Sizi bilemeyeceğim ama ben açık sulardan biraz korkarım. Daha hiç keşfetmediğimiz okyanuslar filan beni zaman zaman bir gerilim hattına çevirir. Dünyamızın henüz keşfedilmemiş su altı noktalarında neler olduğunu düşünüyorsunuz? Ne olabilir ki o bölgelerde? Eğer Maneater oyununu bu noktada örnek alacak olursak, yandık; robotik veya radyoaktif köpek balıklarının insanlık için pek iyi sonuçlar doğuracağını düşünmüyorum. Bu yüzden okyanusların derinliklerini keşfetmek yerine, gelin bu oyunu bir oynayalım.

Maneater oyunu The Gulf isimli bir yerde, sabah saatlerinde başlıyor. Eğer yanlış anlamadıysam burada babadan kalma köpek balığı avcılığı mesleğini ilerleten bir adam ile tanışıyoruz. Bilim insanları her ne kadar köpek balıkları ile insanlar birlikte yaşamalı dese de bu avcı, söylenenlere inanmıyor ve köpek balıklarını dünya üzerinden silmek istiyor. Röportaj sırasında bir köpek balığının bazı insanları öldürdüğü haberi geliyor ve avcımız ise sinirlenip, hemen bölgeye gidiyor. Evet, bu oyunda bir hikaye bile var!

Avcımız olay bölgesine ilerlerken, bizler de bir boğa köpek balığı olarak oyuna başlıyoruz. Yalnız biz henüz olay bölgesinde değiliz, kanalizasyon benzeri bir yerdeyiz. Bu noktada oyun, bize köpek balıklarını nasıl kontrol edebileceğimizi öğretiyor. Bizler hareket etmeyi öğretirken, bir ses de adeta bir belgesel havası katıyor oyuna ve boğa köpek balığı türünü bizlere anlatıyor. Kısa bir süre sonra balıklarla tanışıyoruz ve öldürmeyi de öğreniyoruz. İşte bu noktada Maneater oyununun rol yapma türü ortaya çıkıyor birazcık.

Maneater oyunundaki balıkların seviyeleri bulunuyor. Bu seviyeler, herhangi bir rol yapma oyunundaki gibi işliyor. Yani, seviyesi ne kadar düşük olursa, o kadar kolay yiyebiliyoruz o balığı. Mesela, oyunun en başlarında, beşinci seviyedeki bir balık, üç hamlede ölebiliyor. Yalnız, bir boğa köpek balığı olarak ilk ısırıktan sonra balığı ağzımızdan bırakmadığımız için sürekli o balığı kovalamaya gerek kalmıyor. Zaten avucumuzun içinde olan balığı iki kere daha ısırıyoruz ve kendisi hayata veda ediyor efendim.

Maneater
Maneater oyununun ilk yarım saati içerisinde sıradan bir timsah bile sizi öldürebilecek kadar güçlü olabiliyor.

Maneater, tahmin ettiğinizden daha detaylı bir oyun

Maneater isimli bu oyunda sadece bir tuşa basarak balıkları ısırmıyoruz. Aynı zamanda balıkları sersemletebilecek ve/veya geriye itebilecek kuyruk saldırılarımız da bulunuyor. Aynı zamanda bir balığı ağzımız ile tutup, kuyruğumuzu kullanarak onu fırlatabiliyoruz ki bu standart kuyruk saldırısından çok daha ileriye fırlatıyor düşmanlarımızı. Yaklaşık 5 dakika içerisinde oyunun temel öğretim bölümü bitiyor ve ilk görevimize kavuşuyoruz: Sahildeki insanları öldür. Bu sayede seviye de atlayabiliyoruz tabii ki.

Sahildeki insanları öldürmeye giderken de Maneater oyununun dünya yapısını gösteren bir sistem ile daha karşılaşıyoruz. Oyunda, keşfe gidebileceğiniz bazı bölgeler bulunuyor ama o bölgelerin kapılarını açabilmek için belli bir köpek balığı türünde veya seviyesinde olmamız gerekiyor. Bu da oyunun oynanabilirliğine katkı sağlıyor. Daha önce keşfettiğimiz bölgelere geri dönüp, içinden geçemediğimiz kapıları açmaya çalışıyoruz. Bu, benim pek sevmediğim bir özellik ama yine de bu oyunda pek rahatsız olmadım kendisinden.

İnsanları öldürmeye başladığımız noktada ise beni bu oyunda rahatsız eden ilk şey ile karşılaşıyoruz. Sahilde birçok insan tek başına duruyor ve 5-10 metre ötedeki bir insanı öldürdüğünüz zaman hiçbir şekilde tepki alamıyorsunuz. Yani, açılış bölümünde 10 kişiyi öldürmeniz istiyor ama daha 5 kişi öldürdüğünüz zaman bile deniz, kan kırmızısı rengini alıyor. Buna rağmen hiçbir insan bundan rahatsız olmuyor ve içinde herhangi bir zeka olmayan bir beyin gibi, sabit yerlerinde durmaya devam ediyorlar.

Siz, 10 kişiyi öldürdükten sonra oyunun en başındaki kişi, bölüm sonu savaşı olarak geliyor. Öncelikle bu kişiye ait üç farklı botu yiyoruz. Bu sırada avcılar bize ateş atabiliyor ve canımız yavaş yavaş düşüyor. Mermilerden kaçabilmek için de sağa sola kayma hareketlerini kullanmamız gerekiyor. Üç farklı botu öldürdükten sonra da asıl düşmanımız geliyor ve bizi ele geçirmeyi başarıyor. Bu arkadaşın babasını büyük bir köpek balığı öldürmüş herhalde ve o da o köpek balığını arıyor gibi görünüyor.

Sizin boğa köpek balığınızın geliştiği gibi oyunun en başındaki o standart timsahlar da kendisini geliştirmeyi unutmuyor.

Burada ağlamamız mı gerekiyordu acaba?

Oyundaki baş düşmanımız bizi yakaladıktan sonra babasını öldüren köpek balığı olmadığımızı anlayınca bizi öldürüyor ve karnımızdan başka bir köpek balığı daha çıkıyor. Meğerse hamileymişiz. O köpek balığına önemli bir bıçak izi atıyor avcı ve o sırada da kolunu kaybediyor. Bu sahneden sonra ise oyun tamamen başlıyor. Evet, annemizin karnından çıkan ve bir bıçak yarası ile mühürlenen bir boğa köpek balığını kontrol ediyoruz bir kez daha. Köpek balığımız, 1 metre boyunda başlıyor ve zamanla da büyüyor.

Kontrol ettiğimiz boğa köpek balığını büyütmek için tahmin edersiniz ki tecrübe puanı kazanmamız gerekiyor. Bunu da diğer balıkları yiyerek elde edebiliyoruz. Ayrıca köpek balığımıza evrim geçirtebilmek de mümkün ve bu noktada da Jaw, Head, Body, Fin, Tail ve üç adet Organ boşluğunda kendimizi geliştirebiliyoruz. Oyundaki balıklar, farklı renklerde gösterilebiliyor ve her renk de bizi farklı bir noktadan geliştiriyor. Yani, aslında karşımıza çıkan her balığı yiyerek, istediğimiz şekilde gelişemiyoruz efendim.

Yavru seviyesinde başladığımız bu oyunda ayrıca güvenli bölgeler de bulunuyor. Bu bölgeleri keşfettiğimiz zaman yeni evrim ögeleri açabiliyoruz ve aynı zamanda da noktaları hızlı seyahat bölgeleri olarak kullanabiliyoruz. Açık dünya tarzında bir yapıda yer alan Maneater, günümüzdeki birçok rol yapma oyununda olan görev sistemine de sahip. Bu görevler, hikaye görevleri ve bölge görevleri olarak ayrılabiliyor. Hikaye görevleri genellikle köpek balığımızın gelişimine odaklanan içeriklerden oluşuyor.

Köpek balıkları, denizlerin korkutucu canlılarından biri olsa bile yavru seviyesindeki bir köpek balığı, ne yazık ki yetişkin köpek balıkları kadar çevreyi korkutamıyor. Yavru seviyesinden daha ilerideki birçok seviyeye kadar da oyunun açık dünyasında bize saldırabilecek seviyede canlılar oluyor. Mesela, bizler yavru iken timsahlar tarafından saldırıya uğrayabiliyoruz. Ayrıca onları öldürmemiz oldukça zor da oluyor. Bu yüzden kendilerini sersemletip, kaçış hareketlerini kullanmak en mantıklı seçenek gibi görünüyor bana.

Maneater oyununda karşılaşabileceğiniz birçok farklı ve aynı zamanda da korkutucu deniz canlısı türleri bulunuyor.

Maneater, klasik açık dünya ögelerini de içerisinde bulunduruyor

Biraz önce de dediğim gibi Maneater oyununda rol yapma türündeki görev sistemleri, tecrübe puanı kazanma, seviye atlama, yeni yetenekler elde etme ve çok daha fazlası bulunuyor. Bunların üzerine bir de oyun açık dünyada geçiyor ve bu açık dünyanın içerisine serpiştirilmiş olan toplanabilir ögeler bulunuyor. Ben henüz bu ögelerin çok fazlasını bulamadım ama anladığım kadarıyla bunlar, köpek balığımız için gerekli gelişim ögelerini daha hızlı ve etkili bir bizimde bize veriyor. Umarım daha farklı ögeler de vardır.

Bu arada, Maneater oyununda görev yaparken, inceleme yazımın başında bahsetmiş olduğum anlatıcı da aslında görevler hakkında belgesel tadında bilgi vermeye devam ediyor ama bu arkadaş, kendi sözlerini her görev için iki kere tekrarlıyor. Bu durum en başlarda pek bana dert olmasa da bir noktadan sonra can sıkıcı oluyor. Yani, aynı konuşmayı hem görevin başında, hem de sonunda dinliyorsunuz. Bu oyun içi bir hata mı, yoksa gerçekten bu şekilde mi oyun tasarlanmış, gerçekten anlayamadığımı söylemek istiyorum.

Bu görevleri takip ederken, köpek balığımız dördüncü seviye filan olduğu zaman Pup, yani yavru seviyesinden, Teen seviyesine ulaşıyoruz. Teen olduğumuz zaman yeni bir yeteneğe de sahip oluyoruz. Bu video oyununun en önemli özelliklerinden biri ise oynanış süreniz 1-2 saat civarına yaklaştığınız zaman ortaya çıkıyor. Bu özellik, farklı dünya ögeleri ve/veya köpek balıkları aracılığı ile kendi köpek balığınızı benzersiz bir hale sokabilmeniz. Bu oyunda köpek balığınızın evrimleşebileceği birçok farklı tür var.

İnceleme yazımın başında bahsetmiş olduğum o keşfedilmemiş derin sular, umuyorum ki Maneater oyunundaki gibi sağından solundan elektrik saçan, robotik veya radyoaktif köpek balıklarını içermiyordur. Bu video oyununda, gerçekçilikten uzaklaşıp, fantastik köpek balıklarının sahibi olabiliyorsunuz ve Maneater, kendi güzelliği en iyi bu anlarda ortaya koyuyor bence. Yani, gerçekçi bir yol takip edilerek gelişen bir köpek balığı yerine elektrik saçan bir köpek balığı olmayı tercih ederim ben efendim.

Kim böyle bir köpek balığı olmak istemez ki?

Hem çok sıradan, hem de çok benzersiz bir oyun var karşımızda

Maneater, beni öncelikle hikayesi ile etkilemeyi başarıyor. Bu oyun, sizlere eğlenceli bir hikaye anlatıyor ve Rick and Morty, Saturday Night Live, 30 Rock gibi programlardan tanıyabileceğiz Chris Parnell tarafından yapılıyor bu iş. Hikayenin önüne geçen şey ise oyunun oynanış kısmı. Bu oyun, güzel bir açık dünya temelli rol yapma oyunu. Rol yapma türünü çok net bir şekilde hissedebiliyorsunuz; gerek görev sistemi üzerinde, gerek ise köpek balığınızı geliştirme sistemi üzerinde. Ayrıca oyunda bolca farklı köpek balığı da var.

Maneater, The Gulf isimli bir bölgede geçiyor ve bu bölge, aslında 7 farklı alandan oluşuyor. Oldukça hoş manzaralar, gizli bölümler ve çok daha fazla öge ile The Gulf, keşfetmesi en azından benim için eğlenceli bir hal alıyor. Klasik rol yapma oyunlarındaki sürekli kendisini tekrar eden ögelerden hoşlanmıyorsanız, Maneater oyunu bu noktada sizi yarı yolda bırakabilir diye düşünüyorum. Ayrıca keşif bu oyunda benzersiz köpek balığı türleri ile ödüllendirilmenize yol açıyor ki bu inanılmaz keyif verici bir olay.

İnceleme yazımı sonlandırmadan önce bu oyunun görselliğine filan da değinmek istiyorum. Bu oyunu, NVIDIA GeForce RTX 2060 destekli bir dizüstü bilgisayarda deneyimledim. Oyunu en yüksek görsellikte, 60 FPS değerlerinde rahatlıkla çalıştırdım. Zaman zaman optimizasyon ile alakalı olarak performans problemleri çektim ama bu beni çok da fazla rahatsız etmedi. Yani, genel olarak görsel ve performans sunumundan memnun kaldım. Sadece, oyundaki ses efektlerinin de daha kaliteli olmasını isterdim.

Maneater, şu anda PC için Epic Games Store üzerinde satılıyor. PlayStation 4 ve Xbox One konsolları sahipleri de kendi mağazalarından oyunu alabiliyor. Konsollardaki fiyatı bilmiyorum ama bu oyun, Epic Games Store üzerinde 69 TL ve bu inanılmaz uygun bir fiyat. Yani, Maneater oyununun size verdiklerine bakınca, 69 TL kesinlikle değer bu oyuna. Yalnız, deniz yaşamına ve tabii ki rol yapma oyunlarına biraz ilginizin olması gerekiyor. Aksi halde bu oyun ile büyük bir hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz bence.

Maneater
Maneater
Maneater, kesinlikle türü sevenler için çok eğlenceli bir video oyunu. Köpek balıklarının yavrusu olarak başladığımız bu oyunda, hoş bir hikayeyi deneyimleyerek, büyük sayılabilecek bir açık dünyada farklı farklı görevler yaparak, en sonunda kendimizi elektrik saçan bir köpek balığı olarak bulabiliyoruz. Tabii ki oyunun problemleri bulunuyor, kusursuz bir yapıt yok karşımızda ama kendisinin PC üzerinde sadece 69 TL olduğunu göz önünde bulundurursak, bence bu hatalardan çok puan kırmamız mümkün olmaz.
Olumlu
Eğlenceli bir açık dünya ve rol yapma oyunu deneyimi sunulması.
Hiç yoktan iyidir diyebileceğimiz bir hikayenin deneyimlenebilmesi.
Farklı ve fantastik köpek balığı türlerini kontrol edebilmek.
Olumsuz
Görevler daha ilk yarım saat içerisinde kendisini tekrar etmeye başlıyor.
Farklı yetenekler filan var ama temel dövüş/savaş sistemi inanılmaz sıradan.
Ses efektleri ortalamanın da altında kalan bir kaliteye sahip.
8

Etiketler: