İlk PlayStation konsolunun zamanından gelen bir konuğumuz var bu inceleme yazısında. Bit Pazarı’na nur yağmaya devam ederken, Sony tarafından da bir hamle geliyor ve 1998 senesinde çıkışını gerçekleştiren MediEvil oyununu yeniden karşımıza çıkartılıyor. Aradan geçen 21 senelik zaman diliminde video oyunu dünyasında ve teknolojik anlamda bildiğiniz üzere, büyük gelişmeler yaşandı. Bakalım bu klasik yapım, farklılaşan video oyunu anlayışı ve gelişen teknoloji gibi etmenleri, günümüzün şartlarına uyarlayabiliyor mu?
MediEvil ile geçmişe doğru farklı bir bakış gerçekleştiriyoruz
İsimleriyle zaten belli ediyorlar ama eski yapımlar günümüze uyarlandıklarında iki farklı biçimde karşımıza çıkıyorlar. Bunlardan birincisi, grafiklerine önem verilen ve çözünürlükleri günümüze uyarlanan oyunlar oluyor. İkincisi ise en baştan tasarlanan, temeline sadık kalınmasına karşın farklı bir yapıyla geliştirilen oyunlar oluyor. İncelemesini gerçekleştirdiğim MediEvil oyununun, bahsettiğim her iki gruba da ait olduğunu belirtebilirim.
Böyle söylediğimde, günümüzdeki oyun anlayışına uygun, bambaşka bir video oyunu görmeyi beklemeyin lütfen. Tabiri yerindeyse MediEvil, özüne olabildiğince sadık kalan bir video oyunu. 1998 senesinde çıkan oyunun üzerinde çok fazla çalışılarak yeni bir oyun mekaniğinin hayata geçirilmesine karşın, genel yapısı itibariyle PlayStation 1 zamanlarını hatırlatmayı ziyadesiyle başarıyor. Bu yapımın animasyonlarından, bölüm tasarımlarındaki bazı çizgilere kadar pek çok özelliğini gördüğüm ilk andan itibaren içerisinde bulunduğumuz zaman diliminden ziyade, 1990’lı yılların son dönemlerinde yaşadığımı hissettim.
Tabii, aradan geçen 21 yıl az bir zaman değil ve video oyunu dünyasının sürekli artan bir hızla gelişmesinin neticesinde, bu yapımın yalnızca grafiklerinin iyileştirmesi pek çok oyuncuyu tatmin etmeyecekti. Sony, doğru bir yol seçmiş diyebilirim. Yalnız, karşımızda sıfırdan tasarlanan bir yapım da bulunmuyor. Ana oyundaki aynı yöntemlerle ilerlenebilen MediEvil için günümüzün koşullarına daha uygun bir hale getirebilirdi, daha modern bir halde sunulabilirdi, yorumunu yapabilirim. İncelemesini gerçekleştirdiğim bu oyunun her bir adımında eski günleri hatırlamak güzel oluyor ama eskinin sıkıntılarını da yaşamak biraz tuhaf geliyor.
İnceleme yazısı boyunca bunların hepsinden bahsedeceğim merak etmeyiniz. Oyunun mekaniklerinden savaş sistemine, grafiklerinin yapısından, performansına kadar pek çok konuya değinmeye çalışacağım. Yalnız, tüm bunlardan önce eğer sizler de izin verirseniz, karşımızda nasıl bir yapım olduğunu biraz anlatmak istiyorum. MediEvil oyununda neler yapıyoruz, nasıl ilerliyoruz ve nasıl bir yapıyla karşılaşıyoruz, gibi soruların yanıtlarını gelin beraberce bulmaya çalışalım.
Dövüşlü, bulmacalı, eğlenceli bir aksiyon oyunu
Günümüzde, video oyunu türlerinin biraz karmaşık bir hal aldığından haberdarsınızdır muhakkak. Eskiden çok daha anlaşılır bir biçimde karşımızda nasıl bir oyunun olduğunu, oyunun türüne baktığımızda anlıyorduk. Şimdiyse, bir oyunun aksiyon veya strateji oyunu olduğunu söylemek net bir algı oluşmasını sağlayamıyor. MediEvil da eski bir yapım olmasına karşın içeriğinde farklı türlerin özelliklerini barındıran bir oyun olarak lanse edilebilir diye düşünüyorum.
Genel anlamda bir aksiyon oyunu var karşımızda. Rakiplerimizle savaştığımız, farklı silahlar elde ettiğimiz, kazandığımız altınlarla yeni mühimmatlar alabildiğimiz bir oyun MediEvil. Bununla birlikte, oyunun çizgisel bir ilerleyişi olmasına karşın, yarı açıktan ziyade çeyrek açık dünyasının bulunduğunu sözlerime ekleyebilirim. Aslında çeyrek açık dünya gibi tuhaf bir tanımlama yapmaktansa, labirent benzeri bir yapıda hareket edildiğini belirtsem daha mantıklı olacak.
Bu labirentimsi yapıya girdiğimizde, MediEvil oyununun bir aksiyon oyunundan ziyade bir bulmaca oyunu olduğu gerçeğiyle de yüzleşebilirsiniz. Bir yandan düşmanlardan korunurken, diğer yandan doğru yolu bulmaya çalıştığımız klasik bir yapının içerisinde olduğumuzu söyleyip, zihinleri daha fazla bulandırmak istemiyorum. Yaşı biraz ilerleyen okurlarımızın, eski Tomb Raider oyunları ve benzeri yapılardan hatırlayacaklarını zannediyorum.
Çizgisel ilerleyişe sahip yapıda, gideceğimiz yolu bulmamızı isteyen bu oyunun yapısı, üst kısımda anlatmak istediğim nostalji hissini ziyadesiyle veriyor. Bu arada, oyunun 3. şahıs kamera açısına sahip olduğunu da sözlerime ekleyeyim ama bu kamera sürekli ana kahramanımızı takip etmiyor. Duruma göre bazı yerlerde sabit kamera açısına geçilerek, geçmişe göndermelerin yapıldığını da görüyoruz. Ana kahramanımız derken, oyunun hikayesinden ve ilerleyiş biçimlerinden de biraz bahsedeyim, izninizle.
Kaslarla kaplı kahramanların yerini bir iskelet alıyor
Görünüşe aldanmayın lütfen; oyundaki ana kahramanımız aslında efsanevi bir savaşçı ve komutan olan Sir Daniel Fortesque. Yaklaşık yüz yıl önce kötü bir büyücüyü alt ederek adını tarihe yazdırmış birisi. Yalnız, tam olarak bu kötü büyücüyü yok edememiş olacak ki büyücü yeniden gelir ve dünyayı ele geçirmeye çalışır. Ölüleri dirilterek zombilerden ve pek çok tuhaf yaratıktan ordusunu kuran bu baş kötüyü engellemek de ana karakterimize düşer. Bir süre önce ölmüş olan ana kahramanımız da mezarından çıkarak dünyayı yeniden kurtarmak üzere yollara düşecektir.
Mezardan çıkan kahramanımızın sadece kemiklerinin kalmış olması da sizi yanıltmasın. Eski günlerindeki gibi olmasa dahi hala gayet sağlam dövüşebiliyor. Oyuna bazı basit görevlerle başlıyoruz ve bir harita üzerinde açılan görevlere sırasıyla gidiyoruz. Bu arada, haritada geriye dönerek eski görevleri oynamak ve tamamlayamadığımız görevleri tamamlamak da elimizde oluyor. Belirttiğim gibi çizgisel bir oynanışla birlikte ilerlememize rağmen, yolumuzu yer yer kendimiz çizebiliyoruz.
Örneğin, bir bölümde kayaları kıramayıp ardındaki ödülleri alamadım diye üzülmenize gerek yok. Sonrasında aynı bölüme geçiş yaparak unuttuklarınızı, geride bıraktıklarınızı toplama imkanına sahip olacaksınız. Tüm bunlarla birlikte her bir bölümün kendine özgü yapısının ve farklı bir bilmece düzeneğinin olduğunu söyleyebilirim. Bu bilmeceler genelde doğru yolu bulma ve gerekli eşyaları keşfetme üzerine kurulmuş vaziyetteler.
Bilmeceleri çözerken etraftaki engelleri aşmamız için platform unsurlarıyla da karşılaşıyoruz. Bir de eski kahramanların yer aldığı gizemli odaya arada giriyoruz. Buraya, bölümlerdeki kutsal kadehleri doldurduğumuzda girme hakkı kazanabiliyoruz. Yeteri sayıda düşman öldürürsek ve saklı olan kadehe ulaşabilirsek bu başarımı tamamlamış sayılıyoruz. Bahsettiğim bu özel bölümde, diyaloğa girdiğimiz eski kahramanlar tarafından özel ödüller alıyoruz ve oyunun işleyişine bu durum etki ediyor.
MediEvil, oynanış mekanikleriyle oyuncuyu fazla rahatsız etmiyor
İncelemesini gerçekleştirdiğim oyunun genel mekaniklerinin yenilenmiş olmasına karşın, ilk haliyle tamamen ayrılmadığını üst kısımlarda belirtmiştim. Bu yapımı PlayStation 1 konsolunda oynayanlar, bölümlerin nasıl ilerlediğini hatırlayacaklardır. Tabii ki ilk haline göre çok daha iyi grafikler ve yeniden tasarlanan düşmanlar var karşımızda. Bununla birlikte oyunun menülerinin, arayüzünün ve dövüş mekaniklerinin de tamamen elden geçirildiğini belirtmem gerekiyor.
Bu değişimlerle birlikte, oyunun işleyişi neredeyse PlayStation 1 sürümüyle aynı diyebilirim. Aynı bölgeleri geçerek ilerliyoruz, karşımıza büyük oranda aynı bulmacalar çıkıyor ve ana oyunla aynı etkinliklere katılıyoruz. Oyunu hiç bilmeyenler için; X tuşunun zıplama, kare tuşunun silah kullanma, daire tuşunun silahın özel yeteneğini gösterme, üçgen tuşunun silah değiştirme, R1 tuşu kalkan kullanma, dokunmatik yüzeyin menüyü açma işlevlerini gördüğünü söylemeden geçmeyeyim.
Dokunmatik yüzeye dokunarak menüyü açtığımızda kullanabileceğimiz ana silahı ve yardımcı silahımızı seçebiliyoruz. Kullanabildiğimiz her silahın kendine has özellikleri bulunuyor. Ayrıca menüde zırhları, kalkanları ve zamanı geldiğinde kullanılması gereken eşyaları seçebiliyoruz. Bir silahı belirleyip onunla ilerleyebilirsiniz ama her düşmanın farklı bir zayıf noktası bulunuyor.
Yeni bir düşman gördüğümüzde, o düşmanla ilgili bilgiler kütüphaneye eklendiğinde, bilgilendirme yazısını okuyup hangi silahla ilerlememiz gerektiğini anlayabiliyoruz. Bölümlerin bazılarında düşmanlarla amansız bir mücadeleye girebildiğimiz gibi bazılarından yalnızca kaçmamız gerekebiliyor. Ayrıca, farklı düşmanlara farklı yaklaşımlar sergilememiz gereken yerlere de rastlıyoruz. Çeşitlilik açısından oyunun başarılı olduğunu söyleyebilirim.
Grafiklere baktığımızda bu yepyeni bir yapımdır, diyebiliyor muyuz?
İnceleme yazısının genelinde oyunun grafiklerinin ve oynanış mekaniklerinin en baştan tasarlandığını söylemeye çalıştım. Bölümlerin yapısı, oyunun PlayStation 1 sürümüyle aynı olmasına karşın ince dokunuşlarla yeni bir yapı oluşturulmuş durumda. Oyundaki bölümlerin baştan tasarlandığını söyleyebilirim ama eski çizgisinin dışına fazla çıkılmıyor. Bir diğer deyişle, 1998 yılındaki bölüm tasarımının benzeri bir yapıyı MediEvil oyununda görüyoruz.
Hal böyle oyunca, grafikler yenilenmiş olmasına karşın, bölüm tasarımının eski tipte bırakılmasıyla grafiklerin göz alıcı bir hali kalmıyor. Oyunun seslerini üzerinde çalışıldığını da belirtmek isterim. Burada asıl yenilenmesi gereken kısmın; oyundaki kamera sistemininse oldukça sorunlu bir biçimde çalıştığını sizlere söylemem gerekiyor. Oyunun genelinde, kamera açılarının oynanışı zorlaştırdığını sıklıkla gördüm.
Bu zorlaştırma, bazı anlarda üstesinden gelinebilir durumdayken bazen önemli kayıpların alınmasına neden olabiliyor. Kamera geçişleri nedeniyle düşmanı göremediğimiz ve can kaybı yaşadığımız anlara sıklıkla denk geliniyor. Oyunun performansının da hareketli anlarda tam manasıyla algılanamadığını söyleyeyim. Ayrıca, karakter animasyonları, oyunun yeni mekaniğiyle birlikte yeniden tasarlanmasına karşın, zamanın gerisinde kalıyor.
Sony tarafından burada ne yapılmak istendiğini açıkçası tam olarak anlayamadım. Nostalji hissi verilmeye çalışıldığı ortada ama bu his verilirken teknolojik anlamda 1998 yılının sıkıntılarını aktarmaya ne gerek vardı, bunu çözemedim. Özellikle kamera açısına dair sorunlar yüzünden oyunun bazı bölümlerinde nereye gittiğimiz farkına varamadan şans eseri bölümü geçtiğim çok oldu. Aradaki bağlantının; yeni ve eski arasındaki dengenin biraz daha özenli bir biçimde tasarlanması gerektiği fikrini savunarak son sözler için sizleri alt kısma almak istiyorum.
MediEvil, eski hayranlarını mutlu etmek için gelirken yeni oyunculara neler verebilir?
Bazen, eski oyuncular arasında oyunları hatırlama, bunları yad etme gibi zamanlar yaşanır. Sony tarafı da muhtemelen bu sohbetlerde adı duyulan bir oyunu yeniden hatırlatma isteğiyle hareket etmiş olabilir. Aradaki zaman farklını da kendince kapatmak, günümüzün teknolojisiyle eskiyi harmanlamaya çalışmış, olabilir. Yalnız, tüm bu isteklerin sonucunda oyunculara sunulanın biraz ortada kalan bir ürün olduğu görüşünü savunacağım.
Eski oyunu oynamak isteyenler için belki iyi bir fırsat olabilir ama 2020’li yılların eşiğindeyken 1998 senesindeki teknolojilerin yansıtılması pek ilgi çekici gelmiyor. Tabii ki insan eskinin keyfini, video oyunu zevklerini özlüyor ama 20 yıl öncesinin sorunlarının günümüze taşınması da çok hoş olmuyor. İnceleme yazısında belirttiğim gibi kamera açıları ve oyunun genel mekaniklerinin zorlayıcı olması, oyundan alınan eğlenceyi azaltır vaziyette.
Yine de ben bu sorunları göz ardı ederim, PlayStation 1 zamanlarını çok özledim diyenler için geçmişten gelen keyifli ir oyun MediEvil. Farklı bölüm tasarımları, her bölüme ait yeni düşmanlar, değişik silahlar ve bulmacalarıyla, günümüzde artık benzerine az rastlanan bir yapıyı bu oyunda bulabilirsiniz. Türkçe desteğine sahip olması da oyunun, ülkemiz oyuncuları açısından bir artısı olarak kabul edilebilir.
Genç oyunculara ne kadar hitap edebilir bilmiyorum ama yaşı biraz ilerlemiş PlayStation 4 sahiplerinin MediEvil oyununa ilgi duyabileceklerini belirteyim. Eskiden bu adamlar ne oynuyorlarmış diye merak edenler de belki indirim zamanlarında bu oyuna şans verebilirler. Eğer, güncellemelerle kamera açıları ve bazı teknik sorunları düzeltilirse, MediEvil oyununun daha bir oynanabilir hale geleceğini söyleyerek sözlerimi sonlandırayım.
Oyun cok guzel.20 yıl önceki oyunu zaten oynamiştım…ama o zamanlar daha kolaydı..düşmanlar şimdi daha zor.karıncalı raundun bossuyla dövüşünce hep yenildim.ta baştan baslatiyor.4. De yendim.istedigim yerde save game yaptirsa problem degil.onuda yaptirmiyor..şimdi korkuluk tarlasındayım ve kamera yüzünden ölüyorum.ta bölümün başina atiyor.
Guzel bir inceleme olmuş.elinize saglık.