Marvel’s Spider-Man, inanılmaz bir oyundu. Finalde de ikinci oyuna verilen mesajlardan sonra çok heyecanlanmıştım ve o oyunun duyurusunu beklemeye başlamıştım. Şimdi ise ana seriye ait bir devam oyunu yerine, yine bir devam oyunu niteliğindeki Marvel’s Spider-Man: Miles Morales oyununu gördük. Tabii kendisi bir yan oyun olarak geçiyor ve bu sefer Peter Parker yerine Miles Morales’e odaklanıyoruz; kendisinin örümcekten bir adam olma yolundaki maceralarına tanıklık ediyoruz. Peki, bu oyun, orijinal oyun kadar büyük bir etki bırakabiliyor mu dersiniz?
Eğer hatırlayacak olursanız, Marvel’s Spider-Man oyununun sonlarına doğru Miles Morales, bir örümcek tarafından ısırılmıştı ve örümcek adama dönüşmüştü aynı Peter Parker gibi. İlk oyuna gelen üç farklı ek pakette de aslında sesli görüşmeler aracılığı ile Miles Morales’in örümcek adam olmaya artık alıştığını filan anlıyorduk. Marvel’s Spider-Man: Miles Morales ise ana oyundan tam 1 sene sonra başlıyor. New York City artık bembeyaz bir karın altında ve Peter Parker da örümcek adam olmanın inceliklerini anlatıyor yeni ana karakterimize. Tabii her şey istediğimiz gibi gitmiyor.
Marvel’s Spider-Man oyununda Peter Parker, inanılmaz deneyimli bir örümcek adamdı. Miles Morales ise sadece 1 senelik bir deneyim ile kontrolünü bize veriyor. Hikayede kendisi bazı hatalar yapıyor, Peter Parker’ın işi çıkıyor ve birkaç haftalığına şehri terk ediyor; Miles Morales, New York City’nin tek örümcek adamı oluyor. Tahmin edebileceğiniz gibi bu sorumluluk duygusu, karakterimize biraz ağır kaçıyor ve oyunun hikayesinde de bu sorumluluk, örümcek adamın iki farklı hayata sahip olması ve benzeri konular anlatılıyor. Yani, ilk oyun ile benzer bir formül takip ediliyor.
Marvel’s Spider-Man: Miles Morales oyununda karşımıza Roxxon ve Underground da çıkıyor. Underground, her ne kadar ilk oyun ile kısmen bir bağa sahip olsa da Roxxon, böyle bir bağ pek bulundurmuyor. Bu iki taraf da örümcek adam için kısa süre içinde düşman oluyor ama oyunun hikayesi, aynı ilk yapıtta olduğu gibi basit bir şekilde anlatılmıyor. Kendinizi iyi hissedeceğiniz, üzüleceğiniz, güleceğiniz, düşüneceğiniz, kararsız kalacağınız ve daha birçok farklı şekilde hissedeceğiniz anlar bu oyunun hikayesinde bulunuyor ki yapıt, tüm bu duyguları dengeli bir şekilde vermeyi başarıyor.
Marvel’s Spider-Man: Miles Morales, bizi Rhino ve Tinkerer ile baş başa bırakıyor
Marvel’s Spider-Man oyununda karşımıza çıkan bazı kötü kahramanlar vardı. Bu kötü kahramanların bazıları önemli isimlerdi, bazıları da adeta yer tutucuydu. Buna rağmen orijinal oyunda güzel bir deneyim yaşanmıştı. Marvel’s Spider-Man: Miles Morales ise ana oyun kadar büyük değil, bunu biliyorum ama oyun içinde karşı karşıya geldiğimiz kötü kahramanların Rhino ve Tinkerer olduğunu anladığım zaman biraz kafam karışmıştı; sadece iki tane kötü karakter bana çok az gelmişti. Ayrıca, Rhino ve Tinkerer da bence çok büyük tehlikeler değildi. Bu yüzden ufak bir hayal kırıklığım olmuştu.
Aynı hayal kırıklığına sakın siz kapılmayın; oyunun hikayesi ilerledikçe kötü karakterlerin sayısına veya kim olduklarına verdiğiniz önem tamamen bitiyor. Oyun, anlattığı hikayesi ile Tinkerer’ı bambaşka bir seviyeye çıkartıyor. Rhino ne yazık ki aynı kalıyor ama Tinkerer sayesinde kendisine bence gerek bile pek kalmıyor. Tabii ki hikayenin detaylarını vermeyeceğim sürprizlerin kaçmaması için ve bu yüzden de sadece şunu söyleyebilirim: Aynı orijinal oyunun hikayesinin beni tatmin ettiği gibi Marvel’s Spider-Man: Miles Morales de hikaye yönünden beni aynı seviyede memnun etti.
Ben açıkçası Marvel’s Spider-Man: Miles Morales oyununda bu kadar anlamlı, etkili ve büyük bir hikaye görmeyi pek beklemiyordum. Sonuçta bu oyunun tam bir devam oyunu olmadığı çok açıktı; hatta genişletme paketinden bir tık daha büyük bir deneyimin sunulacağı da belliydi. Belki de ben beklentilerimi düşürdüğüm için böyle hissettim, bilemiyorum. Tüm hikaye başarısız olsa bile anlatılan ve yaşanılan o kadar şeyden sonra, o final sahnesi bile bu oyunun hikayesini övmeme yeterli bir sebep olabilirdi bence. Peki, bu hikayede hiç mi problem yoktu?
Aslında bazı problemler vardı. Öncelikle, yan karakterlere verilen önemi yeterli bulmadım. Ayrıca, oyunun en başından beri bir içeriğin geleceği sürekli söyleniyordu; finalden sonra da o içerik ha geldi, ha gelecek seviyesine ulaşıyor ama hiç gelmiyor. Sanıyorum ki devam oyununa saklanıyor bu ama bir sonraki oyun için gelecek bir yan içeriğe de neden bu kadar çok önem verilmiş bu oyunda, pek anlamadım. Tüm bunların haricinde, beni rahatsız eden tek şey, hikayenin tam en iyi yerindeyken oyunun bitmesi. Yani, final olaylarından hemen önce bence birkaç görev daha araya sıkıştırılabilirdi; oyun erken bitti.
Marvel’s Spider-Man gibi bir oyundan sonra daha büyük bir adım mı atılmalıydı?
Bana soracak olursanız, Marvel’s Spider-Man: Miles Morales oyununun hikayesi muhteşem. Bu yüzden hikaye konusunu şimdi arkamızda bırakalım ve oynanışa değinelim. Aslında oynanış tarafı, çok büyük bir oran ile ilk oyuna göre neredeyse aynı. Yani, şehirde ağ atarak dolaşmak, düşmanları pataklamak ve diğer yan içerikler, tip olarak pek değişmiyor. Miles Morales, sadece Venom adı verilen elektrik/enerji temelli bir güce sahip oluyor. İşte tam olarak bu güç, oynanış tarafında bir fark yaratabiliyor. Venom olmasaydı, ilk oyun ile birebir aynı yapı korunuyor olacaktı bu yapıtta.
Venom sayesinde Miles Morales, vücudunda toplanan elektriği dövüş anlarında veya şehirde dolaşırken kullanabiliyor. Dövüş anlarında birbirinden farklı yetenekler olarak karşımıza çıkıyor Venom. Şehirde dolaşırken de bir anda hız kazanma veya daha yükseğe çıkma gibi özellikler için Venom kullanılabiliyor. Açıkçası ben en başlarda bu özelliği pek sevmemiştim; bana göre oyunun neredeyse kusursuz olan dövüş sistemini gereksiz yere kompleks bir hale getiriyordu ama oyunun sonlarına doğru kendisine alıştım ve iyi ki de Venom varmış dedim; öbür türlü bence daha kötü olacaktı.
Şimdi, başarılı olan bir şeyi bozmaya hiçbir zaman gerek yoktur bence. Sadece bu başarının üzerine dikkatli bir şekilde gidip, onu iyileştirmek ve geliştirmek gerekir. Marvel’s Spider-Man: Miles Morales de tam olarak bunu yapıyor; orijinal oyunun halihazırda çok başarılı olan temelini alıyor ve farklı bir karakterin hikayesini, birkaç farklı mekanik ile anlatmaya çalışıyor. Bu oyunun zaten, “Marvel’s Spider-Man 2” olmadığı net bir şekilde belirtilmişti. Bu yüzden de ben atılan adımlarda pek bir problem bulmadım ama aklıma şöyle ufak bir şey geldi: Marvel’s Spider-Man gibi bir oyundan sonra daha büyük bir adım mı atılmalıydı?
Marvel’s Spider-Man, bence çok iyi bir oyundu. Hatta bu oyun bana süper kahraman oyunlarını sevdirmişti. Böylesine büyük bir oyunun atacağı ikinci adım, bence bundan daha büyük olmalıydı. Yalnız, ben hissediyorum ki ikinci oyunda hem Peter Parker, hem de Miles Morales olacak; eşli oyunculu özellikler ön plana çıkartılacak veya oyunun bazı noktalarını Peter Parker, bazılarını Miles Morales olarak oynayacağız. Eğer ikinci oyunda Miles Morales herhangi bir şekilde oynanabilir olacaksa, Marvel’s Spider-Man: Miles Morales gibi bir oyun da herhalde olmazsa, olmazdı.
Marvel’s Spider-Man: Miles Morales sayesinde yine New York City içerisindeyiz
Marvel’s Spider-Man oyununun açık dünyası gayet güzeldi. Marvel’s Spider-Man: Miles Morales oyununun da açık dünyası gayet güzel; iki oyunda da aynı harita kullanılıyor. Peter Parker, ilkbahar veya sonbahar dönemindeyken, Miles Morales ise kışı yaşıyor. İki oyunun haritasının arasındaki tek fark bu. Açıkçası ben harita konusunda daha fazlasını görmeyi bekliyordum ve bu yönden ciddi bir hayal kırıklığına uğradım. Zaten geliştirici ekibin elinde hazır bir harita var. Sağdan veya soldan gidebileceğimiz yeni ama küçük bir bölge de olsa, olmaz mıydı? Bence olmalıydı.
Peki, bu aynı olan açık dünyanın içerisinde neler yapıyoruz? Ana görevleri zaten geçelim; onları biliyoruz. Ana görevlerle birlikte oyunda bazı yan görevler de bulunuyor. Aynı ilk oyundaki gibi bazı güzel hikayeler anlatılıyor yan görevlerde. Bunlarla birlikte dinamik olarak gerçekleşen suçlar da oyundaki yerini koruyor. Bu suçlardan bazıları direkt olarak ilk oyundan geliyor, bazıları ise Marvel’s Spider-Man: Miles Morales oyununa özel olarak tasarlanmış gibi duruyor. Bunun haricinde, Miles Morales’in durumuna uygun bazı meydan okuma görevleri de yer alıyor tabii ki.
Malum, oyunun hikayesine göre Peter Parker, şehir dışında olduğu için kendisi, Miles Morales’in kendisini geliştirebilmesi için üç farklı kategoride meydan okuma görevleri hazırlıyor. Bu görevlerde eğlenceli bir dil kullanılıyor ve her bitirdiğimiz meydan okuma görevinde yeni bir yetenek açılıyor otomatik olarak. Ayrıca, tüm meydan okumaları tamamladığınız zaman çok eğlenceli bir final teste giriyorsunuz. Bununla birlikte, oyunun hikayesinden sonra açılan bir koleksiyon içeriği bulunuyor. Bu içeriğin ne olduğunu söylemeyeceğim ama yarım saatte bitebiliyor. Buradaki amaç, bir hikaye anlatmak.
Oyun sonunda açılan o koleksiyon içeriği gibi temel oyunda zaman kapsülü ve Underground ekibine ait ganimet kutularını toplama içerikleri de var. Zaman kapsülü, Miles Morales ile önemli bir karakter arasındaki hikayeleri anlatıyor. Ganimet kutuları ise yeni kostüm ve kostüm yeteneği açabilmemiz için filan kullanılan birimlerden veriyor. Bunların haricinde, Roxxon Lab ve Underground Hideout içerikleri de var. Buralarda da oyunun genelindeki düşmanlar için güvenli olan bölgelere gidiyoruz ve oraları temizlemeye çalışıyoruz. Benzer tipteki içerikler, orijinal oyunda da vardı zaten.
Örümcek adam için özel olarak yapılan bir uygulama bile bulunuyor bu oyunda
Marvel’s Spider-Man: Miles Morales oyunu için şimdiye kadar anlattığım tüm içeriklerin bir benzeri orijinal oyunda da vardı. Yani, açılan kutunun şekli veya topladığımız öge değişiyordu bu oyunda. Yalnız, geliştirici ekip, sadece bu oyuna özel olan iki farklı içerik tipi de hazırlamış. Bunlardan ilki, Miles Morales’in babası ve amcası ile alakalı. Bu içerikte bazı ses örnekleri topluyoruz ve kendi müziğimizi yapmaya çalışıyoruz. Bu içeriklerde bize bir ses örneği ve frekansı veriliyor; bizler de belirlenen bölgede o sesi bulmaya çalışıyoruz. Kendisi pek de zor bir içerik değil ve hikaye anlatımı için önem taşıyor.
Marvel’s Spider-Man: Miles Morales oyununda deneyebileceğiniz yeni içeriklerden ikincisi ise Friendly Neighborhood Spider-Man App aktiviteleri olarak geçiyor. Miles Morales’in teknolojiden anlayan bir arkadaşı, onun için bir akılı telefon uygulaması geliştiriyor. Bu uygulamaya diğer insanlar giriyor ve yaşadığı problemleri yazıp, örümcek adamı çağırıyor. Bizler de onlara yardım etmek için gidiyoruz. Bu içerik, suçlar gibi dinamik işlemiyor ve hepsinin benzersiz bir hikayesi oluyor. Yalnız, bu içerikler kesinlikle yan görevler kadar zengin değil. Açık dünya aktiviteleri ile yan görev arasında bir yerde kalıyor kendisi.
Marvel’s Spider-Man: Miles Morales oyununun içeriklerine bakınca, %100 bitirilecek şekilde 20-25 saatlik bir oyun görüyorum. Ben zaten sizlere bu incelemeyi yazarken, oyunu %100 bitirdim ve oyunla geçirdiğim her saniyeden de gerçekten memnun kaldım. Hikayenin başarılı olduğunu söylemiştim. Oynanış da ilk oyunla neredeyse aynı olsa bile bence Venom, yeterli çeşitliliği katmaya yetiyor. Ardından da içerikler geliyor ve ben burada da neredeyse hiç problem görmüyorum. Daha önce de dediğim gibi belki anlatılan hikaye, ana görevlerle bir tık daha uzatılabilirdi.
Oyundaki bazı içerik tiplerini bitirdiğiniz zaman yine ilk oyundaki gibi özel yan görevler açılıyor. Mesela, daha önce örneğini vermiştim: Tüm meydan okuma görevlerini bitirdiğiniz zaman Peter Parker, Miles Morales’i çok eğlenceli bir final testine çağırıyor. Aynı şekilde tüm ses örneği toplama görevleri bittiği zaman da çok ufak bir yan görev yapıyorsunuz. Tüm bunlar, zaman zaman oyunun hikayesini toparlamak için kullanılıyor, bazen de hikayede boş kalan noktalar dolduruluyor. Bence tüm bunlar çok zekice planlanmış içerikler ve ben her şeyden memnun kaldım.
Marvel’s Spider-Man: Miles Morales, birbirinden güzel kostümler ile geliyor
Marvel’s Spider-Man: Miles Morales oyununda her şey içerik değil. Bazen de şehirde dolaşırken havalı görünmek istiyoruz. Bunun için de yine ilk oyunda olduğu gibi bu oyunda da bolca farklı kostüm bulunuyor. Oyunda toplamda 19 adet kostüm bulunuyor. Bunların sadece 1 tanesi New Game Plus modunda açılabiliyor. Yalnız, temel oyundaki kostümler o kadar güzel ki, bence ona ihtiyacınız bile olmayacak. Ne olduğunu net olarak söylemeyeceğim ama oyundaki bazı kostümler, repertuvarınıza yepyeni animasyonlar bile ekleyebiliyor ki oyun çok daha eğlenceli bir hal alıyor öyle.
Kostümler için söyleyebileceğim olumsuz bir şey bulunmuyor. Kostümlerden sonra da yine övülebilecek bir kostüm modu sistemi geliyor. Yine ilk oyundan geri dönen bu özellik, tam 4 farklı mod kullanmamızı sağlıyor. Bu modlarda oynanışınızı zenginleştirebilecek şeyler bulunuyor. Ardından da ekipmanlarımız karşımıza çıkıyor. Oyunda kullanabildiğimiz toplamda 4 farklı ekipman bulunuyor ve hepsi zaman zaman kullanışlı bir hal alıyor. Güçlendirilebilir olan bu ekipmanları hiç kullanmasanız da olur, kullansanız da olur. Kendilerine ben pek önem vermediğim için bir şey düşünemiyorum.
Ardından da karşımıza yetenekler çıkıyor. Marvel’s Spider-Man: Miles Morales için yetenek ağacı üçe ayrılıyor. İlk yetenek ağacında temel dövüş ile alakalı yetenekleri görüyoruz. Bu yetenekleri açarak, daha çeşitli hareketler yapabiliyoruz. Ardından da Venom ile alakalı yetenekler karşımıza çıkıyor. Burada da yine Venom tarafımızı güçlendirebiliyoruz. Üçüncü yetenek ağacında ise görünmezlik yeteneğimiz bulunuyor. Evet, bu oyunda sınırlı bir süreliğine görünmez olabiliyoruz ve bu görünmezliğimizi de yetenek ağacı ile daha üst seviyeye çıkartabilmemiz mümkün oluyor.
Marvel’s Spider-Man: Miles Morales oyununun her yetenek ağacında 8 yetenek bulunuyor ama bunların sadece 7 tanesi ilk oyununuzda açılıyor. Son yeteneği açabilmek için New Game Plus ile oyuna tekrar başlamanız gerekiyor. Ayrıca; dövüş, ağ atarak dolaşma ve gizlilik için meydan okumalar ile açılabilecek 3’er tane, toplamda 9 adet de yetenek bulunuyor ki bence en etkili yetenekler de onlar. Bu yüzden, oyunu bitirmeden önce meydan okuma görevlerini tamamlamanızı öneriyorum; kendileri çok yardımcı olabiliyor zorlu dövüşlerde ve daha hızlı hareket etme konusunda.
Miles Morales, örümcek adamlıktaki 1 senelik deneyimini çok iyi bir şekilde belli ediyor
Marvel’s Spider-Man oyununun en etkileyici yönlerinden bir tanesi, animasyonlarıydı. Özellikle de şehirde ağ atarak dolaşırken, çok akıcı ve birbirine bağlı animasyonlar görüyorduk. Marvel’s Spider-Man: Miles Morales oyununda ise bunun üzerine çok daha fazla gidilmiş gibi görünüyor. Ben açıkçası bu oyundaki animasyonları çok daha yumuşak ve iyi buldum. İlk oyundaki animasyon geçişleri zaman zaman hissediliyordu. Bu oyunda da hissediliyor ama bu his çok daha az ilk oyuna göre. Yalnız, animasyonlardaki bu yumuşaklık, dövüş tarafını sanki biraz olumsuz etkiliyor.
Ben, orijinal hissinden memnun kalmıştım ama Marvel’s Spider-Man: Miles Morales oyunundaki vuruş hisleri bana çok boş geldi. Yani, düşmanlara tekme attığımızda, yumruk attığımızda, onları yere fırlattığımızda filan neredeyse hiç his gelmiyor. Sadece işin içine Venom temelli yetenekler girdiği zaman vuruş hissi iyileşiyor ki onlar için de oyunun ikinci yarısını beklemeniz gerebilir; yeni yeteneklerin filan açılıp, oturması için. Bunun haricinde animasyon ve dövüş tarafında da zaten problem bulunmuyor; oyun çok güzel işliyor normal dövüşlerde ve bölüm sonu karşılaşmalarında.
Marvel’s Spider-Man: Miles Morales oyununda dikkatimi çeken bir başka şey ise Peter Parker’ın değişen modeli ve yüzü oldu. Birçok oyuncu yeni yüzü beğenmedi ama ben açıkçası bu Peter Parker’ı daha çok Peter Parker’a benzetiyorum. Yani, oyunun eski yüzü pek benzemiyordu bence örümcek adama. Yenilenen yüz ise beni daha memnun etti. Yalnız, orijinal oyunda bu yüz yüzünden bazı duygu problemlerinin yaşandığını okudum; bende Marvel’s Spider-Man: Remastered bulunmadığı için bir şey diyemeyeceğim ama en azından oynadığım oyunda öyle bir problem yoktu.
İnceleme yazımı bitirmeye başlamadan önce bir de ulaşılabilirliğe değinmek istiyorum. Marvel’s Spider-Man: Miles Morales, ilk oyunda neler olduğunu anlatan bir görüntü ile başlıyor ve ardından da oyunda detaylı bir ulaşılabilirlik ayarlaması yapabiliyoruz. Yalnız, oynanışı direkt olarak etkileyen pek bir ulaşılabilirlik ayarı bulunmuyor. Benim dikkatimi çeken tek şey bu oldu. Normalde bu tip ayarları pek kullanmasam bile zaman zaman ihtiyaç duyabiliyorum. Bu yüzden de kendilerinin varlığına önem veriyorum. Geliştirici ekip de ortalama üstü bir iş çıkartmış bu konuda.
Marvel’s Spider-Man: Miles Morales, kendisini başarılı bir şekilde sunabiliyor mu?
İnceleme yazımın bu noktasında ise Marvel’s Spider-Man: Miles Morales oyununun sunumundan bahsedeceğim. Bu noktada da öncelikle görsellik geliyor. Ben bu oyunu PlayStation 4 Pro konsolumda, 4K/HDR destekli bir televizyonda denedim ve açıkçası aldığım görsellikten, sinematik sahneler hariç, memnun kalmadım. Öncelikle, HDR oyunda bir tık garip görünüyor ve genel olarak görsel kalite de orijinal oyundan bile çok az da olsa kötü duruyor. Benim düşünceme göre bu oyun, sadece PlayStation 5 için geliştiriliyordu ve son dakikada eski nesil konsollar düşünüldü; pek bir düzenleme yapılamadı.
Görsellik tarafında oyunun sanki sadece PlayStation 5 için yapıldığını hissediyorsunuz ama konu performans olduğu zaman her şey değişiyor. Bu video oyunu 30 FPS olarak çalışıyor ve ne yazık ki herhangi bir performans modu bulunmuyor. Yani, oyunu 60 FPS değerine çıkartamıyorsunuz ki buna aslında ihtiyacınız da yok. Oyun, ilk sahnesinden tutun da son sahnesine kadar kusursuz bir 30 FPS değerinde çalışıyor. Bu durumda da performansa laf etmek gereksiz olacaktır. Yani, performans aynı orijinal oyun gibi benim gözümde tamamen kusursuz efendim.
Tabii bir de sesler ve müzikler var. Öncelikle seslerden bahsetmek istiyorum. Marvel’s Spider-Man: Miles Morales oyununda ses konusunda rahatsız edici hiçbir şey yok. Miles Morales’den tutun da en az kullanılan yan karaktere kadar herkesin seslendirmesi yeterince başarılı. Ana karakterler zaten seslendirme konusunda muhteşem. Geriye kalan ses efektleri de bana problemsiz geldi. Müzikler de aynı şekilde başarılı. İlk oyunda kullanılan epik tema müziklerinin daha tempolu, daha Miles Morales’e yakışan versiyonları bulunuyor bu oyunda ve hepsi birbirinden güzel.
Marvel’s Spider-Man: Miles Morales oyununda beni rahatsız eden alakalı konu ise konsolun sesi. Bu oyunu oynarken, şehirde boş bir şekilde dolaşırken bile konsol bağırıyor. Sinematik sahnelerde filan ise ses ciddi anlamda yükseliyor ve rahatsız edici bir hal alıyor. Hatta, konsol kendisini sıcaklıktan ötürü bir kere kapattı bile ki bu benim başıma belki 2-3 senede 1 kere gelen bir olaydır. Sırf bu PlayStation 4 Pro konsolunun roket gibi çıkarttığı sesten bile kurtulmak için PlayStation 5 konsoluna geçilir bence. Tabii burada sadece konsolun değil, oyunun da suçu bulunuyor bence. Orijinal oyun bu kadar kötü değildi ses konusunda.
Miles Morales, hikayesine ve deneyimlerine tanıklık edilebilecek kadar ilgi çekici mi?
Sony Interactive Entertainment ve PlayStation Studios, çok uzun bir zamandır birinci parti oyunları ile muhteşem deneyimler yaşatıyor. Yani, Horizon: Zero Dawn oyunundan tutun da Dreams yapıtına; The Last of Us Part II isimli şaheserden tutun da Concrete Genie oyununa kadar birbirinden güzel deneyimler sunuluyor. Marvel’s Spider-Man: Miles Morales de kesinlikle o deneyimlerden bir tanesi; hatta oldukça başarılı olanlarından da birisi. Ben açıkçası bu oyunun eleştirilebileceği çok fazla nokta görmüyorum; hatta tam tersine şimdikinden daha fazla övülmesi gerektiğini düşünüyorum.
Evet, Marvel’s Spider-Man ile Marvel’s Spider-Man: Miles Morales arasında çok fazla benzerlik var. Yalnız, bu oyun için zaten hiçbir zaman yüksek bütçeli bir devam oyunu denmedi ki. Geliştirici ekip bile temel oyun için genişletme paketinden biraz daha büyük bir oyun olacak dedi bu yapıt için. Tüm içerikler aynı değil ama diyelim ki hepsi ilk oyunla aynı. Bu durum da bile anlatılan hikayenin bambaşka ve çok güzel olması, bence oyunu olumlu noktaya çekmeye yetiyor. Ayrıca, Miles Morales’e böyle bir oyunda yer verilmiş olması da kesinlikle atılan çok büyük ve güzel bir adım benim gözümde.
Bu oyunu size aslında gözüm kapalı önerebilirim ama dert olacak sadece tek bir konu bulunuyor. O da bu genişletme paketinden hallice olan Marvel’s Spider-Man: Miles Morales oyununun 470 TL olması. Şimdi, günümüzün kurlarına göre 470 TL aslında 60 Dolar yapıyor. 60 Dolar da zaten AAA seviyesindeki video oyunlarının eski nesil konsollar için belirlenen standart fiyatı ama problem şu ki bu oyun, 60 Dolar değerinde değil. Bu oyun, 50 Dolar ve ülkemizde de 380 TL civarına geliyor ki bence bu oyuna Türk Lirası olarak en ama en fazla 250 TL verilebilir. Yani, bu oyuna vereceğiniz paranın karşılığını almanız imkansız.
Yine de Marvel’s Spider-Man: Miles Morales, çok güzel bir video oyunu. Hikayesi, oynanışı, içerikleri, sunumu filan minimum probleme sahip. Eğer bir de bu oyun benim tahmin ettiğim gibi asıl devam oyununa Miles Morales’i karakter olarak daha güçlü getirmek için kullanıldıysa, deneyimimiz çok daha değerli bir hale geliyor. Zaten, bu oyunun en final sahnesinde de bir devam oyununa gönderme yapılıyor. Daha doğrusu, orijinal oyunun yaptığı gönderme sahnesinin devamı gösteriliyor. Böylece gelecek için, örümcek adamın PlayStation markasındaki geleceği için daha da heyecanlanıyorum.