yazılarında bulunabilir. Herkesi kurtarabilecek, katili yakalayabilecek ve bir gün daha yaşayabilecek misiniz, yoksa korkunç bir şekilde başarısız olup, canlı yayında herkesin ölümüyle ilgili bir kelime oyunu mu yapacaksınız? Sanıyorum ki insanları kurtarmayı hedeflememiz gerekiyor.

Killer Frequency aslında bir bulmaca oyunu
Uzaktan bakınca bir macera oyunu gibi dursa da Killer Frequency, her şeyden önce bir bulmaca oyunudur. Oyun, sizi sadece tahmin etmek yerine cevapları aramak için çevrenizi keşfetmeye iter. Tabii eğer hattaki kişinin güvenliğini önemsemiyorsanız tahminde de bulunabilirsiniz. Her oyun yaklaşık 3-4 saat sürüyor. Belki daha uzun sürebilir ama atlanamayan şakalar, Peggy ve kasaba halkıyla olan etkileşimleriniz nedeniyle asla daha kısa sürmeyecektir. Bu, herkesi hayatta tutma ve katili dört saatin altında yakalama ile alakalı “Speedrun” başarısını heyecan verici hale getiriyor. Eğer kupalara önem veriyorsanız, sadece iki kere bu oyunu oynayarak, her şeyi elde edebilirsiniz.
DJ modundayken, Peggy ile özel olarak konuşabilmek için hangi plakların çalınacağını seçebilir, kasabadaki bazı ilginç işletmeler ve kişiler için reklamlar çalabilir ve masanızdaki kağıt ve plakları odanın karşısındaki çöp kutusunun üzerindeki basketbol filesine atma yeteneğinizde ustalaşabilirsiniz. Oyunda kesinlikle hikayeyi değiştirmeyen bazı diyalog seçimleri var ve kalpsiz bir insan olup, ölenlerle sürekli alay ederseniz birkaç kahkaha atabilirsiniz. Yine de genel olarak hikaye çok ilginç. Oyunun başından, sonuna kadar hikaye ilgi çekici halini koruyor ve çalabileceğiniz müzik de oldukça fazla. Müzikler genelde 1980’lerden ve oyuna mükemmel bir şekilde uyuyor.
911’i arayan kişilere yönelme moduna geçtiğinizde işler biraz değişiyor. Bu kez, birini kurtarabileceğiniz ya da doğrudan öldürebileceğiniz için diyalog seçimleri önem kazanıyor. Arayan kişiden küçük bir bilgi ediniyorsunuz ve ardından doğru ve yararlı tavsiyelerde bulunmanıza yardımcı olabilecek her şeyi aramak için stüdyoya gidiyorsunuz. Örneğin, birisi anahtarını düşürdüğü için arabasını çalıştıramadığını söyleyerek aradığında, gidip araba tabanlı radyo sunucularından birinin okuduğu bir dergiyi buluyorsunuz – bu makaledeki bilgileri kullanarak arabayı çalıştırmasına ve yanlışlıkla alarmı çalıştırmadan güvenli bir şekilde uzaklaşmasına yardımcı oluyorsunuz.
Killer Frequency içerisindeki bulmacalar eğlenceli ve benzersiz yapılara sahip. Bulmacalar genellikle tek bir belge veya görüntüye güvenmek yerine size yardımcı olacak farklı öğeleri aramanızı sağlıyor. Yine de çözülmesi zor ya da çok gizemli bir şey ile karşılaşmadım oyundaki deneyimim boyunca. Sadece birkaç kez biraz daha farklı düşünmem gereken anlarla karşılaştım ve görsel ipuçlarının öne çıktığı noktalara tanıklık ettim. Örneğin bir çöplükte kilitli kalan bir kurbana yardım etmesi için birini aramanız gerekiyor ama haritada bazı sokakları kapatan yol çalışmaları hakkında bilgi veren bir uyarı var. Yardım için kimi aramanız gerektiğine karar vermeniz gerekiyor. Ardından, onları oraya götürdüğünüzde, yeni yardımcınızı göndermek için tam konumu daha da azaltmak için kurbanı sorgulamanız gerekiyor.

Sevilmeyecek pek bir bulmaca yok
Ben şahsen bulmacaları çok sevdim, bazıları oldukça kolaydı ama diğerleri biraz düşünmeyi gerektiriyordu. Hatta bir tanesini herkesin ölmesini sağlamak konusunda oldukça zor buldum; seçimlerim genellikle hayatta kalmalarıyla sonuçlanıyordu… Tek olumsuz nokta, bulmacaların daha zor, daha şifreli ve çözmesi daha zor olmasını istememdi. Sadece arayan kişiye vereceğiniz kodların olduğu bir kitap bulmak yerine, bunu başlı başına bir bulmaca haline getiren, böylece kodları çözmek zorunda kalmayı tercih ederdim ya da bize yardımcı olacak en iyi kişiyi bulmak için personel dosyalarını okumak yerine, bize anlaşılması zor personel performans değerlendirmeleri veya doğru çalışanı bulmak için çapraz referans yapmamız gereken birden fazla rapor görmeyi isterdim.
Bunu yanlış anlamayın; oyundaki bulmacalar bence harika ve çözmesi çok eğlenceli, sadece zaman zaman biraz daha sürükleyici ve zor olmasını isterdim. Böylece doğru cevabı bulmanın tatmini daha güzel hissedilirdi. Aynı zamanda, Killer Frequency oyununda bir grup ilginç karakter oluşturdukları için de ekibi övmek gerek. Herkesin güçlü bir kişiliği var ve bu da diyaloglarına ve seslerine mükemmel bir şekilde yansıyor. Diyaloglar kimi kurtardığınıza veya ölüme terk ettiğinize bağlı olarak biraz değişse de genel hikaye gerçekten değişmiyor. Elbette, konuşacak biri varsa geçmiş olaylar hakkında daha fazla bilgi edinebiliyorsunuz.
Aynı zamanda son bölüm, yine sadece o bölümde yaptığınız seçimlere de bağlı gibi görünüyor; eğer işe yaramazsanız, katilin tüm saygısını kaybediyorsunuz, ancak eğer iyiyseniz o zaman neden kan aradıklarını sizinle konuşmaya daha istekli olabiliyorlar. Oldukça ilginç bulduğum bir şey de seri katilin dışında oyunda gerçek karakter modellerinin olmaması. Karakterimizin hiçbir yansıması yok, Peggy renkli bir pencerenin arkasında, bu yüzden sadece siluetini görüyorsunuz ve diğer tüm etkileşimleriniz yüz yüze değil, telefon üzerinden gerçekleşiyor. Bu yüzden seslendirme, oyunun en önemli yönü, her karakteri sadece vokallerle canlandırmak zorundaydılar ki bunu mükemmel bir şekilde yaptılar. Bu nedenle, ses sanatçılarının jenerikte çok aşağılara gömülmesini biraz hayal kırıklığı olarak gördüm ama oyunun önemli bir parçası oldukları için en üste olmalarını isterdim.
Ben şahsen Killer Frequency oyununun nasıl göründüğünü sevdim. Bu oyunun 2019 versiyonu kadar karanlık ve cesur değil ne yazık ki ama basit animasyonlu, ancak gerçekçi stil gerçekten yakışıyor bu video oyununa. Oyun, posterlerden cihazlara kadar döneme uygun öğelerle dolu, gerçekten 1980’lere geri dönmüş gibi hissediyorsunuz. Ayrıca, L3 düğmesine basarak metin kutularını hızlıca etkinleştirebilmenizi de çok sevdim – bu, imlecinizin üzerinde olduğu her şeyi ekranın yanında düz bir metin olarak gösteriyor. Bu da bazı belgeleri okumanın çok daha kolay olduğu anlamına geliyor. Hoş bir detay kendisi.

Killer Frequency, teknik açıdan bir problem yaşamıyor
Killer Frequency oyununun PlayStation 5 versiyonu 60 FPS değerine kilitli bir şekilde çalışıyor. Çözünürlüğü bilmiyorum ama hiçbir bariz görsel problem olmadığı için tam, gerçek bir 4K gibi görünüyordu. Oyunun çözünürlüğü gerçekten temiz, net ve pürüzsüz bir yapıya sahip. Yalnız, oyunun PlayStation 4 sürümüne geçtiğimizde tam tersi bir durumla karşılaşıyoruz. Kare hızı 30 FPS oluyor ama akıcı bir 30 FPS ile karşılaşmıyoruz. Ayrıca çözünürlük de çok net durmuyor; muhtemelen 1080p veya 1440p değerlerinde sunuluyor ama kenar yumuşatma ve benzeri teknik özellikler üzerinden bazı sıkıntılar yaşanıyor ne yazık ki. Bu arada, oyunun PlayStation 5 için desteği olduğu gibi PlayStation 4 Pro için de ayrı bir desteği yer alıyor.
Bu arada, Killer Frequency oyununda kayıt dosyalarını nesilden nesle aktaramıyorsunuz. Bu nedenle oyunun PlayStation 4 sürümünü, PlayStation 5 sürümüne göre oynamanın bir faydası yok. Eğer imkanınız varsa, en iyi görünen ve oynanan sürüm olduğu için PlayStation 5 sürümünü oynamanızı şiddetle tavsiye ederim, ancak PlayStation 5 konsolunun oyuncuları da tam anlamıyla geride bırakılmıyor; oyun orada da harika görünüyor ve oynanıyor. Sadece teknik açıdan oyunun eski nesil versiyonu biraz zayıf görünüyor, o kadar efendim.
Killer Frequency oyunundan gerçekten keyif aldım, şanssız kurbanları güvenli bir yere nasıl yönlendireceğimize dair ipuçlarını bulmak için stüdyoyu araştırmak çok eğlenceli ve çok yaratıcıydı. Her ne kadar bazı çözümlerin daha şifreli ve zorlayıcı olmasını istesem de çözümleri bulup, arayan herkesi kurtardığımda ya da ruh halime bağlı olarak öldürdüğümde yine de tatmin oldum. Yaratıcı bulmacaların dışında, şakalar ve altta yatan hikaye çok eğlenceliydi ve yakında unutmayacağım bir deneyim oldu. Team17, güzel bir yapıtı piyasaya sürmüş.
Killer Frequency, ne kadar kaliteli olsa da en başta da söylediğim gibi sanal gerçeklik cephesinde sadece tek bir platforma özel. O platform da Meta Quest 2. Yani, bu oyunu PlayStation VR2 veya daha farklı bir cihazda oynamak istiyorsanız, bu mümkün değil. İlginç bir karar olmuş açıkçası bu. Bu arada, oyunu tabii ki sanal gerçeklik başlığı olmadan da oynayabiliyorsunuz ama oyunun bazı elementleri, sanal gerçeklik ön planda tutularak geliştirilmiş, tasarlanmış gibi duruyor, kendisini bayağı belli ediyor oyun bu noktada. Neyse efendim, eğer eğlenceli ve benzersiz bir bulmaca oyunu oynamak istiyorsanız, Killer Frequency yapıtına bir şans verebilirsiniz.