Hayatımıza bir arcade oyunu olarak 1988 senesinde girmiş olan Ninja Gaiden, günümüze kadar başarılı bir şekilde taşınmayı başaran nadir video oyunu markalarından bir tanesi. 33 sene ardından piyasaya sürülen Ninja Gaiden: Master Collection ise modern teknolojiler altında, daha önce bu marka ile tanışmamış olan oyunculara bir şans veriyor. Markanın ana karakteri olan Ryu Hayabusa’nın en sevilen macerasına odaklanan bu ürün aslında adından da tahmin edebileceğiniz üzere tek bir video oyunu değil; içerisinde 1’den fazla yapıt bulunduran bir paket. Ayrıca paketin içerisindeki oyunlar da günümüz teknolojisini kullanmaya çalışıyoruz.
Ninja Gaiden: Master Collection içerisinde Ninja Gaiden: Sigma, Ninja Gaiden: Sigma 2 ve Ninja Gaiden 3: Razor’s Edge oyunları bulunuyor. Bu oyunlar sırasıyla 2007, 2009 ve 2012 senelerinde piyasaya sürülmüştü. Paketin içerisindeki ilk video oyununda Ryu Hayabusa’nın yaşadığı köye ve klana büyük bir saldırı düzenleniyor ve karakterimiz de bunun öcünü alabilmek için yeni bir maceraya başlıyor. İkinci oyunda ise karakterimizin babası tarafından jenerasyonlar boyunca korunmuş bir hazine çalınıyor ve bu sefer de onu geri almak için bir maceraya çıkıyoruz. Üçüncü oyunda ise her şey büyüyor ve dünyayı kurtarmaya çalışıyoruz.
Ninja Gaiden: Master Collection ile sunulan video oyunları, tabii ki çok daha derin bir hikayeyi içerisinde bulunduruyor. Özellikle markaya yakın olan oyuncular, bu hikayeleri tekrar yaşarken mutlaka zevk alacaktır ama tamamen yeni oyuncular için bu hikayelerin tam olarak ne anlam taşıdığını düşünüyorum ve ne yazık ki hiçbir cevap bulamıyorum. Bu arada, bahsetmiş olduğum paketin içerisinde saydığım tüm video oyunlarının ek içerikleri, kostümleri ve daha fazlası da yer alıyor. Yani, geçmişte bu oyunların temelini oynayıp, ek paketlerini atladıysanız da ilginizi çekebilen bir ürün olabilir karşınızda. Yeni oyuncular ise tam bir deneyim yaşayabilir.
Ninja Gaiden: Master Collection, bir yandan da hayal kırıklığı yaratıyor. Bunun sebebi ise paketin içerisindeki oyunların hiçbirinin gerçekten iyileştirilmemiş olması. Yani, oyunlar sadece PlayStation 3 konsolundaki sürümlerin PlayStation 4 konsoluna port edilmiş halleri. Bu aşamada sadece oyuna daha yüksek bir çözünürlük ve 60 FPS desteği ekleniyor. Yani; görsellik, ses, müzik, oynanış gibi kategoriler altında hiçbir şey yapılmıyor. Evet, bu marka çok uzun bir zamandır bekleme modunda ve modern dünyada da çok bilinmiyor. Geliştirici ekip de Nioh ile zaman geçirmeyi tercih ediyor ama bir yeniden çıkış için daha fazlası kesinlikle yapılabilirdi.
Ninja Gaiden: Master Collection, ilk bakışta pek de etkileyici olmayabiliyor
Ninja Gaiden: Master Collection, içerisindeki video oyunlarını net bir şekilde iyileştirmemenin cezasını bence en çok Ninja Gaiden: Sigma oyununda çekiyor. Malum, paketin içerisindeki en eski video oyunu bu ve kendisi yaşını da ciddi anlamda belli ediyor. Görsellik olarak çok da büyük bir sıkıntı yok oyunda, idare eder ama asıl problemler, kamera açıları gibi 33 sene içerisinde ciddi anlamda değişmiş sistemler üzerinde çıkıyor. Mesela, Ninja Gaiden: Sigma oyunundaki iyileştirilmemiş kamera açısı, 33 sene sonra bile hiç göremediğiniz ve göremeyeceğiniz noktalardan düşmanların saldırması ve sizin ölümcül hasarlar almanızı sağlıyor.
Ninja Gaiden: Sigma, görsellik olarak idare ediyor ama bazı oyun içi efektler de aslında yaşını çok belli ediyor; rahatsız edici seviyeye çıkabiliyor. Buna karşılık, temel oynanış kesinlikle fena değil. Yani, özellikle kamera açılarına alıştıktan sonra eğlenerek bu video oyununu oynayabiliyorsunuz. Paketin içerisindeki üç video oyunu da aksiyon dolu, oldukça hızlı ve aynı zamanda zorlu bir yakın dövüş temelli oynanış sunuyor. Ninja Gaiden: Sigma, 33 sene sonra bile bu oynanışı ile bence hayatımızda zor da olsa tutunabilecek seviyede. Ninja Gaiden: Sigma 2 oyununda ise her şey bir seviye daha yukarıya çıkıyor.
Ninja Gaiden: Sigma 2, ilk oyundaki kamera açısı problemlerinin düzeltildiği oyun ve bu sayede oynanış tarafında neredeyse hiçbir sıkıntı çekmiyorsunuz. Ayrıca, görsellik de bir tık ileride. Aslında temel görsel kalite aynı sayılır ama ek efektlerle filan ikinci oyun daha güzel görünüyor. Zaten, ilk oyun ile ikinci oyunun görsellerini inceleme yazımda görebilirsiniz. Yukarıdaki görsel ilk oyuna ait. Aşağıdaki görsel ise ikinci oyuna ait. Üçüncü oyunun görselini ise kapak olarak kullandım. Kendisi, görsel kalite açısından en yüksek seviyede. Bu arada, ikinci oyun sadece kamera açısı yüzünden de daha iyi değil; kaliteyi yükselten bolca yenilik bulunuyor.
İlk oyuna göre can sisteminin yenilenmesi, silah güçlendirme özelliklerinin sunulması, düşmanları anında öldürebilme yeteneğinin eklenmesi, oyunun daha kolay başlaması ve adım adım zorlaşması ikinci oyunu gerçekten apayrı bir noktaya çıkarıyor. Ninja Gaiden: Sigma 2, bana göre Ninja Gaiden: Master Collection içerisindeki en iyi oyun. Bunun da aslında en büyük sebeplerinden bir tanesi, üçüncü oyunda işlerin kötüye gidiyor olması. Sadece şu an değil, 2012 senesinde piyasaya sürüldüğü zaman da üçüncü oyun pek sevilmemişti; serinin önceki iki oyununa göre çok daha farklı bir deneyim sunuyordu. Birçok oyuncu, bu serinin artık köküne bağlı kalmadığını düşünmüştü.
Ninja Gaiden 3: Razor’s Edge oyununu 9 sene sonra bile affetmek çok zor
Ninja Gaiden 3: Razor’s Edge, 2012 senesinde piyasaya sürüldüğü zaman da pek iyi bir noktada değildi. Serinin önceki iki oyununa göre bu yapıt, aslında oynanışı benzer tutmuştu ama bunun üzerine kabul etmesi biraz zor olan bazı mekanikler eklenmişti. Mesela, böylesine hızlı ve aksiyon dolu bir video oyunu serisinde inanılmaz sıkıcı, gizlilik temelli görevlerin ne işi var? Ayrıca oyunun sunumunda da Doğu yerine Batı tarafına hitap edebilmek için çok garip seçimler yapılmıştı; yükleme ekranlarında klasik Call of Duty tarzı görev anlatımı bile vardı. Bunun üzerine, oyun içerisinde de bazı zaman harcamaktan başka bir işe yaramayan kısımlar da sinir bozmuştu.
Ninja Gaiden: Sigma, Ninja Gaiden: Sigma 2 ve Ninja Gaiden 3: Razor’s Edge, kendi çaplarında önemli problemlere sahipler. Açıkçası bu problemlerin çoğunluğu da iyileştirme çalışmaları ile düzeltilebilirdi. Zaten bu tip çalışmalar, yeniden piyasaya sürülen oyunlar için adeta bir standart seviyesinde. Ninja Gaiden: Master Collection için ise geliştirici ekip kendi zamanını, dağıtımcı şirket ise parasını harcamamak istememiş gibi görünüyor. Bu da bende bir hayal kırıklığı oluşturuyor. Buna rağmen oyunun yükseltilen çözünürlüğü ve kusursuz olarak işleyen 60 FPS yapısı, eğlenceli oynanış ile birleştiği zaman tatmin edici bir deneyim oluşturuyor.
Ninja Gaiden serisini ilk defa duyuyor olabilirsiniz. Size, durumu şöyle anlatabilirim: Sekiro: Shadows Die Twice, Nioh ve Devil May Cry gibi serilere benzetebiliriz bu oyunu. Nioh zaten Ninja Gaiden serisinin geliştiricileri tarafından hazırlanmış bir diğer marka. Sekiro: Shadows Die Twice ise mantık olarak bu seriyi en iyi şekilde anlatıyor; Dark Souls tarzında zor bir oynanış ama aynı zamanda hızlı ve aksiyon dolu bir yapı. Devil May Cry ise özellikle en yeni oyunu ile bu yapıta benzetilebilir. Yalnız, yine de bu koleksiyon paketindeki oyunların PlayStation 3 nesline ait olduğunu tekrarlamak istiyorum; eğer kafaya takıyorsanız, görsellik size sorun çıkartabilir.
Ninja Gaiden: Sigma, idare eder bir yapıt. Ninja Gaiden: Sigma 2 ise ilk oyunun adeta problemsiz sürümü gibi. Ninja Gaiden 3: Razor’s Edge ise üçlünün arasındaki en garip deneyimi sunuyor. Eğer oyunun özel sürümünü satın alırsanız, daha önce görülmemiş olan bazı sanat tasarımlarına filan ulaşıp, serinin geçmişine tekrardan göz atabiliyorsunuz. Bu da önemli bir artı benim için. Oyunların bazı önemli problemlerine ve yaşlarını belli ediyor olmalarına rağmen, indirim döneminde filan bu yapıtı meraklılarına kesinlikle önerebilirim. Sonuçta, Ninja Gaiden: Master Collection ile tamamen berbat bir deneyim sunulmuyor.