Unknown Worlds Entertainment, arka arkaya birbirinden farklı video oyunları geliştirerek dikkatleri üzerine çekiyor. Subnautica serisinin ardından bu stüdyonun yeni oyunu ise tamamen farklı bir deneyim sunan Moonbreaker oldu. Bu video oyununda sıra tabanlı bir strateji deneyimi sunulurken, bu deneyim masaüstü oyun taktikleri ile zenginleştiriliyor ve işin içine bir de dijital minyatür teması giriyor. Minyatürlerin masaüstü oyunlarda yer aldığını zaten sayısız bir şekilde gördük. Kendileri dijital evrenlere de taşınmıştı ama Unknown Worlds Entertainment, bu oyunları ile nihai dijital minyatür deneyimini vaat ediyor.
Moonbreaker, Brandon Sanderson tarafından oluşturulan bir bilim-kurgu evreni içerisinde yer alıyor. Bu evrenin içinde kendi askerlerimizi topluyoruz, onları yapılandırıyoruz, boyuyoruz ve daha sonra savaş alanına sürüyoruz. Zaten masaüstü tarzındaki oyunlarda da bu şekilde bir sistem mevcut; bu video oyunu da o sistemi dijital evrene taşıyor. Yalnız, önemli noktalardan bir tanesi şu ki böyle bir deneyimi masaüstü bir ortamda yaşamak isterseniz, tarza yeni olan oyuncuların öğrenmesi gereken sayısız kural bulunuyor. Unknown Worlds Entertainment ise geliştirdiği bu oyun ile hem kıdemli, hem de yeni oyunculara hitap ediyor.
Moonbreaker oyununda bir kaptan tarafından yönetilen dokuz kişilik bir takım kurmamız gerekiyor. Bu takım ile oyunun hem PvP, hem de PvE temelli karşılaşmalarında yer alabiliyoruz. Yalnız, bu oyun erken erişim sürecine daha yeni başladı ve bu yüzden yerine oturması gereken birçok taş bulunuyor. Mesela, evet, erken erişim sürecindeyiz ama oyunda bir savaş bileti mevcut ve bu bilette herhangi bir seviye atlama dengesi/tecrübe puanı kazanma dengesi yok. Ayrıca, savaş biletinden alabileceğiniz ödüller de pek ilgi çekici değil. Bunların haricinde oyunda, kafa karıştırıcı seviyede fazla birim ve geçmişten gelen bir sistem yer alıyor.
Moonbreaker oyununda ganimet kutuları mevcut. Evet, günümüzdeki video oyunları bu tip rastgele ödül kazanma sistemlerinden uzaklaşırken, bu video oyunu ganimet kutuları sunuyor ve mikro ödeme ile elde edebileceğiniz kutulardan bile istemediğiniz şeyleri kazanabiliyorsunuz. Kazanabileceğiniz şeyler arasında ise minyatürleriniz için alternatif modeller, minyatürler için temeller, dekorasyonlar, renkler ve çıkartmalar gibi ögeler yer alıyor. Tabii tüm bunların önemli olması için öncelikle temel oyunun belli bir kalite sunması gerekiyor. Unknown Worlds Entertainment, bu noktada belli bir seviyeye ulaşmayı başarıyor.
Moonbreaker ile sinerji oluşturmayı öğrenmek gerekiyor
Moonbreaker oyununda toplayabileceğiniz onlarca farklı minyatür ve birkaç farklı kaptan bulunuyor. Tüm bu karakterler, farklı arketipler ile özelleştirilebiliyor. Minyatürleriniz yakın dövüşe önem verebiliyor, keskin nişancı olabiliyor, destek verebiliyor ve daha fazlasını yapabiliyor. Tüm bu arketipler ile karşınızda yer alan göreve karşı en iyi takımı kurmak ise oyunun temel prensipleri arasında yer alıyor. İşte bu takımı kurmak ise yeni oyuncular için pek de kolay değil. Bu oyun, kağıt üzerinde yeni oyunculara uygun bir deneyim sunduğunu söylüyor ama oyunun içerisinde yaşatılan deneyim ne yazık ki öyle değil.
Moonbreaker oyununun çok kısa süren öğretici bölümü ardından en temelleri öğreniyorsunuz ama sizin öğrendiğiniz temel, çıkmanız gereken bir gökdelene ait. Gökdeleni ise tamamen sizin öğrenmeniz gerekiyor. Farklı arketipler ve taraflar arasındaki sinerjileri sizin keşfetmeniz gerekiyor ve bunları yapabilmek için de ya hiç affedici olmayan bir yapay zekaya karşı oynayacaksınız, ya da gerçek oyunculara karşı şansınızı deneyeceksiniz. Bu sistemleri anlatan, tek oyunculu bir hikaye modu olsaydı, taraflar ve arketipler düzenli bir şekilde tanıtılsaydı, belki oyun yeni oyunculara karşı daha sıcak bir karşılama yapabilirdi.
Moonbreaker, yine de kötü bir oyun sayılmaz. Hikaye isteyen oyuncular için her minyatürün bir arka plan hikayesi bulunuyor okuyabileceğiniz. İlerleme sistemi isteyen oyuncular için ise minyatürler için seviye atlama özellikleri sunuluyor. Karakterler her seviye atladığında istatistiklerini ve yeteneklerini güçlendiriyor. Ayrıca, minyatürlerinizi boyama özelliği de inanılmaz bir derinliğe sahip ki zaten bu tip masaüstü oyunlarını seven oyuncular için tahmin ediyorum ki bu özellik, en önemli özellik olacaktır. Her minyatürü, en ince ayrıntısına kadar çok kaliteli bir şekilde boyayıp, savaş alanına bırakabiliyorsunuz.
Moonbreaker oyunundaki tüm karakterler, oynanış yoluyla açılabiliyor ve geliştirici ekip, her sezonda oyuna yeni karakterlerin ekleneceğini belirtiyor. İşin içine farklı sinerjiler filan girdiği zaman da aslında bu video oyununda kurabileceğiniz takımların sayısı sonsuza oldukça yaklaşıyor. Ayrıca, boyama kısmına geri dönecek olursak, bununla uğraşmak istemeyen oyuncular için geliştirici ekip, alternatif ve hazır boyalar da sunuyor. Bu noktada keşke oyuncular da kendi boyadıklarını, topluluk ile paylaşabilseydi diye düşünmeden edemiyorum. Böylece topluluk, bir noktadan daha birbirine bağlanmış olabilirdi.
Sürekli olarak stratejileri göz önünde bulundurmalısınız
Moonbreaker oyunundaki 1’den fazla arenanın içinde kendinizi bulduktan hemen sonra, savaş alanında sadece kaptanınızın olduğunu fark edeceksiniz. Cinder isimli bir birimden yeteri kadar kazandıktan sonra rastgele olarak belirlenen karakterlerinizden bazılarını savaş alanına çağırabiliyorsunuz. Ayrıca, çağırdığınız karakterler bir sonraki tura kadar hareket edemeyecekleri için kendilerini nerelere yerleştirdiğinize dikkat etmeniz gerekiyor. Eğer karşınızdaki takım, ne yaptığını biliyorsa bu karakterleri tek bir hamlede öldürebilecek güce sahip olabilir. Zaten bunlar, kaptana kıyasla daha az cana sahip.
Moonbreaker oyunundaki karakterlerinizin seviyelerini, yeteneklerini, ait oldukları grupları, arketiplerini ve diğer karakterler ile aralarında olan sinerjileri göz önünde bulundurarak, karşı takıma bir karşı bir savaş veriyorsunuz. Bu noktada oldukça stratejik oynanış anları yaşayabilirsiniz ve bu stratejiler de her karşılaşmanın başında verilen rastgele güçlendirmeler ve/veya diğer özellikler sayesinde her defasında biraz da olsa farklı hissettirmeyi başarıyor. Oyuncular böylece sabit bir strateji kullanmıyor, her defasında farklı şeyler denemek durumunda hissediyor kendisini. Bu tabii ki yine de her zaman etkili olmuyor.
Moonbreaker, sunum tarafında da belli bir kaliteye ulaşmayı başarıyor. Sistem gereksinimleriniz karşıladığı sürece oyunun doku kaplamaları, görsel efektleri ve yapılan kreatif seçimler bence gayet hoş görünüyor. Ayrıca oyunda çok ağır bir performans problemi de bulunmuyor; sadece bazı hatalar mevcut ki onlar da zamanla düzeltilecektir. Malum, bu oyun sadece 5-6 gün önce erken erişim sürecine geçti. Sesler ve müzikler de belli bir kalitede. Oyunda az da olsa bir seslendirme var ve gayet yeterli bir kalitede kendileri. Müzikler de fena değil ama kendilerini öyle çok da ön plana koymuyorlar.
Moonbreaker, kesinlikle gelecek vaat eden kaliteli bir video oyunu. Yalnız, şu andaki problemi ne yazık ki yeni oyunculara pek hitap edemiyor olması ve daha erken erişim sürecine yeni başlamış olmasına rağmen içerisinde savaş bileti ve ganimet kutuları gibi sistemleri bulunduruyor olması. Oyunun geliştirilme süreci henüz bitmemişken kaynakların bu gibi para kazanma temelli sistemlere atılıyor olması bana normal gelmiyor. Ayrıca oyun halihazırda 260 TL iken bu tip mikro ödeme sistemleri ile karşılaşmak da pek iyi bir izlenim bırakmıyor benim aklımda. Yine de kıdemli bir masaüstü minyatür oyuncusu iseniz, bu oyuna şans verebilirsiniz.