Bundan 20 sene önce, basketbol oyunu dendiğinde akla ilk olarak NBA Live serisi gelirdi. EA Sports bünyesindeki bu serinin de pek çok rakibi çıkardı ama yine en başarılı sonuçları NBA Live serisi alırdı. Pek çok ikili rekabetle karşılaştığımız video oyunu piyasasında, bazı oyunlar tahtlarını zamanla bırakmak zorunda kalıyor. EA Sports bünyesindeki futbol oyunu serisi FIFA da benzer biçimde, en iyi futbol oyunu olma özelliğini yıllarca kaybetmesine karşın, başarılı bir geri dönüş göstererek, yeniden zirveye oturmuştu. Bununla birlikte EA Sports çatısı altındaki diğer önemli marka olan NBA Live serisi, tahtını NBA 2K serisine kaptırdıktan sonra, bir daha eski günlerine hiç dönemedi. Tabii bu hiçbir zaman geri dönmeyeceği anlamına gelmiyor. NBA Live 19 ile bu kez başarmak isteyen EA Sports, bakalım nasıl hamleler gerçekleştirmiş?
NBA Live 19 demosunda neler yapabiliyoruz?
Oyunun demo sürümü sayesinde ön incelemesini yapma imkanına erişiyoruz. Tabii oldukça kısıtlı bir sürüm bulunuyor elimizde ama oynanış farklılıklarını ve grafikleri görmemize yetiyor bu sürüm. NBA Live 19 oyununun demo sürümüne, ısınarak başlıyoruz. Çok kısa süren bir müsabakayla, genel kontrolleri ve oyunun dinamiklerini görme fırsatı yakalıyoruz. 3’e 3 yaptığımız bu karşılaşmada, biz efsanevi NBA oyuncularından Shaquille O’neal, Allan Iverson ve Vince Carter’ı kontrol edebiliyoruz. Emekliler kadrosu diyebiliriz takımımıza ama Vince Carter’ın hala faal olarak NBA’de basketbol oynuyor olduğunu hatırlatalım.
Karşı takımımızda ise son dönemin önemli isimlerinden Joel Embiid ve James Harden gibi yıldızlar bulunuyor. Bir de bizim efsanevi oyuncularımızın, en iyi zamanlarındaki halleriyle oynadığımızı ekleyelim. Yoksa Shaquille O’neil’ın şimdiki göbekli halini yerinden kaldırmak oldukça güç olabilirdi. Bu kısa deneyimin ardından, oyunun kariyer modu olan The One kısmına geçiş yaptığımızı söyleyelim. Zaten NBA Live 19 demosunun ana hattını da bu kısımlar oluşturuyor.
Öncesinde, karakter oluşturma ekranından bir oyuncu tasarlıyoruz. Dilersek oyunun mobil uygulaması sayesinde kendi yüzümüzü de bu oyuncuya aktarabilme seçeneğimiz bulunuyor. Karakterimizin dış görünüşünü oluşturduktan sonraki işimiz ise oyun tarzımıza karar vermek oluyor. Buradaki üç seçenekten; gard, forvet ve uzun oyuncudan hangisini olmak istiyorsak onu tercih ediyoruz. Seçtiğimiz mevkiye göre bir de iç seçenek bulunuyor. Bu kısım da bizim tam olarak oyunda ne yapmak istediğimiz üzerine kurgulanıyor.
Tıpkı geçen sene NBA Live 18’in demosunda olduğu gibi oluşturduğumuz oyuncunun kariyerine başlıyoruz. Yalnız geçen seneki demoya göre, bu kısmın biraz daha kısa tutulduğunu söyleyebilirim. Çok benzer bir biçimde, puan toplayıp, karakterimizi güçlendirmeye çalışmakla geçen birkaç maç sonrasında demodaki The One modunun sonuna geliyoruz. Geçtiğimiz sene NBA Draft’ına kadar katılıp, takımımızı belirleyebiliyorduk. Bu sene oyunumuz sanki birden kesiliyor. Bir daha da geçici süreli çevrim içi aktiviteler dışında ilerleme imkanı bizlere sunulmuyor. Yalnızca serbest maçlar yaparak, oyunu deneyimlemeyi sürdürüyoruz ki asıl görmek istediklerimiz de burada kendisini gösteriyor.
Bu oyun her sene üstüne koyarak ilerliyor
Oynanışla ilgili görüşlerimizi bura kısımda aktaralım isterseniz. NBA Live serisi ve diğer pek çok spor odaklı video oyunu için en önemli mekaniğin oynanış olduğunu pek çoğumuz biliriz. NBA Live serisinin de NBA 2K serisinin gerisinde kalmasının yegane sebebi oynanıştır. Video oyunu piyasasındaki futbol oyunları arasındaki rekabete etki eden lisans sorunlarıyla, basketbol oyunlarında karşılaşmıyoruz. Nihayetinde 30 tane takım var. Eski takımlar da işin içine giriyor ama belirtiğim gibi işin püf noktası oynanıştan geçiyor.
Peki neydi NBA Live serisiyle, NBA 2K serisi arasındaki en önemli oynanış farkı. NBA 2K serisi, tahtını gerçekçi oynanış dinamikleri sayesinde elde etmişti. Oyunu mümkün olduğunca gerçekçi görünmesine önem vererek, oyuncu animasyonları üzerine gitmişti. Tabii bu konudaki özenli çalışmasına yaklaşık 10 sene kadar önce başlamıştı ve bu günlere kadar getirildi. NBA Live 19 bunu yakalamış mı diye soracak olursak, hala gerçekçiliğin bir miktar uzağında kaldığını söyleyebiliriz ama geçtiğimiz sene çıkışını gerçekleştiren NBA Live 18’e göre de hayli yol kat edildiğini görüyoruz.
Bir kere, geçtiğimiz seneki oyunu baz alırsak, artık sahadaki oyuncuların ayaklarını daha sağlam yere bastığını gözlemlediğimizi söyleyebilirim. Geçen seneki oyunda, oyuncu animasyonları biraz fazla abartılı duruyordu. Animasyon zenginliği oluşturulmaya çalışılırken, bir yerden sonra oyuncuların kontrolü bizden çıkıyor, hazırlanan animasyonları izlemek zorunda kalıyorduk. Dolayısıyla, spor oyunlarının en önemli dinamiklerinden olan hızlı karar değiştirerek farklı hamleler yapma özgürlüğümüz kısmen elimizden alınıyordu.
NBA Live 19 oyununda gördüğüm kadarıyla, bu yapı onarılmış durumda. Artık, yukarıda da belirttiğim gibi ayağı yere daha sağlam basan oyuncular bulunuyor. Karar vermek için animasyonlara takılı kalmıyoruz. Daha doğrusu çok fazla kalmıyoruz. Yine bazı noktalarda, pozisyonun başlangıcıyla, bitişi arasında beklemek gerekiyor ama temelde hareket kabiliyeti bize bırakılıyor. En azından aklımızdaki oyunu, daha rahat sahaya yansıtıyoruz. Tabii bu NBA Live 19 oyununun, serinin bir önceki oyununa göre farkları arasında söylenebilir.
NBA Live 19 tahtını geri alabilecek mi?
Dışarıdan bakıldığında, serinin kendisini hayli geliştirdiğini, çok daha başarılı bir yapıya büründüğünü görüyoruz. Yalnız bu ilerleme, farkı bir hayli açan NBA 2K serisine yaklaşmaya yetebilir mi, işte orası koskocaman bir soru işareti halinde duruyor. NBA 2K serisindeki akıcılık, oynanıştaki rahatlık ve gerçekçi fizik dinamiklerini, insanın gözünü aradığını söylemeliyiz.
Çaba harcanmış, başarılı sonuçlar da alınmış ama diğer seriye bağlanan oyuncuların, geri dönüş yapmaları biraz zor görünüyor. Öte yandan, NBA Live 19 oyunu, NBA 2K serisine göre nispeten daha fazla kişinin oynayabileceği bir video oyunu olabileceğini söyleyelim. Basketboldan uzak birisinin bile, bir süre sonra NBA Live 19 oyununun oynanışına alışması zor olmayacaktır. Benim gibi basketbol oyunu hayranlarının gözüne batan kocaman şut barlarıyla, daha fazla isabet oranıyla, ön plana çıkabilir.
Eğer şahsıma, NBA 2K serisi bu sene yeni bir oyun çıkartmayacak. NBA Live 19 oyununu 1 sene boyunca oynar mıydın, şeklinde bir soru yöneltilse; yanıtım evet, oynayabilirim olurdu. Çünkü bazı rahatsız edici kısımlar bulunmakla birlikte, küçük yamalarla çözülecek sorunlar da göze çarpıyor. Mesele şutların çok uzun sürede atılması, şut barının büyüklüğü ve yavaş dolması gibi sıkıntılı durumların üzerine gidilebilir. Yine bir oyuncunun, şut atmadan önce animasyona başlaması da alışılabilir bir durum gibi duruyor. Ayrıca maç içerisindeki yapay zeka anlamında; NBA Live 19 oyunu, NBA 2K18 oyununa göre daha mantıklı hamleler üretebiliyor.
NBA Live 19 oyununda, eksiklik arz eden bir bölümün de top fizikleriyle alakalı olduğunu söyleyebilirim. Bazen, gerçekçi fiziksel hareketlenmeler görürken, çoğu zaman atılan şutların potaya girişleri çok yapay duruyor. Aynı şekilde, bir topun potaya girip girmeyeceğini önceden tahmin edebiliyorsunuz. Çünkü, topun fiziksel animasyonları, rastlantısal değil de önceden tasarlanmış izlenimini çok fazla belli ediyor. Top ve pota arasındaki çarpma ve fiziksel hareketlere daha fazla çalışılabilirdi diyerek, biraz da görsellikten bahsedelim.
Grafikler konusunda NBA Live 19, rakibinden daha iyi görünüyor
İşte geldik, NBA Live 19 oyununun, rakibinin üstünde olduğu bir bölüme. Sesler, menüler, maç sırasındaki animasyonlar ve heyecan bakımından NBA Live 19, rakibi NBA 2K serisinden daha iyi duruyor. Grafiksel anlamda, birkaç yıldır dişe dokunur bir gelişim gösteremeyen NBA 2K serisinde, en yüksek ayarlarda bile, NBA Live 19 demosundaki standart PlayStation 4 grafiklerini göremediğimi rahatlıkla söyleyebilirim. Oyuncuların yüzleri, formaları ve vücut yapıları da rakibine oranlar daha başarılı bir biçimde tasarlanmış durumda.
Özellikle maç esnasındaki zemindeki parlamalar, seyircilerin durumu ve yansımaların da oldukça etkileyici bir görsellik sunduğunu belirtmeden geçmeyelim. Maçların başlangıçları, araları ve sonlarındaki istatistik ekranları da ESPN ile yapılan ortaklıktan ötürü, oyuna ayrı bir gerçekçilik katmayı başarıyor. Devre arasındaki doyurucu menüler de tıpkı geçen sene olduğu gibi, NBA 2K serisinden çok daha başarılı. Detaylara dikkat eden basketbol severleri, bu saydığım nitelikler çok memnun edecektir.
Grafiklerin kalitesine, oyunun akıcılığını etkilemediğini, 60 FPS hız alabildiğimizi de söyleyelim. Gayet akıcı vbir oynanış seyrederken ara videolarda da sıkıntı çekmiyoruz. Oyunun sesleri de oldukça başarılı. Müzikler konusunda EA Sports cephesinin yine güçlü bir albüm hazırladığını da burada söylemeden geçmeyelim. Grafikler, sesler ve oyundaki müziklerin tamamını göz önüne alırsak, NBA Live 19 oyununun, NBA 2K serisinin bir tık önünde olduğunu şimdilik söyleyebiliriz.
Oyunu deneyimlediğimiz standart PlayStation 4 cihazından ve bağladığımız ekrandan da oldukça iyi neticeler aldığımızı söylemeden geçmeyelim. Oyunun grafikleri Philips 245C7QJSB ekranda görüntüledik. 1080p çözünürlükte, gayet başarılı 60 FPS hızında bir görüntü elde ettiğimizi söylemeden geçmeyelim. Günlük kullanım için tasarlanan bu monitörlerin, standart PlayStation 4 cihazları için gayet yeterli olduğunu da ayrı bir parantez açarak söylemiş olalım.
NBA Live 19 ümit vaat ediyor mu?
Tam sürüm incelemesinde, oyuna dair detaylardan daha uzun uzadıya söz edeceğimizi söyleyerek, NBA Live 19 için hazırladığımız ön inceleme yazımızı burada sonlandıralım. Genel anlamda, geçen senenin üzerine koyan, hatalarından arındırılan ve oldukça kaliteli menülere sahip olan bir video oyunu görüyoruz. Özellikle Ultimate Team moduyla, kendisine bağlayıp uzun süre başından kaldırmayacak bir yapısı da bulunuyor. Tabii rakibinin de çok güçlü olduğunu göz önünde bulundurmak gerekiyor. Asıl değerlendirmeyi oyunun tam sürümünün incelemesine bırakacağımızı tekrar hatırlatarak son yorumumuzu yapalım. Belki bu sene için olmasa da gelişmeleri görünce birkaç sene içerisinde, ciddi bir rakip haline geleceğini görüyoruz. Tabii bazı noktalarda ufak tefek düzeltmelerle, çok daha iyi hale de yıl içerisinde gelecektir. Bir de yazıda WNBA yani bayanlar liginin de ayrı bir mekanikle ve oldukça başarılı bir biçimde oyunda bulunduğunu yazmadık. Bu tür müsabakaların da gerçekçi bir yapıda olduğunu sözlerimize ekleyelim.