Korkutmak mı daha zordur, yoksa güldürmek mi daha zor, diye tuhaf bir soru sormayacağım, merak etmeyin. Nihayetinde tiyatroyla değil, video oyunlarıyla ilgili içerikler üretiyoruz. Yalnız bu soruyu, bir video oyunu nasıl korkutmalı ya da nasıl oyuncusunu rahatsız edebilir diye yinelersek, şu anda bulunduğumuz alana geçmiş oluruz. Daha fazla kafa karıştırıp lafı uzatmayayım isterseniz ve Layers of Fear 2 incelemesine giriş yapayım.
Layers of Fear 2 ile gerilim bıraktığımız gibi devam ediyor
Pek çok okurumuz incelemesini gerçekleştirdiğim serinin ilk oyununu oynamamış olabilir. Üzülmeyiniz diye onları hemen teselli edeyim. Genel yapı itibarıyla Layers of Fear 2, serinin ilk oyunuyla aynı temeller üzerinden hareket ediyor. Tabii ki geliştirmeler ve farklılıklar bulunuyor lakin temelde yaptıklarımız ve oyuncuları rahatsız etme şekilleri benzer bu iki oyunun. Korkutmak yerine oyuncuları rahatsız etme diye ifade etmeyi de bilinçli olarak seçtiğimi söyleyeyim.
Serinin bu ikinci oyununa bakıldığında, oyuncuları korkutmaktan çok rahatsız etmek üzerine kurgulandığını belirtmek istiyorum. Misal olarak, bir koridordan yürürsünüz ve karşınıza aniden herhangi bir şey çıkar ve irkilirsiniz. Sinema filmlerinde sıklıkla karşılaşıldığı gibi rahatsız edici bir sesle birlikte de bu işlem yapılabilir ve bahsettiğim teknikler klişedir. Burada, oyuncuyu veya izleyiciyi korkutmak amaçlanmıştır.
Layers of Fear 2 ve mensubu olduğu serideki asıl amaç ise korkutmaktan ziyade rahatsız etmek. Serinin incelemesini gerçekleştirdiğim bu ikinci oyununda bir gemide seyahat ediyoruz. İlk oyundaki yapıya benzer olarak serinin bu yeni oyunu da koridorlar geçiyor. Bulduğumuz notları okuyor ve tuhaf olayları sebep olan gizemi çözmeye çabalıyoruz. Yalnız bunu çabalarımız, çizgisel bir biçimde ilerlemiyor. Daha doğrusu oyun çizgisel olarak ilerliyor ama bu sırada aklımızı başımızdan almayı da başarıyor.
Seriye uzak oyuncular için kısaca anlatayım. Gemi içerisinde bir noktadan başlıyor, açılmayan kapıları geçerek kilitsiz bir kapıdan içeri giriyor, varsa bulmacaları çözüyor ve yeni bir kapıdan girdiğimizi sandığımız sırada en başa dönüyoruz. Rahatsız edici dedim ya insan oynarken acaba delirmek böyle bir şey mi diye soruyor kendi kendisine. En azından ben sordum. Ölçüsü denk değil ama evinizde balkona çıktığınız anda kendisiniz tuvalette bulsanız ne yapardınız bir düşünün. Oyunun geneli bu mantık üzerine ilerlerken hikaye çetrefilleşiyor ve korku unsurları gittikçe arttırılıyor.
Güzel görüntüler arasında hayranlıkla birlikte korkmak
Bahsettiğim gibi korkudan ziyade rahatsız edici unsurlara sahip bir yapım Layers of Fear 2. Bu rahatsız edici unsurları, rahatsız edici bir yapıyla sunmanın yanında, hayran bırakan görüntüleri de oyunculara ulaştırmayı başarıyor. Şöyle ki, bir geçişte aynı bölümü eskimiş, yırtılmış bir biçimde görebiliyorken, diğer bir geçişinizde muhteşem ışıklandırmalar ve gerçekçi duruşla resmedilmiş bulabiliyordunuz.
Ayrıca grafik geçişleri, tek düze yapıdan uzaklaşarak birbirinden farklı filtreleri oyunculara farklı zamanlarda sunabiliyor. Bir başka deyişle bir bölümde pırıltılı bir günü yaşarken diğerinde siyah beyaz bir sinema filminde gibi çevrenizi görebiliyorsunuz. Durumun böyle olması, oyunun sunduğu atmosferi ve üst kısımda değindiğim rahatsız edicilik hissini körüklüyor.
Başarılı grafiklerin bizlere nasıl bir optimizasyonla aktarıldığı konusu burada akıllara gelecektir. Açıkçası oyunun optimizasyon konusunda fazlaca iyi bir iş çıkarttığını söyleyemeyeceğim. Grafikler bazen gerçekten fotoğraf gibi algılanabiliyor ama oyunda yavaşça hareket ederken bile takılmalar ve FPS düşüşleriyle karşılaştığımı söylemeden geçemeyeceğim. Özellikle hızlı hareket edilmesi gereken anlarda performansın bir hayli bocaladığını belirtmek isterim.
Oyunun seslerinden ise gayet memnun kaldığımı söyleyeyim. İster ortam sesleri olsun isterse seslendirmeler olsun, Layers of Fear 2 oyunuyla amaçlanan rahatsız edici hissin artmasını sağlıyorlar. Kasa açarken çıkan küçük sesleri bile özenli buldum. Öte yandan oyunu oynadığım AOC AG273QCG model monitörün sunduğu görüntü kalitesiyle oyunun görüntü kalitesinin arttığını belirteyim.
Korkunun merak ile kesiştiği anlardayız
Layers of Fear 2, öyle onlarca saatimizi çalmaya çalışan bir oyun değil. Diğer pek çok oyuna göre nispeten kısa yapısıyla dikkat çeken bu oyun, 3 bölüm olarak kurgulanmış vaziyette. Bu bölümler kendi aralarında farklılaşarak sunuluyor ve şahsen beni memnun bıraktı. Bu oyunu oynarken hem meraklandığımı hem de psikolojik anlamda rahatsızlık hissettiğimi söylemek isterim.
Öte yandan geliştirici ekibin ilk oyunun üzerine koyduğunu, bazı yönlerden oldukça güçlü bir yapımla karşı karşıya olduğumuzu söyleyebilirim. Grafikleri ve sesleri hayli başarılı olan yapımın umarım ki FPS oranlarında düzenlemelere gidilir. Bir oyuna büyük paralar vermek istemeyen, farklı bir deneyim yaşamak isteyenler tarafından hoşça vakit geçirtecek bir oyun Layers of Fear 2.