2002-2005 civarında PlayStation 2 konsolum için satın aldığım bir oyundu Mafia. Zamanında kendisini bayağı bir oynamıştım ama oyuna dair ne hatırlıyorsun diye sorsanız, muhtemelen hiçbir cevap veremezdim. Şimdi düşündüğüm zaman bile sadece o şehri hayal meyal gözümün önüne getirebiliyorum. Ondan sonrası ne yazık ki yok. Buna karşılık, Mafia: Definitive Edition oyunu bir yeniden yapım olarak duyurulduğu zaman çok heyecanlanmıştım; 2020 senesinde ziyaret etmeyi hiç planlamadığım bir şehirdi Lost Heaven. Şimdi ise kendisi tam karşımda duruyor.
Lost Heaven’daki maceramız 1930 senesinde başlıyor ve 1950 civarına kadar bolca zaman atlaması ile ilerliyoruz. Ayrıca, senelerden anlayabileceğiniz üzere Büyük Buhran dönemini yaşıyoruz oyunun içerisinde. Hikayenin kendisinde ise Thomas Angelo isimli bir karakteri kontrol ediyoruz. Basit bir taksi şoförü olarak çalışan karakterimiz, birkaç gün içerisinde kendisini Lost Heaven’ı kontrol etmeye çalışan iki mafya ailesinin birinde buluyor. Ardından da bölüm bölüm kurulan bir yapı ile hikayenin gidişatına tanıklık ediyoruz Mafia: Definitive Edition oyununda.
Hikayenin detaylarından tabii ki bahsetmeyeceğim sürprizleri kaçırmamak için. Mafia: Definitive Edition oyununun aslında bir yeniden yapım olduğunu göz önünde bulundurursanız, hikayenin de yenilendiğini düşünebilirsiniz ama durum öyle değil. Oyunun temeli yeniden yapılmış olsa bile anlatılan orijinal hikayenin dışına pek çıkılmıyor. Bu kesinlikle kötü bir şey değil; ilk oyunun hikayesi kendi zamanına göre oldukça güzeldi, aynı hikayeyi 2020 senesinde bir kere daha deneyimlemek bence oldukça güzel. Ayrıca, bu oyunda hikaye bir tık daha genişletilmiş eksta görevlerle.
Mafia: Definitive Edition, 2002 senesine göre gerçekten güzel bir hikaye anlatıyordu. 2020 senesinde ise bu hikayenin nereye gideceğini, ilk oyunu oynamamış olsanız bile tahmin edebilmek çok kolay. Sonuçta, benzer hikayeleri bugüne kadar çok gördük ve yaşanan olaylar da pek şaşırtmıyor. Daha önce de söylemiştim, ben orijinal oyuna ait neredeyse hiçbir şey hatırlamıyorum ve ona rağmen en sürpriz sayılabilecek olan hikaye noktalarını bile gerçekleşmeden çok önce tahmin etmiştim. Geliştirici ekip, keşke orijinal oyunda olmayan 1-2 sürpriz yapsaydı.
Mafia: Definitive Edition, bölümlerle sunuluyor
Mafia: Definitive Edition, açık dünya türündeki bir oyun değil. Yani, Grand Theft Auto oyunlarında olduğu gibi açık dünyada dolaşıp, görev ikonlarına gidip, hikayeyi başlatmıyoruz. Onun yerine oyun, bölümlerden oluşan bir sistem ile ilerliyor. Bölümler arasında da aslında geri kalan detayları anlatan bazı ara sahneler görüyoruz. Her bölüm, tek bir görevden oluşuyor ve zaman zaman senelerde de ileri gidiyoruz. Oyunun kendisi 1930 senesinde başlıyor ama 1932, 1935 ve 1951 gibi farklı senelere sırasıyla gidiyoruz. Ben, kurulan bu sistemde herhangi bir problem görmüyorum.
Mafia: Definitive Edition oyununun bölümler üzerinden ilerlemesi, hikayeye verilen dikkati çok daha farklı bir seviyeye çıkartıyor. Ayrıca hikaye anlatımı da bence çok başarılı olduğu için başından kalkamayacağınız bir deneyim oluşturuyor. Hikaye anlatımının ve temel hikayenin günümüzde bile çok güçlü olmasının sebebi tabii ki karakterler. Hem kendi karakterimiz, hem de oyundaki diğer ana ve yardımcı karakterler, mafya fantezisini oyuncuya yaşatmak için çok kusursuz bir başarı sergiliyor. Yani, daha önce bu oyunu oynamamış olsanız bile çok eğlenebilmeniz mümkün.
Şehrin atmosferi, müzikler ve ciddi anlamda kaliteli sinematik sahneler ise bu hikayeyi ve hikaye anlatımını çok iyi bir şekilde destekliyor. Yani, bir akşam saatinde, fırtınalı bir havada o uyuyan şehirde bir suç işlemeye ilerlemek veya bir gizemi çözmeye çalışmak, öncelikle görsel anlamda beni tatmin etti. Benim zaman zaman ağzımı açık bırakacak kadar kaliteli sinematik sahneler ise bu oyunun hem orijinal hikayesini, hem de yeni eklenen parçaları mükemmel bir şekilde anlattı. Müzikler ise tüm bu anlattığım şeylerin üzerine kusursuz şekilde cila çekti.
Demek istediğim şudur ki Mafia: Definitive Edition, çok güzel bir hikayeyi, çok güzel bir şekilde anlatılıyor. Evet, hikayenin birçok kısmı kolaylıkla tahmin edilebiliyor ama ben bunu hiçbir zaman problem etmedim. Yani, tabii ki video oyunlarında sürprizlerle karşılaşmak çok önemli bir şeydir ama onlardan önce temeli sağlam bir hikaye olmalı ortada ve geliştirici ekip, bu hikayeyi ziyan etmeden, başarılı bir şekilde anlatabilmeli. Bu oyun ise o işi muhteşem bir şekilde gerçekleştiriyor; ne kadar övsem, az gelir diye düşünüyorum şu anda.
Peki, bu oyundaki deneyimimiz nasıl başlıyor?
Mafia: Definitive Edition oyununa ilk defa adım attığınız zaman, karşınıza öncelikle hikaye modu çıkıyor. Hikaye modu, oyunun ana içeriği ve biraz önce de dediğim gibi bölüm sistemi üzerinden ilerleyerek, temel deneyimi bizlere yaşatıyor. Bu deneyime başlamadan önce detaylı sayılabilecek birkaç ayar yapıyoruz. Burada dikkatimi çeken en önemli şeyler ise araba kullanımının ve polislerin şiddetini ayarlama oldu. Öncelikle arabalardan bahsedeyim: Ben, simülasyon tipini seçtim ve sonucunda karşıma çıkan araba temelli oynanış gerçekten çok başarılıydı.
Simülasyon olmayan modele ne yazık ki bakmadım ama simülasyon temelli araba kullanış mekaniği çok başarılıydı. Her arabanın ağırlığı hissediliyordu ve özellikle hızlı giden arabaları kontrol etmek, gerçekçi bir şekilde zor oluyordu. Yani, Grand Theft Auto oyunlarındaki kadar basit bir kullanış sistemi yoktu; dikkat etmeniz gereken ama aynı zamanda da çok eğlendiren bir sürüş mekaniği var bu oyunda. Detay ayarlarını yapabileceğiniz bir başka şey ise polislerdi. Evet, bu oyundaki polislerin de nelere, ne kadar tepki vereceğini ayarlayabiliyorsunuz.
Mafia: Definitive Edition oyununda hız limitleri filan bulunuyor. Eğer gerçekçi bir deneyim istiyorsanız, polislerin bu tip şeylere tepki vermesini seçebiliyorsunuz. Mesela, elinizde bir silah ile sokakta rahatça dolaşamazsınız değil mi? Bu oyunda da gerekli ayarı yapıp, polislerin o tip olaylara tepki vermesini sağlayabiliyorsunuz. Bu da oyuna çok güzel bir gerçeklik katıyor. Yalnız, polislerin yapay zekasının üzerine biraz gidilmesini çok isterdim. Beş yıldızlı polisleri peşinize taksanız bile birkaç dakika içerisinde kendilerinden çok kolay bir şekilde kaçabiliyorsunuz.
2002 senesinde çıkmış olan orijinal Mafia oyunu, benim anlattığım kadar kolay bir yapıt değildi. Mafia: Definitive Edition oyununda dört farklı zorluk seviyesi bulunuyor. Ben bu oyunu simülasyon ve gerçeklik temelli ayarlarda, zor seviyede oynadım ama bu zor seviye bile orijinal oyuna göre çok kolay kalıyor. Eğer orijinal oyundaki zorluğu istiyorsanız da klasik isimli bir zorluk seviyesi karşınıza çıkıyor. Nostalji yaşamak isteyen oyuncular için de klasik seviyesi eminim ki eğlenceli olacaktır. Yalnız, orijinal oyunda geçilmesi çok zor olan bölümler vardı; o bölümler hala affetmiyor.
Mafia: Definitive Edition oyununda bolca ateş ediyoruz
Mafia: Definitive Edition, adından da anlayabileceğiniz üzere bir mafya oyunu. Doğal olarak oyunda bolca silah da kullanıyoruz. Yalnız, ne yazık ki silah kullanımı, oyundaki her şeyin çok gerisinde kalıyor. Öncelikle, oyundaki silah kataloğunu pek sevmedim. Her türden silahtan neredeyse 2 adet bulunuyor. Yani, iki adet pompalı tüfek, iki adet tabanca, iki adet yakın dövüş silahı yer alıyor. Yalnız, bu silahların sayısı bana ne yazık ki yeterli gelmedi. Tabii ki orijinal oyunda da bu kadar silah vardı ama biz düzenlenen bir sürümden bahsetmiyoruz, yeniden yapılan bir oyundan bahsediyoruz.
Eğer silahlardaki atış ve vuruş hissi başarılı olsaydı, belki silahların sayısı da beni rahatsız etmezdi ama ben genellikle silah temelli oynanışı beğenmedim. Oyundaki her şey gerçekten modern bir his verirken, silah kullanımı beni 2002 senesine tekrar götürüyordu. Bu da açıkçası beni oyun boyunca en çok rahatsız eden şey oldu. Yani, çatışmaların olduğu değil de araba kullanılan bölümleri ben açıkçası daha eğlenceli ve kaliteli buldum. Silahların yanında gizlilik ve yakın dövüş gibi ögeler de inanılmaz başarılıydı. Keşke bu oyun ögelerinin de üstüne gidilseydi.
Mafia: Definitive Edition oyununda bana garip gelen, hatta sevmediğim bir başka şey ise karakter modelleri oldu. Sinematik sahnelerde karakter modelleri muhteşem görünüyor. Diğer ara sahnelerde ise idare eder seviyede oluyor ama oynanış anına geçince kendimi PlayStation 3 konsolunda bir oyun oynar gibi hissediyorum. Yani, silah kullanımındaki o eksik kalite, bana karakter modellerinde de göründü. Hatta aynı şeyi karakter kontrolleri ve animasyonlar için de söyleyebilirim. Yalnız, oyunu oynadıktan birkaç saat sonra kontrollere alışıyorsunuz. Yine de animasyonlar hep gözünüze batıyor.
1930, 1932, 1933, 1935 ve 1938 bölümlerinde bu oyunun ana görevleri geçiyor. Bahsettiğim her sene içerisinde dört adet görev bulunuyor ve yine her senede en az bir adet çok eğlenceli görev yer alıyor. Yani, oyunda beni sıkan hiçbir bölüm olmadı. Bölümlerin bazıları ortalama üstüydü, bazıları güzeldi ama bazıları çok ve çok güzeldi. Özellikle orijinal oyundaki Fair Play gibi ikonik görevler de o ikonik hallerini korumaya devam ediyor ki yeniden yapımlarda bu seviyeyi korumak bence çok önemli. Yalnız, bazı bölümlerde çok ölebiliyorsunuz ve uzun yükleme ekranları bu noktada çok can sıkıyor.
Karşımızda bu senenin en iyi oyunlarından biri mi var?
2002 senesinde piyasaya sürülmüş olan Mafia, öyle kötü bir görselliğe ve genel anlamda sunuma sahip değildi. Bence o döneme göre başarılıydı kendisi. Mafia: Definitive Edition ise kendisini görsel yönden inanılmaz geliştirmiş. Zaten oyunun yeniden yapım kısmı da muhtemelen çok büyük bir oranla görselliğe gitmiş; fizikler filan da gayet güzel ama kendilerinin temelinin Mafia III oyunundan geldiğini kolaylıkla anlayabiliyorsunuz. Doku kaplamaları, atmosfer, ışıklandırmalar filan ise gerçekten kendisini belli ediyor, 2020 senesinde çıkan bir oyunu oynuyor gibi hissediyoruz.
Görsellik gayet iyi ama çok ufak bir problem bulunuyor bu noktada. O problem ise özellikle hızlı giderken kaplamaların çok geç yüklenmesi, hiç yüklenmemesi ve harita üzerindeki objelerin ise neredeyse arabayla aynı hizada yüklenmesi. Buna karşılık, oyunun 30 FPS değerinde oynanıyor olması da rahatsız edici olabilir. Ben oyunu tabii ki PlayStation 4 Pro konsolumda denedim. Aslında, performansın 30 FPS değerinde çalışması beni rahatsız etmedi ama sıklıkla performans düşüşleri yaşamam, oyundaki zevki çok kırdı. Anladığım kadarıyla bu performans problemleri, bilgisayarlarda filan da var.
Görselliğin ve performansın yanında bir de müzikler ve sesler var. Öncelikle, oyunun tema müzikleri gerçekten muhteşem. Radyoda çalan müzikler ise bana çok yetersiz ve sıkıcı geldi. Genel anlamdaki sesler ise başarılıydı. Özellikle arabalar üzerindeki sesler, egzoz patlamaları, motorun o detay sesleri filan beni direkt Need for Speed Heat oyununa götürdü nedense. Yalnız, aynı şeyi ne yazık ki karakter seslendirmeleri için söyleyemeyeceğim. Bazı karakterler bu yönden başarılı olsa bile ana karakterimizin seslendirmeleri ve diğer bazı karakterlerin seslendirmeleri benim kulağıma yanlış geldi.
Her şeyi göz önünde bulundurduğum zaman ise Mafia: Definitive Edition oyununu çok müthiş bir yerde görüyorum. Hatta kendisi, benim 2020 senesinde oynadığım en iyi oyunlar listesine bile rahatlıkla girebilir. Orijinal hali çok başarılı olan oyunları yeniden yapmak çok zor ve riskli bir iştir ama geliştirici ekip, inanılmaz kaliteli bir şekilde bu zorluğun altından kalkmayı başarmış. Orijinal oyun ne kadar başarılıysa, bu oyun da neredeyse onun kadar başarılı. Eğer bahsettiğim bazı kritik hatalar olmasaydı, Mafia: Definitive Edition için kusursuz bir yapıt bile diyebilirdim.