Sony Interactive Entertainment, senelerdir PlayStation konsollarına özel olarak MLB The Show serisini geliştiriyor. Bu markayı pek bilmiyor olabilirsiniz; ülkemizde beysbol pek popüler değil. Evet, bu seri beysbol sporunu temel alan bir spor ve simülasyon serisi. İşte bu seriye en güncel oyun olan MLB The Show 21 da şu sıralarda çıkışını gerçekleştirdi ve bizler de oyunu inceleme imkanı bulduk. Yalnız, daha da önemli bir noktayı belirtmemiz gerekiyor: MLB The Show serisinden bir video oyunu ilk defa Xbox konsollarına geldi; bu oyun Xbox One ve Xbox Series X/S konsolları için de Sony Interactive Entertainment tarafından piyasaya sürüldü.
Major League Baseball, geride bıraktığımız haftalar içerisinde resmi olarak başladı ve MLB The Show 21 da gerçek hayattaki lige uygun bir zamanda piyasaya sürüldü. Yalnız, özellikle bu spora yeni olan oyuncular için MLB The Show 21, beysbol izlemek kadar eğlenceli olmayabiliyor. Bu seri, aslında zorlu yapısı biliniyor ama oyunculara geçmişte yine de farklı zorluk ayarları sunuluyordu. Oyuncular, bu ayarlarla deneyimi kendi istedikleri gibi ayarlayabiliyordu ama serinin bu yeni oyununda, işler bir tık daha basitleştirilmiş gibi görünüyor; artık üç farklı zorluk setinden bir tanesini seçerek oyunumuza başlıyoruz.
MLB The Show 21 oyununda Casual, Simulation ve Competitive seviyeleri bulunuyor. Casual, seriye yeni adım atan oyuncular için en uygun seçenek. Bu sayede çok daha basitleştirilmiş bir deneyim yaşıyorsunuz ve kafayı da fazla yormanız gerekmiyor. Simulation ise deneyimli oyuncuları hedefliyor; bu seviyede hem oyunun genel zorluğu artıyor, hem de oyuncuların ve takımların puanlandırmaları devreye giriyor. Adı üstünde, simülasyon temelli bir deneyim yaşatılıyor. Competitive ise zorluğu maksimuma çıkartıyor ve sadece oyuncuların yeteneklerine odaklanıyor. Ayrıca, oyunun çoklu oyunculu modları da Competitive olarak oynanabiliyor.
Zorluk seviyesini seçtikten sonra geriye sadece topu atıp, oyuna başlamak kalıyor. Yalnız, bu noktada da büyük bir yenilik bizi karşılıyor. MLB The Show serisinin Pitching kısmı pek değişmemişti ama MLB The Show 21, büyük bir adım atıyor ve oyuncuların karşısına Pinpoint Pitching isimli yeni bir sistem çıkartıyor. Bu sistem sayesinde oyuncular, topu nasıl atıp, oyunu nasıl başlatabileceğini oldukça detaylı bir şekilde ayarlayabiliyor ki bu durum en çok yeni oyuncuları üzecektir. Simulation ve Competitive seviyesinde oyunu oynayan oyuncular, Pinpoint Pitching ile çok daha gerçekçi ve deneyimi zenginleştiren başlangıçlar yapabilirler.
MLB The Show 21, popüler olan modunu değiştiriyor
MLB The Show serisinin özellikle de son zamanlarda en çok sevilen oyun modlarından bir tanesi Road to the Show idi. Bu oyunda da aynı içeriğe verilen önem devam ediyor ve yine bir kere daha kendi oyuncumuzu yaratıp, en iyi beysbol oyuncusu olmak için emek harcıyoruz. Yalnız, MLB The Show 21 oyununda biraz farklı bir yol izleniyor. Şöyle ki serinin eski oyunlarında NBA 2K serisinin kariyer modunda olduğu gibi karşılaşmalar yapıp, Draft dönemini beklerdik. Bu senenin oyununda ise tüm bu adımlar atlanıyor ve direkt olarak takıma seçileceğimiz günde Road to the Show deneyimine başlıyoruz.
Road to the Show içerisinde herhangi bir takıma seçilebilmek için oyun size bazı sorular soruyor. Bu soruların karşılığında size en uygun olan pozisyon belirleniyor ve takımınıza yerleştiriliyorsunuz. Böylece kariyerimize çok hızlı bir şekilde başlıyoruz ve bu hız da aslında oyun boyunca devam ediyor. Benim en çok ilgimi çeken noktalar ise röportajların ve radyo programlarının bu moda bir şekilde entegre edilmiş olması. Bu sayede hikayenin ilerleyişi hakkında bilgi sahibi olabiliyoruz. Aynı zamanda, oyundaki karakterimiz artık Non-Pitcher ve Pitcher olabiliyor. Serinin eski oyunlarında sadece bu iki rolden birine odaklanabiliyorduk.
Non-Pitcher ve Pitcher olarak Road to the Show içeriğinde hareket edebildiğimiz gibi artık Starter veya Reliever olmayı da seçebiliyoruz. Bununla birlikte kişisel ekipmanlarımızı da hazırlayabiliyoruz ve her karşılaşmaya özel olarak farklı ekipmanlar seçebiliyoruz. Bu noktada işin içine hem kozmetik ögeler giriyor, hem de arketip seçimi yapabiliyoruz. Zaten arketip seçimi ile farklı rollerde oynayabilme durumunuz destekleniyor. Ayrıca, Perk sistemi de serinin bir önceki oyunundan geri dönüyor ve yine rolünüze göre istediğiniz bir değerinizi güçlendirebiliyorsunuz. Bu sayede bir ilerleme sistemi de sunulmuş oluyor.
İlginizi çekebilecek olan bir başka oyun modu ise kesinlikle Diamond Dynasty olacaktır. Bu içerik, Road to the Show kadar güncelleme görmemiş ama kendisi halihazırda güzel bir şekilde çalışıyordu. Bu yüzden bozuk olmayan bir şeyi de düzeltmeye gerek yok diye düşünüyorum. Eğer bilmiyorsanız, Diamond Dynasty modunun FIFA Ultimate Team veya NBA 2K serisinden MyTeam ile benzer olduğunu söyleyebilirim. Yani, paketler açarak kartlar elde ediyorsunuz ve o kartlarla da kendi takımınızı kuruyorsunuz. Bu arada, Road to the Show modundaki kendi karakterinizi de bu sene Diamond Dynasty tarafına taşıyabiliyorsunuz.
Artık kendi stadyumumuzu bile yapabiliyoruz
Road to the Show ve Diamond Dynasty isimli içerikler haricinde MLB The Show 21 oyununu çevrim içi olarak da deneyimlemek isteyebilirsiniz. Açıkçası ben bu tip oyunları çoklu oyunculu bir şekilde oynamayı sevmiyorum ama en azından sunucu performansına göz atabilmek için birkaç karşılaşmaya katıldım ve deneyimi çok şaşırtıcı bir şekilde kusursuz buldum. Ayrıca, içerik olarak da Rated Online Play ve Diamond Dynasty modu altında bolca farklı oyun modu bulunuyor gerçek oyunculara karşı oynayabileceğiniz. Bu noktadaki tüm dikkatler yine de Diamond Dynasty tarafında; işin içine mikro ödemeler filan giriyor.
Dikkat çeken bir başka özellik ise Stadium Creator. Adından da tahmin edebileceğiniz üzere Stadium Creator sayesinde kendi stadyumunuzu oluşturabiliyorsunuz. Bu noktada şaşırtıcı seviyede detaylı bir sistemin sunulduğunu söylemek isterim. Muhtemelen bu detay seviyesi ve derinlikten ötürü olacaktır ki Stadium Creator, sadece bu oyunun yeni nesil sürümlerinde yer alıyor. Yani, PlayStation 4 ve Xbox One tarafında kendi stadyumunuzu oluşturamıyorsunuz; sadece PlayStation 5 ile Xbox Series X/S tarafında bunu yapmanıza izin veriliyor. Bu da gayet anlaşılır bir şey; eski nesil konsolların gücü böyle bir şeye yetmiyor olabilir.
MLB The Show 21 oyununda her şey ne yazık ki muhteşem değil; bazı eksiklikler de bulunuyor. Mesela, Sounds of the Show özelliği sadece oyunun PlayStation 4 sürümünde var ve kendisi oldukça basit bir seviyede. Eğer bilmiyorsanız, Sounds of the Show sayesinde kendi müziklerinizi oyuna ekleyebiliyordunuz ve karakteriniz için çıkış müziği olarak seçebiliyordunuz. Sounds of the Show özelliğini PlayStation 5 konsolunda görememek beni üzdü. Aynı zamanda, geçen senenin oyunlarındaki karakterinizi yeni oyuna aktarma özelliği de tamamen eksikti. Ben zaten yeni bir karakter yaratmayı tercih ederim ama herkes böyle düşünmeyecektir.
Buna karşılık Sony Interactive Entertainment, çok ilginç bir adım atıyor ve MLB The Show 21 oyununa hem çapraz platform, hem de çapraz ilerleme desteği ekliyor. Yani, bu teknolojiler sayesinde hem diğer tüm konsollardaki oyuncularla bu oyunu deneyimleyebiliyorsunuz, hem de ilerlemelerinizi diğer konsollara aktarabiliyorsunuz. Yani, siz bu oyunu PlayStation 5 konsolunda oynarken; PlayStation 4, Xbox One ve Xbox Series X/S konsollarından kişilerle eşleşebiliyorsunuz. Ayrıca, PlayStation konsollarındaki ilerlemelerinizi direkt olarak Xbox konsollarına da gönderebiliyorsunuz. Sony Interactive Entertainment, bunu umarız diğer oyunlarında da uygular.
MLB The Show 21, satın almaya değer mi?
MLB The Show 21 için hazırlamış olduğumuz bu inceleme yazısını bitirmeden önce oyunun sunum tarafına da değinmek gerekiyor. Görsel açıdan, bu serinin önceki oyunları her zaman için etkileyici bir seviyedeydi. Bu oyun da kesinlikle genel anlamdaki grafik kalitesi ve atmosferi ile etkileyici bir deneyim yaşatıyor. Yalnız, artık yeni nesil konsollara geçtiğimiz bir dönemde, çok da büyük bir fark göremiyoruz. Yani, MLB The Show 20 oyununun PlayStation 4 sürümü ile MLB The Show 21 oyununun PlayStation 5 sürümü arasında görsel olarak öyle çılgın bir fark bulunmuyor. Yine de bu oyunun görselliği oldukça etkileyici.
Geçen senenin oyununa göre MLB The Show 21, görsel anlamda iyileştiriliyor ama bunun yanında oyuna oldukça kaliteli animasyonlar da ekleniyor. Zaten bu tip oyunlarda animasyona oldukça önem verilmeli ve geliştirici ekip de bu konuda elinden geleni yapmış gibi görünüyor. Geçen senenin oyunundan gelen animasyonlar pek değişmemiş gibi dursa da tamamen yeni olarak oyuna eklenmiş olan yüzlerce farklı animasyonlar var ve kendileri, oyunu gerçekten gerçekçi bir şekilde göstermeyi başarıyor. Bu arada, görsellik ile animasyonlar arasında çok gel-git yapmış olacağım ama oyunun iyileştirilmiş olan ışıklandırması da çok dikkatimi çekti.
Performans tarafında da herhangi bir problem görmediğimi belirtmek isterim. Dediğim gibi oyunu PlayStation 5 konsolumda oynadım ve yaşadığım deneyim de gayet akıcı bir 60 FPS idi. Bu arada, 60 FPS değerindeki performansa karşılık, oyunu da 4K çözünürlüğünde oynamaya devam edebiliyorsunuz ki bu da her zaman güzel bir şey olacaktır benim için. Ses ve müzik tarafında da herhangi bir kusur yok ama aynı zamanda öne çıkan da pek bir şey yok. Sounds of the Show özelliği yeni nesilde olsaydı belki bu konu hakkında bir tık daha yüksek konuşabilirdim ama MLB The Show 21 oyununun sesleri ve müzikleri gayet ortalama.
MLB The Show 21, kendi serisinin kesinlikle başarılı yapıtlarından bir tanesi. Zorluk seviyelerinde yapılan değişiklikler ve Pinpoint Pitching özelliği en başlarda size çok garip gelebilir ama kendilerine belli bir süre sonra alışıyorsunuz ve özellikle de Pinpoint Pitching, oyunu daha stratejik bir hale getirebiliyor. Onun haricinde, stadyum oluşturma gibi çok özel bir içeriğin geri dönmüş olması da kesinlikle muhteşem bir şey. Bu oyuna baktığım zaman, gördüğüm en büyük problem, yeni neslin gücünü net olarak hissettirmiyor olması. Onun haricinde oyun ile alakalı pek de fazla bir problemim bulunmuyor; beysbol seven herkese bu yapıtı öneriyorum.