Lorn’s Lure, 20 Eylül 2024 tarihinde çıkmış olan birinci şahıs platform oyunu. Oyun, atmosferik bir anlatıma sahip ve dikkat çekici özelliklerinden biri tırmanma mekaniği. Oyun, modernleştirilmiş retro ve üç boyutlu grafiklerle tasarlanmış ve meraklı gezginler için ilgi çekici bir deneyim sunuyor. Oyunda, geçmişi ve geleceği bilinmeyen gizemli bir robotu oynuyoruz. Bir robot olarak, neden burada olduğumuzu merak ediyor ve yıllardır olduğumuz yerden dışarıya açılan dünyayı görebilmek için bir çıkış yolu arıyoruz.
Robotumuz, neden orada olduğunu ve hangi amaca hizmet ettiğini bilmeden, adeta tükenmişlik sendromundaymışçasına devasa bir yapının içerisine sıkışmış durumda. Yavaş yavaş bu metalik dünyayı keşfederken, bu yapının dışarısına çıkmak ve kolonimize bunun müjdesini vermek için yol aramaya başlıyoruz ama dünya daha da karmaşık ve korkutucu hale geldikçe, oyunun atmosferi de yoğunlaşıyor. Peki, bu robot kimdir? Neden buradadır? İşte bu sorular, oyunun merkezini oluşturan belirsizlik ve merak duygusunun temellerini atıyor.
Bir çıkış yolu bulabildiğimizde, artık geri dönemeyecek olduğumuzu henüz bilmiyoruz. Nereye doğru gittiğimizi bulabilmek için ise yola devam etmemiz gerekiyor. Oyun, bu gizemler etrafında başlıyor ve bir süre boyunca devam ediyor. Bir süre sonra, bazı android mekanik parçalarıyla karşılaşıyoruz ve E tuşuna ya da farenin sol tıkına tıkladığımızda bu parçalarla etkileşime geçebiliyoruz. Bu parçalar bize bazen yol gösteriyor, bazense kapana kısılıp kaldıklarını okuyucularına anlatarak oyuncuları korkuya sürüklüyor.
Örneğin, “673 yıldır kayıp durumdayım. Bunun 204 yılını burada, bu güç kaynağına bağlı olarak geçirdim…Bu güç kaynağına daha fazla tutunamam. Dibi görmeye karar verdim.” diyerek kendi ölümünü seçen bir kişinin yazdığı mektubu okuyoruz. Tüm bu mesajlar, bize oyunun karanlık yüzünü daha net bir şekilde aktarıyor. Bu da bu büyük, metalimsi dünyada oyuncularını karanlığa ve kötümserliğe sürüklüyor. Bu sayede gizemleri keşfetmek daha heyecanlı bir hal alıyor, oyuncularını oyuna karşı daha da meraklandırıyor.
Bu tür notlar, oyunun derinlemesine işlenmiş karanlık atmosferini oyuncuya başarılı bir şekilde aktarıyor. Aynı zamanda bu notlar, oyuncunun yalnızca bir yol bulmaya çalışmakla kalmayıp, bu dünyanın neden bu kadar kasvetli olduğunu da keşfetmesine olanak tanıyor Oyundaki ses efektleri de oldukça gerici. Arka plandaki müzik ve yürüme, tırmanma gibi efektler birleştiğinde oyunun karanlık atmosferiyle birlikte korkutucu bir hal alıyor. Bu şekilde, oyunun sesini biraz da olsa kısarak Lorn’s Lure yapıtının keyfini bu şekilde çıkarmak isteyebilirsiniz.
Oyundaki bu huzursuzluk hissi, bizlere oyunu daha fazla oynamak için merak unsurunu kalıcı olarak veriyor. Lorn’s Lure içerisindeki belki de en önemli özelliklerden biri ise belirsizlik kavramının oyunun ana temasında yer alması. Bu belirsizlik, oyunu daha fazla oynama isteği uyandırıyor ve gizemleri çözmek için bir basamak konumunda yer alıyor. Oyunun hikayesiyle birlikte, belirsizliğin hakim olması da hikayede ne anlatılmak istenildiğinin, neden burada olduğumuzun, geçmişte ne yapıyor olduğumuzun ve gelecekte ne yapacağımızın sinyallerini veren bir işaretçi konumunda.
Lorn’s Lure, belirsizlik temasını ustalıkla kullanarak oyuncuyu her an merak içinde tutmayı başarıyor. Oyunun başlangıcında, neden orada olduğumuzu veya nereye gitmemiz gerektiğini bilmiyoruz. Oyun dünyasında ilerledikçe, her adımında yeni bir gizemle karşılaşıyoruz. Bu belirsizlik, oyunu sürekli ilginç kılan ve oyuncuyu daha fazlasını keşfetmeye iten en güçlü unsurlardan biri. Oyunun bir noktasında, duvarlara tırmanabilmek için bir tırmanma ekipmanı buluyoruz. Buna sahip olabilmek için ise E tuşuna tıklamamız gerekiyor. Ölü bir gezginden kalan bu ekipman sayesinde, artık duvarlara tırmanabiliyor ve bu karanlık dünyayı daha iyi bir şekilde keşfedebiliyoruz.
H tuşu, oyunda nereye gideceğimizin işaretçisi olarak bizlere sunuluyor. Bu tuşun ve yardımcının bulunması, oyunun sıkıcı bir yapıya sahip olmamasında en büyük etkenlerden biri. Zira bu büyük dünyada oyuncunun nereye gideceğini ve ne yapacağını bilmemesi son derece olası. Oyuna yorulma mekaniği de eklenmiş. Bu da, sürekli olarak duvarlarda tırmanamamanın bir diğer adı. Bu özelliğin oyuna eklenmesi sayesinde oyuncu oyuna “kolay” diyemiyor; oyun, sınırsızlık içerisinde oyuncuya bir sınır gösteriyor ve bu sınırı aşmaması gerektiğini ona hatırlatıyor.
Oyunun bir diğer aşamasında ise bir makineye ulaşmamız gerekiyor. Bu makine, oyunun belirli bölgelerinde olan tünellerden geçmemizi sağlamak için ulaşılması gereken ana parçalardan biri. İşte, oyunda bunun gibi ulaşılması gereken birçok nokta bulunuyor.
Makineye ulaştığımızda ise yapmamız gereken tek şey faredeki sol tık ile bir defa dokunmak. Bu sayede, yukarıdaki tünelin ters yöne esen rüzgarını durdurabiliyor ve yolumuza devam edebiliyoruz. Oyunun birkaç yerinde bulunan bu tüneller, oyundaki aşamaları geçtiğimize gösteren birer belge konumunda. Oyundaki kayıt mekanizması ise oldukça basit. Eğer yere düşersek veya uçurumdan atlarsak T tuşu ile geri doğabiliyoruz ama T tuşuna üç saniye boyunca basmamaya dikkat etmelisiniz, zira oyuna baştan başlayabilirsiniz. Eğer düşerseniz ise oyunda en son olduğunuz noktaya geri ışınlanıyorsunuz, oyun bu açıdan oyuncularına oldukça kolaylık sağlıyor.
Oyun, kendisine sürekli bir yenilik katarak ilerliyor. Oyundaki mekanizmalar sade ve basit olsa da ilerleyen kısımlarda tuşlarla yapılabilecek farklı skiller bölümlere ekleniyor. Örneğin, oyunun bir kısmında W + A tuşu ile duvarda sörf yaparak uzak noktalara ulaşabiliyor ve böylece tırmanarak gidemeyeceğimiz noktalara ulaşabiliyoruz. Oyunun dünyası, labirentvari yapısıyla oyuncuya sürekli yeni yerleri keşfetme imkanı sunuyor. Her yeni alan, yeni bir gizem ve yeni bir keşif sunuyor. İpuçları, oyundaki ana unsurlardan biri. Nereye gittiğimizi bilmeden ilerliyor ve bundan zevk alıyoruz.
Çeşitli mekanik parçalar, karanlık dünyadaki ipuçları ve bu dünyada kaybolmuş eski robotların mesajları, sorularımızın yanıt bulmasına biraz da olsa yardımcı oluyor. Ancak oyunun en büyük başarısı da bu ipuçlarını doğrudan sunmaması. Oyuna yedirilmiş farklı ipuçları sayesinde tüm bilgileri toplayarak kendi hikayemizi oluşturmak durumunda kalıyoruz. Bu da oyunu daha derin ve düşündürücü bir deneyim haline getiriyor.
Lorn’s Lure, atmosferik yapısıyla ve hoş tırmanma mekanikleriyle öne çıkan bir oyun olarak karşımıza çıkıyor. Aynı zamanda, karanlık ve kasvetli bir dünyada yolculuk etme fırsatı buluyoruz. Oyun, retro üç boyutlu grafikler sunarak oyuncularını içine çekmeyi başarmış durumda görünüyor. Belirsizlik teması ise sürekli olarak keşfetmeye ve oyunun gizemlerini çözmeye teşvik ediyor. Oyunun atmosferi, ses tasarımı ve mekanikleri bir araya geldiğinde, Lorn’s Lure, benzersiz bir oyun deneyimi sunuyor.
